Yükleniyor...

Devlet Bahçeli

Yanık sesi ve yürekten seslenişiyle kalplere dokunan, gönül tellerini titreten muhterem sanatçımız Burhan Çaçan’a Allah’tan rahmetler niyaz ediyor; kederli ailesine, sevenlerine ve sanat camiasına sabır ve başsağlığı diliyorum. Ruhu şad, mekanı cennet olsun inşallah.

Türk Halk Müziğinin mümtaz ve müstesna şahsiyeti, aynı zamanda sanatını icra ederken ahlaki çizgisini hiç bozmayan, hayatı boyunca vatan ve millet sevgisinden en ufak taviz vermeyen Sayın Burhan Çaçan’ın ani bir kalp krizi sebebiyle vefat etmesinden büyük bir üzüntü duydum.

Serok sana diyorum, her insanda akıl vardır. Önemli olan akletmektir. Ama senin sözde aklın sürekli yalpalayıp halt etmektedir. Meşale gibidir akıl, karanlığa göz, ölü tene can, dilsiz için sözdür. Serok Ahmet akıldan nasipsizdir, aklen de zifiri karanlıktır.

Bilinmelidir ki, kalbi vatan ve millet sevgisiyle çarpan her insanımız ülkesiyle gurur duymaktadır.

Doğalgaz keşfine itibar etmeyenlerin iliklerine kadar işleyen soğukla nasıl başa çıkacaklarını yakından görüp takip etmek milletimizin hakkıdır. Bakalım gaz mı yalan soğuk mu yaman?

Ucuz insan müsveddesi bazı siyasetçi ve gazetecilerin evlerinde kullandıkları doğalgazın bu kış kesilmesi, soğukla tanıştıklarında titreyen bedenlerinin iftira saçan dilleriyle nasıl bir uyum sağlayacağını görmek lazımdır.

Yusuf Has Hacib diyor ki: “Dilinden çıkarma yalan sözü, yalan söz ucuzlatır insanı.”

Madem doğalgaz keşfine yalan diyorlar, madem bunun bir uydurma olduğunu düşünüyorlar, madem gazın olmadığını söylüyorlar, o zaman inanmadıkları bir kazanımdan istifadeye hakları da kanaatimce olmamalıdır.

Karadeniz’de bulunan doğalgaz ile Gabar Dağı’nda tespit edilen petrol Türkiye’nin karşısında toparlanan husumet ve huşunet cephesini anlaşılan hoplatmış, deliye çevirmiştir. Bunlar bildiklerini okusunlar, Türkiye de muhteşem yolculuğuna iman ve iradeyle devam edecektir.

CHP’nin bir Grup Başkanvekili, doğalgaz keşfiyle ilgili demiş ki: “Bu yalana inanan var mı?” Halbuki yalancı kendisidir. Bir kısım gazetelerin bugünkü manşetleri de şöyledir: “Yıllardır aynı gazı aynı petrolü buluyoruz.” Uzmanlar müjdeye inanmadı, geçerliliği yok dedi.”

Hürmet ve rahmetle yad ettiğimiz kutlu düşünürümüz Yusuf Has Hacib edepsizlere ne demiş, bakalım ve kulak verelim: “Edepsizin yüzü dikkat edersen etsiz bir kemik, edepsizin özü kapanmaz bir gedik.” Türkiye muhaliflerinin hal-i pürmelali budur.

Ancak yine kötümserler fitne silahlarını çekerek sipere yatmışlardır. Yine ülkesine ters bakan gafiller yalan çarkını döndürmeye başlamışlardır. Edep fukaraları Türkiye’nin diri ve şuurlu yükselişinden rahatsız ve memnuniyetsizdir. Bunlar maalesef yabancı beslemeleridir.

Ülkemiz 7 uluslararası boru hattıyla ve 2 yer altı depolama tesisinin yanında, keşfedilen doğalgaz miktarıyla enerjide mukayeseli ve müstesna bir üstünlük safhasına emin adımlarla ilerlemektedir. İstikbal Türkiye’nindir. Cumhuriyet’in yeni yüzyılına Türkiye mühür vuracaktır.

Bulunan doğalgaz rezervinin muhtemel sosyal, siyasi, ekonomik ve ticari etkisi şimdiden göz kamaştırmaktadır.

Dünyada pek çok ülke artan maliyetler kapsamında enerji darboğazıyla boğuşurken, Türkiye bu alanda gücüne güç katmaktadır. Türkiye’miz enerjide hem terminal ülke hem de üretim üssü olarak sivrilmektedir.

Böylelikle Karadeniz’de keşfi yapılan toplam rezerv miktarının 710 milyar metreküpe ulaştığı netleşmiştir. Bu rezervin ekonomik değerinin 1 trilyon dolar olduğu ifade edilmiştir. Fatih Sondaj Gemimiz, Karadeniz’de enerji alanında muazzam fetihler yapmaktadır.

Geçtiğimiz Pazartesi günü, Sayın Cumhurbaşkanımız tarafından yapılan açıklamayla Karadeniz’deki Çaycuma-1 kuyusunun 3 bin 23 metre derinliğinde 58 milyar metreküplük yeni bir doğalgaz rezervinin keşfedildiğini öğrenmiş olduk. Bu gelişmeden de hakikaten sevinç duyduk.

2023 yılında sevinci az, kaygısı çok; öveni az, söveni çok bir ülke olmaktan kurtulmakla birlikte; gıptayla bakılan, hayranlıkla adından bahsettiren, kronik sorunları karamsar karşı duruşlara rağmen aşmayı başaran bir ülke tablosuna inşallah vasıl olacağız.

Türkiye, 2023’e dev umutlarla, dalga boyu yüksek heyecanlarla, her gün bir yenisine şahit olmaktan bahtiyarlık duyduğumuz müjdelerle giriyor. Ayaklarımıza vurulan paslı zincirler kırılıyor, engeller anbean kaldırılıyor, toplumsal rahatlama ve milli huzur gittikçe kökleşiyor.

Anadolu’nun Türklükle ve İslamla müşerref olmasını sağlayan hikmet ve hidayet ehli Allah dostlarını, Ehli Beyt’in aziz büyüklerini, ezcümle muhterem ceddimizi hürmetle, rahmetle, minnetle anıyorum. Allah hepsinden razı olsun diyorum.

Alevi de biziz, Sünni de biziz, Caferi de biziz. Hepsinden önemlisi ve önceliklisi biz Müslüman Türk milletiyiz. Horasan Erenleri Federasyonu’na hediye ettiğim arsanın takdire şayan nice hizmetlere ve manevi ilerlemeye vesile olmasını Allah’tan niyaz ediyorum. Hayırlı olsun.

Unutulmasın ki, biz ezelden ebede uzanan ve asla kırılamayacak kardeşlik bağlarına sahibiz. Hiç kimseyle ayrımız, gayrımız yoktur. Mevzi farklılıkların muhteşem ve tarihi kaynaşmamıza herhangi bir engel çıkaramayacağına yürekten inanıyorum.

Devlet Bahçeli

Nevşehir’in Hacıbektaş ilçesinde üstüme kayıtlı 5788,91 metrekarelik (yaklaşık 6 dönüm) arsayı bilabedel Horasan Erenleri Federasyonu’na hibe ediyorum. Mezkur federasyon yönetimiyle Mersin Mitingimiz öncesinde yaptığım bir görüşmede bu tasarrufumu kendileriyle de paylaştım.

Milli birlik ve kardeşliğimiz adına almış olduğum bir kararı buradan paylaşıyor ve ilan ediyorum.

Alevi de bizim, Sünni de bizimdir. Hepsi birden Türk milletinin asil ve eşit mensuplarıdır. Türk ve Müslüman olmak güzelliklerin en güzelidir. Hem nimet, hem bereket, hem de varoluşumuzun ziynetidir.

Horasan, “Güneşin Doğduğu Yer, Güneş Ülkesi” diye bilinmektedir. Horasan mukadderat hazinemiz, kardeşlik ve kaderdaşlık hazinedarımızdır. Bizim anlayışımızda mezhep ayrışmasına ve ayrılığına asla yer yoktur. Buna gerek yoktur. Kaldı ki bu makul değildir.

Horasan erenleri bekamızın kilidi, milli ve dini birliğimizin kemer taşıdır. Merhum Hocamız Prof. Dr. Ö. Lütfi Barkan’ın “Kolonizatör Türk Dervişleri” diye tanımladığı kutlu büyüklerimiz kalpleri fethetmiş, Türk’ün dünyayı ve beşeriyeti kucaklayan mukaddes yüzleri olmuşlardır.

Mazi kayıtlarımızın mana ve muhtevası değerlendirildiğinde, Anadolu’yu ve Balkanları imar ve ihya eden manevi önderlerimizin Horasan kaynağından doğup Türk-İslam ruhunu elden ele kahramanca taşıdıkları, kararlılıkla tebliğ ettikleri gayet net olarak anlaşılacaktır.

Merhum Hocamız Prof.Dr. Erol Güngör diyordu ki: “Nerede evliya kabri varsa orası Türk toprağıdır. Evliyası olmayan yerde Türk de yok demektir.” Gönül dünyamızın yüksek mimarları, inanç hayatımızın şanlı mihmandarları bizi biz yapan vatan, millet ve iman türbedarlarıdır.

Aksi halde milli irade siyaset kalpazanlarına, sahte demokratlara, yargı kararından siyasi sonuç çıkarmak için Saraçhane nöbeti bekleyen parti başkanlarına bunun hesabını sandıkta misliyle soracaktır.

Şimdilik Devlet Bahçeli için seçim bilgilerini getiremiyoruz.