Yükleniyor...

Devlet Bahçeli

Terörle mücadele haklı, hukuki ve meşru bir mücadeledir. Son terörist teslim alınmadıkça, son kanlı silah ele geçirilmedikçe, bölücülüğün şah damarı kesilmedikçe durmak, duraksamak ve durgunluk emaresi göstermek yoktur. Katiller en ağır şekilde cezalandırılacaktır.

Elbette teröristlerin döktükleri şehit kanları yerde kalmayacak, sorulacak kesin hesap mahşere bırakılmayacaktır. Türkiye’ye ve Türk milletine silah çekenler acıklı sonlarını hazırlamışlardır. Terörün kökü kazınacak, teröristler hain emellerinden dolayı pişman edilecektir.

Aziz şehitlerimize Cenab-ı Allah’tan rahmetler niyaz ediyor; kederli ailelerine, cesaret timsali silah arkadaşlarına ve büyük Türk milletine sabır ve başsağlığı temennilerimi iletiyorum. Acı bizim acımızdır. Şehit ve gaziler milletimizin hayır duayla anacağı kahramanlardır.

Pençe-Kilit operasyon bölgesinde teröristlerle çıkan çatışmada; Teğmen Abdülkadir Güler, Uzman Çavuşlar Onur Doğan, Hüseyin Cankaya, Bican Kapılay ve Sözleşmeli Er Celal Tekedereli şehit olmuş, iki askerimiz de yaralanmıştır. Bu şehadetler milli yüreklere ateş düşürmüştür.

En başta şehit analarımız olmak üzere, ülkemin tüm muhterem annelerinin Anneler Günü’nü kutluyor en iyi dileklerimle birlikte hürmetlerimi sunuyorum. Anneler üzülmesin, anneler kırılmasın, anneler mahzun olmasın. Çünkü onlar emanettir, berekettir, cennetin müjdeleridir.

Bugün Anneler Günü. Aslında bütün günler annelerin olmalıdır. Her anne güzeldir, her anne özeldir, her anne sıcaklığın özüdür, her anne fedakarlığın ve merhametin övüncüdür. Annesiz hayat, hayatsız insan muhal bir hayaldir. Anne gönül dünyamızın, fani ömrümüzün gülzarıdır.

Sevgi iki kişiye muhtaçtır: Bunlardan birisi onu anlatan ve aktaran, diğeri ise onu anlayan ve yüreğinde taşıyandır. Yürekte olanın yüze vurması, yüzde bulunanın dilden akması mukadderdir. Anne demek solmayan sevgi demektir. Anne demek silinmeyen fazilet, feragat demektir.

Biz herkesin ederini de, giderini de, ciğerini de iyi biliriz. Sudan sebeplerle, fuzuli polemiklerle, sipariş gayelerle Türk devletine cephe açıp terör örgütlerinin ümidi olanlara bu aziz vatanı heba ve heder ettirmeyiz.

İçişleri Bakanımızın ismi Süleyman Soylu’dur. Bakanlık önünde pespaye görüntüler eşliğinde magandalık yapanlar, anarşist yöntemlere müracaat edenler ateşle oynayan provokatörlerdir. Türk milleti Soylu duruşu da bilmekte, lekeli ve gölgeli müfterileri de görmektedir.

Başta İçişleri Bakanımız olmak üzere terörle mücadeleyi inançla, imanla ve iradeyle yürüten kim varsa milletimizin desteği sonuna kadar arkalarındadır. Bu saygın isimlere kim ya da kimler hakarete yeltenmişse hepsini birden şiddetle kınadığımız ve kınayacağımız tartışmasızdır.

Türkiye’nin terör kamburundan kurtulması için insanüstü bir çaba sarfeden devlet ve siyaset adamlarımızı, tıpkı terör örgütlerinin ağzıyla hedef tahtasına koyanlar tarih huzurunda büyük bir vebalin altındadır. Hiç kimse terbiyesizlik yapmasın, herkes sınırını ve yerini bilsin.

Şu hususu herkes bilmelidir: Türkiye’nin terörle mücadeleyi yurt içinde ve yurt dışında kararlılıkla ve kahramanca icra ettiği bir dönemde milli güvenliğimizi müdafaa, milli bekamızı muhafaza eden kurum ve kuruluşların iğrenç polemiklerin içine çekilmesi alçak bir komplodur.

Sayın İçişleri Bakanımızın ve İçişleri Bakanlığımızın hedef alınması, saat 11 randevusuyla bakanlık çevresine yığınak yapılması vaka-ı adiyeden bir olay şeklinde görülemeyecektir. Bu pis bir kumpas, bayağı bir tezgah, küstah bir tertip ve beyhude bir çırpınıştır.

Türk milleti gelişmeleri kaygıyla takip etmektedir. Nereye ve hangi çevrelere hizmetkarlık yaptıkları sır olmayan menfur zihniyetlerin siyasi kamuflaja bürünerek sokak üslubuna heveslenmeleri, bu vesileyle toplum huzurunu zehirleme teşebbüsleri çok ciddi bir tehdittir.

Türkiye’miz maksadı bulanık, meşrebi buruşuk, meselesi bunalım çıkarmak olan müflis odaklar eliyle karanlık bir ortama sürüklenmek, kavga ve kargaşa iklimine sokulmak istenmektedir. Kaldı ki dış tazyik ve telkinlerin refakatiyle Türkiye Cumhuriyeti’ne meydan okunmaktadır.

Bu vesileyle aziz milletimizin, Türk-İslam âleminin Mübarek Ramazan Bayramı’nı bir kez daha en kalbi hislerimle kutluyorum.

3 Mayıs 1944’ün 78’inci yıl dönümünde, onurlu mücadeleleriyle Türk milletine gönül vererek ufkumuzu aydınlatan Türklüğün kıvancı bütün milliyetçi kahramanlarımızı, aziz şehitlerimizi, rahmetle, minnetle, hürmetle anıyorum. Allah hepsinden razı olsun diyorum.

Türk milliyetçileri, geçmişten aldıkları güç ve vazgeçilmeyecek ilkeleriyle, milletimizin rızası olmadan yapılacak her türlü gayri meşru müdahaleye dün olduğu gibi bugünde, yarında cesaretle karşı durmaya devam edecektir. Vatan, millet ve devletten taviz verilmeyecektir.

Hayal kırıklıklarıyla boğuşan milletimizin ihtiyacı olan kudretin Türk tarihinin şanlı sayfalarında olduğunu işaret eden de yine 3 Mayıs’ın sembol isimleridir. Onların geçmişe duydukları derin hayranlık esasında parlak istikbale uzanan bir köprü, bir mesaj, bir özlemdir.

3 Mayıs aynı zamanda milliyetçiliğin siyasallaşma yolunda güçlü bir adımı; sivil, meşru ve demokratik itirazın haklı ve masum ahlakıdır. Bu nedenle iyi anlaşılması ve anlatılması gereken tarihi bir an olup işkence ve zulümlerle pes etmeyen dava insanlarının itibar günüdür.

Aziz dava büyüklerimiz baskıya, şiddete ve haksızlıklarla pekişmiş hukuki süreçlere inançlarıyla direnmişler, bu sayede milli gönüllerde bayraklaşmışlardır. Milliyetçiliğin hakir görüldüğü bir zamanda fikri haysiyetleriyle, faziletli hayatlarıyla karanlığa ışık salmışlardır.

3 Mayıs 1944, dönemin Türk milliyetçilerinin çileyle bezenmiş ağır şartlar içinde zorlu imtihan etabı, buna karşılık çelikten iradelerine eşlik eden çevik ve sağlam duruşlarıyla sivrilip öne çıkmalarının simgeleşmiş evresidir. 3 Mayıs nihayet yüksek bir mücadele erdemidir.

Kadir Gece’miz mübarek olsun. Türk milleti var olsun, Türkiye Cumhuriyeti sonsuza kadar yaşasın dursun.

Pençe-Kilit Harekatı’nda şehit düşen kahraman evlatlarımıza da Cenab-ı Allah’tan rahmet, halen tedavi altında bulunan gazilerimize ise şifalar diliyorum. Şehit ailelerimizin, şehitlerimizin silah arkadaşlarının, milletimizin ve bilcümle hepimizin başı sağ olsun.

Yurt içinde ve yurt dışında yaşayan tüm vatandaşlarımın, büyük Türk milletinin, Türk-İslam âleminin mübarek Kadir Gecesi’ni yürekten kutluyor, dualarda buluşmayı, ortak kaderde kavuşmayı, istikbal ve istiklal mücadelesinde sonuna kadar kucaklaşmayı niyaz ediyorum.

Bin aydan daha hayırlı olduğu müjdelenmiş Kadir Gece’mizin günahlardan arınmak için bir fırsat; birliğimizin, dirliğimizin, muhabbetimizin, milli hissiyatımızın kökleşmesi ve kendi iç dünyamızın samimi muhasebesi için büyük bir imkân olduğu kanaatindeyim.

Af ve tövbe kapılarının ardına kadar açık olduğu bu kutsal gecenin hem kadrini/kıymetini bilmeyi, hem de Nusret-i İlahi’nin himmetiyle tan yeri ağarana kadar gönül dünyamızın manevi esenliklerle müşerref olmasını bahusus ümit ediyorum.

Her anı rahmet, her günü bereket olan Ramazan- Şerif’i uğurlamanın hazırlığı içindeyken Kadir Gecesi’ne ulaştıran Rabbim’e şükürler olsun diyorum. Bu gece kalbimizin sefa bulacağı, merhamet ve mağfiret pınarlarının çağlayan gibi semalardan akacağı kutlu bir gecedir.

Gazi Meclisi’mizin 102’inci yıl dönümünü iftiharla kutluyor, nice diriliş ve yükseliş dönemlerine vesile olmasını diliyorum. TBMM’nin İlk Başkanı Aziz Atatürk’ü, kurucu kahramanlarımızı, aziz şehitlerimizi, İlk Meclis’in muhterem mebuslarını saygıyla ve rahmetle anıyorum.

23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı’mız münasebetiyle, sevgili çocuklarımızın bayramlarını tebrik ediyor, hepsini kucaklıyorum. Çocuklarımıza her günü bayram olan bir Türkiye’yi Allah’ın izniyle hediye edeceğimizin güvencesini veriyorum. Onlar bizim umudumuzdur.

Şimdilik Devlet Bahçeli için seçim bilgilerini getiremiyoruz.