Yükleniyor...

Devlet Bahçeli

İmamoğlu’nun durumuyla Sayın Cumhurbaşkanımızın geçmişte maruz kaldığı hukuksuzluk arasında bağlantı kurmak, benzerlik oluşturmaya çalışmak bir defa akıl tutulması, ileri düzeyde bir tutukluk ve tuhaflıktır. Geldiğimiz bu aşamada altılı masa adayını netleştirmelidir.

Milletimiz artık bu orta oyununa son verilmesini, istismar kumpanyasının bitirilmesini, demokrasi ve hukuk istismarlarına kilit vurulmasını arzulamaktadır. Zillet ittifakı bu sorumluluktan kaçmamalıdır ve nihayetinde de kaçamayacaktır. Bu iş bugün sonuçlanmalıdır.

Saraçhane’de toplanan veya altılı masaya gönül veren insanlarımızın beklentisi Cumhurbaşkanı adayının bugün ilan edilmesidir. Sekiz toplantıda sonuç alamayan partilerin, fiilen erkene alınmış dokuzuncu toplantıda adaylarını açıklamaları acil ve demokratik bir ihtiyaçtır.

Bu yıl içinde sekiz defa toplanmalarına rağmen Cumhurbaşkanı adayı belirleyemeyen 6+1 formatlı masa artık geri dönülemez ve ertelenemez bir karar aşamasına gelmiştir. Dün akşamdan buyana yargıyı suçlamak, hükümeti töhmet altında bırakmak ise haksızlıktır ve yanlıştır.

Kılıçdaroğlu’nun Almanya’da bulunduğu esnada kural dışı hamlelerle devre dışına alınma çabaları gözden kaçmayan kurnazlık ve kumpastır. Altılı masada Kılıçdaroğlu’na yönelik birikmiş ve bilenmiş itirazlar Saraçhane’de İmamoğlu ve İp Başkanı vasıtasıyla sahneye çıkmıştır.

Nitekim operasyonun hedefi CHP Genel Başkanıdır. Kılıçdaroğlu’nun adaylığına soğuk ve şaşı bakanların Saraçhane tantanasına can havliyle sarılması, İP Başkanı’yla İmamoğlu’nun sevinç içinde kucaklaşmaları, bu şarkı burada bitmeyecek nakaratları tam bir düzenbazlıktır.

Her şeyden evvel 14 Aralık 2022 tarihinde İmamoğlu’yla ilgili davanın görüleceği herkesçe bilinmektedir. Bu durum şapkadan çıkmış bir tavşan değildir. Mahkeme kararının hitamında, senaryosu önceden yazılmış filmin Saraçhane’de gösterime sokulması da kategorik bir operasyondur.

İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı dokunulamaz, ulaşılamaz ve ayrıcalıklı bir şahıs değildir. Hakkında tesis edilen ve kesinleşmemiş bir mahkeme hükmünü fütursuzca siyasileştirip toplumsal alanda yığınak haline dönüştürmek adalet ve hukuk ilkelerine vahim bir saldırıdır.

Türkiye’de hukukun üstünlüğü hakim, adaletin evrensel ilkeleri havidir. Hiç kimse mahkeme önünde ayrıcalık ve imtiyaz sahibi değildir. Bir mahkeme kararını tasvip etmemek başka, hakaret etmek başkadır. Beğenilmese de yargı kararına herkesin saygı duyması mecburiyettir.

Malum olduğu üzere, ilk derece mahkemenin açıkladığı karar kesin olmayıp İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yolu açıktır. Bu somut gerçek ortadayken bir kaşık suda fırtına koparmak, adeta felaket naraları atmak, darbe iddialarından bahsetmek sahtekârlıktır.

İstanbul Anadolu 7.Asliye Ceza Mahkemesi’nin İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu hakkında dün vermiş olduğu karar siyasi ortamı sadece hareketlendirmekle kalmamış, abuk sabuk pek çok tartışmayı da körüklemiş, böylelikle fırsatçılara gün doğmuştur.

Bu suretle Sayın Halit Kıvanç’a Cenab-ı Allah’tan rahmet diliyor, kederli ailesine, tüm sevenlerine sabır ve başsağlığı niyazlarımı iletiyor, mekânı cennet olsun diyorum.

Türk medyasının usta isimlerinden birisi olan, gazeteci ve sunucu vasıflarının yanı sıra hukukçu kimliğiyle de bilinen, aynı zamanda Türkçemizi çok güzel konuşup seslendiren Sayın Halit Kıvanç’ın vefatından duyduğum üzüntüyü özellikle ifade ediyorum.

Rabbim’den niyazım, ebediyete irtihal eden işçilerimizi cennetiyle ve cemaliyle buluşturmasıdır. Bu duygularla kederli ailelere ve aziz milletimize sabır ve baş sağlığı temennilerimi bahusus iletiyorum.

Maden ocağında emek ve alın teriyle ekmeğini kazanmanın mücadelesini verirken hayatlarını kaybeden işçi kardeşlerimize Cenab-ı Allah’tan rahmet, hastanelere nakledilip tedavileri devam eden işçi kardeşlerimize de şifalar diliyorum.

İzah ve ifadesinde kelimelerin yetersiz kaldığı söz konusu maden faciası hepimizi ve herkesi hüzne boğmuştur. Elbette dayanışmanın, yardımlaşmanın ve kenetlenmiş ortak bir iradenin eşliğinde bu zor ve çetin günlerin yaraları Allah’ın izniyle sarılacaktır.

Bartın’ın Amasra ilçesinde faaliyet gösteren Türkiye Taşkömürü Kurumu Amasra Müessese Müdürlüğü’ne bağlı bir maden ocağında meydana gelen feci patlama Türk milletini derin bir acıya maruz bırakmıştır. Yüreklere ateş düşüren bu felaket kırk işçimizi hayattan koparmıştır.

Hz.Peygamberin yeryüzünü şereflendirmesinin 1451.yıl dönümünde idrak ettiğimiz Mevlid Kandilimizin aziz Türk milletine, Türk-İslam alemine ve bütün insanlığa huzur, saadet, selamet ve esenlik nasip etmesini niyaz ediyor, dualarımız kabul, kandilimiz mübarek olsun diyorum.

İki cihan serveri Efendimiz hakkın ve hakikatin tebliğiyle çorak gönülleri yeşertti, solmuş umutları yükseltti, sıkılı yumrukları araladı, barış ve kardeşliğe vurulan kilitleri açtı. Rahmet sıcaklığıyla insanlığı kucakladı, karanlıkları çağlar üstü mesajlarıyla aydınlattı.

Efendimiz Resulullah Miladi 571 yılında dünyaya teşrif buyurarak beşeriyetin ufkunda ilahi vahyin sıcaklığıyla bir çığır açtı. Cehaletin, putperestliğin, zulmün hakim olduğu bir dönemde akıl, ahlak, adalet, hoşgörü, merhamet ve hidayet çağrısıyla İslam’ın meşalesini yaktı.

Terör örgütlerine ve teröristlere güzellemeler yapan, yardım ve yataklıkta sınır tanımayan, bununla da yetinmeyip canileri aklamaya ve arkalamaya çalışan kim ya da kimler varsa kaybedecek, mağlup ve mahkum edileceklerdir. Nitekim Türk milletinin kararı ve gayesi budur.

Türkiye terörün tasallutundan mutlaka kurtulacak, teröristler, arkalarındaki sinsi ve namert destekçileri hak ettikleri bedeli eninde sonunda ödeyeceklerdir. Türk milleti hıyanet ve melanetin karşısında tek yürektir. Dökülen her şehit kanının hesabı damla damla sorulacaktır.

Aziz şehidimize Cenab-ı Allah’tan rahmetler niyaz ediyor, kederli ailesine, emniyet teşkilatımıza ve milletimize başsağlığı diliyorum. Tedavi altında bulunan yaralılarımıza şifalar temenni ediyor, geçmiş olsun diyorum.

Mersin Mezitli Polisevi’ne 26 Eylül 2022 gecesi, sözde gazeteci olarak lanse edilen bir teröristin hain saldırısı neticesinde, son kurşununa kadar mücadele eden Polis Memurumuz Sedat Gezer şehit düşerken, bir polisimizle birlikte bir sivil vatandaşımız da yaralanmıştır.

Vatan uğruna şehit düşen kahraman askerlerimize Cenab-ı Allah’tan rahmetler niyaz ediyor, Cumhurbaşkanı Sayın İlham Aliyev’in şahsında kardeş Azerbaycan halkına ve aziz Türk milletine baş sağlığı diliyorum. Unutulmasın ki, bir kere yükselen bayrak bir daha inmeyecektir.

Cumhurbaşkanı Sayın İlham Aliyev liderliğinde kardeş ülke Azerbaycan her türlü hunhar ve hayasız oyunu temelinden bozmaya muktedirdir. Türkiye’nin desteği de tam ve eksiksizdir.Ermenistan’ı sahaya sürüp piyon gibi kullanan hangi ülke olursa olsun doğacak ağır sonuçlardan mesuldür

Can Azerbaycan, terör devleti Ermenistan ve arkasında duran zalimler karşısında asla yalnız değildir. Türk milleti soydaşlarının arkasındadır. Milliyetçi Hareket Partisi Ermeni saldırılarını lanetlemekte, Karabağ’ın azatlığına uzanan ellerin kırılacağına inanmaktadır.

12 Eylül gecesinden itibaren Azerbaycan sınırının Daşkesen, Kelbecer ve Laçin istikametinde Ermeni silahlı unsurlarının alçak saldırısı sonucunda 50 Azerbaycan neferi şehit olmuş, çok sayıda nefer de yaralanmıştır. Türkiye, Azerbaycan ile sonuna kadar dayanışma içindedir.

Karabağ Zaferi’ni hazmedemeyen, işgal ettiği Azerbaycan topraklarından sökülüp atılan Ermeni çeteleri mütecaviz eylemlerine hız vererek, kanlı ve hain provokasyonlara girişmektedir. Nitekim Ermenistan’ın Karabağ’daki saldırganlığına sabır ve tahammül gösterilemeyecektir.

HUZUR

Şimdilik Devlet Bahçeli için seçim bilgilerini getiremiyoruz.