Yükleniyor...

Devlet Bahçeli

Bile isteye odalarda ışıksız kalıp milletimizin ışığını söndürmeyi amaçlayanlara bizzat Türk milleti karşı çıkacak, komplolarını ve kumpaslarını yeri ve zamanı geldiğinde ellerine tutuşturup alayını birden layık oldukları zifiri karanlığa mahkum edecektir.

İçine düştükleri tehlikeli savrulmaların ağırlığından ve aşağılayıcı durumundan kurtulabilmek için karanlığa sığınanlar, karanlıktan medet umanlar 23 Nisan 1920’de nasıl kaybetmişlerse, onların izinden yürüyen müstevli kuklaları yine ve bir kez daha kaybedeceklerdir.

Türkiye’nin aydınlık yarınlarını baskılamaya,üzerini örtmeye azmetmek Gazi Meclisi’mizin emanetlerine karşı ayıplı bir itirazdır.Fikir ve vicdan hürriyeti perdesi altında esasen bütün hürriyetleri yok etmekten başka bir maksat gütmeyen etki ajanları dün yenilmiş,gene yenilecektir

Vicdan ve siyasetlerindeki karanlık noktaları ülkemizin geneline teşmil etmenin arayış ve gayesinde olanların yüzsüzce karanlık içinde poz vermeleri, aynı zamanda sivil itaatsizlik provaları, üstelik bu çarpık zihniyetlerin TBMM’de görev yapıyor olmaları zillettir, rezalettir.

Türkiye Büyük Millet Meclisi karanlık hedeflere engel, kararmış vicdanlara çengel, kaos ve kargaşa müelliflerine aşamayacakları settir. Milli egemenliğin tecelligahı olan Meclisi’miz Kurtuluş Savaşı’mızı zaferle buluşturan kahramanlık numunesi, Gazi’lik timsalidir.

Türk milleti ortak iradesini, hürriyet özlemlerini, tarihsel haklarını ve istikbal haysiyetini Meclisi’mizin maddi ve manevi hükmü şahsiyetiyle eklemleştirip perçinleyerek onuruna ne kadar düşkün olduğunu göstermiştir. Menfur, melun ve merdut emellere sur çekilmiştir.

Büyük Millet Meclis’i milli sabrın eseri, milli aklın esenliği, milli ahlakın egemenliği olarak millet tarihindeki yerini 102 yıl önce büyük umutlar eşliğinde almıştı. 23 Nisan 1920’de yakılan meşale Türkiye Cumhuriyeti’nin ufkunu aydınlatmış, işgal unsurlarını yakıp yıkmıştı.

Meclis’in en yaşlı üyesi sıfatıyla geçici başkanlığa seçilen Sinop Mebusu Şerif Bey açılış konuşmasında, milletimizin iç ve dış tam bağımsızlığı dahilinde mukadderatını bizzat ele aldığını ve idare etmeye başladığını tüm dünyaya ilan etmişti. Artık makus talih değişecekti.

Bursa Mebusu Emin Erkul’un anlatımıyla söylersek, 23 Nisan 1920’de Ankara halkı sokaklara dökülmüş; camilerin minarelerinden yükselen ezanlar, tekbirler, selatü selamlar, okunan Kuran-ı Kerim tilavetleri, kesilen kurbanlar, edilen dualar adeta gök kubbede yankılanmıştı.

23 Nisan 1920 öyle bir tarih anıdır ki, küllerinden yeniden doğup tıpkı bir dev gibi doğrulan ve kutlu iradesiyle Milli Mücadele’yi meşruiyet, mensubiyet, mesuliyet ve metanet kulvarında ikmal ve icra etmenin kararlılığını gösteren bir milletin istiklal adımı, istikbal hamlesidir

Cenab-ı Allah’ın, rahmetin tecelligahı olan bu ayda yapacağımız duaları, tutacağımız oruçları kabul etmesini bütün hissiyatımla niyaz ediyor, hayırlı Ramazanlar diliyorum.

Zulmün son bulduğu, adil ve hakkaniyetli münasebetlerin çok olduğu, barış, refah, istikrar ve huzurun kol gezdiği bir dünyaya ulaşmayı diliyorum. Aziz milletimizin, Türk-İslam âleminin Ramazan-ı Şerif-i mübarek; nice güzelliklere, nice yükselişlere de vesile olsun.

Sahurdan teravih namazına, oruç saatlerinden iftar sofrasına kadar biz olalım, iri olalım, Türk-İslam medeniyetinin ahlak ve asaletini hep birlikte gösterelim. “Komşusu açken tok yatan bizden değildir” seslenişiyle asırların ufkunu aydınlatan Efendimizin izinden gidelim.

Fitrelerimizle, zekâtlarımızla, sadakalarımızla ihtiyaç sahibi insanlarımızın elinden tutmak, dualarını almak, paylaşmanın ve bölüşmenin müthiş hazzına hep birlikte mazhar olmak şükür borcumuz, maddi sorumluluğumuzdur. Nihayet Ramazan ayı barış ve kardeşlik sağanağıdır.

Bu kutlu günler aynı zamanda iç muhasebe yapmamız için bir fırsat, tefekkür vasıtasıyla akıp giden hayat ırmağını samimiyetle gözden geçirmemiz için bir imkandır. Ramazan, yardımlaşmanın bereketi, dayanışmanın belirleyeni, hatırlamanın ve gönül almanın bedestenidir.

Ramazan öyle bir lütuf, merhamet ve rahmet ayıdır ki, cennetin kapıları ardına kadar açılırken cehennemin kapıları kapatılır, dahası şeytanlar zincire vurulur. Müslüman gönüller af ve mağfiret ikramıyla mükafatlandırılıp hakikat, hidayet ve hikmet ihsanıyla taltif edilirler.

Müstesna bir ayın, mübarek bir zaman aralığının, 11 ayın sultanı mukaddes bir dönemin bir kez daha feyzine, tekraren faziletine, yeniden bereket ve nimetine vasıl olmanın manevi bahtiyarlığını yaşıyoruz. Nitekim Ramazan-ı Şerif-i karşılamanın heyecan ve huzurunu tadıyoruz.

Bunun yanında Güreş Federasyonumuzu, milli takım antrenörlerimizi, aynı şekilde tüm teknik heyetimizi kutluyor başarılarının devamını diliyorum. Şampiyonlarımızın gözlerinden öpüyorum ve hepsine birden helal olsun diyorum.

Ayrıca gümüş madalya kazanan Süleyman Atlı kardeşimle birlikte; bronz madalya kazanan Recep Aktaş, Muhammet Akdeniz ve Osman Göçen kardeşlerimi de ayrı ayrı tebrik ediyorum. Türk bayrağını dalgalandıran milli sporcularımız kuşkusuz milletimize büyük bir sevinç yaşatmıştır.

Macaristan’da düzenlenen Avrupa Güreş Şampiyonası’nda, serbest stil müsabakalarında yürek ve bilek gücüyle kazandıkları iki altın madalyayla Türkiye’nin haklı gururu olan milli sporcularımız Taha Akgül ile Feyzullah Aktürk kardeşlerimi gönülden kutluyorum.

Kötüden başlayayım, hevesin kursağında kalacak. İyi habere gelince, inanıyorum ki, Rusya ile Ukrayna arasında kalıcı nitelikli çözüm ve barış iklimi eninde sonunda tezahür edecek. Taşeronluğunu yaptığın çıkarcı dostlarına söyle, Türkiye’nin önünü hiç kimse kesemeyecek.

Sayın Kılıçdaroğlu, sana bir iyi, bir de kötü haberim var:

Ülkemiz tarihi bir buluşmaya ev sahipliği yapıyorken Kılıçdaroğlu’nu dürte dürte harekete geçirip fitne görevine sevk edenler, hem küresel husumetin hem de bölgesel çatışmaların devamını projelendiren odaklardır. CHP Genel Başkanı istikrarsızlığın ve zalim emellerin kuryesidir.

Kemal Kılıçdaroğlu’nun Diyarbakır ziyareti, Türkiye’nin öncülüğünde Antalya Diplomasi Forumu’nda bir araya gelen Rusya Dışişleri Bakanı ile Ukrayna Dışişleri Bakanı’nın ateşkes ve barış arayışını kundaklama girişimidir ve dış bağlantılı siyasi bir operasyondur.

Sayın Kılıçdaroğlu, son sorum şudur: 28 Şubat 2022 tarihinde yuvarlak masa etrafında buluştuğun zillet ortaklarına bağımsız büyük Kürdistan’a taraftar olup olmadıklarını sorup onların gerçek niyetini, kafalarının içinde saklı duran kanaatlerini öğrenmeyi aklından geçiriyor musun?

Terörist Demirtaş’ın annesini ziyaret etmeyi düşünüyorsan, hemen arkasından Şanlıurfa’ya geçip İmralı canisi Abdullah Öcalan’ın ailesini de ziyaret edip onlarla hasret gidermeyi planlıyor musun? Cevabı uzun uzun vermene gerek yok. Evet/hayır demeni yeterli kabul edeceğim.

PKK, 1978 yılında, Diyarbakır’ın Lice İlçesi’nin Fis Köyü’nde birinci sözde kongresinde, Marksist-Leninist çizgide büyük Kürdistan’ın kurulmasını hedef olarak belirlemişti. Sayın Kılıçdaroğlu, dört parçalı büyük Kürdistan’ın kurulmasından yana mısın, değil misin? Açıkla.

Şimdilik Devlet Bahçeli için seçim bilgilerini getiremiyoruz.