Yükleniyor...

2023 Cumhurbaşkanlığı Seçimi

Cumhur İttifakı - Recep Tayyip Erdoğan 2023 Cumhurbaşkanlığı Seçimi Vaatleri

Türkiye Yüzyılı’nda, bir yandan büyümemizi sürdürürken diğer yandan sosyal adaleti sağlamaya dönük güçlü politikalarımızı hayata geçireceğiz.
Güven ve istikrar içinde, rekabetçi bir ortamda büyümeye ve istihdam üretmeye devam edeceğiz. Bu kapsamda, yatırım, üretim, istihdam ve ihracat yoluyla yapısal cari açık sorununu ortadan kaldıracak politikalarımızı kalıcı bir şekilde hayata geçireceğiz.
Siyasi ve ekonomik istikrar, öngörülebilirlik ve yatırımcı dostu politikalarla yüksek teknolojili ve daha üretken alanlarda doğrudan yabancı yatırımı artıracak, iş ve yatırım ortamını daha da iyileştireceğiz.
Verimliliği önceleyen, sürdürülebilir, kapsayıcı ve güçlü bir büyüme dinamiğini yeşil ve dijital dönüşüme uyumlu bir şekilde tesis edecek, ülkemizin üst gelir grubuna yükselmesini sağlayacağız.
Sürekli ve güçlü büyüme hedefiyle, Türkiye’nin önündeki fırsat penceresini kullanarak, 2024-2028 dönemi arasında yıllık ortalama yüzde 5,5 seviyesinde büyüme ile 2028 yıl sonunda 1,5 trilyon dolar milli gelir büyüklüğüne ve 16 bin dolarlık kişi başı gelir düzeyine ulaşmayı öngörüyoruz.
Yurt içi tasarruflarımızın daha da artırılarak üretken alanlara yönlendirilmesi, özel sektör yatırımlarının artırılması ve işgücü verimliliğimizin geliştirilmesi suretiyle istikrarlı büyümeyi devam ettireceğiz. Bu kapsamda finansal sistemin dışında tutulan varlıkların sisteme kazandırılmasının teşvik edici düzenlemeler yapmayı sürdüreceğiz.
Toplam faktör verimliği artışını sürekli kılacak yapısal reformları ve iyileştirmeleri sürdüreceğiz.
Kamu yatırımlarımızın, özel sektör yatırımlarının önünü açarak, üretim kapasitesinin artmasına ve verimlilik bazlı büyüme dinamiğine katkı sağlayacağız.
Makroekonomik istikrarı sürdürerek daha iyi bir iş ortamının oluşturulmasını, işgücümüzün niteliğinin yükseltilmesini, teknoloji ve yenilik geliştirme kapasitemizin artırılmasını, fiziki altyapımızın daha da güçlendirilmesini, kurumsal kalitemizin iyileştirilmesini sağlayacağız.
İstihdam dostu büyüme sağlama hedefi doğrultusunda, genç nüfusun yoğun olduğu bölgeler öncelikli olmak üzere, emek yoğun sektörleri desteklemeye devam edeceğiz. Rekabet gücümüzün yüksek olduğu geleneksel sektörlerimizi yenilikçiliğe dayalı bir ekosistemle daha verimli hale getireceğiz.
Enerji, sanayi, üretim ve ticaret dahil tüm alanlarda ve tüm süreçlerde yeşil ve dijital dönüşümü gerçekleştireceğiz.
Teknoloji yoğun yüksek katma değerli sektörlerin ekonomimizdeki payını artırarak ülkemizi daha rekabetçi bir konuma taşıyacağız.
Ar-Ge ve yenilik faaliyetlerini özel sektör ve KOBİ odaklı olacak şekilde artıracak, ticarileştirme ve markalaşma süreçlerini hızlandırarak katma değer artışı sağlayacağız.
Ekonominin tüm kritik alanlarında dijital dönüşümün gerçekleşmesi için altyapıyı güçlendireceğiz.
Yeşil OSB ve Yeşil Endüstri Bölgelerini yaygınlaştıracak, mevcut OSB, EB ve KSS’lerde ortak kullanıma yönelik yeşil dönüşüm merkezleri kuracağız.
Ekonomide artışının olmazsa olmazlarından olan döngüsel ekonomi ve endüstriyel simbiyoz uygulamalarını öncelikli olarak destekleyeceğiz. Bu çerçevede, bir tesisin atığını diğer bir tesis için girdiye dönüştürerek çevresel açıdan fayda üreteceğimiz gibi ekonomimizin ihtiyaç duyduğu girdi tedarikinin daha etkin ve verimli sağlanmasını temin edeceğiz.
Sürdürülebilir mobilite, batarya yatırımları, yeşil hidrojen, karbon yakalama, yeni nesil nükleer reaktörler, dijital tarım, ray ötesi sistemler, atık yönetimi vb. yeni teknolojilerin geliştirilmesine yönelik yürütülecek ArGe ve yenilik çalışmalarını destekleyeceğiz. Bu yatırımların hem teknoloji transferi hem de nitelikli istihdam artışları ile ülkemizde ciddi katma değer oluşturmasını sağlayacağız.
Enerji verimliliği uygulamalarını, yenilenebilir enerji yatırımlarını ve kullanımını, hidrojen enerjisi gibi temiz enerji üretimini ve kullanımını teşvik edeceğiz.
Bina/inşaat sektöründe Yeşil Bina Sertifika (YES-TR) sistemi başta olmak üzere sertifikasyon uygulamalarını yaygınlaştıracağız. Afet risklerini dikkate alarak inşaat malzemelerinin standartlarını ve inşaat teknolojilerini geliştirmeyi sürdüreceğiz.
KOBİ’lerin verimlilik ve üretkenliğini artıracak, finansmana erişimini kolaylaştıracak, kurumsallaşmalarını güçlendirecek, yeşil ve dijital dönüşümlerini hızlandıracak yeni mekanizmalar oluşturacağız.
Yenilebilir enerji, geri kazanım, sanayide yeşil dönüşüm gibi alanlarda ‘Yeşil Yakalı’ olarak sınıflandırılan işlere avantaj sağlayacak politikalar geliştireceğiz.
Finansal alanda yapacağımız yeniliklerle girişimcilik ekosistemini desteklemeye devam edeceğiz. Gençler başta olmak üzere, iyi projesi olup sermayeye ihtiyaç duyan kesimleri güçlü bir şekilde teşvik edeceğiz.
Etki yatırımcılığı, harmanlanmış finans gibi yenilikçi finansman olanakları geliştirerek finansmana erişimi kolaylaştıracağız.
Sürdürülebilir kalkınma yatırımlarının finansmanı kapsamında ihraç edilen yeşil sermaye piyasası araçlarının ihraç maliyetini azaltarak bu tür araçların ihracının artmasını sağlayacağız.
Büyümenin kaynaklarının yeşil bileşenlerini ayrıştırmaya olanak sağlayacak veri tabanı altyapısına geçerek yeşil büyümeyi analize imkân tanıyacak göstergeler üreteceğiz.
Yüksek büyüme politikalarımız kapsamında, istihdamı istikrarlı bir şekilde artırmaya devam edeceğiz.
İşgücü piyasasının yeşil ekonomi, döngüsel ve dijital ekonomi ile iklim değişikliğine uyumunu hızlandıracak; ortaya çıkan beceri ihtiyaçlarını karşılayarak yeni istihdam olanakları sağlayacağız.
İstihdamdaki güçlü artış ile işsizlik oranının kademeli olarak gerilemesini sağlayacak, 2028’e kadar ilave 6 milyona yakın istihdam ile toplam istihdamı 36 milyona çıkaracak, işsizlik oranını yüzde 7’nin altına indireceğiz.
Yeşil işlerin payını artıracağız. Belirlenecek yeşil işlerde özel sektörün Mesleki Yeterlilik Kurumu sertifikası olan kişilerin istihdamını sağlayacağız.
Aktif işgücü piyasası politika araçlarının etki değerlendirmelerini gerçekleştirerek iyileştirecek, aktif işgücü programları içinde işbaşı eğitim programları ile yeşil beceriler odaklı faaliyetlerin payını artıracağız.
Pasif işgücü programlarının sürdürülebilirliği ve erişilebilirliğini güçlendirecek, işsizlik sigortası fonundan yararlanma şartlarını kolaylaştıracağız.
Toplumun tüm kesimlerine insana yaraşır iş fırsatlarının sunulmasını, kadınlar ve gençler başta olmak üzere özel politika gerektiren grupların işgücü piyasasına girişlerinin hızlandırılmasını ve kalıcılıklarının teşvik edilmesini destekleyerek, güvenceli esnek çalışma biçimlerinin hayata geçirilmesini sağlayacağız.
Kadınların işgücüne katılımını yüzde 40’ın üzerine çıkaracak, istihdam oranını yüzde 35’in üzerine yükselteceğiz.
Kadınların çalışma hayatına girişini kolaylaştıracak ve kadın istihdamını teşvik edecek düzenlemeler yoluyla esnek çalışma olanaklarını artıracak, kadın kooperatiflerini güçlendirecek, çocuk bakım hizmetleri ve ihtiyaca göre belirlenmiş mesleki eğitim programları hayata geçireceğiz.
Kadın girişimciliğinin artırılması konusunda kadınların finansman kaynaklarına erişimini artıracağız.
Genç girişimcileri yenilikçi buluşlara ve projelere yönlendiren hibe desteklerimizi artıracağız.
Kayıt dışılıkla mücadele mekanizmalarını güçlendirerek, 2028 yılında kayıt dışı istihdamın payını yüzde 20’nin altına indireceğiz.
Kayıtlı istihdamın teşvikine yönelik olarak veri analizine dayalı risk odaklı denetimleri yaygınlaştıracak, kayıt dışılığın yaygın olduğu sektörler öncelikli olmak üzere, yönlendirici ve rehberlik edici denetim faaliyetlerini artıracağız.
Göçmen işgücü arzı ve işgücü talebi belirlenerek göçmen işgücü istihdamında kayıt dışılığı önleme faaliyetlerimizi sürdüreceğiz.
Ülkemizin nitelikli işgücü kaybı önleyecek, nitelikli işgücünün elde tutulmasına ve tersine beyin göçüne yönelik sektörel teşvik mekanizmalarını güçlendireceğiz.
Nitelikli işgücünün ülkemize çekilmesini sağlayacak, Turkuaz Kart gibi seçici göçmen gruplarına yönelik uygulamalara devam edeceğiz.
Ar-Ge ve teknoloji merkezlerindeki çalışanların üniversitelerdeki uzman kişiler ve gençlerimiz ile daha fazla proje yapmasına yönelik desteklerimizi artıracağız.
Kamu sektöründe stratejik insan kaynağı planlaması için altyapı teşkil eden Envanter Sistemi, Beceri Haritası, Kariyer Haritası gibi uygulamaları güçlendirerek devam ettireceğiz.
Çalışma hayatında temel haklar ve ilkelerin güçlendirilmesi ve sosyal diyalogun geliştirilmesini sağlayacağız.
Bilgi teknolojileri alanındaki yetişmiş insan gücü ihtiyacını karşılamak üzere başlatmış olduğumuz Bir Milyon İstihdam Projesinde 2024 yıl sonu itibarıyla iki milyon gencimizin en az bir başlıkta eğitimini tamamlayacak, bir milyon gencimizin ise sertifikalı hale gelmesini sağlayacağız.
2022 yılı sonu itibarıyla 254,2 milyar dolar olan ihracatımızı 2028 yılında en az 400 milyar dolara yükselteceğiz.
Rekabet gücü yüksek, yüksek katma değerli ve markalı ihracatı odağına alan politikalarımıza hız vereceğiz.
Katma değerli ve yüksek teknolojili ve çevre dostu ürünlerin ihracat içindeki payını artıracak ve ülkemizin küresel değer zincirindeki konumunu güçlendirecek, ihracatta bölgesel bağımlılığı azaltarak ürün ve pazar çeşitlendirmesini destekleyeceğiz.
Emisyon Ticaret Sistemi’nin (ETS) hayata geçmesiyle ilgili sektörlerin rekabetçiliğini de dikkate alacak politikalar uygulayacak, AB ile uyumlu ETS oluşturulmasını sağlayacağız.
Yeni ihracatçıların oluşturulması, mevcut ihracatçıların pazarlarının geliştirilmesinin teşvik edilmesini sürdüreceğiz.
Yeni ihracat destekleri ile firmalarımıza ve girişimcilerimize küresel ölçekte rekabet gücü kazandıracak politikalar geliştirmeye devam edeceğiz.
Uzay ve havacılık, çip, elektronik, yapay zeka, biyoteknoloji, sentetik biyoloji, aşı, ilaç ve tıbbi cihaz sektörleri başta olmak üzere, kamu-özel sektör işbirliklerine hız kazandırarak, mega yatırım projelerini hayata geçireceğiz
Türkiye’nin otomobili projesi gibi mobilite teknolojilerinde çığır açacak yeni markalar oluşturacağız.
Fintek, siber güvenlik, e-ticaret ve oyun sektörleri başta olmak üzere değeri 1 milyar doların üzerinde yenilikçi Türk şirketleri çıkarmaya yönelik proje bazlı teşvik sistemimiz geliştireceğiz.
Küresel markaların ülkemizde üretim yapmalarını güçlü bir şekilde teşvik etmek üzere, doğrudan yabancı yatırımlara yönelik ülkemizi daha cazip kılacak bir strateji oluşturacağız.
Ülkemizin yeşil ve dijital dönüşüm sürecini destekleyecek Uluslararası Doğrudan Yatırımların ülkemize kazandırılması için yatırım destek ve tanıtım faaliyetleri yürüteceğiz.
İhracatta gümrük uygulamalarının ve sınır kapılarından geçiş süreçlerini iyileştirmeye yönelik uygulamalarımızı sürdüreceğiz.
Serbest bölgelerde yapılacak yeni yatırımlar ile mal ve hizmet üretim kapasitemizin gelişmesini, ihracatımıza katkısının artırılması, yeni istihdam oluşturulmasını destekleyeceğiz. Serbest bölgelerde yeşil enerjinin yaygınlaştırılması amacıyla serbest bölgeler mevzuatı ve uygulamalarını güncelleyeceğiz.
Batı Anadolu Serbest Bölgesi’ni 2023 yılında faaliyete geçirecek, yat ve tekne imalatı konusunda yeni serbest bölge kuracağız.
Hizmet ihracatında sıçrama alanlarını teşvik ederek, geleneksel hizmetlerin yanında yeni nesil hizmetlerin de potansiyel katkılarından en iyi şekilde faydalanacağız.
Küresel eğilimlere yön veren bir stratejiyle turizm, sağlık hizmetleri, finans ve bilişim sektörlerinde Türkiye’nin dünyanın önde gelen ülkeleri arasında yer almasını sağlayacağız.
Turizm sezonunu yılın tamamına ve tüm coğrafi bölgelerimize yaymayı, turizm gelirlerini bölgesel kalkınmaya da katkı sağlayacak şekilde artırmayı hedefliyoruz.
Bu çerçevede, yeni dönemde ülkemizi ziyaret eden turist sayısını 90 milyona, toplam geliri 100 milyar dolara çıkarmayı öngörüyoruz.
Sağlık turizmi alanında ülkemizin tanınırlığı ve tercih edilirliğini artıracak, sağlık turizmi hizmet kapasitesi nitelik ve nicelik olarak geliştirilecek ve “Health in Türkiye” markasıyla sağlık hizmet ihracatına yönelik tanıtım faaliyetlerini sürdüreceğiz.
2028 yılında 3 milyon sağlık turisti ve 10 milyar dolar sağlık hizmeti ihracatını hedefliyoruz.
Rekabetçi yenilikçi ve güçlü bir sağlık sanayiinin geliştirilmesi amacıyla Sağlık Endüstrileri Başkanlığını kuracağız. Kamu alım garantileri dahil güçlü teşvik tedbirleri, akreditasyon, sertifikasyon mekanizmalarının geliştirilmesi ve üniversite-sanayi iş birliğinin etkinleştirilmesi yoluyla küresel ölçekte güçlü bir sağlık endüstrileri ekosistemi oluşturacağız.
E-ihracatımızın genel ihracatımız içindeki yüzde 1,5’lik payını 2030 yılında yüzde 10’a yaklaştıracağız.
Bölgesel ve küresel unicornlarımızın oluşturulmasına yönelik olarak 2028 yılına kadar 100 adet bilişim firmasını E-Turquality destek programı kapsamına alacağız.
Kamu alımları ve proje bazlı teşvik politikalarını kullanarak seçici bir yaklaşımla ara malı ithalatına olan bağımlılığı azaltacağız.
Ülkemizin taraf ya da muhatap olduğu uluslararası anlaşmalara, kurallara ve ihracat pazarlarındaki kanuni düzenlemelere uyum ve entegrasyonu desteklemeye devam edeceğiz.
Yeşil Mutabakat Eylem Planını etkin bir şekilde uygulamaya devam edeceğiz.
Kurulacak Emisyon Ticaret Sistemi, karbon fiyatlama mekanizmaları gibi fonların ilgili sektörlerin yeşil dönüşüm projelerine aktarılmasını sağlayacağız.
Karbon ayak izi hesaplama ve doğrulama mekanizmaları ile karbon borsası ve karbon muhasebesi uygulamalarını geliştireceğiz.
İhracatın finansmanında yeşil taksonomi ekseninde uygun koşullu kredi imkânını sağlayacak mekanizmalar oluşturacağız.
Ülkemizin küresel ticari entegrasyonunu artıracak, rekabetçi avantaja sahip olduğumuz ürünlerin hedef pazarlara erişimini kolaylaştırmaya devam edeceğiz. AB ile Gümrük Birliği Anlaşmasını oluşan ihtiyaçlar doğrultusunda güncelleyeceğiz. Yeni nesil STAlar için çalışmalarımızı sürdürecek, STA ve TTA ağımızı genişleteceğiz.
İhracatta bölgesel bağımlılığı azaltarak pazar çeşitlendirmesini artıracağız. Mal ve hizmet ihracatımız için yüksek potansiyel arz eden Uzak Ülkeler Stratejisi kapsamında 18 ülkeye yönelik olarak finans, standardizasyon, lojistik, tanıtım, diplomasi gibi birçok alanda faaliyetlerle mal ve hizmet ihracatımızı artıracağız.
Önümüzdeki süreçte enflasyonla mücadeleye kararlılıkla devam edecek ve enflasyonu orta vadede yeniden tek haneli rakamlara düşüreceğiz.
Bir taraftan büyüme ve istihdam dostu politikaları sürdürürken, diğer yandan enflasyon ile mücadelemizi kararlı bir şekilde devam ettirecek, enflasyonu tek haneli rakamlara indirmeyi başaracağız.
Fiyatı istikrarına yönelik yatırım-istihdam-üretim-ihracat hedefleri doğrultusunda reel sektöre uygun maliyetlerle hedef odaklı finansman imkânı sağlamayı sürdüreceğiz.
Finansal enstrümanları daha da geliştirerek TL cinsi tasarrufları artıracağız.
Fiyat istikrarını ve adil gelir dağılımını gözetecek şekilde para, maliye ve gelirler politikalarında daha da güçlü bir eşgüdüm sağlayacağız.
Tarımsal üretim, verimlilik ve lojistik planlamasını daha da güçlendirip, gıda arz güvenliğini sağlayacak, gıda fiyatlarındaki oynaklığın önüne geçeceğiz.
Enerjide dışa bağımlılığı azaltıcı politikalarımıza paralel bir şekilde vatandaşlarımıza yansıyan enerji maliyetlerinde düşüş sağlayıcı bir yaklaşım sergileyeceğiz.
Enflasyonun dar gelirli vatandaşlarımız üzerindeki olumsuz etkisini giderecek politikalara hız kazandıracağız.
Gelir düzeyi düşük vatandaşlarımızın harcama kompozisyonu içinde önemli bir yer tutan kira harcamalarını düşürmeye dönük olarak sosyal konut projelerine kararlılıkla devam edeceğiz.
Yönetilen-yönlendirilen fiyatların hedef enflasyona göre belirlenmesiyle enflasyonda atalet azaltılacaktır.
Enflasyonla mücadele konusunda daha anlaşılır, açık ve şeffaf bir iletişim stratejisi izleyecek, beklentilerin daha etkin bir şekilde yönetilmesini sağlayacağız.
Fiyat İstikrarı Komitesi ve Gıda ve Tarımsal Ürün Piyasaları İzleme ve Değerlendirme Komitesi başta olmak üzere ilgili tüm paydaşlarla eşgüdüm ve karar mekanizmalarını güçlendireceğiz.
Piyasalarda rekabeti bozucu yapı ve davranışlar daha yakından takip edilerek uluslararası rekabet hukuku standartları çerçevesinde etkin tedbirler alınacaktır.
Bankacılık dışı finansal unsurları çeşitlendirerek finans sektöründe bankacılığın payını uluslararası normlara yakın seviyelere getireceğiz. Diğer yandan, iyi projesi olup finansal imkâna sahip olmayan kesimleri destekleyici finansal mekanizmaları geliştireceğiz.
Uluslararası alanda oluşan eğilimler ve fırsatlar ile ulusal ihtiyaçlarımızı dikkate alarak Finansal Mimari ve Altyapının Güçlendirilmesi Programını hazırladık.
Program kapsamında yer alan eylemlerimizi; sermaye piyasaları, sigortacılık, katılım finans, sürdürülebilir finans, finansal teknolojiler, risk yönetimi ve finansal eğitim olarak 7 tema altında topladık. Bahse konu alanlardaki altyapımızı daha da çeşitlendirmeye ve güçlendirmeye devam edeceğiz.
Sermaye piyasası eylemleriyle genel olarak araç çeşitliliğine, tabana yayılmaya, mevzuat alt yapısını güçlendirmeye, likidite imkânlarını genişletmeye ve girişim sermayesinin etkinliğinin artırılmasına önem verip, sermaye piyasalarının cazibesini artıracağız.
Finansal hizmetlerde dijital teknolojilerin artan payını dikkate alarak fintek uygulamalarını yaygınlaştıracak ve hizmet kalitesini artıracağız.
2,1 trilyon dolar büyüklüğündeki “helal ekonomi”nin imkânlarından yararlanmak ve vatandaşlarımızın ihtiyaçlarına cevap verebilmek için katılım finansı güçlendireceğiz. Bu çerçevede;
● Müstakil bir Katılım Finans Kanunu hazırlanarak çeşitli kanunlar al- tında düzenlenen katılım finans sektörü tek bir çatı altında toplanacak ve katılım finans altında yer alan tüm sektörlere yönelik uluslararası standartlarda Merkezi Danışma Kurulu hayata geçirilecektir. ● Katılım finans kuruluşlarının katılım finans ilkelerine uyum düzeyle- rinin bağımsız bir şekilde derecelendirilmesini sağlamak üzere “katılım finans derecelendirmesi” sistemi hayata geçirilecektir.
Finans alanında beşerî sermayeyi güçlendirmeye, finansal okuryazarlığı artırmaya ve finansal tüketicinin bilinçlendirilmesine yönelik düzenlemeleri hayata geçireceğiz.
Finansal sektörün kurumsal altyapısını geliştireceğiz. Bu kapsamda;
● Finansal sektörün boyutuna, karmaşıklığına ve gelişimine uygun “denetleyici teknolojiler” odaklı yeni denetim uygulama ve yöntemleri hayata geçirilecektir. ● Basel Komitesi’nin 2023 yılı başında uygulamaya koymayı planla- dığı “Basel III Final” düzenlemesine uyum sağlanması için bankacılık mevzuatında gerekli değişiklikler yapılacak ve Avrupa Birliği’ne paralel olarak 2025 yılında tam uygulamaya geçilecektir.
Sürdürülebilir finansman imkânlarının geliştirilmesini teminen Çevresel, Sosyal ve Yönetişim (ESG) piyasalarına katılmayı hedefliyoruz. Bu kapsamda Kalkınma ve Yatırım Bankası ile Eximbank’ı uluslararası en iyi uygulama örneklerini dikkate alarak güçlü bir kurumsal reform sürecine tabi tutacağız.
İstanbul’u küresel finansın ve uluslararası ticaretin önde gelen bir merkezi haline getirmek amacıyla devam etmekte olan İstanbul Finans Merkezi (İFM) projesi ile nitelikli ve çok boyutlu bir finansal hizmetler ekosistemi oluşturmayı hedefliyoruz.
Bu kapsamda finansal piyasalarla ürün/hizmetlerin gelişmesine ve derinleşmesine katkıda bulunacak, ülkemizin uluslararası finans piyasalarına entegrasyonunu güçlendirecek adımları atamaya devam edeceğiz.
Avrupa Yeşil Mutabakatına uyum kapsamında yeşil bankacılık uygulamalarının geliştirilmesi için strateji oluşturma, kurumsal yapılanma, risk yönetimi, raporlama ve kamuoyunu bilgilendirici rehberleri hazırlayacağız.
Finansal alandaki dijital yenilikçilik ve teknoloji ekosisteminin gelişimini destekleyeceğiz.
Finans sektörünün hızla dijitalleşmesi nedeniyle açığa çıkan bilgi güvenliği, kişisel verilerin korunması ve finansal tüketicilerin bilinçlendirilmesi ihtiyacına yönelik çalışmaları destekleyecek, kurumsal kapasiteyi güçlendirecek ve siber dolandırıcılıkla etkin mücadele etmeye devam edeceğiz.
Yatırımcıların korunmasını ve sermaye piyasasının gelişimini ön planda tutacak şekilde, manipülatif ve piyasa bozucu nitelikteki işlemlerin önüne geçilmesi için teknolojik altyapı güçlendirilecektir.
Bankacılıktaki risk merkezi benzeri bir yapıyla, yatırımcıların risklerinin bütüncül bir şekilde takip edilmesi ve sektör paydaşlarıyla paylaşılabilmesini teminen Yatırımcı Risk Takip Sistemini hayata geçireceğiz.
Mali disipline kararlılıkla devam ederek önümüzdeki dönemde de eser ve hizmet siyasetini kesintisiz bir şekilde devam ettireceğimizi taahhüt ediyoruz.
Bütçe disiplinini temel ilkemiz olarak benimsemeye devam edeceğiz.
Yatırımı, istihdamı, üretimi ve ihracatı odağına alarak, refahın toplumsal kesimlerin tümüne yayılmasını amaçlayan ekonomi yaklaşımımız ile bugüne kadar olduğu gibi milletimizin alın terinin karşılığı olan her bir lira verginin yine onlara hizmet olarak dönmesi için gece gündüz çalışacağız.
Büyük bir titizlik ve özenle oluşturduğumuz bu sağlam temeli, Türkiye Yüzyılında da istikrarlı bir biçimde devam ettirecek, adil gelir dağılımı, öngörülebilirlik, şeffaflık, katılımcılık, hesap verilebilirlik ve mali sürdürülebilirlik ilkelerimizden asla taviz vermeyeceğiz.
Uluslararası norm ve standartlarla uyumlu maliye politikalarını sürdüreceğiz.
Bütçenin hazırlık, uygulama ve raporlama aşamalarında kamuoyunun daha fazla bilgilendirilmesi yoluyla sağlayacağız.
Maliye politikalarımızı enflasyonla mücadeleyi destekleyecek bir anlayış içinde sürdüreceğiz. Gerek harcamalar gerekse gelirler yönüyle enflasyondan olumsuz yönde etkilenen kesimleri desteklemeye devam edeceğiz.
Çalışanlar ile emeklilerin satın alma güçlerinin korunmasına yönelik adımlar atmaya devam edeceğiz.
Memurların, işçilerin ve emeklilerin aylıklarına 2023 ve 2024 yıllarında enflasyonun üzerinde en az büyüme oranında refah payı artışı vereceğiz.
İstanbul başta olmak üzere bölgesel geçim endekslerini dikkate alınarak kamu çalışanlarının sosyo-ekonomik koşullarının iyileştirilmesine yönelik çalışmalar yapacağız.
Bilgi teknolojilerinin sunduğu imkânlar çerçevesinde geliştirilen Kamu Filo Yönetim Sistemini kamu idarelerinde yaygınlaştıracağız.
Sağlık Market Uygulamasının kapsamını genişleterek sağlık harcamalarının daha rasyonel bir temelde gerçekleşmesini sağlayacağız.
Akılcı ilaç kullanımını yaygınlaştıracak, koruyucu ve önleyici sağlık hizmetlerini geliştireceğiz.
Uluslararası norm ve standartlara uyumlu olacak şekilde Kamu İhale Kanunu’nu güncelleyeceğiz, kamu işletmelerinin alımlarını düzenlemek üzere Sektörel Kamu Alımları Kanunu’nu çıkaracağız. Kamu ihale sözleşme süreçlerini elektronik ortama taşıyacak, izleme mekanizmasını kuvvetlendireceğiz.
Kamuda Elektronik Tedarik Yönetim Sistemini hayata geçireceğiz.
Yenilikçi teknolojilerin kamu alımları yoluyla geliştirilmesini sağlayarak, yerli üretimin desteklenmesine devam edeceğiz.
BKMYBS kapsamında, Kamu Harcama ve Muhasebe Sistemiyle entegre yapıda, e-belge ve e-imzaya dayalı olarak, ihtiyaç analizi, ihale yönetimi, satın alma, stok yönetimi, harcama ve muhasebe süreçlerinin tek yapıda kurgulandığı elektronik tedarik yönetim sistemi çalışmaları ile vatandaşın elektronik ortamda, hızlı, şeffaf, güvenilir ve rekabete açık bir sistem ile kamu tedarik süreçlerine katılmasını sağlayacağız.
Muhasebe ve harcama sistemlerinin bilişim altyapısını daha da güçlendirip, kamu harcamalarının kontrolü ile zaman, işgücü ve harcama tasarrufu sağlayacağız.
Makroekonomik dengeleri gözeterek mali disiplin çerçevesinde, makul risk düzeyi ve en uygun maliyetli borçlanma politikalarının uygulanması sonucunda borç stokunun GSYH’ye oranını azaltmaya devam edeceğiz.
Tek Hazine Kurumlar Hesabı Uygulamasını daha da genişleterek Hazine nakit rezervini güçlendirilmeye devam edeceğiz.
Vergi sisteminde dijital dönüşümü destekleyecek ve çevre dostu yeşil vergilemeyi esas alan bir sistemi oluşturacağız.
Vergi istisna ve muafiyetlerini bütüncül bir bakış açısıyla gözden geçirerek teşvikleri sadeleştireceğiz.
Vergi politikalarımızı büyüme ve sosyal adalet olmak üzere iki temel eksende yürüteceğiz. Yatırımı, İstihdamı, Üretimi ve Rekabet Ortamını destekleyen vergi politikalarımızı güçlendirerek devam ettireceğiz. Gelir dağılımında adaleti ve toplumsal refahı artıracak uygulamaları sürdüreceğiz.
Bugüne kadar yaptığımız gibi, gençlerin, kadınların ve dezavantajlı grupların işgücüne katılımını ve girişimciliği teşvik eden vergi politikalarını önceliklendireceğiz.
Selektif ve hedef odaklı vergi teşviklerimize ekonomik, sosyal ve çevresel hedeflerimiz doğrultusunda devam edeceğiz.
Ekonomide verimliliği artıracak, katma değeri yüksek, teknolojik ve yenilikçi üretimi vergisel açıdan desteklemeye devam edeceğiz.
Hızla değişen ve gelişen yeni ekonomik unsurların, yenilikçi üretim faktörlerinin ve finansal enstrümanların vergi sisteminde kavranmasına yönelik tasarımlar yapacağız.
Avrupa Birliği Sınırda Karbon Düzenleme Mekanizması ve iklim değişikliği konusunda uluslararası alandaki gelişmeleri de dikkate alarak, mevcut vergilerimizi karbon salınımı daha az olandan daha az vergi alacak şekilde gözden geçireceğiz.
Mükellef odaklı ve dijitalleşmiş “Geleceğin Vergi Daireleri”ni inşa edeceğiz. Yapay zeka uygulamaları ile entegre edilmiş, mükelleflerimizin tek bir noktadan tüm vergi uygulamalarımıza kolayca erişebildiği, işlemlerinin hızla sonuçlandırıldığı bir yapı oluşturacağız.
Uluslararası rekabet ve iş birliğinin geliştirilmesine yönelik çifte vergilendirmeyi önleme anlaşması müzakerelerine devam edeceğiz, anlaşma yapılan ülke sayısını artıracağız.
2023-2025 Dönemi Kayıt Dışı Ekonomiyle Mücadele Eylem Planı ile hem vergi bilincinin gelişmesi hem de vergi kayıp ve kaçağının azaltılması hedefleri doğrultusunda kayıt dışı ekonomiyle mücadelemize kararlı ve sağlam adımlarla yol almaya devam edeceğiz.
Sahtecilikle mücadele kapsamında erken uyarı özelliğine sahip bir sistemi hayata geçirecek ve bu sayede gerçek bir mal ve hizmet alımı olmadan sahte belge temin eden mükellefleri hızlı bir şekilde tespit ederek cari yıl içinde gerekli yasal yaptırımların uygulanmasını sağlayacağız.
Mali suçlarla mücadelede uluslararası norm ve standartlara tam uyumu sağlayıp, etkili yeni uygulamalara imza atacağız.
Mükellef haklarını gözeterek haksız rekabetin önlenmesi amacıyla risk odaklı denetimlere devam edeceğiz.
Uzun vadeli sektörel öncelikler çerçevesinde özelleştirme uygulamalarına devam edeceğiz.
Özelleştirme kapsam ve programında bulunan İcra ve İflas Kanunu’nun 88’inci maddesi kapsamındaki yedieminlik faaliyetlerinin özelleştirilmesi ile depoları belirli standartlara kavuşturacak, depolardaki malların sigortalama ve rutin bakımlarının yapılması suretiyle ekonomik değerinin korunmasını sağlayacağız.
3516 Sayılı Ölçüler ve Ayar Kanunu kapsamındaki Periyodik Muayene Hizmetlerinin özelleştirilmesi ile tüm yurt çapında ölçü ve ayar hizmetlerine standart getirilecektir.
Sermaye piyasası araçlarını özelleştirme uygulamalarında ön plana çıkaracağız.
Kamu Sermayeli İşletmeleri yeniden yapılandırarak kurumsal yönetişim ilkeleri çerçevesinde halka arza hazır hale getirecek, TL cinsi varlıklara yatırımı cazip kılacağız.
Projeler geliştirmek suretiyle atıl kamu taşınmazlarına katma değer katacak ülke ekonomisine katkı sunmaya devam edeceğiz.
Özelleştirme kapsam ve programında bulunan taşınmaz portföyünü klasik özelleştirme yöntemleri dışında sermaye piyasası araçları kullanarak değerlendirecek, kamuya ait taşınmazlar ile altyapı tesislerinin gelirlerini yatırımcı vatandaşlar ile paylaşacağız.
Özel kesim yatırımlarının korunmasına yönelik kanuni bir düzenleme çıkaracağız.
● Yatırımlarda öngörülebilirliği artırmak, bürokrasiyi azaltmak ve ya- tırım sürecinde karşılaşılan sorunlara hızlı çözümler üretmek amacıyla özel kesim yatırımlarının korunmasına yönelik yeni bir sistem hayata geçirilmesi, ● Özel kesim yatırımlarını kolaylaştırma ve hızlandırmaya yönelik Ya- tırım Uyuşmazlığı Kurumu oluşturulması sağlanacaktır.
Önümüzdeki dönemde gümrük ve ticaret işlemlerini dijitalleşme ve yeşil dönüşüm odağında daha hızlı ve daha kolay yapılır hale getirmeye devam edeceğiz.
Gümrük kapıları ve gümrükleri modernize ederek yenilemeyi sürdüreceğiz.
Yurtdışı lojistik merkezleri açılarak ihracatçıların potansiyel pazarlara ve dağıtım kanallarına erişimi hızlandırılacaktır.
İhracatta Blokzincir Kullanımı Projemiz ile ihracat işlemlerinde tüm gümrük ve lojistik süreçlerinin blokzincir altyapısı ile tüm paydaşlarca elektronik ortamda tek bir ekrandan yürütülmesi ve izlenmesini sağlayacak, gümrük işlemlerini yeni teknolojiler yoluyla daha hızlı, kolay ve etkin yapılır ve izlenir hale getireceğiz.
Hedef pazarlarda Yurt Dışı Lojistik Dağıtım Ağları (YLDA) kurulumlarını desteklemeye devam edeceğiz. Bu yolla, ihraç ürünlerimizin son alıcısına 24 ila 72 saat içerisinde ulaştıracak, ihraç yüklerimizin konsolide edilerek taşınmasını ve taşımacılık maliyetlerimizin yaklaşık yüzde 20 oranında azalmasını sağlayacağız.
Ülkemiz dış ticaret kapasitesinin arttırılması ve ülkemizin ticaret üssü olması hedefi doğrultusunda deniz veya havayolu ile gelen eşyanın gümrük işlem süreçlerinde elektronik entegrasyonu yaygınlaştıracağız.
Gümrük Kapıları Analiz Programını hayata geçirerek, kara sınır kapılarımızdan giriş-çıkış yapan taşıtların gümrük işlemlerinin tamamlanma sürelerini izlemek, anlık ve ortalama araç sayısı ve işlem sürelerini takip etmek suretiyle program ve muayene hattı bazında performansı ve etkinliği ölçecek ve yaşanabilecek bekleme ve gecikmeleri önleyeceğiz.
Tek Pencere Sisteminde işlem gören belge sayısını artıracak, BİLGE Gümrük Platformunu hayata geçirerek gümrük işlemlerine ilişkin beyanların, tek bir elektronik erişim noktası üzerinden hızlı, kolay ve güvenli bir şekilde gerçekleştirilmesini sağlayacağız.
e-KİP (Elektronik Kolay İhracat Platformu) Platformunu hayata geçireceğiz. Ülkelerin e-ticaret pazarları, önemli yurt dışı pazaryerleri, çoklu kanalları ile tüketici davranışları hakkında bilgi ihtiyaçlarının tek bir platformdan karşılanmasını ve yapay zekâ uygulamaları dahil gelişmiş bir teknoloji altyapısıyla hedef pazar belirleme noktasında e-ihracata yönelik çevrimiçi dijital danışmanlık verilmesini sağlayacağız.
Dijital dönüşüm ışığında, ticaret sicili işlemlerinde ödemeler de dâhil tüm süreçlerin elektronik ortamda yürütülmesini sağlayacak, e-defterin mevzuat ve sistem altyapısını oluşturacağız.
MERSİS Mobil Uygulama ile ticaret sicili işlemlerinin mobil cihazlar üzerinden de yürütülmesine ve bu işlemlerin daha da kolaylaştırılmasına imkân vereceğiz.
Lisanslı depoculuk sistemine yönelik teşvik ve desteklerimizi sürdürerek sistemin geliştirilmesi ve yaygınlaştırılmasına devam edeceğiz.
Tüketici uyuşmazlıklarının dijital dönüşüm odağında daha hızlı, basit ve kolay bir şekilde çözülebilmesini sağlayacağız.
Tüketici hakem heyetlerini 81 il merkezinde olacak şekilde yeniden yapılandıracak, beşerî ve dijital kapasiteyi geliştirerek başvuru ve inceleme süreçlerini kolaylaştıracağız.
Tüketici şikâyetlerinin doğrudan ilgili firmalara iletilebilmesini sağlayacak altyapıyı oluşturacak, uyuşmazlık çözümlerinin mümkün olan en kısa sürede gerçekleşmesini sağlayacağız.
Yeşil dönüşüm ışığında, sürdürülebilir tüketim, ürünlerin çevresel etkileri gibi konularda tüketicilerin doğru bilgilendirilmesine yönelik uygulamalarımızı geliştireceğiz.
Tüketicilerin sağlık ve güvenliklerinin korunması amacıyla gerçekleştirdiğimiz denetimleri ve firmaların bilgilendirilmesi amacıyla yürüttüğümüz rehberlik faaliyetlerini artırarak tüketici ürünlerinde güvensizlik oranını sıfıra indireceğiz.
Ticari reklam ve haksız ticari uygulamalara yönelik mevzuatı, başta dijital mecralar olmak üzere reklam sektörünün genişlediği tüm alanlara uyumlu hale getireceğiz.
Çocuklar ve yaşlılar öncelikli olmak üzere hassas tüketici gruplarına özel önlemler getireceğiz.
Başta dijital ve teknoloji temelli piyasalar olmak üzere tüm piyasalarda rekabet ihlallerinin tespitinde ve soruşturma süreçlerinin yürütülmesinde etkinliği artıracağız.
Tüm sektörlerde yürütülen rekabet soruşturmalarında aktif iş birliği, uzlaşma ve taahhüt mekanizmalarının kullanılmasını sağlayacak, dijital ve teknoloji temelli piyasalarda mevzuat çalışmaları, birleşme devralmaların kontrolü, sektör incelemeleri ve soruşturmalar ile aktif rol alınmasını, dijital piyasalarda hem platformlar arasındaki hem de platform içi rekabetin teşvik edilmesi amacıyla gerekli düzenleme ve denetlemelerin yapılmasını sağlayacağız.
Yürütülmekte olan Çevrimiçi Reklamcılık Sektör incelemesi ve Mobil Ekosistemlere İlişkin Sektör İncelemesi kapsamında incelenen pazarlarda rekabetin tesisi için gerekli adımları atacağız.
Cari dengenin iyileştirilmesi amacıyla, yenilenerek piyasaya tekrar arz edilen ürünlerin kapsamını genişleterek kullanılmış elektronik ürünleri tekrar ekonomiye kazandırılmasını sağlayacağız.
Kaçakçılıkla mücadelede kapsamında gümrük idarelerimizde yerli ve milli teknolojilerin kullanımını yaygınlaştıracağız. MİLTAR Projemizin devamında seri üretimine geçilen yerli ve milli araç ve konteyner tarama sistemlerini gümrük idareleri başta olmak üzere diğer kurumlarına yaygınlaştıracak, aynı zamanda ihracat potansiyelini geliştireceğiz.
MİLTAR Projemiz sayesinde; sistemlerin ithalatının önüne geçerek 2 milyar 250 milyon TL’lik kaynağın ülke içinde kalmasını sağlayacak, üretilecek sistemlerle aynı zamanda yeni bir ihracat kapısı açmış olacağız.
Yeni Nesil Dış Ticarette Risk Esaslı Kontrol Sistemi (TAREKS)’i kurarak, ürün güvenliği denetimlerini dış ticarette daha etkin yapacağız.
Piyasa gözetimi ve denetimi ile ürün güvenliği mevzuatını, yeşil dönüşüm, döngüsel ekonomi ve yapay zekâ üçgeninde güncel hale getireceğiz. Piyasa gözetimi ve denetimi konusunda yetkili kurumların etkin bir koordinasyon içinde görev yapmalarını sağlayıcı tedbirleri hayata geçireceğiz.
KOBİ’lerimizin rekabet güçlerinin artırılması ve ekonomik büyümemize daha fazla katkı vermeleri temel amacımız çerçevesinde önümüzdeki dönemde de katma değeri yüksek, yenilikçi ve küresel değer zincirinde üst sıralara çıkmış bir üretim yapısını girişimcilerimiz aracılığıyla hayata geçireceğiz.
Kahramanmaraş ve Hatay merkezli depremlerden etkilenen illerimizdeki KOBİ’lerimizin ve esnafımızın bu zor gününde yanında olmayı sürdürecek, üretimlerini devam ettirmeleri için gerekli tüm destekleri kapsamlı ve süratli bir biçimde devreye alacağız.
Yenilikçi, orta yüksek ve yüksek teknoloji firmalarına hizmet vermek üzere bir KOBİ Yatırım Bankası kuracağız.
Deprem bölgesi başta olmak üzere 10 Bin yeni akıllı ve yeşil imalathanenin inşasını ve tahsisini gerçekleştireceğiz
KOBİ’lerin kurumsallaşmalarını desteklemeyi sürdüreceğiz. Bu amaçla insan kaynakları başta olmak üzere kapasitelerinin gelişmesine yönelik destek programları oluşturacağız.
Ortaklıklar yoluyla işletme büyüklüğünü artırmalarını teşvik edeceğiz.
KOBİ’lerin finansmana erişimlerini daha da kolaylaştıracak, bu çerçevedeki kredileri artıracağız.
Kitle fonlaması başta olmak üzere, işletmelerin yenilikçi finansman imkânlarından daha fazla yararlanmalarını sağlayacağız.
Girişim sermayesi ekosistemini geliştirmek için paydaş kuruluşlarla yaptığımız fon yatırımlarını daha da artırıp, çeşitlendireceğiz.
İşletmelerimizin ve girişimciliğin geliştirilmesi için kamu, özel sektör ve sivil toplum kuruluşları arasındaki iş birliğini daha da genişletecek ve bu amaçla yürütülecek ortak faaliyetleri destekleyeceğiz.
Desteklerimizi, farklılaşan ihtiyaçlara odaklı, KOBİ’lerin niteliklerine özel ve performans esaslı mekanizmalarla geliştireceğiz.
Yeni girişimlerin hayatta kalmasını, mevcut işletmelerin ise büyüyüp ölçek atlamasını kolaylaştırmaya dönük yeni destekleri hayata geçireceğiz.
Gençleri girişimci yapabilmek için finansal desteklerin yanında girişimciliği özendirecek ve girişimcilik kültürünü yaygınlaştıracak eğitim ve etkinliklere destek sağlayacağız.
Start-up ekosisteminin güçlendirilmesine yönelik başta TEKNOPARK ve TEKMER’ler olmak üzere gençlerimize sunulan imkânları daha da artıracak ve genç girişimcilerin finansmana erişimlerini kolaylaştıracağız.
KOBİ’lerin rekabet güçlerini artırmaya yönelik eğitim ve teknoloji geliştirme konularında destek programlarını devreye alacağız.
KOBİ’lerin nitelikli işgücüne sahip olabilmelerini teminen İŞKUR öncülüğünde yetkin işgücünün ihtiyaç sahibi firmalara erişimini sağlayacak ve firmalardaki işgücünün eğitim yoluyla niteliğinin artırılmasına destek olacağız.
İşletmelerin Ar-Ge ve Ür-Ge süreçlerini destekleyecek, yenilikçi proje üretme yetkinliğini yaygınlaştıracak, süreç verimliliğini artırıcı yenilikçi yaklaşımları destekleyeceğiz.
Tedarikçi Geliştirme Programı kapsamında İSO500+KOBİ projesiyle 500 büyük işletmeyi ortak projeler vasıtasıyla KOBİ’lerimiz ile buluşturacağız. Her ilimizden en az 1 iyi örnek çıkaracağız. Avrupa’nın tüm ülkelerinden büyük işletmeler ile KOBİ’lerimizin ortak projelerini destekleyeceğiz. Büyük işletmeler ile stratejik ortaklıklarımızı tüm sektörlere yaygınlaştıracağız. Tüm desteklerin tek bir noktadan sunulduğu tek pencere sistemine geçeceğiz.
Dijital dönüşümü yaygınlaştırmaya yönelik programları imalat sanayiinin farklı kollarına adapte ederek KOBİ’lerin dijitalleşme süreçlerine destek vereceğiz.
Dijital dönüşümün platform imkânlarından yararlanarak KOBİ’lerin yerli tedarik zincirini güçlendirecek şekilde büyük ölçekli firmalar etrafında kümelenerek konumlanmalarını teşvik edeceğiz.
KOBİ’lerin yalın üretim konusundaki farkındalıklarını artırarak üretim süreçlerini geliştirmeleri için gerekli mekanizmaları oluşturacağız.
KOBİ’ler ile büyük işletmeler arasındaki verimlilik farkını azaltmak amacıyla özel programlar geliştireceğiz.
Bilişim sektöründe yer alan start-up firmalarının ürün ve hizmetlerini kolaylıkla pazarlamalarına yönelik olarak 2028 yılına kadar 5 ülkede Uluslararası Teknoloji Pazarlama Ofisi kuracağız.
KOBİ’lerin yeşil dönüşüme yönelik farkındalıklarının artırılmasını ve sektörel dönüşüm profillerinin oluşturulmasını sağlayacağız.
Yeşil dönüşümü KOBİ’lere yaygınlaştıracak yenilikçi programları hayata geçireceğiz.
KOBİ’lerde etki yatırım yaklaşımını yaygınlaştıracak programları uygulamaya koyacağız.
KOBİ’lerin ürün ve pazar çeşitlendirme, ihracat ve e-ihracat potansiyelini artırmalarına yönelik programları hayata geçireceğiz.
Doğrudan ve dolaylı ihracat yapan KOBİ sayısını artıracak, kesintili ihracat yapan KOBİ’lerin ihracatında süreklilik sağlayacağız.
E-ticaret ve e-ihracat destek programlarımız kapsamında KOBİ’lere finans, pazarlama, reklam, danışmanlık desteği vereceğiz.
KOBİ’lerin marka ve tasarım aşamalarında yaşadıkları güçlükleri giderecek danışmanlık destek programları geliştireceğiz.
İşletmelerin fikri mülkiyet ve patent haklarına daha hızlı ve sorunsuz elde edebilmelerini teminen farkındalık eğitim programlarını devreye alacağız.
Genç ve kadın girişimciliğine yönelik desteklerimizi artırarak sürdüreceğiz.
Kooperatiflerin Desteklenmesi Programı kapsamında kooperatiflerimizin üretim ve istihdama yönelik projelerini desteklemeye devam edeceğiz.
Esnaf ve sanatkârlarımızın kümelenmelerini ve kooperatifleşmelerini kolaylaştıracak adımları desteklemeye devam edeceğiz.
Esnaf ve sanatkârlarımızın aynı ya da benzer iş kollarında birlikte ya da tamamlayıcı bir biçimde büyük firmalara iş yapmalarını sağlayacak girişimleri destekleyeceğiz.
Esnaf ve sanatkârlarımızın nitelikli işgücü temin etme ve yetiştirme süreçlerini yeni bir bakış açısıyla ele alarak mesleki eğitim sürecinin önemli bir parçası haline getireceğiz.
Mevcut kurumsal yapıyı esnafımızın sorunlarını makro düzeyde daha hızlı bir biçimde ele alabilecek şekilde gözden geçireceğiz. Bu çerçevede meslek kuruluşlarımızın kurumsal ve finansal yapılarının güçlendirerek esnafımıza daha etkin hizmet vermelerini sağlayacağız.
Hazine destekli kullandırılan kredilerde imalat sektörüne, ihracata, markalaşmaya, e-ticarete, yönelen esnaf ve sanatkârlara ilave faiz desteği sağlayarak bu desteklerin etkinliğini artıracağız.
Esnaf ve sanatkârlar için, tüketimin yenilenebilir enerjiden sağlanması konusunda yatırım teşvik modelleri geliştireceğiz.
Esnaf ve sanatkârlara ihracat süreçleri, girişimcilik, Ar-Ge ve yenilikçilik ile devlet yardımları hakkında eğitim, danışmanlık ve bilgi desteği sağlamak üzere 81 ilde konu ile ilgili eğitimler düzenlenmesini sağlayacağız.
Esnafımızın e-ticaret ve e-ihracat pazarlarına erişimlerini kolaylaştıracak programları hayata geçireceğiz.
Ahilik Sandığı’nı aktif bir biçimde kullanarak esnaf ve sanatkârlarımızın piyasada iş yaparken daha güvenli bir biçimde faaliyet göstermelerini sağlayacağız.
Yerel düzeyde üretilen ürünlerin üretim hacimlerinin gelişmesini destekleyecek, pazara erişimlerini arttıracak şekilde üretim süreçlerini yeniden tasarlayacak danışmanlık hizmetleri vereceğiz.
AK Parti olarak yüzyılın enerjisini hayatımızın her alanında hissedeceğimiz Türkiye Yüzyılında yerli ve yenilenebilir enerji kaynaklarımızı en üst düzeyde değerlendiren, yeşil dönüşümü enerji ve madencilik sektörünün merkezine koyan, enerji verimliliğini ve enerjinin depolanmasına dair imkânları artırmayı hedefleyen, nükleer teknolojiyi elektrik üretiminde kullanarak kaynak çeşitliliğine katkı sağlayan, çevresel etkileri en aza indiren enerji ve madencilik politikalarımızı ve stratejilerimizi geliştirmeye devam edeceğiz. Enerji alanında dışa bağımlılığı azaltarak cari açık sorununa kalıcı çözüm üretme politikalarına güçlü bir destek vereceğiz.
Bu kapsamda, dünyada 12’nci sırada olduğumuz elektrik kurulu gücünde dünyada ilk 10 ülke arasına gireceğiz.
2021 yılı itibarıyla yüzde 71 olan birincil enerjide dışa bağımlılık oranımızı, 2028 yılında yüzde 56’ya, 2053 yılında ise yüzde 13 seviyesine indireceğiz.
Elektrik kurulu gücümüzü 2028 yılında 135 GW’ın üzerine çıkaracağız.
2022 yılında kurulu güç içinde yüzde 54,3 olan yenilenebilir enerji kaynaklarımızın payını 2028 yılına kadar yüzde 60’ın üzerine çıkaracağız.
Güneş enerjisinde kurulu gücümüzü 27 GW’a, rüzgâr enerjisinde ise 16 GW’a ulaştıracağız.
2022 yılında elektrik üretiminde yüzde 42,2 olan yenilenebilir enerji kaynaklarının payını 2028 yılında yüzde 50 seviyelerine çıkaracağız.
Yenilenebilir mevcut durumda 137 TWh olan yıllık elektrik üretim toplamını 192 TWh seviyesinin üzerine çıkaracağız.
2028 yılında toplam elektrik üretimimizin 423,7 TWh’ye ulaşmasını öngörüyoruz.
Yerli ve yenilenebilir kaynaklara öncelik vererek kaynak çeşitlendirmesini sağlayacağız, bu kaynaklarımızdan azami ölçüde faydalanılmasını teşvik edeceğiz.
Yenilenebilir enerji üretim tesislerinin kurulumlarını hızlandıracak, Güneş ve Rüzgâr Yenilenebilir Enerji Kaynak Alanları (YEKA) uygulamalarını yaygınlaştırmaya devam edeceğiz. Böylece yerlileştirme, teknoloji transferi, yerli üretim ve Ar-Ge faaliyetlerini geliştireceğiz.
Elektrik iletim şebekesinin altyapısının yeni teknolojilerle güçlendirilmesine devam edeceğiz. Elektrik arzında bölgesel yeterlilik sağlamaya çalışacak, elektrik iletim yatırımlarımızı sistemin güvenliğini ve bölgelerin arz-talep durumlarını gözetecek şekilde hayata geçirmeye devam edeceğiz.
Vatandaşlarımız tarafından elektrik şebekelerinde meydana gelen arıza ve kesinti ihbarlarına daha hızlı cevap verilmesini teminen mobil uygulamaları yaygınlaştıracağız.
Enerji verimliliği kapsamında, mevcut hidroelektrik santrallerimizin ekonomik ömrünü tamamlamış ekipmanlarını yerli ve milli imkânlarımızla daha verimli olacak biçimde tasarlayıp üreteceğiz.
Başta tarımsal sulama alanları ve afet bölgelerinde kullanılmak üzere tasarlamış olduğumuz enerji depolamalı mobil güneş santrallerinin seri üretimine geçeceğiz.
Doğal gazın ulaşmadığı kırsal kesimlerde hayvancılıkla uğraşan çiftçilerin büyükbaş hayvanlarının ürettiği atıktan üretilen gazın mutfaklarda kullanılabilmesi için tasarlanmış olan BİOGAZ ünitesinin seri üretimine başlayacağız.
Ülkemiz kurulu güç portföyünde bulunmayan pompaj depolamalı hidroelektrik santrallerini kuracağız.
Yerli ve milli imkânlarımız ile ürettiğimiz hidrolik santral jeneratör ve türbinimizi yaygınlaştıracağız.
Akkuyu Nükleer Güç Santralinin tam kapasiteyle devreye alınmasını sağlayacak, ilave nükleer santraller kurulmasına yönelik çalışmalara devam edeceğiz.
Küçük modüler reaktörler (SMR) ve 4. nesil reaktörlerin kurulması ve yerlileştirilmesi yönünde adımlar atacağız.
Nükleer Yakıt Üretim Tesisi, Ulusal Nükleer Araştırma Merkezi ve İnsan Kaynağı Eğitim Merkezi tesis edeceğiz.
Enerji, nükleer ve maden teknolojileri alanlarında yüksek teknolojilerin geliştirilmesi ve katma değeri yüksek stratejik ürünlerin ülkemizde üretilmesini sağlamak amacıyla Araştırma ve Pilot Uygulama Merkezleri kuracağız.
Tüm ilçeleri doğal gaz ile buluşturacağız.
Doğal gaz depolama kapasitesini artırmaya devam edeceğiz. Silivri yer altı doğal gaz depolama tesisi ile Tuz Gölü yer altı doğal gaz depolama tesisinin mevcut kapasitesini iki yıl içerisinde 10 milyar m3’e çıkaracağız. Toplam geri üretim kapasitesini ise günlük 155 milyon m3’e ulaştıracağız.
TANAP doğal gaz boru hattının kapasitesini iki katına çıkaracağız.
Yurt içi ve yurt dışı petrol ve doğal gaz arama faaliyetlerini aralıksız sürdüreceğiz. Bu bağlamda, ülkemizde daha önce terör nedeniyle arama yapılmayan sahalar başta olmak üzere potansiyel gördüğümüz tüm sahalarda arama faaliyeti yürütürken hem Karadeniz’de hem de Akdeniz’de arama ve sondaj faaliyetlerimize kararlılıkla devam edeceğiz.
Türkiye Yüzyılında enerji bağımsızlığımızın sembolü haline gelmiş olan Karadeniz doğal gazını vatandaşımıza ulaştıracağız. Yapılacak çalışmalar neticesinde mevcut 710 milyar m3’lük rezerve ilave yeni keşiflerle birlikte ülkemizin geleceği, yüzyılın enerjisi ile daha da aydınlanacaktır.
Filyos Doğal Gaz İşleme Tesisini faaliyete geçireceğiz.
2023 yılının ilk yarısında, 1’inci fazda yaklaşık günlük 10 milyon m3’lük üretime bağlı olarak milletimizin hizmetine sunacağımız yerli doğal gazımız, 2’nci fazda günlük 40 milyon m3’e çıkacaktır. Böylece ülkemizin doğal gaz ihtiyacının yaklaşık dörtte birini yerli doğal gazımızdan karşılamış olacağız. Sadece bir yılda üreteceğimiz doğal gaz bugüne kadar ülkemizde üretilen doğal gazın da tamamına karşılık gelecek.
Yerli doğal gazımız, halkımızın daha güvenli ve maliyet etkin bir şekilde doğal gaza erişimini sağlamanın yanı sıra, ülkemizin yeni doğal gaz sözleşmelerine dair müzakerelerde daha avantajlı kontratlar yapmasına imkân sağlayacaktır.
Gabar bölgesinde ve Çukurova’da gerçekleştirdiğimiz keşif ve buna bağlı üretim artışı sayesinde 2023 yılında günlük ham petrol üretimimizi 100 bin varilin üzerine çıkartacağız.
Altyapı çalışmalarını tamamlayıp Türkiye Yüzyılında enerjide merkez ülke hedefine ulaşacağız.
Uluslararası enerji ticaretinde sahip olduğumuz stratejik konumu güçlendireceğiz. Bu çerçevede ülkemizde, sağlam bir altyapı ile kaynak ülkelerden gelecek doğal gazın hem fiziki teslimatının yapılacağı hem de finansal enstrümanlar aracılığıyla ticarete konu edileceği, rekabetçi bir enerji ticaret merkezi tesis edeceğiz.
Kazan-kazan esasına dayalı enerji diplomasisi sayesinde, ülkemizin refahını artırma hedefiyle ikili ve çok taraflı ilişkilerde aktif rol almaya devam edeceğiz. Enerji ve madencilik alanında iş birliği yaptığımız ülkelerin sayısını artıracağız ve bu ülkelerin sahip olduğu enerji ve maden kaynaklarına ilişkin karşılıklı arama, üretim ve ticaret konularında iş birliğimizi güçlendireceğiz.
Enerji ve madencilik alanında faaliyet gösteren kamu iktisadi teşebbüslerinin ve diğer kamu işletmelerinin kurumsal yönetim ilkeleri çerçevesinde faaliyet göstermelerine, ülkemiz kaynaklarını etkin ve verimli kullanmak suretiyle işletmecilik yapmalarına önem vereceğiz.
TPAO, BOTAŞ ve bunların bağlı şirketleri hem ülkemizde hem de diğer birçok ülkede yürüttükleri petrol ve doğal gaz üretim, depolama, iletim ve ticaret faaliyetlerinde elde ettikleri teknik, mali ve operasyonel tecrübe sayesinde, global enerji şirketleri ile çok daha etkin rekabet edecektir.
2053 Net Sıfır Emisyon hedefimiz doğrultusunda, enerji verimliliği ile daha az karbon salımı sağlayıp bir yandan çevreyi korurken diğer yandan da daha az girdi kullanımıyla rekabet gücümüzü artırarak enerjide yeşil dönüşümü gerçekleştireceğiz.
Birincil enerji yoğunluğumuzu 2000 yılına göre 2053 yılında yüzde 69 azaltacağız.
2017 yılı baz alındığında, 2053 yılına kadar elektrik ve ısı üretimi sektöründe yüzde 71 emisyon azaltımı sağlayacağız.
Karbondioksit tutma, dönüştürme/tekrar kullanma ve depolama teknolojilerinin geliştirilmesine yönelik Ar-Ge çalışmaları yürüteceğiz.
Enerji verimliliği ve emisyon azaltımı hedeflerimize yönelik olarak hazırlanan Türkiye Enerji Verimliliği 2030 Stratejisi ve Vizyonu politika belgesi ile 2024-2030 dönemini kapsayacak İkinci Enerji Verimliliği Eylem Planı’nı açıklayacağız.
Merkezi ve Yerel Yönetime ait Kamu Bina ve Hizmetlerde Enerji Verimliliği artırmaya devam edeceğiz. Enerji performans sözleşmelerinin daha yaygın kullanımı için gerekli teknik ve idari altyapıyı geliştirerek enerji verimliliği yatırımlarını hızlandıracağız.
Kamu binalarında enerji verimliliği yatırımlarına devam edeceğiz. Kamu binaları için 2023 sonuna kadar yüzde 15 tasarruf hedefine yönelik çalışmalarımızı sürdüreceğiz.
Sanayide ısı pompası kullanımının artırılması yoluyla doğal gaza bağımlılığın azaltılmasını sağlayacağız.
Hidrojen, net sıfır hedefimiz için önemli alternatiflerden olup hidrojen değer zinciri oluşturarak başta yerli elektrolizörün ve batarya sistemlerinin geliştirilmesi olmak üzere, hidrojen teknolojilerinde ve ekonomisinde öncü bir ülke olacağız. Elektrolizör kapasitemizi 2028 yılında 1,5 GW’a, 2035 yılında 5 GW’a, 2053 yılında ise 70 GW seviyesine ulaştıracağız.
Madencilik sektörünün geleceği için gerekli tüm yasal adımları atmaya devam edeceğiz.
İnsanımızı merkeze alan bir anlayış içinde maden kazalarının önlenmesine ilişkin oluşturduğumuz yasal ve kurumsal çerçeveyi etkili bir şekilde uygulamaya devam edeceğiz.
Jeotermal, Doğal Mineralli Sular ve Isı Kanunu hazırlıkları tamamlanmış olup yeni dönemde TBMM’ye gönderilecektir.
Yerli kömürün değerlendirilmesi için temiz kömür teknolojilerinin uygulanması çalışmalarına hız vereceğiz. Yeni nesil termik santrallerle yerli kömür kaynaklarını azami verimlilik esası göz önünde bulundurularak değerlendireceğiz.
Maden atıklarını değerlendirerek ekonomiye kazandıracağız. Maden atık/artık/pasalarında yer alan ileri teknoloji elementlerin potansiyelinin belirlenmesine yönelik proje gerçekleştireceğiz.
Ülkemizin ihtiyacı olan madenlerin yurtdışında aranması ve işletilmesi ile ilgili faaliyetlerimize devam edeceğiz.
Sürdürülebilir madencilik politikalarını yaygınlaştırılacak, “Hem Madencilik Hem Çevre” bilincini yerleştireceğiz.
20 yıl önce hemen hemen hiç üretmediğimiz altın potansiyelimizi yıllık 40 ton seviyelerine çıkarttık. Önümüzdeki dönemde bu üretimi 2 katına çıkartacağız.
Karadeniz doğal gazımız ve Gabar bölgesi petrollerimiz başta olmak üzere, hidrokarbon üretimi alanında yapacağımız atılımlar ile altın üretiminde yapacağımız atılımlar neticesinde ülkemiz, cari açığını olumsuz etkileyen enerji ve altın ithalatı konusundaki makûs talihini de yenmiş olacaktır.
Türkiye Yüzyılı, yerli ve milli Ar-Ge ve Ür-Ge faaliyetleri neticesinde uç ürünlerin geliştirilmesinden ticarileştirilmesine kadar enerji ve maden teknolojilerinin her aşamada atılım yapacağı, bu alanlarda yaşanan dijital dönüşümün ve yapay zekâ uygulamalarının verimliliği zirveye taşıyacağı ve ülkemizin teknoloji geliştirme konusunda küresel bir merkez haline geleceği bir dönem olacaktır.
Türkiye Yüzyılı, maden cevheri keşiflerine ilişkin müjdelerimiz ile uç ürüne dayalı üretim tesislerimizin açılışlarını sıklıkla milletimizle paylaşacağımız bir sürece dönüşecek olup madencilik sektörümüzün GSYH içindeki payını ve ihracat gelirini istikrarlı ve çevreyle uyumlu bir şekilde artıracağız. Madencilik sektörünün GSYH içerisindeki payını yüzde 2’ye yükselteceğiz.
Ülkemiz ferrobor ihtiyacını karşılayacak yıllık 800 ton kapasiteli tesisi Balıkesir/Bandırma’da 2023 yılı içinde tamamlayacağız.
Elektrikli araçların kullanımının ve elektrik depolama ihtiyacının artmasına bağlı olarak küresel ölçekte kritik önem kazanan lityum iyon pillerin temel hammaddesi olan lityum karbonatın ülkemizde üretimini sağlayacak; Eskişehir/Kırka’da 600 ton/yıl, Balıkesir/Bandırma’da ise 100 ton/ yıl olmak üzere toplam 700 ton/yıl kapasiteli Lityum Karbonat Üretim Tesislerini milletimizin hizmetine sunacağız. Böylece ülkemizin bu alandaki ithalatının yaklaşık yüzde 50’si yerli üretim ile karşılanmış olacaktır.
Eskişehir/Beylikova’da keşfedilen ve havacılık, savunma, uzay sanayi, biyomedikal gibi alanlarda kullanılacak 694 milyon ton nadir toprak elementinin ülkemiz ekonomisine kazandırılmasını teminen yıllık 1.200 ton cevher işleyecek pilot üretim tesisi kuracağız. Tesisin tam kapasiteye ulaşması neticesinde tesiste yıllık 570 bin ton cevher işlenecektir.
Kütahya/Emet’de 5.000 ton/yıl kapasiteli Bor Karbür Üretim Tesisi kurarak, savunma sanayiine yönelik üretim kapasitemizi artıracağız.
Ülkemizin Sürdürülebilirlik ve İklim Değişikliği konusundaki vizyonu çerçevesinde, hidrojenin üretimi, depolanması ve güvenli bir şekilde taşınmasına imkân sağlayacak Sodyum Bor Hidrür Üretim Tesisi kuracağız.
Koklaşır özelliğe sahip Zonguldak Taşkömürü Havzası kömürlerinin katma değerinin artırılması amacıyla havzada bulunan kömürlerin koklaştırılarak demir çelik sanayisine sunulması için Kok Fabrikası Tesisi ve diğer yan tesisleri milletimize armağan edeceğiz.
Maden sahalarında uç ürün şartlı ihalelere devam ederek katma değeri daha yüksek bir sektör oluşturacağız.
Maden arama ve işletme süreçlerinin daha cazip hale getirilmesi yönünde yeni adımlar atacağız.
Tüm dünyanın içinde bulunduğu bu hassas süreçte, bölgesel ve küresel güvenlik, barış ve istikrar için Cumhuriyet tarihimizin en yoğun ve en etkili faaliyetlerini icra ediyoruz.
Önümüzdeki dönemde de tüm insanlığa hizmet edecek şekilde, caydırıcı güç statümüzü koruyarak huzur ve barış ortamını güçlendirmek ve sürdürülebilir refah artışı sağlamak üzere savunma sanayii teknolojisindeki atılımlarımızı sürdüreceğiz.
“İstersen sulh-u salah hazır ol cenge” anlayışı ile caydırıcı güç statümüzü güçlendireceğiz.
Yerli ve millî savunma sanayimiz ile yenilikçi ve çığır açan teknolojilere yatırım yapmaya devam edecek ve yerlileşme oranını daha da artıracağız.
Savunma sanayii pazarında ihracatçı bir ülke olarak konumumuzu pekiştireceğiz. 2028 yılında savunma sanayiinde yerlileşme oranımızı artırırken, ihracatımızı en az 15 milyar dolara yükseltmeyi hedefliyoruz.
Kızılelma ufkuyla, tam bağımsız savunma sanayi hedefimizi yerine getirecek, savunma sanayiinde öncü ülkeler arasında olacağız.
Başta Milli Muharip Uçağı, İHA/SİHA, Gemi, Denizaltı, Füze, Tank, Siper olmak üzere nanoteknoloji, bioteknoloji, lazer, kuantum teknolojileri ve yapay zekâ destekli otonom sistemler gibi yenilikçi ve çığır açan teknolojilere yatırım yaparak savunma sanayiimize yeni kabiliyetler kazandıracağız.
Milli muharip uçak, dikey iniş/kalkış yapabilen SİHA’lar ve muharip insansız uçaklar ile insansız kara ve deniz araçları, uydu sistemleri de dâhil haberleşme ve bilgi teknolojileri, elektronik harp, siber güvenlik, uzun menzilli hava savunma ve füze sistemleri alanlarında önemli gelişmeler kaydederek Türkiye Yüzyılına yakışır bir savunma sanayiine kavuşacağız.
Milli Ramjet Motorlu Hava-Hava Füzesi Geliştirme Projesi GÖKHAN hava-hava füze sistemini ülkemize kazandıracağız.
Tasarım, üretim, bakım, onarım ve modernizasyonda yerli ve sürdürülebilir ileri teknoloji merkezi olacağız.
Savunma sanayiinde yerli ve milli teknolojinin kullanım oranının arttırılması amacıyla yerli ve milli firmalarla onaylı tedarikçi ve Stratejik İş Birliği Anlaşması faaliyetleri yürüteceğiz.
İnsansız Hava Aracı teknolojileri alanında ortaya koyduğumuz başarıları özellikle insansız otonom sistemler, yapay zekâ uygulamaları, akıllı silah sistemleri konularında ülkemizi dünyada en ileri noktaya taşıyacak stratejilerle destekleyeceğiz.
Mayın temizliği hususunda dünyadaki gelişen teknolojiyi takip ederek yerli ve milli ekipman üretilmesini sağlayacağız.
Yurt dışından tedarik edilen ürünlerin yurt içinde üretimi ile yurtdışına giden maddi değerlerin ülkemizde kalmasıyla ülkemizin büyümesine katkı sağlayacağız.
Savunma sanayiinin yeşil dönüşümünü sağlayacak projeleri destekleyecek, elektrikli ve hibrit sistemler, biyoyakıtların dâhil edilmesi gibi savunma sanayii ürünleriyle yeşil dönüşümü sağlayacağız.
Savunma sanayii ihracatımızı çevreye duyarlı şekilde ve Sınırda Karbon Düzenlemesi gibi uluslararası düzenlemelere uyumlu olarak geliştireceğiz.
Milli savunma eğitiminde teknolojik altyapı ve beşerî eksikliklerin giderilmesi için gerekli yatırım ve çalışmaları tamamlayacağız.
Savunma sanayiinde yerlileşme ve millileşme arttıkça firmalarımızın sivil endüstrilerde kullanacağı teknolojik kabiliyetler de gelişmektedir. Bu süreci daha sistemli bir şekilde ele alacak ve sivil alanlara teknoloji transferini hızlandırıcı platformları ve mekanizmaları geliştireceğiz.
Küresel savunma pazarında etkili bir oyuncuya dönüşerek ülkemizin toplumsal refahını genişleteceğiz,
Savunma Sanayii Başkanlığı ile Millî Savunma Bakanlığı, Dışişleri Bakanlığı, Milli İstihbarat Başkanlığı ve İçişleri Bakanlığı arasındaki koordinasyon ve iş birliğini daha da artırarak savunma diplomasisini güçlendireceğiz.
Savunma diplomasisini dış politikanın önemli bir sütunu haline dönüştüreceğiz.
Bu hedefler doğrultusunda savunma sanayiini dost ve müttefik ülkelerle ilişkilerimizin geliştirilmesinde katalizör haline getireceğiz.
Sivil-asker ilişkilerinin demokratik denetimini daha da tahkim ederek ülkemizi bu konuda daha ileri bir noktaya taşıyacağız.
Terörle mücadele alanında son terörist etkisiz hale getirilene ve terör sınırlarımızdan temizlenene kadar askeri alandaki mücadelemize devam edeceğiz.
FETÖ, PKK/PYD/YPG, DEAŞ ve DHKP-C gibi terör örgütleriyle ve ülkemiz aleyhindeki propaganda faaliyetleriyle mücadelemizi aralıksız sürdüreceğiz. Sahada verilen kararlı ve etkili mücadeleyi, diplomatik gücümüzle desteklemeye devam edeceğiz.
Terörizmle mücadelede toplum merkezli bakış açısını daha etkin şekilde kullanarak radikalleşme dahil tüm şiddet biçimlerini ve bunların nedenlerini ortadan kaldırmak için çalışacağız.
Türkiye’nin sınırları dahil olmak üzere sınır ötesindeki unsurlarımıza tehdit oluşturabilecek her türlü güvenlik riskini minimize edeceğiz.
Türkiye’nin bölgesel ölçekli istikrar sağlayıcı güç konumunu pekiştireceğiz.
Teröre ve Terörizme Karşı Mücadele Vizyonumuz
Türkiye Yüzyılı’nın teröre ve terörizme karşı mücadele vizyonunun esası, böyle bir gündem maddesini toplumun gündeminden çıkarmaktır. Terör faaliyetlerinin tamamen durdurulduğu, huzur ortamını bu alandaki çalışmalarımızın esası olarak görüyoruz. Hukuk devleti çerçevesinde “Önleyicilik” yaklaşımıyla tüm güvenlik başlıklarında temel stratejimiz, toplumsal kaynaklarıyla birlikte terörizme karşı topyekûn bir mücadeleyi kurumsallaştırmaktır. Küresel terör örgütlerinin Dünya’nın kaderi olmadığına inanıyoruz. Bu- nun için, terörün panzehiri olan demokrasi ve “istikrarı” hem ülkemiz hem de coğrafyamız için vazgeçilmez bir unsur olarak kabul ediyoruz. Kalkın- mayı, istikrarı, zenginliği, huzur ve refahı sadece ülkemiz için değil, coğ- rafyamız için bir hedef olarak görüyoruz. Teröre karşı mücadelenin yanına terörizme karşı mücadeleyi ekleyerek bu alanda önemli bir zihni dönüşüm gerçekleştirmeyi hedefliyoruz. Alt- yapı hizmetlerindeki kalite artışından eğitim ve sağlık alanındaki çalışma- lara kadar kalkınma hamleleriyle, sosyal projelerle bütüncül bir anlayışla terörizme karşı mücadele esasıyla çalışacağız. Doğu ve Güneydoğu’nun çehresi değişti, yolları değişti, meydanları, caddeleri değişti, insanların umutları, çocukların ve gençlerin hayalleri değişti. Sadece terör olayla- rıyla anılan şehirlerimiz, artık bilgisayar kodlama sınıflarıyla, eskiden ya- saklı yaylalar olarak bilinen yerler, yapılan festivallerle, uluslararası spor organizasyonlarıyla anılır oldu. Türkiye Yüzyılı’nda Doğu ve Güneydoğu illerimizdeki kalkınma hamlesi kesintisiz devam edecektir. Bir daha terör nedeniyle kapalı bir tek yaylamız, terkedilmiş bir tek köyümüz, mezramız, bir tek kulübemiz dahi olmayacaktır. Türkiye, teröre karşı mücadelenin silahlı kısmına yönelik önemli bir ka- pasiteye sahiptir. Bu kapasiteyi sadece milletimizin huzuru için kullanmayı demokratik bir toplumun esası olarak görüyoruz. Önümüzdeki dönemde istikrarlı iç güvenlik anlayışımızla milletimize hizmet etmeye devam ede- ceğiz. Teröre karşı ülke olarak hiçbir zaman bedel ödemeyeceğimiz bir geleceği hep birlikte inşa ederken 40 yıllık tahribatın ekonomik ve sosyal boyutları başta olmak üzere tüm yaralarını saracağız. Doğu ve Güneydoğu Anadolu’da terörden arındırılmış, kalkınmış, mü- reffeh, sadece Türkiye’nin değil Dünyanın batısıyla olan tüm farkları gide- rilmiş yeni bir hayat başlatacağız. Terörle mücadele diplomasimizi kurumsallaştırarak, terör örgütlerine yurtdışında da nefes aldırmayacağız; Avrupa ve ABD kamuoyunun, ulus- lararası kuruluşların FETÖ, PKK ve Sol Terör Örgütleri tarafından kandı- rılmasına ve kullanılmasına müsaade etmeyeceğiz. Teröre ve terörizme karşı mücadeleyi bir politika olarak kesintisiz sürdüreceğiz. Terörün finansmanıyla mücadelemizi derinleştireceğiz. Terör örgütle- rinin sivil toplum, belediyeler gibi özgürlük ve kaynak alanlarını istismar etmelerine asla izin vermeyeceğiz. Terör örgütlerinin demokratik meka- nizmaları istismarına karşı, demokrasiyi ve hukuku güçlendirmeye devam edeceğiz. Türkiye’nin teröre karşı mücadeledeki en büyük başarılarından birisi, böylesine yoğun bir tehdit ağına karşı ve farklı terör örgütleriyle eş za- manlı mücadele etmesine rağmen hukukun üstünlüğü ve insan hakları çizgisinden asla taviz vermemiş olmasıdır. Verilen mücadele yasaklar zeminine değil özgürlükler zeminine oturtulmuş, terörün “sivil toplum” gibi özgürlük alanına tahakkümü önlenmiş, silahlı operasyonlar dahil tüm mücadele devlet ciddiyeti ve hukuktan ayrılmadan gerçekleştiril- miştir. AK Parti Hükümetlerinin tamamının bu konuda gösterdiği hassa- siyet, esasen bu mücadelenin başarısının altında yatan temel unsurlar- dan biridir. Yeni dönemde özellikle geçmişte terörden yoğun etkilenen bölgelerimizde sivil toplum kuruluşlarının kapasite gelişimlerine özel destekler vereceğiz.
Halen 62 olan atık suda uyuşturucu analizi yapılan il sayısı, 81’e çıkarılacaktır.
Uyuşturucunun önemli kullanım alanlarından olan metruk binaların yıkımı veya rehabilite edilmesi mücadelemiz devam edecektir.
Uyuşturucu küresel bir sorundur. Bu sebeple, uluslararası iş birliklerimiz artarak devam edecektir.
Uyuşturucuya karşı mücadelenin yasal altyapısı daha da güçlendirilecektir. Uyuşturucu satıcılarına, tedarik zincirinin tüm halkalarına yönelik cezalar ve mücadelede kullandığımız hem personel kapasitesi hem de teknik kapasite daha da arttırılacaktır.
AK Parti iktidarı ile ülkemiz Dijital Devrim Türkiye’si olacak ve Türkiye Yüzyılı Dijitalin Yüzyılı olacaktır. Küresel düzeyde yüksek rekabete konu olan bu alanda öncü ülkeler arasında olma irademizi güçlü bir şekilde ilgili tüm politikalarımıza yansıtacağız.
21. yüzyılda dijital devlet, siber güvenlik, büyük veri ve yapay zekâ, blokzincir gibi yenilikçi dijital teknolojilerde gerçekleştireceğimiz atılımlarla, ülkemizi Dijital Türkiye hedefine ulaştıracak ve Dijitalin Yüzyılında vatandaşlarımızın günlük yaşamlarını daha kolay ve konforlu hale getireceğiz.
Yapay Zekâ Stratejimiz ile yapay zekâ alanının GSYH’ye katkısını yüzde 5’in üzerine çıkaracak, bu alanda 50.000 kişi istihdam edilmesini, lisansüstü düzeyde 10.000 mezun sayısına ulaşmayı ve uluslararası kuruluşların yapay zekâ endekslerindeki sıralamalarında Türkiye’nin ilk 20 ülke arasında yer almasını sağlayacağız.
Ankara’da devreye alacağımız yeni veri merkezimizdeki, yeni nesil TRUBA süper bilgisayarı ülkemizde yapay zekâ alanında yapılacak çalışmalardaki kapasitemizi beş kat artıracak.
Ülkemizi dijital dönüşümü ilgilendiren uluslararası endekslerde ilk 10’a taşıyacağız.
Ülkemizin dijital ekosisteminin yetkinliklerinin arttırılması ve Avrupa Birliği’ndeki paydaşlarıyla iş birliğini geliştirmelerini temin etmek üzere, Dijital Avrupa Programı’na katılımını değerlendireceğiz.
Dijital Devlet Stratejisini ve Ulusal Veri Stratejisini hayata geçireceğiz.
“Kamu Veri Alanı Projesi” ile ülkemizin kamu kurumlarında veriye dayalı yenilikçiliğin geliştirilmesi ve vatandaşlarımızın kamu hizmetlerine yönelik memnuniyetinin artırılmasını sağlayacak ve kamuda veri paylaşımını kolaylaştırarak kamu kurumlarının “veri temelli organizasyona” dönüşümünü hızlandıracağız.
Kamu kurumlarının kullandıkları ticari lisanslı yazılımların, mümkün olduğu ölçüde açık kaynak kod yazılımlar ile değiştirilmesine yönelik düzenlemeyi hayata geçireceğiz.
Yapacağımız tüm çalışmalarda mahremiyete ve kişisel verilerin korunmasına azami özeni göstereceğiz. Bununla birlikte, verileri anonimleştirerek toplumun tüm kesimlerinin kullanımına sunulmasını ve bu verilerden değer üretilmesi için projeler geliştirilmesini sağlayacağız.
6698 sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanununu, Avrupa Genel Veri Koruma Tüzüğüyle uyumlu olarak güncelleyerek kişisel verilerimizi korumaya devam edeceğiz.
Ülkemizin kendine has tasarım ve ürün geliştirme kültürünü oluşturması, insan dostu teknolojileri hayata geçirmesi noktasında insan kaynağı oluşturulması yönünde gerekli çalışmaları yapacağız.
Mikroişlemci üretimi noktasında gerekli yatırımları hayata geçireceğiz.
Girişimcilerimizin bulut bilişim ve veri merkezlerine erişimlerini kolaylaştıracak tedbirleri alacağız.
Web 3.0 kapsamında ülkemize özgü platformların oluşturulması için gerekli teşvik mekanizmalarını hayata geçireceğiz.
Dijital dönüşümü bir fırsata çevirmek ve işgücü piyasası üzerindeki olası olumsuz etkilerini en aza indirmeye yönelik olarak gelecekte dönüşüm geçirecek veya yeni ortaya çıkacak sektör, meslek ve becerileri tespit ederek mesleki eğitim başta olmak üzere müfredatı eğitimin her kademesinde uyumlu, bütüncül ve sürdürülebilir bir yapıda yeniden ele alacağız.
Ulusal Güvenlik Stratejimizi gözden geçirerek ilave alınması gereken tedbirleri belirleyecek ve ülkemizin en üst düzeyde güvenliğini ve etkinliğini sağlayacak bir mekanizma oluşturacağız. “Güçlü ve Büyük Türkiye” temalı 2023-2026 dönemi Ulusal Siber Güvenlik Stratejisi ve Eylem Planımızı güçlendirerek uygulamaya koyacağız. Türkiye’yi bölgesinde ve dünyada kabul edilen caydırıcı bir “Siber Güç” haline getireceğiz.
Türkiye’yi yazılım alanında güçlü bir küresel oyuncu yapacağız. Bu amaçla insan kaynağımıza daha fazla yatırım yapacak ve bu alandaki firmalarımızın rekabetçiliğini artıracak destek mekanizmalarını daha da güçlendireceğiz.
Yerli yapay zekâ dil modellerimizi geliştireceğiz.
Yapay zekâ, makine öğrenmesi, robotik teknolojiler, 3 boyutlu yazıcı, dijital ikiz, bulut bilişim ve büyük veri gibi dijitalleşme uygulamalarına yönelik teknoloji geliştirme ve üretim kabiliyetinin ülkemizde güçlendirilmesine öncelik verecek, bu alanda gerekli araştırma altyapılarını geliştireceğiz.
Ortaya koyacağımzı dijital dönüşüm stratejisiyle Türkiye’nin dijital alanda bir dünya markası olmasına yönelik adımları hayata geçireceğiz.
Her alanda üretilen verilerin dijital ortama aktarılarak açık erişimini destekleyeceğiz. Güvenli veri altyapıları kuracak ve ilgili sektörlerde veri paylaşımı ve veri değişimi için teknik standartların oluşturulmasını sağlayacağız.
Hazırlayacağımız bulut bilişim stratejisiyle kamu kurumlarının veri saklama ve veriye erişim kapasitelerini iyileştirecek, veriye dayalı karar destek sistemlerini geliştireceğiz.
Sanayinin dijitalleşmesi sürecinde önem arz eden nesnelerin interneti gibi ileri üretim teknolojilerinin yaygınlaştırılmasını sağlayacağız.
İmalat sanayinin dijital dönüşüm süreçlerini destekleyecek ve finansman imkânlarını artırarak ürün ve hizmetlerinin geliştirilmesini teşvik etmeye devam edeceğiz.
Model Fabrikaları sanayinin yoğunlaştığı toplam 14 ilimize yaygınlaştıracağız.
KOBİ’lerde dijital dönüşüm uygulamalarının yaygınlaştırılmasını sağlayacağız. Otomasyon ve bilgi teknolojilerini kullanma kapasitesini ve verimliliklerini artıracağız. Bu amaçla KOBİ’lerimizin bilgi, finans, personel eksikliğini azaltacak destek programları oluşturacağız.
e-ticaret ve e-ihracat gibi ticaretin dijitalleşmesi politikası araçlarımıza verdiğimiz destekleri geliştirmeye devam edeceğiz. Bir yandan da tüketicinin ve rekabetin korunması için düzenleyici mekanizmaları güçlendireceğiz.
Geliştirdiğimiz kavramsal tasarım ve kriptolojik altyapı ile test sürecini başlattığımız yeni nesil dijital Türk Lirası projesini hayata geçireceğiz. Bunun yanı sıra, genel anlamda dijital finansal işlemler konusunda düzenleyici çerçevemizi güçlendireceğiz.
Dijital eşitsizliği ortadan kaldıracak bir anlayış içinde; ülkemizin tüm yörelerine, kırsal alana ve farklı kesimlerine erişim imkânı verecek altyapıları ve beceri programlarını kamu olarak doğrudan vatandaşlarımıza sunacak veya destekleyeceğiz. Böylece, yetkinlik açığını giderecek ve fırsat eşitliğini sağlamış olacağız. Bu alana ilişkin desteklerimizi şekillendirirken vergi mevzuatımız konusunda gerekli güncellemeleri yapacağız.
Dijitalleşme konusunda gençleri odağa alan politikalar hayata geçireceğiz.
Ak Parti olarak, tüm bu çalışmaları yaparken insan odaklı bir bakışla veriye dayalı karar alma yaklaşımını sadece kamuda değil, özel sektör ve sivil toplum örgütleri için de tesis edecek, ülkemizi hem Dijital Türkiye hedefine ulaştıracak hem de küresel bir lider konuma getireceğiz.
Ülkemizi kritik teknolojilerin pazarı değil üreticisi yapacak Teknoloji Devrimi vizyonu doğrultusunda adımlar atmaya devam edeceğiz.
Küresel rekabetteki konumumuzu güçlendirmek için Ar-Ge harcamalarının milli gelire oranını yüzde 2 düzeyine taşımayı hedefliyoruz.
Ülkemizi Küresel Yenilik Endeksinde ilk 20’ye taşıyacağız.
Ulusal Teknoloji Girişimciliği Stratejisi kapsamında dünyanın en gelişmiş 20 ekosistemi arasında yer almayı ve ekosistemimizden 15 Turcorn ve 5 Decacorn çıkaracağız.
Teknoloji yoğun üretime geçiş ile tedarik zincirinin karbonsuzlaşması ve yeşil dönüşüm için farkındalık ve danışmanlık desteklerimizi artıracağız.
İklim değişikliği ile mücadele ve Avrupa Yeşil Mutabakatına uyum kapsamında Türkiye İmalat Sanayinin Yeşil Dönüşümü Projesi’ni hayata geçireceğiz.
İmalat sanayi sektörlerinin yeşil mutabakata uyumu konusunda Çelik, Alüminyum, Çimento ve Gübre üretiminde karbonsuzlaştırma yol haritalarını geliştireceğiz.
Türkiye’nin gübre ithalatını yarı yarıya azaltıyoruz. Verdiğimiz teşvikler sayesinde Zonguldak’ta, 32 milyar liralık yatırımla yerli gübre fabrikası kuruluyor. Karadeniz’den çıkaracağımız doğalgazı kullanacak bu tesiste 2 milyon ton gübre üretilecek. Böylece yıllık 650 milyon dolarlık ithalatın önüne geçmiş ve ülkemizin gıda güvenliğini sağlamış olacağız.
Deprem, sel, heyelan, orman yangınları dahil afet risk yönetimine hizmet edecek yeni teknolojilerin geliştirilmesi için özel destek mekanizmaları kurgulayacağız.
Hidrojen alanında ulusal atılım sürecimizi başlatarak, ulaşım araçlarına entegre olacak Milli Hidrojen Güç Sistemini geliştireceğiz.
Karbon salınımının nerdeyse sıfır olduğu, radyasyon ve yüksek sıcaklık ihtiyacı olmayan yenilikçi füzyon teknoloji ile daha önce dünyada kullanılmamış sürdürülebilir ve kompakt bir nükleer reaktör üretimini gerçekleştireceğiz.
Şehirlerimizi enerji, tarım, biyoçeşitlilik, mobilite gibi unsurların birbirleriyle bağlantılı olduğu, verimli ve ileri teknolojiyle donatılmış akıllı şehirler haline dönüştüreceğiz.
Hızlı şarj teknolojileri, enerji yoğunluğu yüksek batarya hücre teknolojileri, havayolu ulaşımına alternatif ulaşım sistemleri ve tam otonom (sürücüsüz) mobilite sistemlerinde öncü bir ülke olacağız.
Türkiye’yi yeni nesil elektrikli otomobil üssü haline getirme hedefimiz doğrultusunda, yerli otomobilimiz TOGG’un seri üretimini yıllar içinde artırarak 2030 yılına kadar 1 milyon araca ulaşacağız.
Yerli otomobilimiz TOGG başta olmak üzere elektrikli otomobil üretimi ve kullanımındaki gelişmeleri dikkate alarak yüksek hızlı şarj istasyonlarının 81 ilimizin tamamında yaygınlaştırılması konusunda ilave adımlar atacağız.
Elektrikli araç stoğunun 2 milyonu, şarj istasyonu sayısının 200 bini aşmasını sağlayacağız.
tarya modül ve paketi ile alt komponentlerinin geliştirilerek batarya üretim yatırımlarının tamamlanmasını sağlayacağız.
Ülkemizde bir batarya test merkezi kurulmasını teşvik edeceğiz.
Yerli aktif olmayan malzemeler ile batarya hücre üretim yatırımının yapılmasını sağlayarak “Bölgesel Batarya Üretim Merkezi” olacağız.
Toplu taşıma ve şehir içinde kullanılan kamu hizmet araçlarının yerli ve elektrikli araçlar olmasını sağlamak üzere kamu alım programları uygulayacağız.
Seviye 4 otonom araçların geliştirilmesine ve üretilmesine yönelik teşvikler verecek, bu teknolojilerin sahada kullanılmasına yönelik düzenlemeleri hayata geçireceğiz.
Stratejik yüksek teknoloji ürünlerinden mikroçiplerin tasarım, üretim ve ticarileşmesi için özel sektörümüzü yıllara sari olacak şekilde destekleyeceğiz.
Türkiye, imalat, savunma, uzay, haberleşme ve enerji gibi kritik alanlarda ihtiyaç duyduğu çiplerin tasarımını, paketlemesini ve bir kısım üretimini yapabilen bir ülke konumuna geldi.
Çip endüstrisinde Ar-Ge, tasarım, üretim ve ticarileştirme kabiliyetleri ile nitelikli insan kaynağının geliştirilmesi için mikroçip tasarım destek çağrısına çıkıyoruz. Üniversitelerimize ve girişimcilerimize altyapı, lisans, prototip üretim ve insan kaynağı alanlarında destekler vererek, dünyada söz sahibi çip tasarımcısı milli şirketlerimizin sayısını arttırmayı hedefliyoruz.
Savunma sanayiinde elde ettiğimiz tecrübeyi sivil alanlara aktararak; İHA’larla tarım, kargo, hasar tespit, ilk yardım gibi uygulama çözümleri geliştiren küresel markalar çıkaracağız.
Yerli ve milli gözlem uydumuz İMECE’yi, 11 Nisan 2023 tarihinde uzaya fırlatacağız. Savunma, afet yönetimi, çevre, şehircilik, tarım ve ormancılık alanlarında hizmet verecek İMECE, Türkiye’nin yüksek çözünürlüklü görüntü ihtiyacını karşılayacak.
Uzaya fırlatmaya hazırlandığımız TÜRKSAT 6A sayesinde ülkemiz, dünyada haberleşme uydusu geliştirme kabiliyetine sahip 11 ülke arasına girecek, haberleşme ve yüksek çözünürlüklü uydu görüntüsü ihtiyaçlarımızı bundan böyle milli imkânlarla karşılayacağız.
Stratejik yüksek teknoloji ürünlerinden mikroçiplerin tasarım, üretim ve ticarileşmesi için başta İstanbul ve Ankara illerimiz olmak üzere özel sektörü çok yıllı olacak şekilde destekleyeceğiz. Çip tasarımı alanında insan kaynağı havuzunun geliştirilmesi için üniversitelere altyapı, lisans, prototip üretimi ve personel geliştirme alanlarında destek vereceğiz.
Uzaya fırlatmaya hazırlandığımız TÜRKSAT 6A sayesinde ülkemiz, dünyada haberleşme uydusu geliştirme kabiliyetine sahip 11 ülke arasına girecek, haberleşme ve yüksek çözünürlüklü uydu görüntüsü ihtiyaçlarımızı bundan böyle milli imkânlarla karşılayacağız.
Milli Uzay Programı hedeflerinden olan Ay Misyonu kapsamında insansız uzay aracımızın tasarım ve üretim çalışmalarını tamamlayarak bu görevde kullanılacak hibrit yakıtlı, özgün ve milli uzay roketi motorunu geliştireceğiz.
Türkiye’nin insanlı ilk uzay görevi kapsamında bir Türk vatandaşının bilim misyonu ile Uluslararası Uzay İstasyonu’na gönderilmesi çalışmalarını tamamlayacağız.
Antarktika Bilimsel Araştırma ve Bilim Üssümüzü kalıcı hale getirmeyi, Antarktika Anlaşmalar Sistemi’nde ‘gözlemci’ statüsünden ‘danışman ülke’ statüsüne geçmeyi hedefliyoruz.
Ülkemizin en önemli sermayesi, sürdürülebilir kalkınma ve gelişime öncülük edecek olan insanımızın güçlendirmek hedefiyle, proje odaklı erken yaş eğitimleri ve teknoloji yarışmaları gibi uygulamalarımızı yaygınlaştıracağız.
İnsan kaynağımızı yeni nesil dijital yetkinlikler odağında desteklemeye ve yönlendirmeye yönelik Dijital Rozet uygulamasını başlatacağız.
81 ilimizde TEKNOFEST Atölyeleri kuracak, proje geliştiren gençlerin kullanımına sunacağız.
15 milyar dolarlık bilişim ihracatı rakamına ulaşmayı hedefliyoruz.
Yüksek teknolojili sanayilerin imalat sanayii ihracatındaki payını OECD ortalamalarına ulaştıracağız. Bu doğrultuda, yüksek teknoloji yoğunluklu ürünlerin ihracatı için kapsamlı ihracat destek programlarını oluşturacağız.
Bilim ve teknoloji alanında bütün önemli paydaşları biraraya getirerek güçlü siyasi liderlikle önceliklerimizi belirleyeceğimiz platformları daha etkili bir şekilde kullanacağız.
2053 net sıfır emisyon hedeflerimiz doğrultusunda, emisyon salınımının yoğun olduğu sektörlerden biri olan ulaştırma sektöründe yatırımlarımızı yeni teknolojileri en üst düzeyde kullanarak ve yeşil dönüşüme uyumu dikkate alarak gözden geçirecek, akıllı ve sürdürülebilir ulaşım uygulamalarını geliştireceğiz.
Karayollarında yolcu taşımacılığında daha hızlı ve daha güvenli ulaşım sağlanması hedefiyle, 2028 yılına kadar 1.760 km, 2029-2035 yılları arasında ise 3.767 km yeni otoyol inşası gerçekleştireceğiz. 2022 yıl sonu itibarıyla 3.633 km olan otoyol ağımızı 9.160 km’ye çıkaracağız.
2028 yılına kadar yapacağımız Sapanca-Afyonkarahisar Otoyolu, Mersin-Erdemli-Silifke-Taşucu Otoyolu (Çeşmeli-Kızkalesi Kesimi), Dörtyol-Hassa Otoyolu, Kınalı-Tekirdağ-Çanakkale-Savaştepe Otoyolu (Malkara-Kınalı Kesimi), Kuzey Marmara Otoyolu Nakkaş-Başakşehir Kesimi, Trakya Otoyolu Kırklareli-Dereköy-Aziziye-Bulgaristan Hd. Yolu Genişletilmesi, Ankara-Kırıkkale-Delice Otoyolu, Ankara-Sivrihisar Otoyolu, Antalya-Alanya Otoyolu, Aydın-Denizli Otoyolu, Akyazı-Ankara Otoyolu projelerini halkımızın hizmetine açacağız.
2035 yılına kadar ülkemizin otoyol ağını tamamlamayı hedefliyoruz. Bu kapsamda 2029-2035 yılları arasında Samsun-Mersin Otoyolu, Trabzon-Habur Otoyolu, Bozüyük-Afyonkarahisar Otoyolu, Çeşmeli-Erdemli-Silifke-Taşucu Otoyolu (Kızkalesi-Taşucu Kesimi), Denizli-Burdur-Antalya Otoyolu, Gerede-Ilgaz Otoyolu, Gerede-Merzifon-Gürbulak Otoyolu (Ilgaz-Merzifon Kesimi), Gerede-Merzifon-Gürbulak Otoyolu (Merzifon-Gürbulak Kesimi), Kınalı-Tekirdağ-Çanakkale-Savaştepe Otoyolu (Çanakkale-Savaştepe Kesimi), Sivrihisar-Bursa Otoyolu, Şanlıurfa-Habur Otoyolu (Diyarbakır Bağlantı Yolu Dahil), Afyon-Burdur Otoyolu, Alanya-Silifke Otoyolu, Delice-Samsun Otoyolu, Ankara-İzmir Otoyolu (Sivrihisar-İzmir Kesimi) projelerinin yapımını tamamlayarak milletimizin hizmetine sunacağız.
Bölünmüş yol ve otoyollar ile daha güvenli, konforlu ve hızlı bir karayolu ağı için 32,5 milyar dolar yeni yatırım ile 2053 yılına kadar otoyol ağımızı 9.160 km’ye ve bölünmüş yol ağımızı 38.942 km’ye çıkaracağız.
Vizyon projemiz TOGG’un da devreye girmesiyle, karayolu taşımacılığında düşük emisyonlu araçlar ve alternatif yakıtlı (elektrik, e-fuel vs) araçlara geçişi, paylaşımlı ve otonom araçlara geçişi sağlayacağız.
Net sıfır hedefine ulaşmada, elektrikli araçların kullanımının yaygınlaşması ile karayollarında yeşil dönüşümü sağlayacak politikaları hayata geçirirken elektrikli araçların yanı sıra hibrit, plug-inhibrit, yakıt hücreli, hidrojen yakıtlı araç ve hidrojen kritik komponent teknolojileri için gerekli Ar-Ge çalışmalarını destekleyeceğiz.
Alternatif yakıtlı araçların vergi indirimi, emisyona bağlı vergilendirme sisteminin geliştirilmesi, düşük emisyonlu araç bölgelerinin (Low Emission Zones) oluşturulmasını sağlayacağız.
Yeşil dönüşüm sürecinde yeni teknolojilere uyumu sağlamak üzere gerekli altyapıyı (şarj, batarya sistemleri, vb.) ve destekleri sağlayacağız.
Tüm araç gruplarının dinamiklerini gözeten bir araç parkı gençleştirme programını devreye alacağız.
Kamu alımlarında alternatif yakıtlı araçlara öncelik vereceğiz.
Karayolunda Akıllı Ulaşım Sistemleri (AUS) uygulamalarını yaygınlaştıracağız. Otonom araçlara ilişkin yasal altyapı oluşturacak, otonom ve elektrikli araçlara yönelik karayolu altyapısında gerekli dönüşüm çalışmalarına başlayacak, artan kentleşme ile otonom taşıtları şehir lojistiğinde kullanacağız. Yeni yapılacak otoyollarda AUS kurulumlarını yaygınlaştıracak ve otonom sürüşü destekleyen otoyollar inşa edeceğiz.
Karayolu yapım, bakım ve onarımında yeni teknolojiler kullanılmasını sağlayacağız.
Karayolu sanat yapılarıyla ilgili (özellikle tüneller ve geniş açıklıklı köprüler) yapım yöntemlerinin iyileştirilmesine yönelik Ar-Ge faaliyetlerinin geliştirilmesini, özellikle doğal afetlere karşı karayolu sanat yapılarının güvenli hale getirmek için projeler geliştirilip uygulanmasını sağlayacağız.
Trafikte seyreden taşıtlardan veri almak ve bu verileri işlemek maksadıyla Araç İçi Bilgi Haberleşme Modülü geliştirilmesine yönelik Ar-Ge çalışmaları yapılmasını sağlayacağız.
Karayolu taşımacılığında kullanılan yetki belgelerinde sadeleştirmeye ve dijitalleşmeye gideceğiz.
Motorlu Taşımacılık Kooperatiflerinin yurt içi taşımacılıktaki konumu belirlenerek, kurumsallaşmalarını sağlayacağız.
Artan ticari ve sanayi faaliyetleri ile karayolu yük taşımacılığında taşınan yük miktarı artarken, tüm taşıma modları içerisindeki karayolu ile taşınan yük oranını yüzde 72’den özellikle demiryolu taşımacılığının kapasite ve etkinliğini artırmak kaydıyla yüzde 57’lere düşüreceğiz
Havalimanı sayımızı 61’e çıkaracak, yapımı devam eden Çukurova Bölgesel Havalimanını en yakın sürede tamamlayacak, yapımına başlanan Bayburt Gümüşhane Havalimanını ve Yozgat Havalimanını 2023 yılı içerisinde hizmete açacağız.
Yeni yapılacak havalimanı yatırımlarına ek olarak 2028 yılına kadar Antalya Havalimanı Genişletilmesi, Esenboğa Havalimanı Genişletilmesi ve Trabzon Havalimanı Genişletilmesi Projelerini yürüteceğiz.
2035 yılına kadar İstanbul Havalimanı Genişletilmesi Projesini yolcu ihtiyaçlarına göre hayata geçireceğiz.
Yeni havalimanı ve mevcut havalimanlarının genişletilmesi projelerine toplamda 3,2 milyar dolarlık yatırım öngörüyoruz.
Uluslararası standartlarda, kaliteli, etkin, güvenli, konforlu, insana ve çevreye duyarlı ileri teknolojiye sahip altyapı ve sistemler ile nitelikli insan gücüne dayalı, sivil havacılığın sürdürülebilir gelişimine hizmet eden, tüm paydaşlara açık ve küresel ölçekte rekabet gücüne sahip Havacılık sektörümüzü dünya lideri haline getireceğiz.
Türkiye’yi lojistik üs yapma hedefi doğrultusunda demiryolu sektörüne yapılan yatırımlarımızda ivme sürekli yukarı doğru olmakla birlikte, demiryollarının 2023’te ulaştırma yatırımlarındaki payını yüzde 60’lara ulaştıracağız.
13.332 km olan demiryolu ağımıza ilaveten 2028 yılına kadar 8.212 km hızlı tren, yüksek hızlı tren ve çok yüksek hızlı tren yatırımları ve 754 km konvansiyonel demiryolu ağ yatırımı yapacağız.
2029-2035 yılları arasında demiryolu yatırımlarımıza hızla devam edeceğiz. 4.244 km hızlı tren hattı ve 545 km konvansiyonel tren hattı inşamızı gerçekleştireceğiz.
2036-2053 yılları arasında yapacağımız 1500 km’lik yeni hızlı tren yatırımı ile toplam demiryolu ağımızı 28.587 km’ye çıkaracağız.
Yapım çalışmalarında sona yaklaştığımız Ankara-Sivas Yüksek Hızlı Tren Hattı projesi ile Kırıkkale, Yozgat ve Sivas illerimizi de yüksek hızlı tren konforuyla tanıştırıyoruz. Kırıkkale, Yozgat ve Sivas illerimizde yaşayan yaklaşık 1 milyon 400 bin vatandaşımız da yüksek hızlı trenle seyahat etme imkânına kavuşacak.
2028 yılına kadar İzmir-Ankara HT (Hızlı Tren), Halkalı-Kapıkule HT, İstanbul Havalimanı-Çatalca HT, Adapazarı-Gebze-YSS-Halkalı HT, Karaman-Ulukışla HT, Adana-Toprakkale-Bahçe-Nurdağ-Başpınar HT, Aksaray-Ulukışla HT, Ulukışla-Yenice HT, Bandırma-Bursa-Osmaneli HT, Adana-Mersin HT, Sivas-Erzincan HT, Yerköy-Kayseri HT, Bursa-Gemlik HT, Mürşitpınar-Şanlıurfa HT, Aliağa-Çandarlı-Bergama HT, Selçuk-Ortaklar-Aydın HT, Aydın-Denizli HT, Çetinkaya-Malatya HT, Konya-Seydişehir-Antalya HT, Delice-Çorum HT, Sivas-Çetinkaya HT, Aksaray-Konya HT, Gaziantep-Şanlıurfa HT, Bandırma-Balıkesir HT ve Balıkesir-Bergama HT projelerini hayata geçireceğiz.
Ayrıca, İstanbul-Ankara Süper Hızlı Tren açılışını 2028 yılına kadar yapacağız.
2029-2035 yılları arasında Eskişehir-Afyon HT, Afyon-Burdur HT, Burdur-Antalya HT, Kayseri-Aksaray HT, Çorum-Merzifon HT, Merzifon-Samsun HT, Delice-Kırşehir HT, Kırşehir-Aksaray HT, Aksaray-Şereflikoçhisar HT, Nurdağ-Kahramanmaraş HT, Şanlıurfa-Mardin HT, Erzincan-Erzurum HT, Erzurum-Kars HT, Malatya-Elâzığ HT, Elazığ-Diyarbakır HT ve Kars-Dilucu HT projelerini tamamlayarak halkımızın hizmetine sunacağız.
2036-2053 yılları arasında ise Nusaybin-Cizre-Silopi-Habur HT, Siirt-Kurtalan HT, Adıyaman-Gölbaşı-Kahta HT, Erzurum-Rize HT, Erzincan-Trabzon HT ve Tokat-Turhal HT projelerini tamamlayacağız.
Böylelikle; Yüksek Hızlı Tren ve Hızlı Tren bağlantısına sahip olan il sayımızı 2053 yılına kadar 8’den 52’ye yükselteceğiz.
Demiryolu taşımacılığını artırmak amacıyla lojistik merkezlere, fabrikalara, OSB’lere, madenlere ve limanlara bağlantı sağlayacak iltisak hattı yatırımlarını gerçekleştireceğiz.
2023 yılı içeresinde Akçagöze-Başpınar Konvansiyonel Tren (KT), Köseköy-Gebze KT ve Diyarbakır-Mazıdağı KT hatlarını tamamlayacağız. 2028’e kadar ise Ödemiş-Kiraz KT hattının yapımını tamamlayacağız.
2024-2028 yılları arasında fabrikalara bağlantı sağlayacak 50 km, OSB’lere bağlantı sağlayacak 112 km, madenlere bağlantı sağlayacak 188 km ve limanlara bağlantı sağlayacak 104 km demiryolu bağlantısını kuracağız.
2029-2035 yılları arasında fabrikalara bağlantı sağlayacak 119 km, OSB’lere bağlantı sağlayacak 382 km, madenlere bağlantı sağlayacak 265 km ve limanlara bağlantı sağlayacak 104 km demiryolu bağlantısını kuracağız.
Yıllık 38 milyon ton ile yüzde 4 olan demiryolu yük taşımacılığı payını 2028 yılına kadar 146 milyon tonla yüzde 11,24’e, 2035 yılına kadar 306 milyon ton ile yüzde 20,12’ye ve 2053 yılına kadar 448 milyon ton ile yüzde 22’ye çıkaracağız.
Yıllık 19 milyon yolcu ile yüzde 1 olan demiryolu yolcu taşımacılığı payını 2028 yılına kadar 97,9 milyon yolcuyla yüzde 4,15’e, 2035 yılına kadar 145,67 milyon yolcuyla yüzde 5,31’e ve 2053 yılına kadar 269,8 milyon yolcuyla yüzde 6,20’ye çıkaracağız.
2053 yılına kadar 13 adet yeni konvansiyonel demiryolu projesi, 54 adet yeni Hızlı Tren, Yüksek Hızlı Tren ve Süper Hızlı Tren projesini devreye alacağız.
2053’e kadar 63,5 milyar dolar yeni yatırım ile demiryollarımızı kalkındıracağız.
Demiryolu altyapısını modernize edecek, yerli ve milli lokomotif ve vagonların modernizasyonunu hızlandıracak, araçlarda ve altyapıda teknik iyileştirmeler yapacağız.
TÜRASAŞ ile yerli üretim altyapı kapasitesi geliştirilecektir. TÜRASAŞ’ın ürettiği milli elektrikli trenleri kullanılacaktır. Millî Tren Setleri üretimi çalışmalarından edinilen tecrübeler ile 225 km/saat hızında Hızlı Tren Seti Proje çalışmalarına devam edilecek, 2023 yılında prototip üretimine başlanacaktır.
Dizel, elektrikli Lokomotif, Demiryolu bakım araçları, demiryolu araçlarının modernizasyonları, Tren Kontrol Yönetim Sistemi, Vagon, Dizel Motor üretimlerine devam edilirken aynı zamanda millî demiryolu araçlarının geliştirilmesi için çalışmalar yürüteceğiz. Milli tasarım ve ileri teknoloji ile Elektrikli Ana hat lokomotif üretiminde dışa bağımlılığın ortadan kaldırılması için çalışmalara devam edeceğiz.
Ülkemizi Orta Koridorda lojistik üs haline getirme hedefiyle, lojistik merkez sayısı 13’ten 26’ya çıkaracak, Tekirdağ, Mersin, İskenderun ve Kocaeli illerinde 4 adet yeni kuru liman yapacak, yeni yapılacak lojistik merkezlerin demiryollarına ve limanlara bağlantısını iltisak hatları ile sağlayacağız. Bunun yanı sıra iltisak hatları ile sadece lojistik merkezleri değil OSB’lerimizi de mevcut ağımızla bağlayacak kesintisiz yük transferini sağlayacağız. Mevcut 13 lojistik merkeze ilaveten 2028 yılına kadar Habur Lojistik Merkezi, Kemalpaşa Lojistik Merkezi, Sivas Lojistik Merkezi, Karaman Lojistik Merkezi, Tatvan Bitlis Lojistik Merkezi, Mardin Lojistik Merkezi, Yeşilbayır İstanbul Lojistik Merkezi, Çerkezköy Tekirdağ Lojistik Merkezi, Bozüyük Bilecik Lojistik Merkezi, Boğazköprü Kayseri Lojistik Merkezi, İyidere Rize Lojistik Merkezi, Filyos Lojistik Merkezi ve Çandarlı Lojistik Merkezi’ni hizmete açacağız. Bu kapsamda lojistik merkezlerimizi yapacağımız iltisak hatları ile mevcut ve yeni yapacağımız demiryollarına bağlayacağız.
Ülkemizin ana sanayi ve ticaret merkezleri, büyük limanlar ile önemli kara ülke sınırı geçiş noktalarını çok modlu ana ulaştırma koridorları ile birbirine bağlayacağız. Çok modlu ana ulaştırma koridorları dışında kalan önemli sanayi, turizm, havalimanı, liman, OSB, lojistik merkezler ve tarım bölgelerinin kesintisiz bir şekilde bölünmüş yollar ile bağlantısını sağlayacağız.
Uluslararası ve ulusal lojistik hizmetlerde yetkinlikler ve hizmet kalitesini Lojistik Koordinasyon Kurulu icraatları ile artıracağız.
Karadeniz Bölgesi’nin Güneydoğu ve Akdeniz Bölgesi’ne bağlanması için çok modlu kuzey-güney ana koridorları geliştireceğiz.
Uluslararası ulaştırma koridorlarına yönelik demiryolu yatırımlarını arttırarak yeterli yük talebinin olduğu yerlerde ulusal ve uluslararası düzenli demiryolu hat seferleri oluşturacağız.
Yük taşımacılığında intermodal taşımacılığın etkin kullanım ve verimli çok modlu taşımacılığı geliştirecek, belirlenecek rotalar devlet destekleriyle özendireceğiz. Avrupa-Uzak Doğu demiryolu bağlantısını kesintisiz bir biçimde sağlamak üzere boğaz geçiş güzergâhları (köprü ve tünel) netleştirerek takvimlendireceğiz.
Karadeniz ve Akdeniz’in denizyolu ve boru-hatları taşımacılığı entegrasyonlarındaki gelişmelerini izleyecek ve gerekli iş birliklerini geliştireceğiz.
Demiryollarında küresel ulaştırma koridorları (TEN-T, TRACECA, kuşak yol orta koridoru, Viking) üzerinde çalışan taşımacılık şirketleri ile entegrasyona yönelik çalışmalar yürütecek, demiryollarında transit taşımayı artıracağız.
Bakü-Tiflis-Kars demiryolu hattının kullanımını artıracağız.
Ülkemizin lojistik sektöründe uluslararası bilinirliğinin artması amacıyla, Karadeniz civarındaki ülkeler ile Orta Doğu ülkeleri arasında bağlantı güzergâhları oluşturacak, bu güzergâhları ulaştırma koridoru kapsamında belirleyeceğiz. Türkiye Avrupa, Akdeniz, Ege ve Karadeniz Ro-Ro hatlarında alternatif hatlar geliştirecek ve yeni Ro-Ro hat işletmecilerinin pazara girişlerini teşvik edeceğiz, uygun koridorlarda uluslararası ve yurtiçi Ro-La yatırımlarını artıracak teşvikler uygulayacağız.
İstanbul Boğazında yaşanan gemi trafiğinin azaltılması ve ülkemizin jeopolitik konumundan kaynaklı gücünün daha artması ve İstanbul Boğazındaki seyir emniyetinin sağlanması amacıyla hayata geçireceğimiz Kanal İstanbul Projesinin bağlantı yollarına ve altyapı çalışmalarına hızla başlayacağız.
Denizyolunda taşınan yük miktarını arttıracak, geliştirilen liman kapasitemiz sayesinde ülkemizin dış ticaret olanaklarının ve kapasitesinin artmasını sağlayacağız.
Liman tesislerimizi uluslararası standartlara uygun şekilde iyileştirerek, bölgemizdeki büyük ölçekli transit yük odaklı konteyner taşımacılığını destekleyecek liman ve liman tesisleri geliştireceğiz. 3 büyük denizde 3 büyük liman projemizin ayaklarından biri olan Filyos Limanı projesi hinterlandıyla birlikte tamamlayacak, Çandarlı ve Mersin Konteyner Limanı projelerimizi alternatif finansman yöntemleriyle hayata geçireceğiz.
Liman tesis sayısını 2053’e kadar 255’e, denizyolu ile taşınan yük miktarını 421 milyon tona (sıvı yük hariç) çıkaracak, denizyoluna 21,6 milyar dolar tutarında yeni yatırım yapacağız.
Limanlarda teknolojik yatırımların artırılması ve çevreci uygulamaları teşvik edecek, sürdürülebilirlik kapsamında liman tesislerini çevreye duyarlı hale getirerek, Yeşil Limanların sayısını artıracağız.
Limanlarda ve marinalarda sadece yenilenebilir enerji kaynakları kullanılmasını sağlayacak, gemi inşa sanayimizde yerlilik oranını en az yüzde 90 seviyesine çıkarmak için kamu ve özel sektör iş birliğiyle çalışmalar yürüteceğiz.
İnternet altyapımızı dünya standartlarına uygun şekilde geliştirme çalışmalarımıza hızla devam edecek, 100 Mbit/saniye internet hizmetini her eve ulaştıracak, 5G teknolojisi ile yüzde 100 oranında nüfus kapsaması sağlayacak, 6G teknolojisine yönelik çalışmaları başlatacağız. Fiber geniş bant abone yoğunluğunu uzun vadede tüm Türkiye’yi kapsayacak hale getireceğiz.
Planladığımız 67 milyar dolarlık haberleşme yatırımlarıyla, kısa vadede mobil geniş bant abone yoğunluğunu yüzde 100’e çıkararak her eve yüksek hızlı internet hizmetini ulaştıracağız.
Fiber/optik alt yapımızı mümkün olan alanlarda ortak yatırımları ve maliyet etkinliğini teşvik ederek güçlendirmeye devam edeceğiz.
Genişleyen uydu filosu ve uluslararası iş birlikleri ile Türkiye’yi küresel ölçekte hizmet verebilen dünyanın en büyük 10 uydu operatöründen birine dönüştüreceğiz.
2023 yılı içerisinde yerli ve milli uydumuz TÜRKSAT 6A’yı uzaya fırlatacağız.
Siber güvenlik ürünlerinin sertifikasyonuna ilişkin altyapı oluşturacak, ülkemizi millî güvenliğin bir parçası olan siber güvenlik alanında dünya genelinde bir marka hâline getireceğiz.
Son 20 yıldaki yatırımlarımız ile sürekli geliştirdiğimiz ulaştırma hizmetlerini, açıkladığımız sektörel hedefler ile sürdürülebilir, yaşanabilir, rekabetçi ve dayanıklı bir altyapıyla geleceğe hazırlamak için 2053 yılına kadar ulaştırma sektörleri yatırımlarımızı planladık. Bu kapsamda; karayollarına 32,5 milyar dolar, havayollarına 3,2 milyar dolar, demiryollarına 63,5 milyar dolar, denizyoluna 21,6 milyar dolar ve haberleşme sektörüne de 67 milyar dolar olmak üzere, toplam 187,8 milyar dolarlık yatırımı hayata geçirmeyi planlıyoruz.
Kendi kaynak ve kabiliyetlerimizle stratejik ürünlerde arz güvenliğinin tesisi ve bu hedefe ulaşmak için üreticilerimizin güçlendirilmesi temel önceliğimizdir. Taban arazilerimizi stratejik ürünlere tahsis ederken, diğer ürünleri eğimli ve marjinal tarım alanlarında yetiştireceğiz.
Ürün desenlerini belirleyecek ve arazinin verim kabiliyeti ile yağış ve sulama imkânlarını da gözeterek üretim planlaması yapacağız.
Stratejik ürünlerin yeterliliğini izlemek üzere Arz Güvenliği Takip Sistemi kuracağız.
Tarımsal faaliyetin her aşamasında teknolojinin imkânlarından maksimum faydalanmaya yönelik dijital tarım çözümlerini uygulayacağız.
Ürün doğrulama, rekolte tahmini, yapay zeka, coğrafi bilgi sistemleri, algoritma gibi teknolojik gelişmeleri kullanacağız, Entegre İdare ve Kontrol Sistemi’ni hayata geçireceğiz.
Hububat, baklagiller ve yağlı tohumlar öncelikli olacak şekilde yurt içi yeterlilik oranını yüzde 100’ün üzerinde tutarak bitkisel üretim miktarını 128,6 milyon tondan 132 milyon tona çıkaracağız.
Küçük üreticileri koruyucu bir yaklaşım içerisinde, tarımda arz güvenliğini tesis etmek için tarımda Sözleşmeli Üretimi yaygınlaştıracağız.
Yerinde üretim-yerinde tüketim anlayışıyla, tarladan-sofraya tedarik zincirini kısaltmak, lojistik maliyetlerini düşürmek, ürün tazeliğini muhafaza etmek, karbon salınımını azaltarak çevreyi korumak ve yerinde istihdamı artırmak amacıyla Kent Tarımı uygulamalarını yaygınlaştıracağız.
Kuracağımız kent bostanlarıyla şehirlerde yeşil alanların artırılmasını sağlayarak hem serinleme etkisini artıracak hem de ekosistem hizmeti üreteceğiz.
Tarımda yeni teknik ve teknolojileri yaygınlaştırmak, toprak ve su kaynaklarımızı daha etkin kullanmak amacıyla topraksız tarım, dikey tarım gibi uygulamaları artıracağız.
Jeotermal kaynaklarımızın yanı sıra, rüzgâr, güneş ve biyokütle gibi yenilenebilir enerji kaynaklarının da kullanılacağı Tarıma Dayalı İhtisas Organize Sanayi Bölgelerini hızla yaygınlaştıracağız.
Önümüzdeki 5 yılda, 100 adet Tarıma Dayalı İhtisas Organize Sanayi Bölgesi kurarak, yıllık ilave 5 milyon ton sebze üretecek ve 200 bin kişiye yerinde istihdam sağlayacağız. Balıkesir’de dünyanın en büyük Jeotermal Isıtmalı Tarıma Dayalı İhtisas Organize Sanayi Bölgesini kuracağız.
Doğal afetlere karşı korunması da dâhil seraların doğru yerlerde ve doğru tekniklerle yapılmasını sağlayacağız. Sera alanlarını, verim ve kaliteyi artırmak üzere rehabilite ederek modernleştireceğiz.
Herhangi bir sebeple üretim yapılamayan ve boş bırakılan tarım alanlarını üretime kazandıracağız.
Bitkisel üretimde su kısıtı ve toprak analizi dikkate alınarak parsel bazlı planlama ve işletme bazlı yönetime geçeceğiz.
Suya göre tarım politikamız çerçevesinde stratejik ürünlerde kuraklığa dayanıklı çeşitlerde çiftçimize tohumluk temin edeceğiz.
Yerli ve milli tohumculuğu geliştirmek üzere İhtisas Tohum Üretim Bölgeleri oluşturacağız.
Önümüzdeki beş yılda 312 adet ata tohumunun tescili ve korunmasına yönelik çalışmalar yapılacaktır.
Organik tarım ve iyi tarım uygulamaları yapılan alanlarımızı 2 katına çıkaracağız.
Organik ve organomineral gübre kullanımını 1 milyon tona ulaştıracağız.
Karadeniz doğal gazından yerli üre gübresini üretmeye başlayacak, gübrede dışa bağımlılığı azaltacağız.
Islah edilen mera, yaylak ve kışlak alanını 30 milyon dekara ulaştıracağız.
Tamamı ithal edilen yabancı menşeli tütün tohumunun yüzde 40’ını ülkemizde üreterek, tütün üretici sayısını 47 binden 60 bine çıkaracağız.
Şeker üretimi yan ürünü olan melastan yaş maya üretecek fabrika kurarak ülkemizin yaş maya ihtiyacının yüzde 20’sini karşılayacağız.
Üretimde arz güvenliğini, sürdürülebilirliği ve öngörülebilirliği sağlamak amacıyla çiğ süt ve kırmızı et üreticisinin gelirini garanti altına alacak modeli hayata geçireceğiz.
Hayvancılıkta su kısıtı, mera varlığı ve yem olanaklarını dikkate alarak bütüncül yaklaşımla üretim bölgeleri oluşturacak, büyükbaş ve küçükbaş hayvancılıkta verimliliği artıracağız.
Ulusal Islah Eylem Planıyla büyükbaşta karkas verimliliğini 284 kilogramdan 329 kilograma yükselteceğiz.
Milli sperma teknolojileri merkezini kuracağız. Damızlık üretimini merkeze koyacak, hayvan varlığı ve kalitesini artıracağız. Dişi sperma kullanımını yaygınlaştıracak, damızlık sayımızı hızla artıracağız.
Tüm Türkiye’yi hayvancılıkta hastalıklardan ari hale getireceğiz. Hayvan hastalıkları kaynaklı yüzde 30’lara varan kayıpların önüne geçeceğiz.
Kamuya ait 15 şeker fabrikasında kuracağımız entegre tesisler ile yaş pancar küspesinden yıllık 250 bin ton pelet yem üreteceğiz.
Su ürünleri yetiştiriciliği üretim miktarını 515 bin tondan 950 bin tona, su ürünleri ihracatını 1,7 milyar dolardan 4,5 milyar dolara çıkaracağız.
Çevre dostu yeni su ürünleri yetiştiricilik bölgeleri planlayacağız.
Tarımsal desteklerde sadeleştirmeye giderek, kalite ve verimlilik odaklı bir destekleme modeli uygulayacağız.
Stratejik ürünler başta olmak üzere belirli ürünlerde fark ödemesi uygulaması ile üretici gelirini garanti altına alacağız.
Halen hububatta mazot ve gübre gibi iki temel girdi için uyguladığımız desteklerin ekim öncesi ödenmesi uygulamasını diğer girdi ve ürünlere de teşmil edeceğiz.
Hisselilik, mülkiyet ve parçalılık gibi sebeplerle destek alamayan üreticilerimizi kayıt altına alarak desteklerden faydalandıracağız.
Gıda arz güvenliğinin sigortası olan aile işletmeciliğine desteğimizi artırarak sürdüreceğiz. Son üç yıldır işletmenin bulunduğu yerde ikamet etmek suretiyle tarımsal üretim faaliyetinde bulunanları ilave desteklerle teşvik edeceğiz.
Gençlere ve kadınlara ilave destekler vereceğiz. Ayrıca genç ve kadın çiftçilerin sosyal güvenlik primlerine destek olacağız.
IPARD III programıyla 11 milyar TL’si hibe olmak üzere 20 milyar TL’lik yeni yatırım ile 30 bin yeni istihdam sağlayacağız. Hâlihazırda 42 ilde uygulanan programı, 81 ilimize yaygınlaştıracağız.
Gelir Koruma Sigortası kapsamında ürün çeşitliliğini artıracağız.
TARSİM kapsamında olan ÇKS’ye kayıtlı tarım alanı miktarını yüzde 23’ten yüzde 30’a çıkaracağız.
Her il için arazi kullanım planları hazırlayarak, tarım, mera alanları ile tarım dışı alanları tespit edeceğiz.
Tarım ve kırsal kalkınma alanında farklı kurum ve kuruluşlar çatısı altında devam eden projelerin tek elden yönetilmesi için Ulusal Kırsal Ağ kuracağız.
Üreticilerimizin güçlendirilmesi, tedarik zincirinin kısaltılması, maliyetlerin azaltılması, ölçek ekonomilerinden faydalanılması amacıyla üretici birliklerinin kurumsal kapasitelerini geliştireceğiz, rollerini artıracağız.
Eğitim, sağlık, iletişim ve enerji altyapısıyla birlikte üretimin merkezi olan kırsalın çiftçilerimiz başta olmak üzere vatandaşlarımız tarafından tercih edilen cazibe merkezileri olmasını sağlayacak, bütüncül bir Kırsal Alan Modeli kapsamında Akıllı Köyler kuracağız. Öncelikli olarak depremi en ağır şekilde yaşamış illerimiz başta olmak üzere depremden zarar görmüş her türlü tarımsal yapıların da yer alacağı örnek Akıllı Köyler inşa edeceğiz.
Mevsimlik olanlar dâhil tarım işçilerinin yaşam koşullarını iyileştireceğiz.
Kanatlı sektörünün ihtiyacı olan aşıyı yerli ve milli kaynaklarla üreterek ülkemizi ithalatçı konumdan ihracatçı konumuna getireceğiz.
Gıda kayıp ve israflarının önlenmesine yönelik politikalarımızı sürdürecek, gıda bankacılığı sistemini işlevsel hale getireceğiz.
Temel girdilerde kendine yeterliliğin sağlanabilmesi için Ar-Ge çalışmalarına hız vereceğiz.
Orman alanımızı genişleterek dünya ortalaması olan yüzde 30’un üzerine çıkaracağız.
Orman yangınları ile etkin mücadele için hükümetlerimiz döneminde kurduğumuz hava filomuzu güçlendirecek ve yapay zekâ uygulamalarını yaygınlaştıracağız.
Korunan alanlar statüsünde olan 2 milyon 385 bin hektarlık orman alanlarını 4 milyon 860 bin hektara yükselteceğiz.
Koruma kullanma dengesini gözeterek ekoturizm alanlarımızın sayısını 84’ten 200’e çıkaracağız.
Bütün illerimizde Millet Ormanları kuracağız.
Orman köylülerimizi yerinde kalkındırmak için ekonomik ve sosyal destekleri artıracağız.
Endemik türlerimiz başta olmak üzere her türlü genetik materyalimizi, tıbbi ve aromatik bitkilerimiz ile biyolojik zenginliğimizi ekonomik zenginliğe dönüştüreceğiz.
Milli park ve tabiat parklarımızdaki çadırlı ve karavan kamp alanlarımızın kapasitesini artıracağız.
Su kaynaklarımızı Milli Su Politikasıyla, katılımcı bir modelle yönetmeye devam edeceğiz.
Su stresi altında bir ülke olarak, bütçe imkânlarına ek alternatif finans modelleri ile sulanabilir alanlarımızın tamamını basınçlı borulu sulama sistemlerine kavuşturacağız.
Yapay zekâ da dâhil olmak üzere her türlü akıllı uygulama ve modern sulama sistemlerini yaygınlaştıracağız.
Denizlere dökülen sularımızın, su potansiyelinin yetersiz olduğu iç bölgelere aktarılmasını yaygınlaştıracağız.
Su kaynaklarını güvence altına almak için Su Kanunu’nu çıkaracağız.
Arazi toplulaştırmada tescil edilen alan büyüklüğünü 68 milyon dekardan 100 milyon dekara, sulamaya açılan alanı 69,6 milyon dekardan 85 milyon dekara, taşkın koruma tesis sayısını 10 bin 413’ten 11 bin 600’e çıkaracağız.
Gediz Nehri, Büyük Menderes ve Küçük Menderes Havzalarında suyun kalite ve miktarını iyileştirmek, taşkın ve kuraklığın olumsuz etkilerini azaltmak için eylem planlarımızı uygulayacağız.
İklim değişikliğinin etkisiyle bozulan göl ekosistemlerini rehabilite ve restore edeceğiz.
Ülkemizin tarımsal hasılasının yüzde 15’i, çiftçilerimizin yedide biri, yaşadığımız son deprem afetlerinden etkilenen illerimizde bulunmaktadır. Bereketli hilalin göbeğinde yer alan bu illerimizin potansiyelini azami düzeyde değerlendirecek şekilde afet sonrası güçlü bir iyileştirme programını hayata geçireceğiz.
Afet bölgesinin ülkemiz tarımsal üretimi bakımından önemini dikkate alarak, gıda arz güvenliğini teminat altına almak için bölgede tarımsal faaliyetin sürdürülmesi öncelikli hedefimizdir. Bu kapsamda, tarım arazilerinin korunması, Kırsal Alan Modeli ile Akıllı Köy uygulamalarının başlatılması dâhil olmak üzere, üreticilerimizin güvenli bölgelerde yaşamalarını temin edecek, ekonomik ve sosyal refahını artırıcı projeleri hayata geçireceğiz. Afet bölgesinde stratejik ürünlerde fark ödemesi ve sözleşmeli üretim yöntemlerine öncelik vereceğiz.
Yerleşim yerleri ve tarım alanlarını taşkın, sel ve benzeri felaketlerden koruyacağız.
Yerleşim yerlerinin ovalardan yamaçlara doğru kaydırılması politikasıyla uyumlu olarak Orman Kanunlarında münhasıran afet odaklı düzenlemeler yapacak, tarım arazilerinin başka amaçlarla kullanılmasının önüne geçeceğiz.
Afetler yaşanmadan önce riskleri tespit ederek, üreticilerimizin güvenli bölgelerde yaşamalarını temin edeceğiz, ekonomik ve sosyal refahını artırıcı projeleri hayata geçireceğiz.
Katma değeri yüksek ve ülke sathına yayılan bir turizm sektörü vizyonuyla güçlü sektörel politikalarımızı hayata geçirmeye devam edeceğiz.
Sürdürülebilir bir turizm anlayışıyla ülkemizin dünya turizmindeki payını artıracak insan odaklı, güvenilir, yenilikçi ve çevreye duyarlı bir bakış açısıyla, geçmişten aldığımız güç ve sahip olduğumuz tecrübe ile turizmde lider bir Türkiye’nin inşası ve ihyası yönünde çalışmalarımızı sürdüreceğiz.
Yeni dönemde ülkemizin her bölgesine yapacağımız ilave yatırımları bu güce ve birikime uygun şekilde gerçekleştirecek, turizmi 81 vilayete yayacağız.
Gelişmiş ülkelerin çoğunda yetişmiş insan gücü eksikliği sebebiyle sorun yaşanan bir dönemde, tecrübemizi ve rekabet avantajımızı daha iyi değerlendirip turizm sektörümüzü en etkin şekilde destekleyeceğiz.
Tanıtımda varış noktası temelli bir yaklaşımı benimseyeceğiz. Ülkemizin turizm alanında uluslararası ölçekteki rekabet gücünü, pazar payını ve marka değerini artırmak için uluslararası alanda güçlü bir Türkiye markası oluşturmaya yönelik tanıtım stratejilerini geliştirerek uygulayacağız.
Önümüzdeki dönemde ülkemizi ziyaret eden turist sayısını 90 milyona, toplam geliri 100 milyar dolara çıkaracağız.
Hollywood yapımı ortak dizi ve film projelerini hayata geçireceğiz. Bu filmlerin küresel platformlarda yayımlanmasıyla yoğun bir ilginin ülkemize çekilmesini sağlayacağız.
Turizm sektörümüzü uzun vadede daha da güçlü bir hale getirmek amacıyla, Küresel Sürdürülebilir Turizm Konseyi ile başlatılan iş birliği kapsamında uluslararası standartlara uygun bir şekilde hazırladığımız Türkiye Sürdürülebilir Turizm Programı ile dünyada sürdürülebilir turizm konusunda örnek alınacak bir ülke olacağız. Sürdürülebilir Turizm Programı ile konaklama tesislerimiz ile sektörde faaliyet gösteren tüm kuruluşları aşamalı şekilde çevreye daha duyarlı hale getireceğiz.
2022 yılı itibarıyla konaklama tesislerimizin tamamını Bakanlık Belgeli hale getirilmesinin sonraki aşaması olarak turizmde niteliği daha da artırma konusunda sınıflandırma belgesi almalarını da sağlayacağız.
Önümüzdeki dönemde Ücretsiz Halk Plajı Projesi kapsamında 5 yıldız kalitesinde ücretsiz halk plajı sayısını 35’e çıkaracağız.
Deniz, kum ve güneş turizminin yanı sıra kültür ve inanç turizmi başta olmak üzere sağlık, kış, golf, kruvaziyer, yayla ve kongre turizmi gibi turizm türlerini öncelikli olarak ele alacak ve geliştireceğiz.
Çevreyi koruyan ve yöre halkına istihdam sağlayarak refahını artırmayı amaçlayan eko-turizmi yaygınlaştıracağız.
Sağlık turizmi kapsamında gelen turist sayısını 1 milyon 250 bin kişiden 2028 yılına kadar 3 milyon kişiye çıkarmak suretiyle 10 milyar dolarlık sağlık hizmeti ihracatına ulaşmayı hedefliyoruz
Turizm meslek liselerinin eğitim kapasitesini artırma projesi kapsamında okul sayısını 2028’e kadar en az 200’e çıkaracağız.
Turizm sektörü çalışanlarına verilen iş başı eğitim programına katılan sektör çalışanı sayısını 2028 yılı sonuna kadar 100 bin kişiye ulaştıracağız.
Michelin rehberine İstanbul ilimize ilave olarak Antalya, İzmir başta olmak üzere en az 5 ilimizi dâhil edeceğiz.
Turizm sektörüne ilişkin mevzuatı dünyada ve ülkemizdeki gelişmeler çerçevesinde yenilemeye devam edeceğiz.
Sektöre yönelik mevcut teşvik ve destekleri gözden geçirerek, oluşturulacak yeni bir teşvik sistemi ile turizmde sürdürülebilirlik ve çeşitlilik sağlanacak; potansiyeli yüksek, istihdamı daha da artıran ve tüketici taleplerine uygun turizm türlerine yönelik araçlar geliştireceğiz.
Turizmde dijital dönüşümü sağlayacak, çağın beklentileri dikkate alınarak dijital ürünler oluşturacağız.
Pazarlama ve tanıtımda etkinliği artıracak, “Go Türkiye” gibi pazarlama araçlarının kullanımını genişletecek, QR kodunun ve ambleminin kullanımını yaygınlaştıracağız.
GAP, DAP, KOP ve DOKAP başta olmak üzere turizmi bölgesel kalkınmada etkin bir araç olarak kullanacağız.
Sıfır atık yönetim sisteminin uygulanması ile ülkemiz evsel atık geri kazanım oranını arttırarak yüzde 43’e çıkaracağız. Bu bağlamda sıfır atık yönetim sistemini uygulayarak atıkların daha aktif yönetilmesini ülke geneline yaygınlaştıracak, Sıfır Atık Eylem Planını hayata geçireceğiz.
Döngüsel ekonomi prensipleri gereği uygulamaları teşvik edecek mevzuat düzenleme çalışmalarını tamamlayacağız. Endüstriyel simbiyoz ve alternatif hammadde uygulamalarının yaygınlaştırılması için gerekli yasal ve teknik düzenlemeleri hayata geçirecek, iyi uygulama örneklerini yaygınlaştıracağız.
Atık suyun yeniden kullanımın yaygınlaştırılması için teşvik mekanizmalarına ağırlık vereceğiz. 2028 yılına kadar arıtılmış atık suyun yüzde 11’inin, 2030 yılına kadar yüzde 15’inin yeniden kullanımını sağlayacağız.
Stabilize arıtma çamurun ağaçlandırma alanlarında, arazi vasfını kaybetmiş alanların ve tarım topraklarının iyileştirilmesinde kullanılmasını sağlayacağız. Eğitimler yoluyla arıtma çamurlarının toprakta kullanımına yönelik farkındalığı artıracağız.
Noktasal kaynaklı toprak kirliliğinin önlenmesine yönelik denetim sayılarını artırarak kirlilik tespit edilen sahalarda iyileştirme çalışmalarının yapılmasını sağlayacağız.
100.000 m3/gün ve üzerinde kurulu kapasiteye sahip kentsel/evsel atıksu arıtma tesislerinin atıksu biyorafinerisi olarak işletilmesi için yol haritası belirleyeceğiz.
Akdeniz, Ege Denizi ve Karadeniz’de korunan alan miktarımız (2.670.000 ha olan) 4 kat artırılacaktır.
Tüm denizlerimizde gerçekleştirilecek ölçüm ve analizler sayesinde deniz kirliliğine hassas ve riskli alanlar ile kirlilik kaynaklarını belirleyecek, bu alanlarda deniz suyu kalitesinin korunmasına yönelik ilave tedbirler alınmasını sağlayacağız.
Marmara Denizi’ne gelen kirlilik ve besin yükü kademeli olarak azaltılacaktır.
Mavi Plan 2053 ile ülkemiz deniz alanlarının ekosistem temelli olarak korunmasını sağlayacağız.
Ülkemizi Mavi Bayrak sayısı sıralamasında 2028 yılına kadar en az bir üst seviyeye çıkaracağız.
Tersanelerde temiz üretim tekniklerinin yaygınlaştırılması yolu ile deniz çevresini koruyacağız.
Deniz Kirliliği Olaylarında Müdahalenin Planlanması Projesi ile Ülkemizin 1 Ulusal ve Bölgesel Acil Müdahale Planını güncelleyeceğiz.
Sanayide, ulaşımda ve ısınmada yeşil dönüşümlerini gerçekleştiren şehirlerimize Temiz Hava Sertifikası düzenleyeceğiz. Hava kirleticilerinin yüzde 20 oranında azaltılmasını hedefliyoruz.
Ulusal Bisiklet ve Yürüyüş Strateji Belgesini hazırlayacak, bisiklet yollarının şehirlerarası ve kent içi ulaşım modlarına entegrasyonunu sağlayacağız. Ulaşım amaçlı bisiklet ve yürüyüş yolu mesafesinin 6.000 km’ye çıkarılmasın sağlayacağız.
Yeni yerleşim alanlarını hem birbirleriyle hem de eski yerleşim alanlarına toplu taşıma sistemleriyle entegre edilebilir şekilde planlayarak enerji tüketiminde ve hava ve gürültü kirliliğinde azalma sağlayacağız.
Ulaşımdan kaynaklı gürültünün azaltımı için gürültü bariyeri alanını 80.000 m2’ye çıkartacak ve tüm şehirlerin stratejik gürültü haritaları ve gürültü eylem planlarını hazırlayacağız.
Gürültü yönetim veri tabanı oluşturarak Türkiye genelinde sessiz alanlar belirleyecek ve bu alanları koruyacağız.
Çevreye duyarlı, enerji verimliliği yüksek, net sıfır enerjili bina stoğu oluşturacağız. Yenilenebilir enerji kullanım oranı ve enerji verimliliği yüksek binaların yaygınlaştırılmasını sağlayacağız.
Türkiye Gayrimenkul Değer Bilgi Bankasını bir yıl içinde kuracağız. Kentsel dönüşümü sekteye uğratan ve konut sahibi olmayı zorlaştıran fahiş artışların önüne geçeceğiz.
Binaları konumlandırırken doğal klimanlandırma oluşturarak enerji verimliliğini artıracağız.
Yeşil bina ve yerleşmeler hakkında toplumsal farkındalığın oluşturulmasını ve yeni yapılacak orta ve büyük ölçekli kamu binalarının Ulusal Yeşil Sertifika almasını sağlayacağız.
Ülke yüzölçümünün yüzde 12,71’i olan korunan alan miktarımızı yüzde 20’ye çıkaracağız.
Millet Bahçelerinin toplam alanını 100 milyon m2’ye çıkaracağız.
2053 Net sıfır Emisyon Hedefi kapsamında sektörlerin yeşil dönüşümünü gerçekleştirmek üzere karbon fiyatlandırma araçları ile finansman ve teşvik mekanizmalarını kuracağız.
Bu bağlamda Emisyon Ticaret Sistemini kuracak ve İklim Finansman Stratejisi ve Yeşil Taksonomi mevzuatını hazırlayacağız.
Yutak alanların karbon fonksiyonu dışında enerji kullanımını azaltma fonksiyonu, doğal afetleri önlemedeki katkısı ve insan sağlığı üzerine olan etkilerinin ortaya çıkarılmasını sağlayacağız.
Yutak alanların korunması, artırılması ve karbon kredilerinin hesaplanarak karbon nötre ulaşmada kullanıma hazır hale getirilmesini sağlayacağız. Yutak alanların korunmasında ve geliştirilmesinde uygulanacak doğa tabanlı çözümlerin uygulama yönetmeliklerini hazırlayacağız.
Su havzalarında faaliyet gösteren ilgili tüm sektörlerin bütünleşik olarak çalışmasıyla, orman, mera, toprak, su ve diğer doğal kaynaklarının sürdürülebilir kullanımını sağlayarak kırsal kalkınmaya, çölleşme ve iklim değişikliği ile mücadeleye yönelik 10 adet entegre havza projesi hazırlayacağız.
Sürdürülebilir arazi yönetimi ve çölleşme/arazi tahribatıyla mücadele çalışmalarında karbon depolama işlevlerini dikkate alan uygulamaların yapılması ve ilgili örnek uygulamalar yoluyla tutulan karbon miktarının tespit edilmesi ve karbon stoklarındaki değişimlerin izlenmesine yönelik çalışmalar yapılacaktır.
Yerleşim alanları içerisinde geçirimli yüzeylerin yer almasını sağlayarak suyun filtre edilmesi, yeraltı su kaynaklarının beslenmesi, su döngüsünün düzenlenmesi, yağış suyu yönetimiyle ve binalarda yağmur suyu tutma ve biriktirme alanları, yağmur bahçeleri, yağmur hendekleri, yapay sulak alanlar ve yağmur hasadı sistemlerini, atık suyun arıtılarak yeninden kullanımını ve gri suyun kullanım alanlarını yaygınlaştırarak su kaynaklarının verimli kullanımını artıracağız.
Bölgesel gelişme politikalarımızın çerçevesini oluşturacak 2023 yılı sonrası için yeni Bölgesel Gelişme Ulusal Stratejisi ve bölge planlarımızı uygulamaya koyacağız.
Yeni dönemde de Bölgesel farkların azaltılması bölgesel gelişme önceliklerimiz arasında yer alacak ve bölgeler arası ekonomik ve sosyal entegrasyon daha güçlü bir biçimde sağlanacaktır.
Mekânsal yoğunlaşmaları az gelişmiş bölgeler lehine güçlendirme, sosyal bütünleşmeyi artırma yönünde sağlayacağız.
Türkiye’nin batısında başta İstanbul olmak üzere belirli merkezlerde yoğunlaşan iktisadi faaliyetlerin ve nüfusun ülke sathına daha dengeli olarak dağılmasına yönelik politikalarımızı yaygınlaştıracağız.
Ölçek ekonomisinden yararlanılması, verimliliğin yükseltilerek büyüme ve gelişmenin çevre alanlara yayılmasını destekleyeceğiz.
Metropollerde bir yandan afet riskini azaltan diğer yandan kalkınma sürecini daha dengeli bir şekilde sürdürmeyi sağlayacak şehirleşme anlayışıyla kentin hinterlandında alt merkezler (komple yeşil kentler) oluşturacağız.
İstanbul gibi büyük metropollerin küresel kent olma işlevini yükseltecek; iş faaliyetleri, finans, profesyonel hizmetler, insan sermayesi, bilgi değiş tokuşu, kültür ve üretkenlik gibi boyutlarını ön plana çıkaracağız.
Türkiye’nin geleneksel olarak en büyük üç şehri olan İstanbul, Ankara, İzmir’e ilave olarak Bursa ile Adana-Mersin’in metropol özelliklerini destekleyeceğiz.
Bütünleşik Kalkınma Modelini uygulamaya koyacağız. Bu modelle üç denizde üç büyük liman projemizin ufkunu genişletiyor, “Liman Endüstrisi”ne dayalı bölgesel kalkınma yaklaşımımızı hayata geçiriyoruz.
Bu çerçevede, Ankara merkezli savunma sanayii, Konya merkezli makine sanayii, Karaman, Niğde, Aksaray merkezli tarıma dayalı sanayiinin nihai çıktılarını, yapımını gerçekleştireceğimiz Mersin konteyner limanı ile Akdeniz’e ve oradan da uluslararası pazarlara taşıyacağız.
Bütünleşik kalkınma modelimizin Karadeniz’in birinci ayağında Zonguldak ve Karabük merkezli enerji, kömür ve doğalgaz ürünleri ile demir-çelik sanayii, Kastamonu ve Düzce merkezli kâğıt ve ormancılık sanayii ile Bolu ve Çankırı merkezli tarıma dayalı sanayii ürünlerimizi Filyos Limanı ile Karadeniz’e ve uluslararası pazarlara taşıyacağız. Karadeniz’in ikinci ayağında ise inşa etmekte olduğumuz Rize-İyidere lojistik limanı ve mevcut Trabzon limanı ile Doğu Karadeniz illerini ve Erzurum ve Van başta olmak üzere Doğu Anadolu üretim merkezlerinin çıktılarını Karadeniz’e, oradan da uluslararası pazarlara taşıyacağız.
Tekstil, dokuma, petrokimya ve tarıma dayalı sanayiinin öne çıktığı Ege bölgemizde Çandarlı Limanı yapım projemizi hayata geçirerek İzmir Limanımızla birlikte Afyon’dan Aydın’a, Manisa’dan Denizli’ye kadar İç Ege’deki üretim merkezlerini limanlarımıza daha hızlı bağlamış olacağız.
Elazığ, Bingöl, Tunceli ve Malatya’dan Hatay’a, Şanlıurfa ve Diyarbakır’dan Adana’ya kadar olan Adıyaman, Kahramanmaraş, Gaziantep, Kilis ve Osmaniye’yi de içeren deprem bölgesinde işlenmiş tarım ürünleri ve tarıma dayalı sanayinin yanı sıra, tekstil, dokuma, demir-çelik başta olmak üzere imalat sanayiini İskenderun Limanıyla buluşturarak uluslararası pazarlara taşıyacağız.
Bu kapsamda bütünleşik kalkınma modelini tamamlayacak şekilde bölgesel düzeyde mesleki ve teknik eğitim başta olmak üzere eğitim, sağlık gibi beşeri sermaye altyapısını, ulaştırma, enerji, sulama gibi üretim altyapısını ve kentlerdeki yaşam alanlarını canlı ve cazip kılacak sosyal donatı altyapısını güçlendirecek politikalara hız vereceğiz.
Kayseri, Konya, Denizli, Gaziantep, Antalya, Diyarbakır gibi sanayi merkezi niteliğindeki Üreten Şehirlerin küresel kent olma işlevlerini güçlendireceğiz. Bu şehirlerde yerel potansiyellerini temel alarak rekabet güçlerini geliştirecek, küresel üretim sistemlerine entegrasyonlarını sağlayacağız. Bu Şehirlerimizin özellikle yeşil ve dijital dönüşümle birlikte temiz üretim fonksiyonlarını güçlendireceğiz. Söz konusu rekabet gücünün ve ulusal ekonomiye katkılarının artırılması ile metropoller dışında çekim merkezleri oluşturarak daha dengeli bir yerleşme sisteminin kurulmasını sağlayacağız.
Tarihsel olarak bölge merkezi olma özelliği göstermiş Cazibe Merkezi illerinde yatırımların yoğunlaştırılması suretiyle yeniden canlandırılmasını sağlayacağız. Bu merkezlerde gelişmenin zamanla çevreye yayılarak bölge genelinde daha dengeli bir kalkınmanın oluşmasına imkân sunacağız.
Ülkemizin yaşadığı afetleri de dikkate alan bir yaklaşımla; mekânsal stratejilerle birlikte kentsel gelişme, sanayi-lojistik, yeşil büyüme, dijitalleşme, Ar-Ge ve yenilik, girişimcilik, sosyal gelişme ve kırsal kalkınma alanlarındaki stratejilerimizi uygulamaya koyacağız.
Yeni dönemde bu çerçevede bölgesel girdi-çıktı analizleri gibi kapsamlı araştırmaları sürdürürken; bölgesel girişim sermayesi, kitle fonlaması ve etki tahvili gibi yenilikçi destek araçlarının uygulamasını yaygınlaştıracağız.
Bölgesel kalkınma politikalarının yerel düzeyde kurumsal yapıları olan bölge kalkınma idareleri (BKİ) ve Kalkınma Ajanslarını daha etkin ve verimli hale getirilmek amacıyla yeniden yapılandıracak, finansal kaynak ve insan kaynağı açısından güçlendireceğiz.
Bir ülkede demokrasinin derinliğini ve niteliğini gösteren mevzuat çerçevesi; başta Anayasa olmak üzere, Siyasi Partiler Kanunu, Seçim Kanunu ve Meclis İçtüzüğüdür. Bu düzenlemeler bir ülkenin siyasal topoğrafyasını, demokratik seviye ve gelişimini ortaya koyar. Biz bunun için bu belgeleri katılımcı, çoğulcu ve şeffaf bir anlayışla yeniden ele alan kapsamlı bir ‘‘Yasama Reformu’’ yapacağız.
Yasama reformunda TBMM’nin kanun yapma ve denetim kapasitesini pekiştireceğiz. Siyasi partilerin örgütlenme ve çalışmalarını oldukça detaylı ve kısıtlayıcı bir şekilde düzenleyen Siyasi Partiler Kanunu’nu özgürlükçü bir anlayışla ve çerçeve bir yasa şeklinde yenileyeceğiz.
Seçim kanunlarının yeni sistemin gereklerine ve günümüz demokrasisinin şartlarına göre güncellenmesini hedefliyoruz. Seçim kanunlarının mevzuattaki dağınık görünümüne son vererek bu konuyu temel bir kanunda düzenleyeceğiz.
Suç ve cezanın şahsiliği esastır. Kamu hizmetine girmede ve hizmetin sunulmasında kimse kendine ait olmayan bir suçun cezasını çekmek anlamına gelebilecek bir muameleye tabi tutulamaz. Bu anlayışla kamu hukuku uygulamalarında gerekli yasal ve idari tedbirleri alacağız.
Kamu görevine ilk defa yapılacak atamalarda, görevin niteliğinin gerektirdiği haller dışında mülakat usulünü kaldıracak, atamaları yazılı sınav sonuçlarına göre yapacağız.
Siyasi karar alma süreçlerine demokratik katılımı güçlendireceğiz. ‘‘Halk Teşebbüsü’’ olarak kavramlaştırdığımız bu usulle belirli sayıda vatandaşın kanun teklifi vermesine veya bir kanunu iptal için Anayasa Mahkemesine başvurmasına imkân tanınmasını sağlayacağız.
Gerek merkezi idarede gerekse yerel yönetimlerde karar alma süreçlerine halkımızı ortak etmek için ‘‘e-demokrasi’’ platformu oluşturacağız. Bu çerçevede yeni bilgi ve iletişim teknolojileri üzerinden dijital oylama ve müzakere yöntemleri geliştireceğiz. Bir yandan e-Devlet projesi ile kamunun dijital dönüşümünü başarılı bir şekilde sağlarken, diğer yandan bu dönüşümle uyumlu olarak, e-demokrasi ile doğrudan demokrasi uygulamasını hayata geçireceğiz.
‘‘Hak Arama Hürriyetinin’’ kapsamını genişleteceğiz. Bu üst başlık altında dilekçe verme, bilgi edinme, kamu denetçisine başvurma, yargıya erişim ile diğer başvuru haklarını kapsayacak şekilde anayasal bir norm oluşturacağız.
Demokratik hayatın vazgeçilmez unsurları olan siyasi partiler hakkında kapatma davası açılabilmesini Meclisin iznine bağlayacağız. Yine, Anayasa Mahkemesi tarafından verilecek kapatma kararlarının da ancak TBMM tarafından uygun bulunması halinde yerine getirilmesi yönünde değişiklik yapacağız.
Kapsayıcı ve evrensel değerlere dayalı eşit vatandaşlık anlayışı içerisinde, birliğimizi ve bütünlüğümüzü pekiştirmeyi sürdüreceğiz. Bu anlayışla, devletin, bütün toplumsal kesimlerle hakkaniyet ölçüsünde, eşitlik temelinde ve demokratik bir ilişki geliştirmesini sağlayacak; toplumsal zenginliğimizin tüm unsurlarını çoğulcu bir yaklaşımla kucaklamaya devam edeceğiz.
Alevi vatandaşlarımızın beklenti ve taleplerini karşılayan politikalarımızı artırarak devam ettireceğiz.
Topluma kimlik ve yaşam tarzı dayatılmasının karşısında olmaya devam edeceğiz. Bütün vatandaşlarımızın özgür fertler olarak güven içinde yaşadığı, geleceğe umutla baktığı, birinci sınıf olarak kabul edildiği ve muamele gördüğü bir ortamı tesis etmeyi sürdüreceğiz.
Roman vatandaşlarımızın başta istihdam, iskân ve eğitim olmak üzere tüm sorunlarının çözümüne hız vererek her türlü ayrımcılık zeminini ortadan kaldıracağız.
Gayrimüslim vatandaşlarımızın herhangi bir ayrımcılığa maruz bırakılmaksızın temel hak ve özgürlüklerinin güvence altına alınması ve inançlarını özgür bir şekilde yaşamalarının sağlanması hukuk devletinin güvencesi altında olmaya devam edecektir.
Demokratik siyasetin önündeki bütün engelleri kaldırırken terörün ve vesayet odaklarının siyasete müdahalesine asla izin vermeyen tutumumuzu sürdüreceğiz.
İki yıl önce açıkladığımız İnsan Hakları Eylem Planını geliştirerek uygulamaya devam edeceğiz.
Başta AİHM ve BM İnsan Hakları Konseyi olmak üzere uluslararası insan hakları mekanizmaları ile iş birliğimizi geliştireceğiz.
Avrupa Birliği’ne üyelik sürecini karşılıklı hak ve yükümlülükler çerçevesinde, ortaklık hukukunun yenilenme ihtiyaçlarını da gözeterek kararlılıkla sürdüreceğiz.
Tamamen milli iradeden doğan, geniş katılımlı, çoğulcu, özgürlükçü yeni anayasayı Türkiye Yüzyılına kazandıracağız.
Türkiye Yüzyılı’na Yeni Anayasa
Anayasa, toplumsal mutabakat belgesi, devletin kurucu metni, özgürlük- lerin güvencesi ve hukuk sisteminin en üst normudur. Bu nedenle anaya- salar doğrudan egemenliğin sahibi milletin özgür iradesinin eseri olmalıdır. 1961 ve 1982 Anayasaları askeri darbelerden sonra, darbeciler ve onla- ra eşlik eden bir kesim tarafından toplumsal tartışma ve katılımdan uzak bir şekilde hazırlanıp topluma dayatılmış metinlerdi. Darbe mahsulü önceki anayasalara karşılık Türk milleti ve siyaset kuru- mu insan onuruna dayanan, tamamen özgürlükçü, demokratik ve sivil bir anayasa hazırlayacak iradeye ve birikime sahiptir. Demokrasi ve özgürlükler alanında yirmi yıldır hiç ara vermeden de- vam eden, son yıllarda yargı reformu ve insan hakları eylem planı ile bir takvime bağlı olarak yürüttüğümüz reformlar Türkiye Yüzyılında daha da derinleştirilecek, güçlendirilecek ve yeni anayasa ile nihai bir güvenceye kavuşturulacaktır. Günümüzde değişen dünya ve değişen toplumla beraber yeni demok- ratik katılım imkânları, yeni siyaset biçimleri ve yeni özgürlük alanları or- taya çıkıyor. Türkiye’de değişimin öncüsü AK Parti olarak bugüne kadar değişimlere kayıtsız kalmadığımız gibi bundan sonra da kalmayacağız. Tarihin modası geçmiş tartışmalarıyla vakit kaybeden bir Türkiye değil, bugünün sunduğu fırsatları gören ve geleceği inşa etmek için çalışan Tür- kiye’yi savunuyoruz. Bu ilke doğrultusunda Türkiye yüzyılında demokratik değerlerin en güçlü savunucusu olmaya ve milletimizin desteğiyle demok- ratik atılımlarımızı yeni anayasa ile hayata geçirmeye devam edeceğiz. Hak ve özgürlükler alanında bugüne kadar kaydedilen gelişmeler ile önümüzdeki süreçte yapılacak çalışmaların kalıcı hale gelmesi insan onu- runa dayanan bir anayasal düzenin yerleşmesi ile mümkün olacaktır. Tür- kiye yüzyılının anahtarı yeni anayasadır. Yeni Anayasa İrademiz AK Parti’nin 2002’de başlayan iktidarının ilk yıllarından itibaren anayasa reformu ve yeni anayasa arayışı güçlenerek devam etti. Partimizin öncü- lüğünde 2004, 2007, 2010 ve 2017 yıllarında üçü halk oylaması ile kabul edilmiş dört önemli anayasa reformu hayata geçirildi. Bu reformlar ile hak ve özgürlüklerin alanı genişletildi, demokrasinin standartları yükseltildi, hukuk devleti güçlendirildi ve yeni bir siyasal sistem tesis edildi. 2008 yılındaki başörtüsüne özgürlük getirmek isteyen Anayasa değişik- liği ise Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edildi. Geçmişte yaşanan hak ihlallerini göz önünde bulundurarak başörtülü veya başı açık bütün kadın- ların kıyafet özgürlüğünün anayasal güvenceye kavuşturulması gerektiğini düşünüyoruz. Bu güvenceyi sağlamak için çalışmaya devam edeceğiz. AK Parti Anayasa değişikliklerinin ötesinde tamamen yeni ve sivil bir anayasa hazırlanmasına yönelik girişimlerin daima öncüsü olmuştur. Bu girişimler geçmişte bürokratik vesayetin müdahaleleri veya uzlaşmaz mu- halefetin tavırları sebebi ile akamete uğradı. En ciddi girişim olan ve 2011 seçimlerinden sonra kurulan Anayasa Uzlaşma Komisyonu AK Parti’nin tüm yapıcı ve kolaylaştırıcı çabalarına rağmen yeni bir anayasa hazırlayamadı. Buna rağmen uzun süredir yeni bir anayasa için ön koşulsuz olarak tüm siyasi partilere çağrıda bulunuyoruz ve bundan sonra da bulunmaya de- vam edeceğiz. Küresel ve bölgesel değişimlerin hızlandığı, tehditlerin, fırsatların ve risklerin her alanda kendini gösterdiği bir dönemde, Türkiye Cumhuriye- ti’ni ve milletini tarihin öznesi yapacak atılımlar için Türkiye yüzyılına yeni anayasa ile girmeye kararlıyız. Neden Yeni Anayasa? Bilindiği üzere, yeni anayasa ihtiyacının karşılanmasına yönelik çalış- malar 2000’li yıllardan itibaren demokrasinin vesayet zincirlerinden aşa- ma aşama arındırılmasıyla sürekli olarak gündemde olmuştur. Bu kap- samda hazırlanan öneriler kamuoyu ile de paylaşılmış, milletle beraber milli iradenin öncülüğünde yeni bir anayasa hedefi şeffaflıkla ve katılımcı bir anlayışla hep diri tutulmuştur. Milletin doğrudan veya dolaylı iradesiyle gerçekleşen Anayasa reformla- rına rağmen 1982 Anayasası’nda 12 Eylül rejiminin tortuları halen görülmek- tedir. Bu tortulardan arınmaya yönelik her değişiklik, daha güçlü demokrasi yolunda atılmış birer adım olsa da özgürlükler konusunda anayasanın ge- neline hâkim olan temkinli ve istisnası bol üslup halen giderebilmiş değildir. 1982 Anayasası ne kadar değiştirilirse değiştirilsin, ismi 1982 Anayasa- sı olarak kalacak, daima 12 Eylül’ün acılarını ve darbenin izlerini anımsata- caktır. Bir anayasanın sivil, demokratik ve özgürlükçü olarak nitelendirilebilmesi için sadece içeriğinin değil hazırlanma yönteminin de demokratik ve sivil olması gerekir. Darbeciler tarafından hazırlanan ve millete daya- tılan 1961 ve 1982 Anayasalarına karşılık vatandaşların katılımının en üst düzeyde olduğu, halkın temsilcileri tarafından ve en geniş katılım ile yeni bir anayasanın hazırlanması gerektiğine inanıyoruz. Sonuç itibarıyla yeni Anayasa, 20 yılın demokratik kazanımlarını koru- yacak ve Türkiye Yüzyılı hedeflerimizin en güçlü teminatı olacaktır. Bu bakımdan, temel felsefesi bireyin özgürlüğü ve korunması olan, yargının bağımsızlığını ve tarafsızlığını güçlendirmeye yönelik kurumsal güvence- leri içeren, demokrasi, insan hakları ve hukukun üstünlüğünü derinleştiren yeni bir anayasa yapılması, vazgeçilmez öneme sahiptir Yeni anayasanın kodları: Yüksek standartlı demokrasi, güvenceli öz- gürlükler ve hukukun üstünlüğü Can emniyetini vatandaşın maddi ve manevi bütünlüğü ile en üst dü- zeyde korumaya almak, mal emniyeti ve mülkiyet hakkını uluslararası standartlarda güvenceye kavuşturmak, düşünce, fikir, din ve vicdan hür- riyetini ve bu hürriyetlerin etkin bir şekilde kullanılmasını garanti etmek, başta aile yapısı olmak üzere toplumun zihnen, madden ve manen güçlü olarak kendini yeniden üretebilmesini ve varlığını sürdürmesini sağlamak, yeni Anayasanın temel özellikleri olacaktır. - Milletin kendi iradesi ve kendi eliyle yaptığı, her bir vatandaşımızın “içinde ben varım”, “benim iradem var” dediği YENİ ANAYASA, - Yaşam hakkını, düşünce ve kanaat özgürlüğünü, inancı ve inandığını yaşama özgürlüğünü, aileyi, toplumu ve mülkiyet hakkını koruyan YENİ ANAYASA, - Bir daha hiç kimsenin başörtüsü zulmü gibi çağdışı uygulamalara, zorbalık ve baskılara tevessül etmesine dahi izin vermeyen, daima özgür- lükçü, milletin öz değerlerinin tapusu YENİ ANAYASA, - Irk, din, mezhep, dil, renk ve kültür farkı gözetmeden herkesi kuşatan, insan onuru ortak temelinde buluşturan, kucaklayıcı, bütünleştirici, çeşitli- likte birliği savunan, herkesin birinci sınıf vatandaş olduğu YENİ ANAYASA, - İnsan hak ve özgürlüklerini güvence altına alan; bütün kurum ve ku- ralları ile insanı haklarıyla yaşatmayı ilke edinen YENİ ANAYASA, - İnsanın maddi ve manevi varlığını bütün tercihleri ve inançlarıyla öz- gür biçimde gerçekleştireceği demokratik bir toplumu inşa eden YENİ ANAYASA, - Devleti ve bütün kurumlarını insanımıza ve milletimize hizmet ara- cı olarak gören “İnsanı Yaşat ki, Devlet Yaşasın” anlayışıyla hazırlanmış YENİ ANAYASA, - Egemenliğin sahibi milletin demokratik meşru temsilcilerinin önünde- ki her türlü vesayeti ortadan kaldıran YENİ ANAYASA, - Yasama, yürütme ve yargı güçlerinin meşruiyetini milletten aldığı; güçler ayrılığını pekiştiren ve bununla birlikte güçlerin eşgüdümünü sağ- layarak millete hizmeti birinci öncelik sayan YENİ ANAYASA, - Demokratik katılımı genişleten, siyasal katılımın önündeki vesayetlere izin vermeyen ve bilgi teknolojileri ile vatandaşımızın yönetim süreçlerine ortaklığını temin eden YENİ ANAYASA, - Çoğulcu bir toplumsal ve siyasal yapı kuran, istikrarlı ve etkili hükü- met modelini daha da geliştiren YENİ ANAYASA, - Özgürlükçü ve demokratik Cumhuriyet anlayışının kazanımlarını daha da ileriye götürmeyi amaçlayan YENİ ANAYASA, - Hukukun üstünlüğünü esas alan, yargı bağımsızlığı ve tarafsızlığı te- melinde kurumsal yapılanmayı ve işleyişi temin eden YENİ ANAYASA, - Milletimizin değerlerini temel alan ve evrensel değer ve normları gö- zeten YENİ ANAYASA, - En geniş mutabakatla ve demokratik yöntemlerle hazırlanmış, geniş toplumsal kesimlerce sahiplenilen YENİ ANAYASA, - Türkiye’nin yeni yüzyılı hedeflerine ulaşmasını kolaylaştıracak etkin ve sağlıklı bir kurumsal yapılanmayı tesis eden YENİ ANAYASA, Milletimizin beklentisidir. Bu beklentiyi karşılamak da milletimize hiz- met yolunda bulunan herkesin borcudur. Geldiğimiz noktada milletimiz; Cumhuriyet’in ikinci yüzyılına, Türkiye Yüzyılı’na daha özgürlükçü ve tamamen kendi iradesiyle yapılmış sivil bir anayasayla girmeyi hak etmektedir. AK Parti olarak biz, milletimizle birlikte, yeni sivil bir anayasa için her türlü çabayı göstereceğiz, uzlaşma zemininde, toplumun tüm kesimlerini “özgür birey, güçlü toplum; ileri demokrasisi ile daha gelişmiş Türkiye” için bir araya getirecek çalışmaları yapmayı taahhüt ediyoruz.
Yüksek Standartlı Demokrasi adımlarımızı başlatacağız.
Yaşam hakkı: Önce insan hayatı
Kamu kurumlarının sebep olduğu iddia edilen yaşam hakkı ihlallerinin etkili, hızlı ve tarafsız bir şekilde soruşturulması için ihtiyaç duyulan adım- ları ivedilikle atacağız. Bu hususlarda yargısal makamlara yapılan veya basına yansıyan baş- vuruların akıbetini “şeffaf ve güven veren adalet anlayışı” çerçevesinde ilgili kurum ve kuruluşların iletişim mekanizmaları vasıtasıyla kamuoyuyla düzenli bir şekilde paylaşacağız. Devletin yaşam hakkına dair pozitif ve negatif yükümlülüklerin ihlalini doğuran sebeplerin ortadan kaldırılması için gerekli düzenlemeleri süratle hayata geçireceğiz. ● İnsanımızın canını hiçe sayan sorumluların etkin bir soruşturmayla adalet önüne çıkarılması, yaptıklarının yanlarına kâr kalmaması için ku- rumsal ve yasal alt yapıyı güçlendirecek, ceza yaptırımlarını da ağırlaştı- racağız. ● İnsanımızın hayatına mâl olan ihmal ve kusur iddialarında şüpheli ko- numda olan kamu görevlileri için idareden soruşturma izni alınması usu- lünü kaldıracağız. ● İmar hukukunu anayasal düzeyde ele alacak ve insanımızın yaşana- bilir, sürdürülebilir, güvenli çevre hakkını koruyacak düzenlemeler yapa- cağız. ● Yapı Denetimi Hakkında Kanun’da değişiklik yaparak denetim göre- vinin ihmal edilmemesini temin eden ağır yaptırımlar içeren düzenleme yapacağız. Devletin insan hayatını koruma yükümlülüğü de yaşam hakkının bir par- çasını oluşturur. Bu bağlamda yaşam hakkını tehdit eden şiddet eylem- leri, doğal afet olayları, trafik kazaları ve tehlikeli iş sahalarından kaynaklı ölümlerin asgariye düşürülmesi için aşağıdaki hususları içeren ‘‘Yaşam Hakkı Eylem Planı’’ hazırlayacak ve uygulayacağız. - Şiddete başvurma riski bulunup akıl sağlığı yerinde olmayan, şiddet geçmişi bulunan kişilere karşı toplumun korunması, - Ulaşım ve trafik kazalarının azaltılması, - Konut güvenliğinin sağlanması ve doğal afetlere hazırlık, - Maden kazalarının önlenmesi, - Bireysel silahlanmanın kontrol altına alınması, - İnsan hayatı için tehlike arz eden meslek kollarında iş güvenliği stan- dartları ve denetiminin yükseltilmesi, - Şiddetin basın yayın organları ve sosyal medya platformlarında özen- dirilmesinin önlenmesi. Bu başlıklarda özellikle devletin denetleyici ve düzenleyici rolünün daha etkin bir biçimde hayata geçirilmesi, ölüm riski bulunan olgu ve ko- şullarda riskin minimize edilmesi birinci önceliğimizdir.
İşkenceye Sıfır Tolerans
İşkence ve kötü muameleye karşı sıfır tolerans anlayışını benimsemeye kararlılıkla devam edeceğiz. İnsan haklarını koruma mekanizmalarının iş- kence ve kötü muameleye karşı denetim ve önleme fonksiyonlarını daha etkin şekilde yerine getirebilmeleri için bağımsızlıklarını güçlendireceğiz. Hâkimler, cumhuriyet savcıları, kolluk görevlileri ve ceza infaz memur- larının insan hakları eğitimlerini AİHM standartları çerçevesinde artıraca- ğız. Cezaevi koşullarının insan onur ve haysiyetini gözetecek, işkence ve kötü muameleyi önleyecek şekilde iyileştireceğiz.
Dijital Tehditlere Karşı Özel Hayatın Mahremiyeti Korunacak
Önümüzdeki dönemde kişisel verilerin ve özel hayatın mahremiyetini dijital tehditlere karşı tüm vatandaşlarımızı daha etkin biçimde koruya- cağız. Özellikle dijital platformlarda kişisel verilerin ihlal edilmesine karşı Ki- şisel Verileri Koruma Kurulu ve yargı mercileri başta olmak üzere kamu otoritelerinin daha aktif bir rol üstlenmelerini sağlayacağız. İfade ve basın özgürlüğü ile şeref ve itibarın korunması hakkı, eşit dü- zeyde koruma gerektiren temel hak ve özgürlüklerdir. Bu anlayışla, bireyin kendisine ait herhangi bir bilginin, kendi rızası olmaksızın açıklanmaması, yayılmaması ve bu bilgilere başkalarının ulaşamamasını temin eden ‘‘unu- tulma hakkını’’ güçlendirecek mevzuat değişikliği yapacağız.
Kişi Özgürlüğü Ve Güvenliği Güçlendirilecek
Kişi özgürlüğü ve güvenliğini önceleyen anlayışımıza uygun olarak bu hakkı ihlal eden; gözaltı, tutuklama ve diğer koruma tedbirlerine ilişkin mevzuat ve özellikle uygulamadan kaynaklı sorunları analiz edeceğiz. Ayrıca bu tedbirlerin AYM ve AİHM içtihatlarına uygun bir şekilde ka- rara bağlanması ve uygulanmasını sağlamak adına gerekli değişiklikleri süratle gerçekleştireceğiz.
Sosyal Barışın Teminatı: Din ve Vicdan Özgürlüğü
Önümüzdeki dönemde din ve inanç ayrımı gözetmeksizin bütün vatan- daşlarımızın özgürlük alanlarının genişletilmesi ve kadınların başörtüsü ve diğer kıyafet tercihlerine anayasal güvence sunma arayışımızda olduğu gibi elde edilen kazanımların korunması yönündeki çalışmalara devam edeceğiz. Türkiye Yüzyılında yapılacak yeni anayasada din ve vicdan özgürlüğü- nü; inanç, ibadet, eğitim ve kılık kıyafet konularında hürriyetleri genişlete- cek ve keyfi sınırlamaları engelleyecek şekilde düzenleyeceğiz. Tepeden inmeci ve baskıcı geçmiş dönemlerin aksine din ve vicdan özgürlüğünü, siyasal krizlerin konusu olmaktan çıkararak toplumsal barış ve huzuru güçlendiren bir olgu haline getireceğiz.
İfade Özgürlüğünde Yeni Dönem
Değişen toplumsal ihtiyaç ve koşulları dikkate alarak ifade özgürlüğünü kısıtlayıcı nitelikteki mevzuatı gözden geçirecek ve uygulamadan kaynak- lanan eksiklikleri gidereceğiz. İfade özgürlüğü ile kişinin şeref ve haysiyetinin korunması gibi diğer hak ve özgürlükler arasında ne demokratik toplum düzeninden ne de bi- reysel haklardan vazgeçmeyen makul dengeyi koruyacağız. Özgürlükçü demokrasinin vazgeçilmez parçası olan basın özgürlüğü- nü, halkın haber alma hakkını ve demokratik hesap verebilirliği hayata geçirecek şekilde güçlendireceğiz. Basın mensuplarının haber üretme ve mesleki faaliyetlerini yerine ge- tirmelerini kolaylaştıracağız. Toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkının fiilen kullanımının güçlendirilmesine yönelik kolluk görevlilerinin meslek içi insan hakları eği- timini geliştireceğiz.
Ayrımcılık ve Nefret Suçlarıyla Etkin Mücadele
Dil, din, ırk, mezhep ve yaşam biçimi temelinde ayrımcı ve ötekileştirici uygulamalara karşı mücadelemize devam edeceğiz. Ayrımcılık ve nefretle etkin mücadele için “Ayrımcılık ve Nefretle Müca- dele Kurulu” oluşturacağız. Kurul, ulusal ve uluslararası ölçekte hak ihlali gözlem, değerlendirme ve tespitlerini içeren “Ayrımcılık ve Nefretle Mü- cadele Uluslararası Endeksi” yayınlayarak nefret suçları ile küresel müca- delenin etkin bir parçası olacaktır. Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarını ve hakları ihlal edilen tüm mağ- durları kapsayacak şekilde hak ihlallerini kurumsal düzeyde takip ederek düzenli şekilde raporlayacak ve uluslararası kamuoyunun gündemine ta- şıyacağız. İnsan onuru ve eşitlik ilkesi konusundaki hassasiyetimizi en güçlü şekil- de yansıtmak üzere, nefret suçuna ilişkin yeni ve müstakil bir düzenleme yapacağız.
Mülkiyet hakkına etkin koruma
Kişilerin malına, mülküne yönelik öngörülmeyen, habersiz ve keyfi mü- dahaleye asla izin vermeyen bir anlayışla özel hukuk veya kamu karşısın- da mülkiyet hakkını korumak için güvenceleri artırmaya devam edeceğiz. Kamulaştırmada “kamu yararı” kararının açık, öngörülebilir ve anlaşıla- bilir bir şekilde verilmesine yönelik tedbirler alacağız. Mülkiyet hakkına yönelik müdahalelere karşı vatandaşımızın hemen sonuç alabilmesi için valilikler nezdinde idari başvuru yolu getireceğiz. İdari yargıda mülkiyet hakkı konusundaki davaların ivedi yargılama usulüyle hızlı bir biçimde görülmesini sağlayacağız. Ceza yargılamasında el koyma ve müsadereye ilişkin mevzuattan ve uygulamadan kaynaklanan sorunlara yönelik usulî güvenceleri güçlendi- receğiz. Tapu siciline konulan şerh ve kısıtlamaları anında elektronik ortamda malik ve ilgililerin bilgi ve erişimine sunacağız.
Sosyal Adalet Hakkı
Türkiye Yüzyılını, ekonomik büyüme ve kalkınma ile sosyal adalet ara- sında uyumu ve tamamlayıcılığı zorunlu gören bir yaklaşımla inşa edeceğiz. Sosyal adalet ve sosyal politikalarda hedefimiz her Türkiye Cumhuriye- ti vatandaşının hiçbir ayırım gözetmeksiniz kendini değerli olarak hisse- deceği bir ortam oluşturmak ve her vatandaşın onur, haysiyetini koruyan, gözeten ve güçlendiren bir sosyal koruma sistemi kurup işletmektir. Uluslararası Çalışma Örgütünün (ILO) belirlediği ve uluslararası arena- da genel kabul görmüş tüm sosyal risklere karşı her vatandaşımızı etkili ve yeterli düzeyde korumaya kavuşturmak amacıyla sosyal koruma siste- mini güçlendirmek ve sürekli geliştirmek temel politik tercihimiz olacaktır. Bu vizyona bağlı olarak; “Türk Mucizesi” olarak uluslararası kabul görmüş genel sağlık sigorta- sında erişimi, kaliteyi, kapsamlı ve derinlikli güvenceyi ve bu güvenceye ulaşılabilirliği kalıcı hale getireceğiz. Sosyal güvenlik, sosyal yardımlar ve sosyal hizmetler arasındaki koor- dinasyon ve entegrasyonu en üst düzeye çıkaracağız. Farklı kanunlar ve mevzuatlarla düzenlenmiş ve birden fazla kurum/ kuruluş tarafından gerçekleştirilen sosyal yardımları bütüncül bir şekilde tek bir mevzuat çatısı altında toplayarak aile bazlı “Vatandaşlık Maaşı” ödeyeceğiz. Hastane ve sağlık personeli sayısının arttırılması ve teknik imkânların geliştirilmesi için istihdam ve yatırım faaliyetlerine devam edeceğiz. Kentsel dönüşüm süreçlerini sağlıklı bir çevrede yaşama, yaşanabilir şehirler kurma ve mülkiyet hakkı esaslarını gözeterek hızlandıracağız. Vatandaşlarımızın konut ve barınma hakkını ihlal eden tüm engelleri or- tadan kaldıracağız. Afet riskine karşı tüm Türkiye’deki konutların güvenli hale getirilmesine yönelik planların hazırlanmasına devam edeceğiz. Yaşadığımız 6 Şubat Depremleri sonrası şehirlerimizi güvenliği ve ya- şanabilirliği temel alarak yeniden inşa edeceğiz. Hukukun doğal afetlerle mücadelede etkili bir araç olduğunun far- kındayız. Bu bağlamda; depreme dayanıklılığı yüksek, temiz, sağlıklı ve sürdürülebilir kentler inşa edeceğiz, bu amaca aykırı iş ve işlemleri ceza yaptırımı içine alacağız. Çevrenin korunmasına ilişkin politikaların tarım ve su politikalarıyla eş güdümlü olmasının gereği doğrultusunda bütünlüklü bir çevre politikası sürdüreceğiz. Sağlıklı gıda üretimini teşvik edilecek, gıda güvencesi sağlayacak ve gıda hakkını koruma altına alacağız.
Çocuk, Yaşlı ve Engelli Haklarının Korunması
Geleceğimizin güvencesi olan çocuklarımızın yüksek yararını ön planda tutarak yeni sosyal politikaları geliştirmeye devam edeceğiz. Siber zorbalık, akran zorbalığı ve ekran bağımlılığı gibi dijital teknolojik gelişmelerin neden olduğu olumsuz etkilere karşı çocuklarımızı koruya- cağız. Gençlerin eğitim, sağlık, istihdam, kendini geliştirme, siyasal ve ekono- mik hayata katılımları başta olmak üzere her alanda fırsat eşitliğine sahip olmalarını sağlayacağız. Gençlerin yeni fikirlerinin desteklenmesine yö- nelik girişimcilik programlarının kapsamı ve kapasitesini genişleteceğiz. Gençler kadar yaşlılar için de yaş temelli ayrımcılık ve istismarla müca- deleye devam edeceğiz. Bu çerçevede, toplumda yaşlı hakları bilincinin geliştirilmesine yönelik farkındalık artıcı faaliyetlere hız vereceğiz. Uzun dönemli bakım ihtiyacının karşılanması için sosyal ve tıbbi hizmetlerin ka- pasitesini geliştireceğiz. Engelli vatandaşlarımızın eğitim ve çalışma haklarını fırsat eşitliği ilkesi temelinde daha etkin şekilde koruyacağız. Yine engelli vatandaşlarımızın toplumsal yaşama katılmaları için yerel yönetimlerin daha aktif çalışması- nı sağlamaya yönelik düzenlemeleri hayata geçireceğiz.
Yeni Nesil Hak ve Özgürlükler
Ülkemizin ekonomik kalkınmasını sağlarken insan onurunu korumayı ve sosyal refahı ikinci planda bırakmıyoruz. Bu bağlamda içinde zamanın teknolojik gelişmelerinin tehdidi altındaki doğal yaşam ve çevreyi koru- mayı tüm politikalarımızın merkezine yerleştireceğiz. Çağımızın en temel ihtiyaçlarından internete erişim hakkının anayasada yer alması gerekecek derecede önemli görüyoruz. Yeni anayasada inter- nete erişim hakkını haberleşme ve gizliliğin korunması haklarıyla beraber ele alarak anayasal güvenceye kavuşturacağız. Çevre kirliliğin önlenmesi ve sağlıklı suya erişim temel önceliklerimiz- den biri olmaya devam edecektir. Bu amaçla yerel yönetimlerle iş birliğini geliştirecek ve gerekli düzenlemeleri hayata geçireceğiz. Çevre, enerji, su, gıda gibi tüm imkân ve kaynakların sahibi değil, ema- netçisi olduğumuz bilincini yediden yetmişe oluşturmak için çalışacağız. ‘‘Emanet adaleti’’ ismini verdiğimiz bu yaklaşımla, ülkemizin kaynaklarını önceki nesillerden devraldığımız gibi; koruyarak, gözeterek ve büyüterek sonraki kuşaklara devredeceğiz. Emanet adaletiyle milli servetimizin milli dayanışmaya ve sosyal refaha dönüşmesinin en güzel örneklerini sergi- leyeceğiz.
Hak ve Özgürlükleri Koruyucu Mekanizmalar
Türkiye İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumunun yapısını güçlendireceğiz. Temel hak ve özgürlükleri daraltan kanun değişikliklerinin kabulü için nitelikli çoğunluk koşulunun getirilmesini sağlayacağız. Kamu Denetçiliği Kurumuna resen inceleme başlatma yetkisi sağlaya- cağız. Kurum kararlarının etkinliğini artıracağız.
İnsan Hakları Farkındalığının Artırılması
Toplumsal farkındalığın artırılması noktasında geliştirdiğimiz politika ve uygulamaları insan haklarının toplumsal bir bilinç olarak gelişmesini müm- kün kılacak şekilde sürdüreceğiz. Bu anlayış doğrultusunda tüm kamu idarelerinde insan hakları eğitim seferberliği başlatacağız. Bu amaçla kitle iletişim araçlarının etkin kullanı- mını sağlayacak, tematik alanlarda insan hakları sorunlarının tartışılacağı çalıştay ve atölyeler düzenleyeceğiz. Yine bu kapsamda olmak üzere insan hakları farkındalığını artırmaya yönelik çevrimiçi ve basılı materyaller üretilecektir. Toplumda insan hak- ları farkındalığının artırılmasını temin etmeye yönelik bilimsel, kültürel ve sanatsal faaliyetlere kurumsal destekler sağlayacağız.
Adalete Erişimin Güçlendirilmesi
● “Adalete Zahmetsiz Erişim” ilkesiyle adalete erişimi daha da kolay- laştıracak, bu yolu zorlaştıran düzenleme ve uygulamaları değiştireceğiz. ● Yargısal süreçleri sadeleştireceğiz ve böylelikle vatandaşlarımızın iş- lerini daha rahat görmesini sağlayacağız. ● Adalete erişimi istisnasız kılacağız. Bunun için çağın teknolojisini ada- letin hizmetine sunmaya devam edeceğiz. ● Adliye bulunmayan ilçelerimizde personeliyle, dijital alt yapısıyla adli hizmet irtibat noktası oluşturacağız. ● Avukata erişim adalete erişimin vazgeçilmez bir unsurudur. Hukuki himayeyi herkes için sağlayacak bir ücretsiz aile avukatlığı sistemini ge- tireceğiz. ● Hukuki himaye sigortasını geliştirip yaygınlaştıracağız. ● Koruyucu hukuk uygulamalarının geliştirilmesi kapsamında “Hukuk ve Adalet” dersini ortaokul ve lise müfredatında zorunlu ders haline getire- ceğiz. ● Hukuk eğitiminin desteklenmesi maksadıyla başarılı öğrencilere Ada- let Bakanlığı bursu vereceğiz.
Lekelenmeme Hakkının Güçlendirilmesi
● Lekelenmeme hakkını daha güçlü şekilde koruyabilmek için bu hakka Anayasada yer vereceğiz. ● Kovuşturma yapılmasına yer olmadığına dair kararlara ilişkin Cum- huriyet savcılarının takdir yetkilerini genişleteceğiz böylelikle beraatle sonuçlanma ihtimali yüksek olan davalarda kişilerin gerekmedikçe adli süreçlerle muhatap olmamasını sağlayacağız.
Daha Hızlı ve Öngörülebilir Adalet Sistemi
● Ceza yargılamalarında seri muhakeme ve basit yargılama gibi usulle- rin kapsamını genişletecek ve bu suretle adli süreçlerin daha hızlı ve etkin bir şekilde tamamlanmasını sağlayacağız. ● İdari sulh usulünü yeniden düzenleyerek, bu yöntemin uygulama ala- nını genişleteceğiz. Vatandaşımızın bir kamu kurumu ile mahkemelik ol- madan önce hakkını gecikmeksizin ve en az maliyetle alması için sulh komisyonlarını yeniden yapılandıracağız. ● Boşanma sürecinde özellikle kadın ve çocukların örselenmelerini önlemek için uluslararası sözleşmelerdeki standartları da dikkate alarak mahkeme temelli aile arabuluculuğu müessesesi oluşturacağız. ● Yetkisizlik, görevsizlik, gerekmediği halde dosyaların birleştirilmesi ve bekletici mesele yapma gibi sebeplerle davaların uzamasını engelleyecek düzenlemeler yapacağız. ● Davalarda sık hâkim değişikliği ve bu suretle davaların uzamasını ön- lemek amacıyla hâkimlerin tayinlerine esas bölge sistemini yeniden dü- zenleyeceğiz. ● İhtisas mahkemelerinin sayısını artıracak, hâkim ve Cumhuriyet sav- cılarının mesleğin başından itibaren ihtisaslaşmalarını sağlayacağız. İh- tisas gerektiren konularda yeni usuller geliştirecek ve hakim ve Cumhu- riyet savcılarının bu konuda özel eğitime tabi tutulmasını sağlayacağız. ● Hâkim ve Cumhuriyet savcılarının yanında görev yapmak üzere hukuk fakültesi mezunu adalet uzmanı istihdam edeceğiz. ● Davaların daha kısa sürede ve isabetle çözülebilmesi için heyet halin- de yargılama yapan mahkemelerin sayısını artıracağız. ● Teknolojinin tüm imkânlarının kullanıldığı, esnek ve çok yönlü bir teb- ligat sistemi oluşturarak yargılamaları hızlandıracağız. ● Adli tebligatları gerçekleştirmek üzere adliyelerde yeni bir kadro oluş- turarak tebligattan kaynaklanan sorunları tümüyle ortadan kaldıracağız. ● Esas olan hızlandırılmış yargılama değil, adaletin tecellisini ve adalet terazisinin doğru tartmasını sağlayacak makul sürede soruşturmaların ve yargılamaların tamamlanmasıdır. Bu perspektifle yargılamaların makul sü- rede sonuçlandırılması ve adaletin zamanında tecellisi için yeni adımlar atacağız. Bunun için yargı teşkilatımızı güçlendirmeye devam edeceğiz.
Adil Yargılanma Hakkının Güçlendirilmesi
● Adil yargılanma hakkını tüm unsurlarıyla birlikte anayasada münhası- ran ve daha ayrıntılı şekilde düzenleyecek, anayasal güvenceyi güçlendi- receğiz. ● Soruşturmaların etkin ve eksiksiz yürütülmesi suretiyle delil toplama işlemlerinin duruşmalara bırakılmaksızın savcılıkça tam ve eksiksiz bir şe- kilde yapılmasını temin edeceğiz. ● Adalet Bakanlığına bağlı olacak şekilde adli kolluk teşkilatı kuracağız. Polisin adli ve idari görevleri arasındaki ayrımı kesin olarak belirleyecek, adli soruşturmaların etkinliğini artıracağız. ● Adil yargılamayı etkilemeye teşebbüs suçunun unsurlarını genişlete- ceğiz, cezasını artıracağız. ● Kesin nitelikteki mahkeme kararlarına karşı mahallinde itiraz yolu ge- tirerek vatandaşlarımızın hak arama özgürlüğünü güçlendireceğiz. ● Daha şeffaf ve hesap verebilir yargı için bütün mahkeme kararlarını (kişisel verileri koruyarak) kararı veren hâkim veya mahkeme heyetinin isimleri ile erişime açacağız.
Yargı Bağımsızlığının Güçlendirilmesi
● Yargının bağımsız ve tarafsızlığını daha da güçlendirecek yeni re- formları hayata geçireceğiz. Hâkimler ve Savcılar Kurulu’nun yapısını de- ğiştireceğiz. Hakimler Kurulu ve Savcılar Kurulu olmak üzere iki ayrı üst meslek kurulu oluşturacağız. ● Hâkimlik ve savcılık teminatını daha da güçlendirecek mevzuat dü- zenlemeleri yapacak ve coğrafi teminatı hayata geçireceğiz. ● HSK’nın ihraç kararı dışındaki disiplin kararlarına karşı da yargı yolunu açacağız. ● Hâkim ve savcıların atama, nakil ve terfi sistemini, objektif ölçütlere dayalı ve liyakat esaslı olarak geliştireceğiz. ● İstinaf mahkemelerinde görev yapan hâkim ve savcıların talepleri dı- şında belirli bir süreden önce ilk derece mahkemelerine atanamayacakla- rına ilişkin teminat getireceğiz. ● Yargıda tecrübeye dayalı bir sistem geliştireceğiz. Belirli görevlere atanabilmek için asgari mesleki kıdem şartları belirleyeceğiz. Yüksek yar- gı üyeliğine seçilebilmek için en az 50 yaş ile birinci sınıf olmanın yanı sıra belli bir mesleki kıdem şartı getireceğiz. ● Hâkimlik ve savcılık mesleğinde emeklilikte yaş haddini yükseltece- ğiz.
Mağdur odaklı adalet ve kadına yönelik şiddetle mücadele edilmesi
● Adalet sistemimize onarıcı ve telafi edici adalet uygulamalarını kazan- dıracağız. Adli süreçlerden psikolojik olarak daha çok etkileneceği değer- lendirilen mağdurlara yardımcı olmak ve psiko-sosyal destek sağlamak üzere adliyelerde rehberlik hizmeti veren uzman personel görevlendire- ceğiz. ● Çocukların ve suç mağdurlarının adli süreçte ikincil örselenmelerinin önlenmesi amacıyla oluşturulan adli görüşme odaları ve çocuk izlem mer- kezlerini yaygınlaştırmaya devam edeceğiz. Bu yerlerin etkinliğinin artırıl- masına yönelik mevzuat düzenlemesi yapacağız. ● Suç mağdurlarına yönelik destek hizmetlerinin etkin bir şekilde su- nulması için ilgili kurumlar arasında iş birliği ve koordinasyonu güçlendi- receğiz.● Aile içi şiddet ve kadına karşı şiddetten kaynaklanan suçların etkin bir şekilde soruşturulması amacıyla kurulan özel soruşturma bürolarını ülke genelinde yaygınlaştıracağız. ● Tehdit altındaki kadınların daha etkin korunmasını sağlamak için ön- leyici ve koruyucu kapasiteyi artıracak ve bu kapsamda teknolojik imkân- lardan da azami ölçüde yararlanmaya devam edeceğiz. ● “Kadına karşı şiddete sıfır tolerans” ilkemiz gereğince adli ve idari uygulamaları etkin bir şekilde geliştirmeye devam edeceğiz.
Savunma Makamının ve Avukat Haklarının Güçlendirilmesi
● Savunma görevini yapan avukatların, avukatlık teminatlarını hâkim ve savcılıkta olduğu gibi Anayasal güvenceye kavuşturacağız. ● Avukatların yargının sacayağı olmasını gerçekten etkin ve işler kıl- maya devam edeceğiz. Bu düşünceyle, avukatların bilgi ve belge temin etmelerine ilişkin yasal yetkilerini genişleteceğiz. ● Avukatlarımızın yetki, sorumluluk, mali hak ve imkânlarına ilişkin ye- nilikler getireceğiz. ● Müdafiyle görüşme hakkının 24 saat kısıtlanmasına ilişkin hükmün kapsamını daraltacağız. ● Arabuluculuk uygulamasının kapsamını genişletecek ve arabulucula- rın sayısını artıracağız. ● Belirli bir miktarın üzerindeki sözleşmelerin avukat eliyle yapılmasını zorunlu kılacak düzenlemeler yapacağız. ● Ülkemizdeki ve dünyadaki gelişmeleri dikkate alan, halkımızın ve avu- katlarımızın ihtiyaç ve beklentilerine azami düzeyde cevap veren yeni bir Avukatlık Kanunu çıkaracağız. ● Adalet politikalarının etraflıca değerlendirilip tartışılması için avukat, hâkim, savcı ve akademisyenler arasında 3 yılda bir ‘‘Adalet Şurası’’ dü- zenleyeceğiz.
Suç ve Ceza Adaleti
● Sosyal barışı güçlendirmek için şikâyete bağlı suçların kapsamını ge- nişleteceğiz.● Ceza mahkumiyetinin sonucunda ortaya çıkan hak yoksunluklarının, infazın tamamlanması ile ayrı bir mahkeme kararına gerek olmaksızın kendiliğinden ortadan kalkmasını sağlayacağız. ● Cezasızlığı önleyecek şekilde infaz sistemimizi yenileyeceğiz. Cezae- vine girdi-çıktı yapılmasına neden olan düzenlemeleri değiştireceğiz. ● Yolsuzlukla Mücadele Strateji Belgesini güncelleyerek uygulanmasını etkin bir şekilde takip edeceğiz. ● Ceza adaleti sisteminin yaptırımlarını onarıcı ve telafi edici adalet an- layışı kapsamında yenileyecek ve bazı suçlar için hapis cezasına alternatif kamu yararına çalışma gibi müstakil yeni seçenek yaptırımlar belirleyece- ğiz. ● Suç ve kabahat ayrımını daha belirgin hale getireceğiz. Kişinin sabı- kalı hale gelmesinin kolay olmaması gerektiği düşüncesiyle idari ve adli yaptırımın sınırlarını daha öngörülebilir ve toplum yararına daha çok hiz- met eder şekilde belirleyeceğiz. ● Adli sicil sistemini bütünüyle yeniden ele alacağız. Hafif yaptırımlı suçların, sabıka kaydına geçmemesi yönünde düzenleme yapacağız. Adli sicil kayıtlarının silinme usulünün kolaylaştırılmasını ve sürelerin kısaltıl- masını sağlayacağız. ● Tutuklama, yakalama, gözaltı gibi koruma tedbirlerinin haksız uygu- lanması nedeniyle meydana gelen zararların tazmini için vatandaşımızın dava açmasına gerek kalmaksızın, idari başvuru yoluyla hızlı bir biçimde hakkını almasını sağlayacağız.
Çağın Kolaylıklarını Adalet Hizmetlerine Sunmak
● Bilişim sistemimizi yeni teknolojilerle daha da ileriye taşıyacağız. Ya- pay zekânın; yargı görevi yapan hâkim, savcı ve avukatlarımız ile vatan- daşlarımıza yardımcı olmak üzere soruşturma ve yargılama faaliyetleri sırasında kullanımını temin edeceğiz. ● Dijital çözüm platformlarını ve çevrimiçi uyuşmazlık çözüm yöntem- lerini sistemimize kazandırarak uyuşmazlıkların daha hızlı ve kolay çözül- mesini sağlayacağız. ● Sürdürülebilir ve çevreci bir anlayışla adalet hizmet binalarını dönüş- türeceğiz. Adalet hizmetlerinde çevre dostu uygulamaların etkinliğini ve çeşitliliğini artıracağız.
Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi bağlamında, dış politikamızın ana kurumları olan Dışişleri Bakanlığı, Millî Savunma Bakanlığı ve Milli İstihbarat Başkanlığı başta olmak üzere dış politikanın planlanması ve yürütülmesinde kritik öneme sahip tüm kurumlarımızı daha da güçlendireceğiz.
Yurt Dışı Türkler Başkanlığı, Maarif Vakfı, Yunus Emre Enstitüsü, TİKA ve diğer kurum ve kuruluşların mevcut kapasitelerini arttırarak küresel diplomasi ağımızın daha da genişlemesi için çalışacağız.
Dışişleri Bakanlığımızın diplomatik ağını daha da genişletecek ve küresel sıralamadaki konumumuzu sağlamlaştıracağız. Türk diplomasisini Türkiye Yüzyılı hedefleri doğrultusunda bir üst lige taşıyacağız.
Hariciye Teşkilatımızın kuruluşunun 500. yılını kutladığımız bir dönemde Dışişleri Bakanlığımızın himayesinde, nüvesini Diplomasi Akademisi’nin oluşturacağı ve uluslararası düzeyde eğitim ve akademik derece verecek “Uluslararası Hukuk ve Diplomasi Üniversitesi”ni kuracağız.
Dışişleri Bakanlığımızın insan kaynağını genişleterek daha etkin hale getireceğiz. Yenilikçi girişimlerimizle, diplomasimizi çağın gereklerine uygun hale getirecek ve geleceğin diplomasisine hazırlayacağız. Bu bağlamda, dünyanın önde gelen düşünce platformları arasında yer alan Antalya Diplomasi Forumu’nun görünürlüğünü ve uluslararası etki alanını daha da artıracağız.
Enerji alanında milli üretim ve tedarik noktasındaki kaynak çeşitliğini arttıracağız. Enerji güvenliği ve pazarında rekabetçi bir ticaret merkezi tesis etmek için enerji diplomasisini dış politikadaki bütüncül stratejimizin parçası olarak daha etkin bir şekilde kullanacağız.
Türkiye’nin ulaştırma jeopolitiğinde bir merkez haline gelmesini sağlamak için ulaştırma alanındaki yatırımlarımıza devam edeceğiz. Ulaştırma diplomasisini dış politika mimarimizin temel kaidelerinden biri haline getireceğiz.
Uluslararası kuruluşlarda ülkemizin görünürlüğünü artıracağız. Bu kapsamda,
Türk vatandaşlarının uluslararası kuruluşlarda daha fazla varlık göstermesi ve daha etkin konumlara gelebilmeleri için Dışişleri Bakanlığı bünyesinde üniversitelerimizi de içine alacak şekilde ortak bir program hayata geçireceğiz.
Farklı ülkelerden diplomatların, güvenlik bürokrasisinin ve ticaret/ ekonomi uzmanlarının eğitim görecekleri BM Üniversitesi’nin bir kampüsünün Türkiye’de kurulmasına öncülük edeceğiz.
Dijital Diplomasi girişimimizle çağı yakalayacak, konsolosluk hizmetlerinden kamu diplomasisine ve dış politika analizine kadar her alanda yeni teknolojilerden daha fazla istifade edeceğiz. Bu kapsamda, konsolosluk hizmetlerinin sayısını, hızını ve kalitesini arttırıp diğer devlet kurumlarımızla entegrasyonunu güçlendireceğiz.
Millî Savunma Bakanlığımızın insan kaynağını genişleterek 21. yüzyılın ihtiyaçlarına uygun bir yapıya kavuşturacağız. Yeni inşa etmekte olduğumuz Millî Savunma Bakanlığı yerleşkesini tamamlayarak milli savunma siyasetimizin koordinasyonunu daha da kolaylaştıracağız.
Milletimizin göz bebeği olan Türk Silahlı Kuvvetlerimizi geleceğin güvenlik ortamında ülkemize yönelik tehditlere hızlı reaksiyon verebilen, hazırlık kapasitesi yüksek ve mobil kabiliyeti olan caydırıcı bir stratejik güce dönüştürmeye devam edeceğiz. Aynı zamanda Türk Silahlı Kuvvetleri’nin bütün unsurlarının her türlü doğal afetlere hazırlıklı olması için kapsamlı bir yeniden inşa programı başlatacağız.
Türkiye’yi siber güç kabiliyetini haiz, uzay gücünün gerekliliklerine uygun bir kapasiteye ve orduya kavuşturma yolundaki çabalarımızı arttırarak sürdüreceğiz.
İçişleri Bakanlığımız başta olmak üzere yurt içi güvenlik, sınır güvenliği ve sahil güvenliğinden sorumlu olan diğer kurum ve yapıları entegre milli güvenlik mimarisi ve stratejisinin bir parçası olarak tehditler ortaya çıkmandan pro-aktif bir cevap üretebilecek bir seviyeye ulaştırarak sahip olduğu etkin yapısını pekiştireceğiz.
Milli İstihbarat Teşkilatımızın teknolojik kabiliyetlerini başta siber istihbarat, kriptoloji, sinyal istihbaratı, büyük veri analizi, yapay zekâ, uydu ve uzaydan istihbarat toplama teknolojileri olmak üzere tüm kritik alanlarda geliştirmeyi sürdüreceğiz.
Savunma Sanayii Başkanlığımızın hali hazırdaki güçlü kapasitesini daha da genişleterek ülkemizin savunma alanında yürüttüğü yerlilik ve millik politikasını tahkim edeceğiz. Böylece, küresel savunma pazarında Türkiye’yi en etkin aktörlerden biri haline dönüştüreceğiz.
Pek çok ülke ile Yüksek Düzeyli Stratejik Konsey (YDSK) veya muadili mekanizmalar tesis etmeye yönelik çalışmalarımızı sürdüreceğiz. YDSK’da alınan kararların en kısa sürede hayata geçirilmesine yönelik tedbirleri hızlandıracağız. Önümüzdeki beş yıl içinde en az ilave 10 ülke ile uluslararası ve bölgesel örgütle yüksek düzeyli iş birliği mekanizması/ zirve süreci oluşturacağız.
Yurt dışında yaşayan vatandaşlarımıza yönelik başta İstanbul, Ankara, Bursa, İzmir olmak üzere farklı illerimizde yeni TOKİ projeleri başlatacağız.
Aile ataşeliklerimizin sayısını arttıracağız.
Yurt dışındaki vatandaşlarımızın Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde temsilini güçlendireceğiz.
Yurt dışındaki vatandaşlarımıza ait konu ve taleplerin TBMM’de daha güçlü şekilde temsil edilmesine yönelik çalışma ve düzenlemeler yapacağız.
İhtiyaca göre dış temsilciliklerimizin sayısını artıracağız.
Gezici konsolosluk hizmeti sayısını artıracağız.
E-tebligat uygulamasını yurt dışında yaşayan vatandaşlarımız için yaygınlaştıracağız.
Konsolosluk işlemleri için internet ortamı üzerinden ön başvuru imkânı getireceğiz.
Yurt dışı borçlanması yoluyla emekli olanlara yurt dışında tam zamanlı çalışma hakkı tanıyacağız.
Geçici ithalat kapsamında Türkiye’ye getirilen araçların 730 günlük kalma süresini tamamladıktan sonra tekrar Türkiye’ye getirebilmesi için, yurt dışında en az 185 gün kalma şartını 30 güne düşüreceğiz.
Yurt dışından getirilen mobil cihazların Türkiye’de kayıtsız kullanım sürelerini yurt dışında yerleşik vatandaşlarımız için 120 günden 180 güne çıkartacağız.
Yurt dışında yaşayan 10.000 gencimizi her yıl eğitim, kariyer gelişimi ve kültürel programlar kapsamında ülkemize getireceğiz.
Yurt dışında yaşadıkları ülkelerde askerlik yapanların ikili anlaşmalar çerçevesinde askerliklerinin Türkiye’de tanınmasını sağlayacağız.
Vatandaşlarımızın çifte vatandaşlık hakkını desteleyecek hem Türkiye’de hem bulundukları ülkelerde vatandaşlık haklarından yararlanmaları için gerekli yasal ve diplomatik adımları atmaya devam edeceğiz.
Yurtdışındaki vatandaşlarımızın tatil dönemlerinde ülkemize THY’le gelip dönebilmelerini sağlamak öncelikli hedeflerimizden biri olacaktır.
Yurt dışındaki vatandaşlarımıza yönelik faaliyetleri bulunan kamu kurumları için bir koordinasyon kurulu oluşturulacağız.
2010 yılında kurduğumuz Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığı’nın yurt dışında da teşkilatlanmasını ve yurt dışında YTB müşavirliklerinin açılmasını sağlayacağız.
Okul öncesi ana dil yetkinliği ve becerilerinin geliştirilmesine yönelik çift dilli anaokulu çalışmalarını desteklemeye devam edeceğiz.
Yurt dışındaki vatandaşlarımıza yönelik hizmet sunan kamu kurumlarında yurt dışında doğup büyüyen gençlerimizin istihdam oranını daha da artıracağız.
Türkiye’den gönderilen öğretmen ve din görevlisi açığının giderilmesi amacıyla yerinden öğretmen ve din görevlisi istihdam edilmesine yönelik düzenlemeleri gerçekleştireceğiz.
Yurt dışında üniversite eğitimi alan gençlerimizin teknoloji, diplomasi, hukuk, iletişim gibi alanlarda ülkemizde staj yapmalarını kolaylaştıracağız.
Yurt dışında yaşayan vatandaşlarımızın katılımıyla iki yılda bir Yurt Dışı Türkler Buluşması programları düzenleyeceğiz.
İslam düşmanlığı, ayrımcılık ve hak ihlallerinin takibini genişleterek sürdüreceğiz.
Yurt dışında Türkçe yayın yapan yazılı ve görsel basını desteklemeye devam edeceğiz.
Çevremizde barış ve refah kuşağı oluşturmak için ikili ilişkilerimizde normalleşme süreçlerine devam edeceğiz.
Bölgemizde ortak serbest ticaret alanları oluşturacağız ve Türkiye’nin bir lojistik ve ticaret üssü olmasını sağlayacağız.
Bölge ülkelerinin yeniden imarına katkı vermeye devam edeceğiz.
Suriye ve Irak’ın toprak bütünlüğünün korunmasını, bu ülkelerde terör örgütlerinin ortadan kaldırılmasını ve Irak’ta kapsamlı ve kalıcı bir istikrarın sağlanmasını esas alan politikamızı sürdüreceğiz.
Komşumuz Suriye’deki savaşı, bu ülkenin toprak bütünlüğü ve siyasi birliği temelinde, Suriye halkının meşru beklentileri doğrultusunda çözmek için tüm imkanlarımızı seferber edeceğiz. Suriye’nin kendi halkı ve komşularıyla barışık, terör örgütleri, vekalet savaşları, ayrılıkçı gündem ve dış müdahaleden arındırılmış bir ülke haline getirilmesi için her türlü diplomatik ve diğer tedbiri alacağız. Güvenli bölgelerde devam eden çatışma sonrası istikrar sağlama sürecini desteklemeye, yeni göç hareketliliğinin oluşmasını engellemeye ve Türkiye’de geçici koruma statüsünde bulunan sığınmacıların geri dönüşünü kolaylaştıracak mekanizmaları daha etkin şekilde hayata geçirmeye devam edeceğiz.
Suriye’de BM zemininde devam eden çok taraflı çözüm sürecini ve Astana Süreci kapsamında çatışmayı sonlandırmak için oluşturulan mekanizmada etkin rol oynamaya devam edeceğiz. Suriye’de akan kanın durdurulması için tüm taraflarla temaslarımızı yoğunlaştıracağız.
Irak’ı Ortadoğu’daki bölgesel istikrar açısından en önemli ülkelerden biri olarak görüyoruz. Bu kapsamda Irak’ın siyasi birliği ve toprak bütünlüğü temelinde, ülkedeki tüm kesimleri kucaklamaya devam edeceğiz. İki ülke arasında her türlü ulaşım bağlantısını arttırmak için gerekli altyapı çalışmalarına ağırlık vereceğiz.
Irak’ta terör örgütlerinin mevcudiyetinin ve eylemlerinin sonlandırılması ile Irak’ın adeta çimentosu olan Türkmen soydaşlarımızın adil temsiliyete kavuşturulmasına yönelik çabalarımızı kararlılıkla sürdüreceğiz.
Bir diğer kadim komşumuz olan İran ile başta ekonomik ilişkiler olmak üzere birçok alanda yürüttüğümüz iş birliğini devam ettireceğiz. Amacımız bölgesel istikrarın ve düzenin tesis edilerek çatışmasız bir Ortadoğu’nun inşa edilmesine maksimum katkı sunmaktır. Bu amaca ulaşmak için bütün komşularımızla barışçıl diplomasiyi ilk çözüm merci olarak göreceğiz.
Mavi vatanımızın en temel sütunlarından Doğu Akdeniz ve Ege’de, ülkemizin ve KKTC’nin uluslararası hukuktan kaynağını alan meşru menfaatlerini bütün imkanlarımızı seferber ederek koruyacağız.
Milli davamız Kıbrıs meselesinde KKTC’ye desteğimizi sürdürerek, Kıbrıs Türklerine yönelik her türlü haksızlığa son verilmesini sağlamak üzere bir an önce Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin resmen tanınması için çalışmaya devam edeceğiz.
Asrın Felaketinde yanımızda yer alan Komşumuz Yunanistan ile Ege ve Doğu Akdeniz’deki uzlaşmazlıkları diplomatik müzakereler ile çözüme ulaştırmaya çalışacağız. Bunun iki komşu ülkenin ekonomik, insani ve kültürel etkileşim ve iş birliklerini de güçlendireceğine inanmaktayız.
Doğu Akdeniz’de istikrarlı bir düzene, adil paylaşıma ve çok taraflı ortaklığa dayanan her türlü diplomatik, siyasi ve ekonomik girişimi destekleyeceğiz. Bölgeyi bir barış ve refah havzasına dönüştürme amacıyla “Doğu Akdeniz Barış Girişimi” gibi çabalara güçlü katkı vereceğiz.
Ukrayna’da devam eden savaşı bölgesel ve küresel istikrar için en büyük risklerden biri olarak görüyoruz. Bu bağlamda temel önceliğimiz, Avrupa güvenlik mimarisini temelden sarsan, küresel kutuplaşmayı keskinleştiren ve milyarlarca insanın gıda, enerji ve finansal güvenliğini tehdit eden Ukrayna’daki savaşı müzakereler yoluyla ve adil bir barışla sona erdirmek olacaktır. Ülkemiz Ukrayna’nın toprak bütünlüğüne olan bağlılığında kararlıdır. Tahıl Koridorunun açılmasını ve esir takasının yapılmasını mümkün kılan arabulucu rolümüzü pekiştirerek sürdüreceğiz. Karadeniz’de istikrarın sağlanması ve Türkiye’nin Ukrayna savaşı sonrası ortaya çıkacak olan Avrupa güvenlik ve barış mimarisinde daha etkin bir konuma gelmesi için kararlı adımlar atmayı sürdüreceğiz.
Kafkasya bölgesinin istikrarı Türkiye’nin dış ve güvenlik siyasetinin öncelikleri arasında yer almaktadır. Tüm bölge ülkeleriyle “ortak menfaat alanları” oluşturarak mevcut iş birliğimizi arttıracağız ve bölgenin normalleşmesi doğrultusunda her türlü yapıcı adımı atacağız. Bölgedeki ticaret hatlarının işler hale gelmesi ve enerji nakil hatlarının güçlendirilmesi için yoğun çaba sarf edeceğiz.
Azerbaycan’ın işgal altında bulunan topraklarının özgürleştirmesinden sonra barışın kapsamlı bir anlaşmayla sağlamlaştırılmasını desteklemeye devam edeceğiz.
Komşumuz Ermenistan ile devam eden normalleşme sürecini hızlandırarak daha etkin bir komşuluk ilişkisiyle bölgesel barış ve refahın inşası için çalışacağız.
AB ile ilişkilerimizi olumlu gündem temelinde şekillendirerek tam üyelik müzakerelerimizi sonuçlandırmak üzere adımlar atacağız. Gümrük Birliği’nin güncellenmesini sağlayacağız.
Avrupa güvenlik ve savunma mimarisinin güçlü ve etkili bir parçası olmaya ve NATO üyeliği çerçevesindeki sorumluluklarımızı yerine getirmeye devam edeceğiz. Türkiye’siz Avrupa’da güvenlik ve istikrarın sağlanması mümkün değildir.
NATO ittifakı bünyesindeki konumumuzu tahkim ederek, güvenliğin bölünmezliği ilkesinden hareketle ittifaka katkılarımızı sürdüreceğiz.
ABD ile ilişkilerimizi karşılıklı saygı ve eşit ortaklık temelinde geliştireceğiz. Kurduğumuz stratejik mekanizmayı güçlendirerek başta PYD/YPG, FETÖ ve yaptırımlar konuları olmak üzere ülkemizin güvenlik önceliklerine uygun somut adımların atılmasını sağlayacağız. ABD ile ekonomik ilişkilerimizde 100 milyar dolarlık hedefe önümüzdeki beş yıllık dönemde ulaşmak için kurduğumuz ekonomik mekanizmaları etkin şekilde kullanacağız. İkili ticari ilişkilerimizi daha ileri seviyeye taşıyacağız.
Rusya ile siyasi ve ekonomik ilişkilerimizi, enerji alanındaki iş birliğimizi devam ettireceğiz. Suriye ve Ukrayna meselesi başta olmak üzere bölgesel sorunların uluslararası hukuk ilkelerini gözeterek barışçıl bir şekilde çözümünü destekleyeceğiz.
Balkanlardaki istikrarın sağlanması ve potansiyel çatışma nedenlerinin ortadan kaldırılması için bugüne kadar benimsediğimiz çok taraflı diplomatik mekanizmaları daha etkin bir şekilde kullanarak bölgede kapsamlı ve sürdürülebilir bir barışın tesis edilmesi için her türlü desteği vermeye devam edeceğiz. Balkan ülkeleriyle ekonomik, ticari, askeri ve kültürel ilişkileri geliştireceğiz. Bölge genelinde yaşayan soydaş ve akraba topluluklarımızın bulundukları ülkelerdeki siyasal ve sosyal konumlarının güçlendirilmesine katkıda bulunacağız.
Ortadoğu ve Kuzey Afrika’da kalıcı barış, refah ve istikrarın temini için çalışmayı sürdürecek; halihazırda yürütülen normalleşme süreçlerine milli menfaatlerimiz temelinde katkıda bulunmaya devam edeceğiz.
Komşu, dost ve kardeş ülkelerle her alanda iş birliğimizi derinleştireceğiz.
Filistin meselesindeki pozisyonumuz iki devletli çözüm zemininde İsrail’in işgal ettiği topraklardan geri çekilmesidir. Tarihi bağlarımız ve vicdani hassasiyetlerimiz çerçevesinde Filistin davasını her vesileyle hatırlattığımız temel ilkeler temelinde desteklemeye devam edeceğiz.
Libya’da devam eden siyasi diyalog sürecini aktif bir şekilde destekleyeceğiz. Libya halkının meşru demokratik haklarını kullanmak suretiyle ülkenin birlik ve bütünlüğünü tekrar tesis etmesi için her türlü çabayı göstereceğiz. Libya ile ülkemiz arasında imzalanan anlaşmalar çerçevesinde stratejik ilişkilerimizi her bakımdan daha da ileri götüreceğiz.
Körfez ülkeleri arasındaki normalleşme sürecini desteklemeye devam edeceğiz. Körfez ülkeleriyle ekonomik, siyasi, askeri ve savunma alanında yürüttüğümüz ilişkileri daha da ileriye götürecek yeni kurumsal mekanizmalar oluşturacağız. Körfez İş birliği Konseyi ile ilişkilerimizi kademeli olarak stratejik iş birliği düzeyine çıkaracağız.Yemen’de 7 yıldır devam eden çatışmanın barışçıl bir şekilde çözülmesi için diplomatik süreçlere katkı vermeye ve insani yardım sağlamaya devam edeceğiz.
Büyük güç rekabetinin hızlandığı bir dönemde Orta Asya bölgesi ile olan tarihi, kültürel, diplomatik ve ekonomik ilişkilerimizi derinleştireceğiz. Türk Devletleri Teşkilatı ile kurumsal düzeyde de güçlenen Türk Dünyası ile iş birliğimizi çok boyutlu olarak geliştireceğiz. Ekonomik, siyasi ve askeri-teknolojik alandaki ortak projelerle Türk Dünyası’nın istikrar ve refahına katkıda bulunacağız.
Türk Devletler Teşkilatı’nın kurumsal altyapısının güçlendirilmesi ve kapasitesinin artırılması için genç diplomatların, kamu görevlilerin, sivil ve askeri bürokrasinin eğitimine yönelik akademiler kuracağız.
Türk Dünyası Altyapı ve Yatırım Bankası kurarak yenilikçi endüstrilerin desteklenmesini sağlayacağız. Türk Devletler Teşkilatı üyeleri arasında ortak televizyon yayınları, sanat fuarları ve eğitim iş birlikleri ile çok boyutlu entegrasyonu teşvik edeceğiz. TDT üyeleri ile çok taraflı uluslararası kuruluşlarda eşgüdüm ve ortak tavır konusunda koordinasyona özel önem göstereceğiz.
Onlarca yıldır, işgal, terör, dış müdahale ve istikrarsızlığın pençesinde acı çeken Afgan halkının tamamını kucaklayan bir siyasi sistemle yönetilmesi ve ekonomik hayatın düzenlenmesi için her türlü çabayı göstereceğiz. Bu bağlamda, Afgan kadınlarının başta eğitim olmak üzere toplum hayatının tüm veçhelerine katılmasına özel önem vereceğiz.
Bu kapsamda Afganistan’a komşu ülkeler ve diğer bölge ülkeleriyle koordineli şekilde yürütülecek çok taraflı mekanizmalara desteğimizi sürdüreceğiz. Geçmişte olduğu gibi insani yardımların ulaştırılmasında öncü rol üstlenmeye devam edeceğiz.
Bölgesel çok taraflı iş birliği kapsamında D-8, KEİT, EİT gibi örgütlerdeki etkinliğimizi artıracağız.
Tüm coğrafyalarda ilişkilerimizi çok boyutlu olarak güçlendirerek küresel ayak izimizi genişleteceğiz. Bu bağlamda “Yeniden Asya” girişimimizi gayretle geliştirmeye devam edecek, Afrika ve Latin Amerika-Karayipler açılım ve ortaklık politikalarımızı ilerleteceğiz.
Afrika kıtasında hedefimiz, diplomatik ağımızı tüm kıtaya yaymaktır. Birlikte kazanma ilkesine dayanarak Afrika ülkeleriyle kurduğumuz ortaklık zeminlerini bölgesel iş birliği ekseninde güçlendireceğiz. İnsani yardımlardaki öncü konumumuzu pekiştireceğiz. Çok boyutlu iş birliklerimizle Afrika’nın karşı karşıya kaldığı meydan okumaların üstesinden gelmesine katkı sunacağız. Kıtada istikrarın korunması için gözlemci üyesi olduğumuz Afrika Birliği ile yakın iş birliği içinde olacağız.
“Yeniden Asya” açılım politikası ile ülkemizin Asya’nın yükselen ekonomik dinamikleri içinde rekabetçi kapasitesini geliştirerek bölgesel iş birliği mekanizmalarının içinde daha etkin bir rol oynayacaktır.
Asya siyasetinde etkisini artıran Şangay İş Birliği Örgütü ile kurumsal temaslarımızı sistematik hale getireceğiz.
Dünyanın en büyük 10 ekonomisi arasına girme hedefimiz doğrultusunda, tüm coğrafyalarla ticari ve ekonomik ilişkilerimizi geliştirecek ve çeşitlendireceğiz. Enerji ve ulaşım koridorlarında merkez olma konumumuzu tahkim edecek ve bağlantısallık kapasitemizi artıracağız.
MİKTA+ çerçevesinde Polonya ile başlayan süreci farklı ülke ve coğrafyalara da yayacağız.
Körfez İş Birliği Konseyi, Arap Ligi, Afrika Birliği, ASEAN, BRICS, Şanghay İş Birliği Örgütü gibi pek çok bölgesel ve küresel örgütlerle iş birliğimizi derinleştireceğiz.
Latin Amerika ve Orta Amerika ülkeleriyle ilişkilerimizi, sadece ikili çıkarlarımızı ilerletmek için değil, başta Venezuela’nın bölgeyle normalleşmesi olmak üzere uluslararası güvenlik ve istikrara katkıda bulunmak amacıyla geliştireceğiz.
Küresel ve bölgesel teşkilatlarla iş birliği düzeyimizi daha da yükseltecek, görünürlüğümüzü üst seviyede sürdüreceğiz.
Başta İstanbul olmak üzere ülkemizi, BM’nin küresel merkezlerinden biri haline getirme yönündeki çalışmalarımıza devam edeceğiz.
İklim değişikliği, gıda güvensizliği, küresel adaletsizlik, yoksulluk, koruma sorumluluğu, yabancı düşmanlığı, İslam düşmanlığı gibi insanlığın ortak sorunlarının acil bir şekilde çözülmesi ancak BM sisteminin yeniden yapılandırılmasıyla mümkün olabilir.
Bu minvalde “Dünya Beşten Büyüktür” ifademizde vücut bulan BM reformu önerisini bütün uluslararası ortamlarda seslendirmeye devam edeceğiz. Amacımız BM reformu konusunda yeni bir uzlaşının sağlanması ve cesur bir reform paketinin hayata geçirilmesidir.
Türkiye olarak Güvenlik Konseyi’nin mevcut yapısının değiştirilerek Genel Kurul’un daha etkin olduğu bir kurumsal mimarinin oluşturulması için çaba göstereceğiz.
UNDP İstanbul Uluslararası Özel Sektör ve Kalkınma Merkezi ve BM Teknoloji Bankası gibi kuruluşların proje ve program bazlı iş birliği çabalarına aktif destek sağlayacağız.
Uluslararası kuruluşların ülkemizde yürüttüğü proje ve faaliyetlerin üst politika dokümanlarımızla uyumlu olması noktasında aktif bir izleme süreci yürüteceğiz.
Vatandaşlarımızı ve soydaşlarımızı hedef alan ırkçılık, yabancı düşmanlığı ve İslam düşmanlığıyla mücadelemizi tüm platformlarda sürdüreceğiz.
İSEDAK kapsamında iş birliği çabalarına ülkelerin daha aktif katılımını sağlamaya yönelik mekanizmalar geliştireceğiz. Dijital Dönüşüm Programı, İSEDAK KOBİ programlarını etkin bir biçimde uygulayacağız. İİT Tahkim Merkezinin kurumsallaşmasını tamamlayıp uluslararası alanda tercih edilen bir tahkim merkezi haline gelmesine yönelik aktif destek sağlayacağız.
İİT Genel Sekreteri İslamofobi Özel Temsilciliği’ne bir büyükelçimizin atanması sürecini tekemmül ettirileceğiz.
Türk milletine ve kutsal değerlerimize karşı yöneltilen iftira, aşağılama ve düşmanlık kampanyalarını izlemek için bir kurul oluşturacağız.
Tüm küresel platformlarda küresel bir marka haline gelen arabuluculuk ve kolaylaştırıcılık faaliyetlerimizi güçlendirmeye devam edecek; bölgesel krizlerin önlenmesi ve çatışmaların barışçıl yollardan çözümünü temin etmek üzere daima diyalog ve diplomasiyi teşvik edeceğiz.
Kitle imha silahlarının yayılması, iklim değişikliği, yoksulluk, salgın hastalıklar, doğal afetler ve düzensiz göç dahil küresel tehditlerle mücadeleye katkı sunmaya devam edeceğiz.
Siber vatanımızı ve uzaydaki haklarımızı korumak için tüm teknolojik tedbirleri alarak gerekli yetenekleri geliştireceğiz.
Daha adil bir dünya için mücadele etmekten vazgeçmeyeceğiz. Bir yandan dayanıklılığımızı artırırken diğer yandan uluslararası dayanışmayı güçlendireceğiz.
Aktif ve fırsatları değerlendiren yaklaşımımızı sürdürürken akil, dost ve müşfik karakterimizi yansıtmaya devam edeceğiz.
İnsani yardımlar açısından küresel anlamda lider rolümüzü güçlendireceğiz. Bu konudaki tecrübemizi genişleterek insan sermayesinin zenginleştirilmesine yönelik çalışmalara destek vermeye devam edeceğiz.
Kalkınma iş birliğine yönelik mali, beşerî, kurumsal kapasite ve hukuki altyapımızı güçlendireceğiz. Bu imkanları toplumsal refahımızı yükseltmek için stratejik bir çerçeveye kavuşturacağız. Kamunun yanı sıra, akademi, özel sektör ve STK’ların da sürece daha aktif katılımını sağlamaya yönelik yeni araçlar geliştireceğiz. Bu kapsamda, hazırlıkları devam eden Kalkınma Yardımları Ulusal Strateji Belgesi’ni hayata geçireceğiz.
Küresel Sağlık Mimarisinin Kovid salgınından alınan dersler çerçevesinde reforme edilmesi ve güçlendirilmesi doğrultusundaki çabalarımıza devam edeceğiz. Sağlık hizmetleri ve altyapı kapasitesi oluşturulması bakımından artık bir marka haline gelen ülkemizin tecrübe ve bilgisini diğer ülkelere de aktarma çabalarımıza hız vereceğiz.
Gelecek nesillere karşı en büyük mesuliyetimiz olan sürdürülebilir bir çevre ve iklim bırakabilmek için ilan ettiğimiz 2053 yılı için net sıfır emisyon ve Yeşil Kalkınma Devrimi hedefleri doğrultusunda tüm çabamızı sarf edeceğiz.
Sıfır Atık gibi ilave yenilikçi adımlarımızla bir yandan “yeşil vatanımız”ı korurken, diğer yandan, küresel düzeydeki iklim değişikliğiyle mücadele bağlamında yumuşak gücümüzü pekiştireceğiz.
360 derece dış politika vizyonumuzla Batı ile Doğu’yu, Kuzey ile Güney’i dengeleyen, her coğrafyada karşılık bulan ve saygı gören dış politika söylemimizi güçlendireceğiz.
İyiliği ve erdemi önce ülkemizde, bilahare bölgemizde ve küresel ölçekte yayacağız. Son yirmi yılda pekiştirdiğimiz bölgesel gücümüzü, küresel barış, istikrar ve refahın hizmetine sunacağız.
Denge, dirayet, saygı, sağduyu, hüsnüniyet ve güven temelinde yürüttüğümüz “lider diplomasisi”, mevcut ve potansiyel krizlerin çözümünde temel dış politika sermayemiz olmaya devam edecektir.
Dış politikadaki açılımlarımızı çevremizdeki bölgelerde ve küresel düzlemde yürüteceğiz. Çok yönlü, çok boyutlu ve etkili diplomasi ile milli menfaatlerimiz doğrultusunda “Türkiye Ekseni”ni kurma çalışmalarımızı tahkim edeceğiz.
Binlerce yıllık Türk devlet geleneğinden aldığımız ilhamla, Cumhuriyetimizin ikinci asrını, diplomasinin yüzyılı yapmak üzere gayret gösterecek, milletimiz ve devletimizin hak ve menfaatlerini savunmaya devam edeceğiz. Böylelikle Türkiye Yüzyılı’nda ülkemizin etkin ve saygın küresel aktör rolünü pekiştireceğiz.
Birinci önceliğimiz yeni göç dalgalarının önlenmesi ve geçici koruma altındaki Suriyelilerin uluslararası hukuka uygun şekilde gönüllü ve güvenli bir şekilde kendi vatanlarına dönüşlerinin sağlanmasıdır.
Düzensiz göçün önlenmesi ve ülkemize yönelik tehditlerin bertaraf edilmesi için sınır güvenliğimizi güçlendirmeye devam edeceğiz.
Geçici koruma altındakilerin “Onurlu, gönüllü, güvenli geri dönüş”lerini hızlandırmaya devam edeceğiz. Bu sayede göçün olması gerektiği seviyede kalmasını ve ülkemiz için olumsuz bir gündem maddesi olmaktan çıkmasını hedefliyoruz.
Bölgemizdeki şartlar ne olursa olsun hem sınır güvenlik mekanizmalarımızla hem de etkin sınır dışı uygulamalarımızla düzensiz göçün sıfıra inmesini kalıcı hale getireceğiz.
Düzensiz göçün en önemli tedbirlerinden biri olarak gördüğümüz göçü kaynağında engellemeye dönük program ve projeleri yapmaya ve yaygın- laştırmaya devam edeceğiz. Özellikle büyük şehirlerimizde göç kaynaklı mekânsal yoğunlaşmaya fırsat verilmeyecek, ekonomi, tarım ve sanayi üretimi ihtiyaçları da göz önüne alınarak göçün tüm yurt sathında den- geli şekilde dağılımına özen gösterilecektir. Zorunlu insani gerekçelere dayanan göçler hariç, mevzuata uygun olmayan ve amaçsız, kitlesel veya bireysel hiçbir göç girişimine izin verilmeyecektir.
Tamamen yasal prosedürlere dayalı “döngüsel göç yönetimi” ne geçiş için daha fazla kurumsal kapasite hazırlanmasını temin edeceğiz.
2030 yılı hedefi olarak belirlenen trafik kazası sonucu ölümlerin ve ciddi yaralanmaların yüzde 50 daha azaltılmasıdır.
32 İlde tamamladığımız Çocuk Trafik eğitim parklarının sayısı 81 ilimizin tamamında birden fazla olacak şekilde arttırılacaktır. İlkokuldan mezun her çocuğumuz bu parklarda eğitim almış olacaktır.
Trafik yönetiminde dijitalleşme ve akıllı sinyalizasyonu yaygınlaştırarak verimliliği arttıracağız. Özellikle tüm trafik verilerinin yapay zekayla akıllı analizleri yapılarak geleceğe dönük kaza kara noktalarının belirlenmesi ve daha fazla tedbir alınması sağlanacaktır.
Trafik güvenliğinin yanı sıra akıllı şehir uygulamalarına entegre trafik yönetimiyle, trafik yoğunluklarını azaltacak adımlar atacak, zaman ve kaynak israfının önüne geçeceğiz.
Aile İçi ve Kadına Karşı Şiddetle mücadelede gelecekteki muhtemel olayların engellenmesine yönelik bir faaliyet olan “Olay Kayıt ve Risk Değerlendirme Formu”nu yapay zekaya entegre ederek bu alanda ileri teknolojik araçlardan yararlanmayı hedefliyoruz.
İlk etapta malvarlığına karsı suçların aydınlatılmasında %60, kişilere karsı suçların aydınlatılmasında %94 aydınlatma oranlarına ulaşılması, sonrasında bu oranların %100’e ulaşacak şekilde arttırılması; önümüzdeki yılların hedefleri arasındadır.
Sivil toplum kuruluşlarımızın kurumsal kapasitelerini arttırmalarına dönük destekleri ve rehberlik hizmetlerini daha da ileriye taşıyacağız.
Sivil toplum kuruluşlarına proje ve hibe destek programlarını yaygınlaştıracak, maddi destekleri toplam miktar ve destek verilen proje sayısı açısından en üst seviyeye çıkaracağız.
Sivil toplum kuruluşlarımızın uluslararası teşkilatlanmalarını ve iş birliklerini arttırıcı program ve destekleri hayata geçireceğiz. Türk sivil toplum kuruluşları, dünyanın en etkin yumuşak güçlerinden biri olacaktır.
Her kademede demokratik süreçlerdeki karar mekanizmalarına sivil toplum kuruluşlarının katılımı kolaylaştırıcı ve teşvik edici adımlar atacağız.
KamuSTK diyalogları çerçevesinde karar alma süreçlerine katılım ve adil yönetişim uygulamaları için yasal düzeyden uygulamaya kadar atılacak tüm adımları destekleyeceğiz.
Türkiye, Yeni Nesil Muhtarlıkla Tanışacak
Türkiye Yüzyılı’nda muhtarlık kurumu, kalkınmanın itici güçlerinden biri olacaktır. Merkez ve mahalle iletişiminin en kısa ve etkin yolu olan muhtarlık, 2023 sonrasında her konuda yönlendirici, ilerlemeci ve vatandaşlarımızın sosyal hayatla ilgili tüm taleplerinin etkin takipçisi olacaktır. Talimatlarımızla muhtarlarımızın görev, yetki, sorumluluk ve sosyal hakları ile ilgili iyileştirici yasal düzenlemeler geliştirilmektedir. Bu geliş- tirilen mevzuatla birlikte muhtarlarımızın özlük haklarındaki iyileştirmeler daha da ileri taşınacaktır. Kent yönetim karar mekanizmalarına muhtarların daha etkin katılımı sağlanacaktır. Muhtarlarımızın sadece talep alan ve talep ileten bir kamu görevlisi değil, aynı zamanda üretkenliğinin de arttırılması için, muhtarlarımız ta- rafından getirilecek toplum yararına projelere yönelik destek programları oluşturulacaktır.
Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’ni uygulamadan elde ettiğimiz sonuçlardan ve çağın sunduğu yeni imkanlardan ilham alarak sürekli geliştireceğiz.
Dünya’nın yaşadığı büyük dönüşümlerde yenilikçi ve adil bir yaklaşımı hâkim kılmak amacıyla başarmamız gereken çok sayıda hedefimiz var. Değişimin yönetimi için Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’ni uygula- madan elde ettiğimiz sonuçlardan ve çağın sunduğu yeni imkanlardan ilham alarak sürekli geliştireceğiz. Türkiye Yüzyılı ideali etrafında gelecek kuşaklarla buluşturacağımız istikrarlı yönetim anlayışımızı ülkemizin ge- leceğini inşa etme konusunda en önemli yapı taşı olarak görüyoruz. Yeni dönemle birlikte sistemin henüz hayata geçmemiş çok daha büyük bir potansiyeli bünyesinde taşıdığını göstermeyi hedefliyoruz. Demokratik bir ülkenin hükümet sistemi bakımından en önemli metni, şüphesiz Anayasadır. Yapılan değişikliklere ve yıllar içerisinde atılan sivil alanı genişletici adımlara rağmen hala darbe ruhunu taşıyan bir anayasa- nın yürürlükte olmasını büyük bir eksiklik olarak değerlendiriyoruz. Cum- hurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’ne dair reformlarımızı da içerecek şekilde Yeni Anayasa’yı hayata geçirmeyi ülkemizin demokratik gelişimi bakımın- dan en değerli öncelikleri arasında görüyoruz. Çoğulcu ve katılımcı bir anlayışla yeni dönemde TBMM çatısı altında tüm taraflarla bu çalışmayı hayata geçirmekte kararlıyız. İlk uygulama dönemini geride bıraktığımız hükümet sisteminin uygula- malarını tüm yönleriyle değerlendirdik. Hizmet odaklı siyaset anlayışımı- zın bir gereği olarak bürokratik mekanizmalar içerisinde vatandaşlarımızın kamusal hizmetlerle buluşmasına engel teşkil eden tüm noktaları tespit ettik. Cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminin en iyi şekilde uygulamak ve hizmet odaklı kamu yönetimi anlayışımızı mükemmelleştirmek için önümüzdeki dönemde yeni reform adımları atmakta kararlıyız. Bu reformlarda temel esaslarımız; yürütme ve idarenin verimliliği, Meclisin sahip olduğu araçları daha etkin şekilde kullanması ve çoğulcu demokrasinin güçlendi- rilmesi olacaktır. Cumhurbaşkanı yardımcılığı, bakanlıklar, ofisler, politika kurulları ve idarenin merkez ve taşra teşkilatında beş yıllık uygulamayı dikkate alarak ve halihazırda yaptığımız sistem değerlendirmeleri çerçe- vesinde yetki ve görev dağılımını yeniden düzenleyecek, teşkilat yapıları- nı gözden geçireceğiz. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin temel değerleri arasında li- yakat, etkinlik ve verimlilik yer almaktadır. Bu değerlerin kamu yönetimi anlayışımız içerisinde kendine daha fazla yer bulması için çalışmalarımı- zı sürdüreceğiz. İdarenin vatandaşlarımızla, özel sektörle ve sivil toplum paydaşlarıyla ilişkilerinde istişare ve müzakere kültürünü geliştireceğiz. Sistemin ikinci ayağını teşkil eden yasama boyutunda ise yürütme or- ganıyla diyalogun arttırılması temel önceliğimiz olacak. Kuvvetler ayrılı- ğını, kuvvetlerin çatışması olarak değerlendiren bir anlayışla hazırlanan darbe ürünü siyasal sistemler, kalkınma mücadelesinde Türkiye’ye her zaman ayak bağı olmuştur. Çatışmanın yerine kuvvetlerin uyumuyla etkin karar alma süreçleri bakımından ülkemiz, önemli bir imkân yakalayacak- tır. Dolayısıyla önümüzdeki dönem çalışmalarımızda reform gündemimizin üst sıralarında yasama ve yürütme arasındaki diyalogun arttırılması yer alacaktır. Bu çerçevede; ● Çoğulcu demokrasi anlayışına uygun olarak TBMM’de genel görüşme açılmasını ve meclis araştırma komisyonu kurulmasını kolaylaştıracağız. ● Yürütme organı temsilcilerinin bütçe görüşmeleri dışında da ilgili Meclis komisyonlarına giderek parlamentoyu düzenli aralıklarla bilgilen- dirmelerini ve karşılıklı görüş alışverişinde bulunmalarını sağlayacak me- kanizmaları güçlendireceğiz.
Doğru ve Güvenilir Bilginin Merkezi Türkiye
Türkiye bölgesinde kalıcı istikrar ve barışın temel taşı olarak hakikati her politikanın merkezinde tutmaktadır. Küresel bir iletişim sorunu olarak dezenformasyon ve manipülasyon, asimetrik savaş, dijital psikolojik harp, ikna endüstrisi, rıza mühendisliği, kara propaganda, algı operasyonları devletleri en fazla zorlayan konulardır. Geçtiğimiz dönemde Türkiye de bu başlıklarda zorlu sınamalarla karşı karşıya kalmıştır. Sayısız ve hızlı bir şekilde gerçekleşen bu saldırılara karşı Dezenfor- masyonla Mücadele Merkezi kurulmuştur. Sistematik dezenformasyon saldırılarının gerçekleştiği tüm medya platformlarında dezenformasyon ve manipülasyona karşı direnç inşa edecek ‘Dezenformasyonla Mücadele Merkezi 2021 ve 2022 yıllarında yanlış ve maksatlı dezenformasyonları tespit ederek doğru içerikleri kamuoyu ile paylaşmıştır. Önümüzdeki dönemde bu saldırılarının şiddetini arttıracağının bilinciyle İletişim Başkanlığı bünyesinde çalışmalarımız kararlılıkla devam edecektir. Ülke olarak maruz kaldığımız dezenformasyon kampanyalarıyla mücade- lede her daim hakikatin safında yer alacağız ve Türkiye’yi bölgesel ve küresel düzlemde doğru ve güvenilir enformasyon akışının merkez üssü haline getireceğiz.
Bütüncül İletişim ve Söylem Birliği
Türkiye İletişim Modeli ile uygulamaya koyulan stratejik iletişim araçla- rı, devletimizin çok sayıda alanda faaliyet gösteren kurumlarının iletişime yönelik koordinasyonunda, hızlı değişen gündeme ayak uydurabilecek güçlü ve kesintisiz bir söylem birliği sağlamaktadır. Büyüyen ve gelişen Türkiye’nin stratejik iletişim ve kriz yönetimi süreçleri için tüm kamu ku- rumlarımızı dâhil eden koordinasyon süreç ve planlamaların bütüncül ile- tişim bakımından son derece değerli olduğuna inanıyoruz. Ulusal ve uluslararası seviyede farklı hedef kitlelere yönelik hayata geçirilen kampanyalarla Türkiye Yüzyılı vizyonumuzun tanıtımına yönelik önemli ivme kazandık. Uluslararası alanda ‘Turkey’ yerine ‘Türkiye’ adı- nın kullanılmasına ilişkin çalışmaları ülkemizin marka değeri bakımından önemli bir adım olarak değerlendiriyoruz. Ayrıca temel politika başlıkla- rında yürütülen iletişim çalışmalarının önemli bir kazanım olduğunu dü- şünüyoruz. Bu kapsamda; “Dünya 5’ten Büyüktür” söylemimiz ile bilinen Birleşmiş Milletler Reformu politikalarımızı uluslararası kamuoyuna tanıt- tık. Bu alandaki çalışmaları önümüzdeki dönemde daha da geliştirmekte kararlıyız. Ülkemizin karşılaştığı tüm afetlerde kamuoyunun hızlı ve sağlıklı bir şe- kilde bilgilendirilmesi için bütün kamu kurum ve kuruluşlarımızla eş gü- düm içerisinde kriz iletişimi perspektifimizi uygulamaya koyduk. Önümüzdeki dönemde hem proaktif kampanyalar hem de kriz iletişi- mi alanlarında kamunun söylem birliği ve koordinasyonunu üst düzeylere taşıyacak politika süreçlerini, eğitim programlarını ve girişimleri devam ettireceğiz.
Güçlü, İtibarlı ve Güvenilir Bir Türkiye Markası İçin Kamu Diplomasisi
“Türkiye, Türkiye’den büyüktür” vizyonu ile temellendirdiğimiz kamu diplomasisi çalışmalarımız, ülkemizin çıkarlarını savunmanın yanı sıra kü- resel barış ve istikrara katkı sunma perspektifimizi de kapsamaktadır. Bu alandaki faaliyetlerle ülkemizin ve milletimizin gücünü, kabiliyetlerini, imkanlarını dünyaya göstermeyi ve tanıtmayı hedefliyoruz. Elbette bütün bunlarla birlikte Türkiye’nin çekim merkezi konumunu daha da arttırmayı amaçlıyoruz. Türkiye Yüzyılı’nda kamu diplomasisi çalışmalarını spesifik hedef kit- lelere yönelik olarak daha yoğun şekilde uygulayarak ülkemizin yumuşak gücünü yükseltecek, kültürel değerlerimizi tüm iletişim yöntem ve teknik- lerini kullanarak dünyanın en ücra köşelerine kadar ulaştıracak çalışma- ları sürdüreceğiz. Önümüzdeki dönemde ülkemizin tezlerini anlatmak için gidilmedik coğrafya, temas edilmedik ülke bırakmayacağız. Devletimizin insani diplomasi gayretlerini daha bilinir kılacak, sağlık diplomasisinden turizm diplomasisine, bilim diplomasisinden gastrodiplomasiye, spor diplomasisinden ticari diplomasiye kadar tüm diplomasi türlerinde Türki- ye’nin kapasitesi ve potansiyeli uluslararası kamuoyuna en doğru şekilde aktaracağız. Dünyanın pek çok coğrafyasına yayılan İletişim Müşavirlerimizi kamu diplomasisi perspektifimiz doğrultusunda seferber edeceğiz. Uluslarara- sı alanda yaşanan kriz ve belirsizlikler karşısında çok daha güçlü, çok daha dayanıklı bir uluslararası toplumun inşası adına dünya ile ilişkilerimizi pekiştireceğiz. İkili ve çok taraflı iş birlikleri yolu ile Türkiye İletişim Mo- delimizi, bu alanda geliştirdiğimiz kapasite ve tecrübeyi, dost ve kardeş ülkelerle paylaşacağız.
İnsana Dokunan ve Kapsayıcı İletişim
Geçtiğimiz dönemde iletişimi çok yönlü ve kapsayıcı olarak ele alma- mızın bir sonucu olarak önemli başarılara imza atmış bulunuyoruz. Cum- huriyet tarihinin en büyük projelerinden biri olarak AK Parti hükümetleri döneminde kurulan milletimiz ile devletimiz arasındaki bağı güçlendirmek adına bir köprü niteliğindeki Cumhurbaşkanlığı İletişim Merkezi (CİMER), yıllık ortalama 6,5 milyon başvuru alarak katılımcı demokrasinin dünyada- ki en nadide örneğini temsil etmektedir. CİMER ile milletimizin devletimize söylemek, iletmek istediklerini doğrudan ileteceği şekilde bir iletişim ze- mini kurmayı başardık. CİMER, Türkiye Yüzyılı’nda dijitalleşme başta olmak üzere gelişen ve değişen koşullar çerçevesinde etkinliğini daha da artırmaya devam ede- cek ve kurumlar arası koordinasyona ilişkin yüklendiği misyonlarla birlikte hizmet kapasitesini artıracaktır. 2018 yılında 21 gün, 2022 yılında 10 gün olarak gerçekleşen CİMER’in başvuru sonuçlandırma sürecini önümüzde- ki dönemde 7 güne düşürmeyi hedefliyoruz. Yurt dışındaki vatandaşla- rımızın CİMER’i daha etkin kullanması için çalışmalarımızı sürdürüyoruz. İletişim politikalarımızın kapsayıcı niteliğinin bir göstergesi olarak top- lumumuz ile her daim temasa büyük önem atfediyoruz. Devlet-millet ile- tişimini güçlendirmek için sivil toplum kuruluşları, üniversiteler, gençler ve toplumun tüm kesimleri ile yakın temas sağlıyoruz. Devletimizin vatan- daşlarımıza sağladığı imkanları, bursları, teşvikleri ve destekleri doğrudan tanıtıyoruz. Aynı zamanda, ülkemizin uluslararası alanda tanıtımını des- tekleyecek ve ülkemizi uluslararası kamuoyu nezdinde her alanda daha fazla görünür kılacak tanıtıma yönelik şu ana kadar 1000’den farklı proje- yi tamamladık. Aynı şekilde, benzer projeleri Cumhurbaşkanlığı Tanıtma Fonu ile desteklemeye devam edeceğiz.
Özgür, Güçlü, Çok Sesli, Nitelikli ve Hakkaniyetli Bir Medya
Sağlıklı bir demokrasinin taşıyıcısı olarak gördüğümüz medyaya yönelik faaliyetlerimiz “Türkiye İletişim Modeli’nin ana hatlarından birini teşkil et- mektedir. Ülkemizde, yaklaşık 18 bin basın kartı sahibi medya çalışanının bulunmasını demokratik hayatımız için büyük bir zenginlik olarak görüyo- ruz. Önümüzdeki dönemde İletişim Başkanlığı bünyesinde basın sektörüne yönelik panel, buluşma ve etkinlikler yoluyla çalışma hayatlarına ilişkin düzenlenen faaliyetlerin sayısını arttıracağız. Aynı şekilde, uluslararası basına yönelik ülkemiz ve bölgemizde yaşanan gelişmeler hakkında sağ- lıklı enformasyona ulaşım için yapılan bilgilendirme faaliyetlerinin de çe- şitlenmesini hedefliyoruz. Basın Kanunu’nda gerçekleştirilen değişiklikler ile geleneksel ve yeni medyaya daha özgür ve rahat bir çalışma ortamı oluşturduk. Bu kapsam- da, bütüncül iletişim prensibi çerçevesinde basın kanununu gözden ge- çirip güncel ve etkin bir şekil almasını sağladık. Bilişim ve teknoloji şirket- lerinin iletişim platformları üzerinden vatandaşlarımızın dijital ayak izlerini takip etmesine, veri mahremiyetini ihlal etmesine ve siyasal katılma dav- ranışını manipüle etmesine asla müsaade etmeyeceğiz. Bu noktada tek- nolojinin sunduğu imkanları sonuna kadar değerlendirmeye devam ede- ceğiz. Algoritma diktatörlüğüne karşı milletimizi bilinçlendirecek, medya okuryazarlığı alanında farkındalığı artırarak sosyal medyanın kullanımına ilişkin bilgilendirici faaliyetleri sürdüreceğiz. Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı’yla birlikte Anadolu Ajansı, Ba- sın İlan Kurumu ve TRT’nin ulusal ve uluslararası yayıncılık imkânlarını, ülkemizdeki gelişmeleri, dezenformasyonla mücadelemizi, bölgesel ve küresel atılımlarımızı yansıtacak şekilde güçlendirmeye devam edeceğiz. Uluslararası topluma yönelik farklı dillerde yaptığımız yayınlarla Türki- ye’nin sesini küresel düzlemde yansıtmayı iletişim yüzyılı hedefimiz doğ- rultusunda stratejik önemde görüyoruz. Bu anlayışla, kurumsal ve yasal altyapıyı güçlendirerek Türkiye’nin küresel iletişim markalarının çalışma alanlarındaki etkinliklerini arttıracağız.
Afetlere karşı dirençli toplum ve şehirlerin oluşturulması
● Türkiye Yüzyılı, afetlere karşı dirençli şehirlerin yüzyılı olacaktır.
Kurumsal ve teknik kapasitenin geliştirilmesi
● Gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerde yaşanan büyük felaketler göstermektedir ki; afetlere ne kadar hazırlıklı olunursa olunsun, can ve mal kaybı yaşanabilmektedir. Coğrafi konumu gereği başta deprem olmak üzere ciddi afet riskiyle karşı karşıya bulunan ülkemizde afetlere en kısa sürede müdahale ile can ve mal kaybını önlemek için gerekli hazırlığın başta kamu kurum ve kuruluşları olmak üzere toplumun tüm kesimlerinin katılımıyla sağlanması esastır. Bu kapsamda, afet öncesi, anı ve sonrasına ilişkin bilinçli bir toplum yapısının oluşturulması temel amacımızdır.
Afetlere karşı risklerin azaltılması
● Ülke olarak riskleri ve krizleri en doğru ve en hızlı şekilde yöneterek devlet-millet dayanışması içinde afetlerin oluşturduğu yaraları hızlıca saran bir Türkiye olmayı sürdüreceğiz.
Sivil toplum kuruluşlarının ve özel kesimin kriz yönetimi kapasitesinin artırılması
● Eğitimli gönüllü sayısını sisteme kayıtlı gönüllü sayısına eşitleyerek, akredite arama kurtarma ekip ve üye sayısını kamu sektöründe ve sivil toplum kuruluşlarında artıracağız.
Kahramanmaraş ve Hatay merkezli Asrın Felaketinin yol açtığı zararların giderilerek yaraların sarılması
● Olası deprem senaryolarını dikkate alarak en kötü ihtimali temel alan bir yaklaşım içinde arama ve kurtarma ekiplerinin sayısını hızlı bir şekilde ihtiyaç duyulan seviyeye yükselteceğiz.
İstanbul ve Marmara Bölgesi başta olmak üzere özel önem arz eden bölgeler için risk azaltılması
● Teknolojik ve lojistik altyapımızı daha da güçlendirerek, afetlerle mücadelede hızımızı ve hareket kabiliyetimizi artıracağız. Kesintisiz ve güvenli haberleşme sistemlerinin yanı sıra fiber altyapısı, GSM, telsiz ve uydu bağlantılarını alternatifli bir şekilde kullanarak ses ve veri haberleşmesi sağlayabilen kapsamlı bir altyapı oluşturacağız.
Türkiye Yüzyılı’nda, kalkınmanın en önemli unsuru olan eğitim en temel önceliğimiz olmaya devam edecektir. Bu çerçevede, eğitim sistemimizin beşerî ve fiziki kalite göstergelerini gelişmiş ülkeler düzeyine getirmeyi hedefliyoruz.
● Lojistik depo bulunmayan illerimizde afet ve acil durum hallerinde afetzedelerin geçici barınmalarını sağlamak amacıyla barınma malzemelerinin stoklandığı cep depolarını tamamlayacağız.
Derslik ve öğretmen başına düşen ortalama öğrenci sayılarını tüm okullarda OECD ortalamaları seviyesine çıkaracağız.
● Afet riskinin yüksek olduğu bölgelerde, şehir girişlerindeki uygun alanların afet esnasında lojistik merkezler olarak kullanılmalarını sağlayacağız. Ayrıca, Millet Bahçeleri gibi uygun bazı alanlarda, afet esnasında yeni bir işlev yükleyebileceğimiz alanları belirleyerek gerekli altyapıyı oluşturacağız. ● Fay hattı üzerindeki yapılaşmayı da engelleyecek şekilde doğal afetlerin tehlikelerini ve riskini de azaltmaya yönelik Doğal Afetler ve Fay Yasasını çıkaracağız. Bu yasayla, fay hatlarının 1/1.000’lik alanlara işlenmesi, fay hattı yakınlarında yapılaşmaya kapalı alanın standartlarının oluşturulması ve fay türlerine göre farklı uygulama kriterlerinin belirlenmesi sağlanacaktır. Ayrıca, fay hattı ve dere yatakları gibi diğer risk oluşturucu zeminler üzerinde imar planı verilmemesi ve yapılaşmaya gidilmemesi düzenlenecektir.
Öğrencilerimizin yetkinliklerini; okuduğunu anlama, temel bilimlerde yetkinlik ve bilim teknoloji yeterliliği, öğrenmeyi öğrenme, inisiyatif alma ve girişimcilik, sosyal ve kamusal yeterlilikler, kültürel farkındalık ve ifade alanlarında en üst düzeye çıkaracak tedbirleri alacağız.
● Deprem riski yüksek olan şehirlere öncelik vererek sismik tehlike ve risk haritalarını oluşturacağız. Bu kapsamda, mikro ölçekte tüm yerleşim yerlerimizin hangi deprem şiddetinde nasıl bir riskle karşı karşıya olduğunu ortaya koyacağız. Yüksek risk tespit edilen yerleşim yerlerinde kentsel dönüşüm projelerinin uygulamaya konulmasını hızlandıracağız.
Öğrencilerimizin çeşitli alanlarda yetkinliklerini ölçen PISA ve TIMSS gibi uluslararası testlerde ülkemizin performansını yükselteceğiz.
● Şehirlerimizi kentsel dönüşümle güvenli hale getirirken olası bir afet durumunda yolların kapanmasını önleyecek, toplanma alanlarını ulaşılabilir kılan, arama kurtarma ekiplerinin hızlı hareket edebileceği seviyedeki erişilebilirliği barındıran, sağlık ve insani yardım çalışmalarının kolay yönetilebileceği mimariye ve akıllı konsepte sahip olarak tasarlayacağız.
Çocuklarımızın yetenek ve becerilerine uygun alanlara yönelmelerini güçlendirecek yeni mekanizmalar geliştireceğiz
● Kendi evini dönüştürmek isteyen vatandaşlarımıza yeni arsalar üreteceğiz. 81 ilde müstakil ve müşterek konut bölgeleri oluşturacağız. Bu alanları konut parselleri şeklinde tasarlayacak ve yine kendi evini dönüştürmek isteyen vatandaşlarımıza sunacağız.
Ulusal düzeyde politika belirleme, koordinasyon ve denetim konularında etkinliği artıracak uluslararası norm ve standartlara uygun şekilde Millî Eğitim Bakanlığının kurumsal yapısını ve kapasitesini güçlendireceğiz.
● Dirençli Kamu Yapıları Projesini başlatacağız. 81 ilimizde yer alan tüm kamu kurum ve kuruluş yapılarının risk tespitlerini yapacağız. Öncelikle yine deprem tehlikesinin yüksek olduğu illerden başlamak üzere tüm okulların, hastanelerin, sosyal tesislerin ve kamu yapılarının risk tespitlerini 1 yıl içinde bitireceğiz. Riskli yapıları yüksek risklilerden başlamak üzere en kısa sürede yenileyeceğiz.
Eğitimde fırsat eşitliğini artırmak amacıyla uygulanacak projelerle ülkemizin okullar arası başarı farklarına dair OECD ve IEA göstergelerindeki sıralamasını iyileştireceğiz.
● Kentsel dönüşümde “Dirençli Şehir Konut Finansman Modelini” hayata geçiriyoruz. Evini dönüştürmek isteyen vatandaşlarımıza 15 yıla varan vadeler sunacak ve uygun ödeme şartlarında finans desteği vereceğiz.
İlgi ve beceri temelinde yönlendirme, etkili öğrenme, beceri geliştirme ve geleceğe hazırlama konusunda rehberlik ve psikolojik danışma faaliyetlerini daha etkin hale getireceğiz.
● Belediyelerde çalışması gerekli mimar, mühendis ve şehir plancısı sayılarını arttırarak yetkin kişilere sorumluluk vereceğiz.
Gerek üniversitede eğitim alma aşamasında gerek mesleklerini icra ettiği dönemde öğretmenlerimizin yetkinlik ve yeterliliklerinin geliştirilmesi çalışmalarına hız vereceğiz.
● Deprem tehlikesi altındaki bölgeler için yatay mimariye uygun yeni imar düzenlemelerini hayata geçireceğiz.● Köylerimizde, evinin risk durumunu tespit ettirmek isteyen vatandaşlarımıza bu hizmeti ücretsiz sağlayacağız.
Küresel gelişmeler ışığında sürekli güncelleme gerektiren eğitim alanında başarının kritik faktörü öğretmenlerimizdir. Tüm öğretmenlerimiz her yıl hizmet içi eğitime tabi tutulacaktır. Öğretmenlerimizin ihtiyaç duyduğu nitelikli hizmet içi eğitimleri yoğunlaştıracak, yıllık öğretmen başına eğitimi 300 saate çıkartacağız.
● Bina kimlik sistemini yeni binalarla beraber tüm yapılarda zorunlu hale getireceğiz. 5 yıllık periyotlarla binaların projelere uygunluğunu denetleyeceğiz.
Profesyonel okul yöneticiliği uygulamalarımızla çağdaş normlara uygun öğrenci eğitim-öğretim merkezi olarak okullarımızın etkin yönetimini sağlayacağız.
● Dijital Yapı Bilgi Bankası kuracağız. 2 yıl içinde belediye sınırları içindeki tüm kamu ve özel yapıları kayıt altına alacağız. 5 yıl içinde ise belediye sınırları dışındaki yerler de dâhil tüm yapıları inceleme altına alıp Türkiye arazi kullanım veri altyapısını oluşturacağız.
Müfredatımızı günün ihtiyaçlarına göre ve eğitim kalitesi üzerindeki etkisini ölçerek düzenli olarak güncelleyeceğiz. Öğrencilerimize bilgi yüklemek yerine onları hayata hazırlayacak, öğrenmeyi öğretecek, beceri ve özgüven verecek, kabiliyetlerini ortaya çıkaracak, milli ve insani değerleri aktaracağız.
● Büyükşehirden il, ilçe ve beldeye kadar tüm belediyelerimizi içeren Türkiye afet riski yüksek alanlar haritası ve altyapısını oluşturacağız. Bu alanlarda kentsel dönüşüm sürecini hızlandıracağız.
Öğrencilerimizin iklim değişikliği alanında farkındalıklarını ve bilinç düzeylerini artırarak çevreye duyarlı yetişmesini sağlayıcı tedbirler alacağız.
● Sosyal konut üretimini bilhassa deprem ve afet riski yüksek olan tüm bölgelerimizde yoğunlaştıracağız.
Ulusal Risk Kalkanı Modelini, okul öncesi eğitimden başlayarak eğitim sistemimizde gerekli uyarlamaları yaparak gelecek nesilleri bilinçlendirme çalışmalarını sağlayacağız.
● İmar süreçlerini tüm yönleri ile gözden geçirerek yeni ve yapısal düzenlemeleri gerçekleştireceğiz.
Okullarda doğal afetlere karşı gerekli ekipmanlar ile temel araç-gereçlerin hazır bulunmasını sağlayacağız.
● Belli ölçeğin üzerindeki işletme ve STK’ların kurumsal afet planlamalarını yapmalarını düzenleyeceğiz. Bu şekilde, bir yandan afet anında işletmenin veya kurumun zarar görmeden faaliyetlerini sürdürmesine yönelik tedbirleri, diğer yandan işletmenin bulunduğu yöreye afet acil müdahale kapsamında yapabileceği katkıları önceden planlamış olacağız.
Eğitsel e-içeriklerle müfredatı bilgi teknolojileri destekli öğretime daha uygun hale getireceğiz.
● 81 ilimizi iklim değişikliğinin olumsuz etkilerine karşı uyumlu ve dirençli hale getirmek üzere her bir şehrin kentsel risk analizlerini yaparak sadece deprem değil, iklim değişikliği kaynaklı aşırı yağış ile oluşabilecek taşkın gibi afet kaynaklı muhtemel kayıp ve zararın azaltılması/önlenmesini sağlayacağız.
Eğitim politikalarının uygulanmasında yapay zekâ destekli karar destek sistemleri kullanarak etkinliği artıracağız.
● Yeni yerleşim yerlerini deprem, toprak kayması, sel, yangın ya da şiddetli rüzgârlar gibi potansiyel tehlikelerin, orman, ekolojik koridor, tarım alanları, dere yatakları, suyolları, su kanallarının uzağında ve mevcut risklerin asgariye indirildiği güvenli alanlarda kuracağız.
3-5 yaş grubu okul öncesi eğitimde okullaşma oranını yüzde 90’a çıkaracağız.
● Yeni yerleşim alanlarını kişi başına düşen yeşil alanı artıracak şekilde planlayacağız. Bu alanları ikili kullanımlı olarak tasarlayarak deprem anında toplanma alanı veya geçici barınma alanı olarak altyapısı hazırlanmış bir şekilde şehirlerimizin hizmetine sunacağız.
Erken uyarı ve takip sistemini hayata geçirerek okul devamsızlığı ve terk oranlarının düşürülmesini sağlayacak ve eğitim kademelerinin tümünde yüzde 99 ve üzerinde okullaşma oranlarına ulaşacağız.
● Hastane, eğitim alanları, pazar alanları, yeşil alanlar gibi kentsel donatı alanlarını deprem ve acil durumlarda toplanma ve barınma alanları olarak kullanılabilecek şekilde planlayacağız.
Sanal sınıf ortamları, artırılmış gerçeklik barındıran içerikler, oyun temelli mobil uygulamalar gibi teknolojik gelişmeleri öğrenmede uygun bir araç olarak kullanmak yönünde çalışmalar geliştireceğiz.
● Şehirlerde temiz içme suyu kullanımı için şebeke suyuna bağlı bir şekilde sarnıç kültürü tarzında su depoları ve tankları yeşil alanların altına konumlandırarak afet durumunda kendini kapatacak şekilde planlayacağız.
Okulöncesi öğrenciler de dâhil olmak üzere 5 milyon öğrencimize verilmekte olan ücretsiz öğle yemeği desteğini devlet okullarımıza yaygınlaştırma çalışmalarına devam edeceğiz.
● Atık su ve yağmur suyu sistemlerini birbirinden ayırarak iklim değişikliği kaynaklı aşırı yağış rejimleri nedeniyle meydana gelen kentsel taşkınların önüne geçeceğiz.
Öğretme yöntemlerini ve müfredatı gözden geçirerek, Türkçe, matematik ve yabancı dil öğrenimini çok daha etkin hale getireceğiz.
● Kesintisiz hizmet sunumunu sağlayacak şekilde içme suyu şebekelerinin olası depremlere dayanıklılığını güçlendireceğiz.
Okul öncesinden ortaöğretime kadar tüm kademelerdeki eğitim programlarında müfredatın geneline “Değerler Eğitimi”ni entegre eden bir yaklaşımı hayata geçireceğiz.
● Şehirlerarası ve şehir içi ulaşımı planlarken afet anında erişilebilirliği sağlayıcı tedbirler alacağız. Afet sonrası yeni yerleşim yerlerinin planlanması sürecinde; yaya ve bisikletli ulaşımı, toplu taşıma sistemleri, elektrikli araçlar ve mikro mobilite gibi yeşil ulaşım türlerini imar planlarıyla bütünleşik biçimde ele alacağız.
Pandemi döneminde yaygın olarak kullanılan uzaktan eğitim yöntemlerini, dezavantajlı kesimler ile eğitim çağı dışında kalanların kaliteli eğitim imkânlarına erişmesinde etkin bir araç olarak kullanmaya devam edeceğiz.
● Afet bölgesinden göç eden ve yeni ikamet yerlerinde okula kaydedilen öğrencilerin sosyal, akademik, duyuşsal becerileri izlenerek ihtiyaç olması halinde bu öğrencilere telafi edici dersler verilmesi ve rehberlik hizmetleri ile süreç boyunca desteklenmesini sağlayacağız.
Kullanılmayan tüm köy okullarını köy yaşam merkezlerine dönüştüreceğiz.
● Afet durumunda engelli ve yaşlılara yönelik hazırlanacak bir kılavuz sayesinde risk ve zarar azaltma, müdahale, beslenme ve barınma olmak üzere tüm alanlarda engelli ve yaşlılara özgü tedbirlere yer vereceğiz.
Okul öncesinden ortaöğretime kadar tüm okulların imkânlarını iyileştirecek ve böylece okullar arası imkân farklılıklarını azaltacağız.
● Afet ve acil durumlara karşı ülke genelinde bilinçlendirme çalışmalarının yapılması, eğitim ve farkındalık merkezleri aracılığı ile toplumsal farkındalığın artırılmasını sağlayacağız.
Kaliteyi odağına alan eğitim yatırımlarımıza hız kesmeden devam edeceğiz. Okul binalarımızı; yeterli spor ve kültürel faaliyet alanlarına sahip, yerel mimariye uygun, tarihsel ve kültürel mirasımızı yansıtan, ekonomik, estetik, temiz, emniyetli, erişilebilir çerçevede inşa edeceğiz.
● Yerelde afet yönetiminden sorumlu birimlerin teknik ve idari kapasitelerini güçlendirecek, teknik personele, düzenli olarak deprem yönetmelikleri ve afet yönetimi konusunda eğitimler vereceğiz.● İlgili tüm paydaş ve kesimlere afetlere yönelik koruyucu ve önleyici tedbirlerle birlikte uygulamalı eğitimler vereceğiz.
Gençlerin yakın tarihimizi daha iyi öğrenmelerine yönelik programlar uygulamaya koyacağız.
● Halkın yoğun olarak izlediği görsel medya yapımlarının senaryolarında afete yönelik yapılacaklar konusunda sahnelere yer verilmesine ilişkin farkındalık oluşturulmasını sağlayacağız.
Öğrenciyi merkeze alan bir anlayışla eğitim ortamları, öğretim materyalleri ve eğitim-öğretim uygulamaları geliştirecek, öğrenme ve gelişim düzeyi akranlarından geride kalan öğrenciler için telafi edici programlar düzenleyeceğiz.
● Afet sırasında sağlıklı bilgilendirmenin yapılmasına yönelik olarak gerekli yasal altyapının oluşturularak toplumun ve ilgili kurumların doğru bilgiye ulaşımı kolaylaştırılacaktır.
Okul kütüphanelerimizi zenginleştirecek, okuma alışkanlığının kazandırılması ve yaygınlaştırılması için yeni uygulamaları hayata geçireceğiz.
● Güvenli şehirler stratejimiz bağlamında her türlü afetlerle mücadele kapsamında AFAD’ın yetki ve sorumluluklarını insan gücü kapasitesi ile orantılı, daha uyumlu ve etkili bir koordinasyonu sağlayacak şekilde güçlendireceğiz.
Öğrencilerimizin bilgi teknolojileri alanlarında gelişmelerini sağlamaya devam edeceğiz.
● Farklı kurumlarda bulunan ekipman ve Ar-Ge altyapısının daha verimli kullanılmasına yönelik olarak bilgi paylaşımı ve iş birliği mekanizmalarını geliştireceğiz.
Bilim ve Sanat Merkezlerini (BİLSEM) tüm ilçelere yaygınlaştırarak özel yetenekli öğrencilerimizi daha etkin bir şekilde destekleyeceğiz.
● Bir koordinasyon birimi olarak AFAD’ın yetki ve sorumluluklarının insan gücü kapasitesi ile orantılı, daha uyumlu ve etkili bir koordinasyonu sağlayacak şekilde yapılanmasını güçlendireceğiz.
Meslek Liseleri başta olmak üzere eğitim kurumlarımızda patent, faydalı model, marka ve tasarım tescil sayısını sürekli artıracak ve her yıl tescil alınan ürünlerin en az yüzde 10’unun ticarileşmesini sağlayacağız.
● Afet yönetimine ilişkin mevzuatta kurumlar arasındaki yetki sınırlarını birbirinden açık bir şekilde ayıracak, afetlerle ilgili mevzuatın bütüncül yaklaşımla ele alınarak güncellenmesi ve sürdürülebilir afet risk yönetimi yasası altında bir araya getirilmesini sağlayacağız.
Tüm okullarımızda tekli eğitime geçecek, okul sonrası etüt imkânlarını yaygınlaştıracak, velilerimizin iş hayatıyla okul programlarını uyumlu hale getireceğiz.
● Afet ve acil durum tehlike haberlerinin tehdit altındaki yerleşim merkezlerinde yaşayan halka ve kurumlara ulaştırılması amacıyla kurulan haber alma, ikaz ve alarm sistemini ülke geneline yaygınlaştıracağız.
Okullarımızı öğrencilerin birbirleriyle rekabet ettikleri bir alan olarak değil, iş birliği içerisinde öğrencilerimizin tüm yönlerinin keşfedildiği, kıymet gördüğü, kendilerini rahatça ifade edebildikleri hayat merkezleri olarak geliştireceğiz.
● Afet sırasında kesintisiz güvenli haberleşme sistemi oluşturulması kapsamında 81 ilde sayısal telsiz altyapısının kurulumunu tamamlayacağız.
Sağlıklı yaşamayı ve hastalıklardan korunmayı öğrencilerimizin okul hayatında öğrenmesini sağlayacak, bu sayede daha sağlıklı nesiller yetiştireceğiz.
● Belediyelerin yanı sıra başta AFAD il müdürlükleri ile afet ve acil durum arama ve kurtarma birlik müdürlükleri olmak üzere merkezi kurumların yerel teşkilatlarının afetlere müdahale kapasitelerinin araç-gereç, bilgi birikimi ve uzmanlık bağlamında yapılanmalarını güçlendireceğiz.● Çok geniş alanlarda etkisini gösteren afetlere karşı müdahale etkinliğini artıracak şekilde TAMP’ı güncelleyeceğiz.
Eğitimde fırsat eşitliği ilkesiyle dil, din, ırk ayrımı yapmaksızın ülkemizde bulunan her bir çocuğun okullaşmasını sağlayacağız.
● TAMP uygulamasına ilişkin sorumlulukları olan kurumların yöneticilerinin düzenli olarak bilgilendirilmesi ve bu kapsamda yetkililerle düzenli tatbikatların yapılmasını sağlayacağız.
Mevsimlik tarım işçilerinin çocuklarının eğitim imkânlarını daha da iyileştireceğiz.
● DSİ, OGM, KGM gibi araç ve makine parkına sahip kurumların personeline afet anında nasıl müdahale edileceğine yönelik sürekli ve nitelikli eğitimlerin verilmesini sağlayacağız.
Organize sanayi bölgesinde meslek lisesi kurulması uygulamasını yaygınlaştıracak, mesleki ve teknik lise mezunlarının istihdamını özendireceğiz.
● Orman yangınları ile mücadele kapsamında hava ve kara taşıtlarını artırarak optimum düzeye çıkaracağız.
Mesleki eğitim merkezlerindeki çırak ve kalfa sayısını 2 milyona çıkartacağız. Böylece küçük ve orta ölçekli işletmelerin tüm çırak, kalfa ve usta ihtiyacını karşılayacağız.
● Yangınlarla daha kısa sürede ve daha etkili mücadele edecek şekilde itfaiye teşkilatlanmasının ulusal ve yerel ölçekte gözden geçirilmesini sağlayacağız.
Mesleki eğitimde oda ve borsaların daha fazla sorumluluk üstlenmelerini sağlayarak okul ve iş dünyası arasındaki iş birliğini güçlendireceğiz.
● Yangınları büyüme ve gelişme potansiyellerine göre sınıflandıracak, karar destek sistemleri yardımıyla gerekli önlemleri hızla alacağız.
Ekonomide ve işgücü piyasasındaki değişikliklere hızlı uyum sağlayacak, yeni alanlardaki ihtiyaçları karşılayacak şekilde mesleki eğitim ve istihdam planlaması yapmaya devam edeceğiz.
● Afetlere müdahalede ve afetlerle ilgili diğer çalışmalarda gerekli araç ve ekipman ile uydu olanaklarını yerli ve milli olarak geliştireceğiz.
Eğitim müfredatını yeniden ele alacak, yeşil ve dijital dönüşüm ile ilgili konuları eğitim müfredatına dahil edeceğiz.
● Afet ve acil durum sonrasındaki geçici barınma standartlarını geliştirecek, riski yüksek bölgelerde konteyner kurulumu için altyapısı hazır alanlar oluşturacağız.
Yeşil dönüşüm ve dijital dönüşüm konusunda üniversitelerin ihtiyaçlarını tespit edecek ve altyapıları geliştirecek, üniversite-sanayi iş birliğini güçlendireceğiz.
● Acil durumlarda yangın personeli ve diğer vatandaşların yangının içerisinde kalma ihtimaline karşı güvenli çıkış güzergâhları belirleyeceğiz.
Hayat boyu öğrenme kapsamında yeşil ve dijital becerilerin geliştirilmesine yönelik eğitimler vereceğiz.
● Arama kurtarma çalışmalarına yönelik ileri teknolojilerin ve teknolojik ürünlerin (termal kamera, yüz tanıma sistemleri vb.) geliştirilmesine yönelik Ar-Ge projelerini destekleyeceğiz.
Engelli bireyler için taşımalı eğitime devam edecek, onların eğitime erişiminde yaşanabilecek zorlukları yerinde tespit ederek çözeceğiz.
● Afetzedelere yönelik barınma, gıda ve su teminine yönelik Ar-Ge ve hijyenik depolama teknolojileri gibi projeleri destekleyeceğiz.
Yetişkin engelli bireylere hizmet eden halk eğitim merkezlerini tüm ilçelere yaygınlaştıracağız.
● Yangın, deprem, sel, çığ gibi afetlere müdahale edebilecek kamu kurum ve kuruluşlarının kaynak envanteri (araçlar ve kapasitesi/özellikleri vb.) oluşturularak afet öncesi ve esnasında koordinasyonu sağlayan kuruma bilgi sunması açısından bir program geliştirilmesini sağlayacağız.● Acil ve geçici barınma çözümlerinin sunulacağı alanları dayanıklılık, ulaşılabilirlik ve altyapı ihtiyaçlarını da dikkate alarak yerel yönetimlerle birlikte belirleyeceğiz.
Okul çağı dışında kalan vatandaşlarımızı da kapsayacak şekilde hayat boyu öğrenme programlarını her ay en az bir milyon vatandaşa ulaştırıp daha fazla yaygınlaştırarak uygulayacağız.
● Bina hasar tespit çalışmalarının standartlara uygun şekilde yürütecek tecrübede uzman teknik personel sayısını artıracağız.
Üniversitelerin uzmanlaşmalarını desteklemeye devam edecek, gelişim, yetkinlik düzeyleri ve bölgesel ihtiyaçlar dikkate alarak kapasitelerini güçlendireceğiz. Üniversitelerimizin küresel rekabet gücünü artıracak, ilk 500’e giren Türk üniversitesi sayısını en az 10’a çıkaracağız.
● Kamu kurumlarınca geliştirilen tüm bilgi sistemlerindeki verilerin birbirleriyle ilişkilendirilerek, ortak standartlarda üretilmesi ve kendi aralarında paylaşılması suretiyle bütüncül karar destek sistemi altyapısı oluşturacağız.
Yükseköğretim sisteminde her düzeydeki yetkilerin dengeli dağılması ve hesap verebilirliğin güçlendirilmesi için yeniden yapılandırma gerçekleştireceğiz. Üniversitelerin çeşitliliğine ve kendilerini geliştirmesine kolaylık sağlayan bir yapı oluşturacağız. Bu kapsamda, devlet üniversitelerinin idari yapısında yapacağımız değişiklik ile mütevelli heyeti oluşturulmasına imkân sağlayarak üniversite özerkliğini artıracağız.
● Afet ile mücadele için gerekli insan kaynağının rol ve sorumluluklarının belirlenerek doğru bölgelere yönlendirilebilmesi, gerekli ihtiyaç malzemelerinin nereden temin edilip hangi bölgelere yönlendirileceğinin belirlenmesini sağlayacak yapay zekâ özelliklerine sahip bir karar destek sistemi oluşturacağız.
Yükseköğretim kurumlarının bütçelerinin stratejik plan ve performanslarına göre verilmesini sağlayacağız. Böylece, kurumlar arası rekabeti artırarak kaynakların daha rasyonel ve verimli kullanılmasını sağlayacağız.
● Hasarlı binaların olduğu uydu görüntülerinin mobil telefonlara dağıtıldığı, kişilerin mobil telefonuna gelen görüntüdeki hasarlı binaları tespit ederek merkeze bildirebildiği bir mobil uygulamanın geliştirilmesini sağlayacağız.
Yükseköğretim kurumlarımızdaki nitelikli eleman açığını kapatmak amacıyla öğretim elemanı sayısını artıracağız. Doktora eğitimini daha cazip hale getireceğiz ve Türkiye’deki yıllık doktora mezun sayısını 25 bine çıkaracağız.
● Afetin türüne göre, afet erken teşhisine yönelik, afet yönetim sistemine bağlı, IOT (nesnelerin interneti) cihazlarını geliştirecek ve sahaya yerleştireceğiz.
Türkiye’de doktora yapan öğrencilere altı ay yurtdışı araştırma bursu imkânı sağlayacağız. Akademisyenlerimize yurtiçi ve yurtdışında daha fazla konferans katılım destekleri sağlayacağız.
Üniversitelerimizin rekabet gücünü artırmak amacıyla uluslararası arenada alanlarında öncü akademisyenlerin Türkiye’de eğitim vermelerini teşvik edeceğiz.
● Afet öncesi, esnası ve sonrasını kapsayan bütüncül bir afet yönetimi konusundaki hedefimiz, AFAD koordinasyonunda başlattığımız dönüşümü en kısa sürede tamamlamaktır. Bu kapsamda yaşadığımız afetlerden ve bu afetler sürecinde tespit ettiğimiz eksikliklerden hareketle gerekli dersleri çıkaracak, ülke olarak dirençli toplum ve şehir hedefi doğrultusunda geleceğe çok daha güçlü bir şekilde hazırlanacağız.
Türkiye’deki köklü üniversitelerin yurtdışında kampüs ve birim açmalarını sağlayacağız.
● 3 Mart 2023 tarihinde ülkemizin birbirinden kıymetli, yüzü aşkın bilim insanı, bürokrat ve siyasetçileriyle bir araya gelerek her birinin fikirlerini, görüşlerini ve tavsiyelerini aldık. Cumhurbaşkanlığına bağlı olarak kurulacak Afet Yönetimi Politikalar Kurulu ile bu toplantıda aldığımız görüşler doğrultusunda önemli kararları hayata geçireceğiz.● Bu çerçevede; ülkemizi deprem, sel, yangın, kuraklık gibi afetlerin yanı sıra salgın hastalıklar, terör, savaş, göç gibi olası risklere karşı daha güçlü hale getireceğiz.
Akademik Hareketlilik Projesini genişleterek, öğretim üyeleri ve araştırmacıların yurt çapında değişimini destekleyeceğiz. Gönüllülük esasına dayalı bu sistem ile karşılıklı bilgi ve deneyim paylaşımını artıracağız.
● 81 ilde yereldeki afet risklerinin azaltılması için amaç, hedef, eylemleri belirleyen İl Afet Risk Azaltma Planlarını (İRAP) yaşanan afetler çerçevesinde gözden geçirecek ve yeni gelişmeler ışığında ilave tedbirlerle güçlendireceğiz.
Üniversite-sanayi iş birliğini geliştirmek için ortak proje sayısını artırarak karşılıklı insan kaynağı değişimini destekleyeceğiz.
● 2022 yılı temmuz ayında yürürlüğe giren Türkiye Afet Risk Azaltma Planı (TARAP) ve İRAP’larda ülkemizdeki afet risklerine ilişkin eylemlerin hayata geçirilmesi yoluyla afet risklerine karşı ülkemizin dirençliliğini artıracağız.
Üniversitelerin öz gelirlerini ve merkezi bütçeden sağladığımız kaynakları artırarak öğrenci başına yapılan harcamalarını OECD ülkeleri ortalamasına çıkaracağız.
● Afetlerle mücadele kapsamında dirençli yerleşim alanlarının oluşturulması için doğru yer seçiminin yapılması, zemin yapısının tayini ve bu zemine uygun yapılaşma için, sadece deprem riski değil çoklu afet risklerini dikkate alarak imar planlarının bu çerçevede hazırlanmasını sağlayacağız.
Uluslararası öğrenci sayımızı 1 milyona çıkararak, Türkiye’yi dünyada en çok tercih edilen ilk beş ülkeden biri yapacağız.
● Yapıların standartlara uygun ve afetlere dirençli inşa edilmesi için zemin etüdü ve yapı denetim sistemini tekrar gözden geçirerek tasarım ve yapım kontrollerinin sağlıklı bir şekilde yapılmasını tesis edeceğiz. Yapı denetimi gibi zemin etüdü denetimini de zorunlu hale getireceğiz.
Türkiye’nin uluslararası yayın ve patent sayısını artırarak dünyada üst sıralara taşıyacağız.
● Yapı denetim sisteminde görev alan veya alacak olan mühendis ve mimarları belirli aralıklarla meslek içi eğitimlere tabi tutacağız.
Ortaöğretim sistemi üzerindeki baskıyı azaltmak amacıyla yükseköğretime geçişteki sınavların yılda birden çok kez yapılmasını temin edeceğiz.
● Kentsel dönüşümün hızlı ve etkin bir şekilde gerçekleştirilmesi için mevzuatın gözden geçirilmesi ile yenilikçi ve alternatif finansman yöntemleri geliştireceğiz.
Küreselleşen ve rekabetin arttığı günümüz dünyasında, işgücü piyasasının değişen talep ve koşullarını dikkate alarak programlarda yapacağımız sürekli güncellemelerle mezunların istihdam edilebilirliğini artıracağız. Böylece, mezunlarımız yalnızca ulusal ölçekte değil, aynı zamanda uluslararası alanlarda da istihdam edilebilecekler.
● İyileştirmeye yönelik planlamalarda önceliklerin ve geleceğe yönelik ihtiyaçların tespiti için kamu kurumlarının, yerel yönetimlerin, akademisyenlerin ve STK’ların içinde yer aldığı teknik bir üst düzey heyet oluşturacağız.
Ülkenin meslek ihtiyacına göre veri çalışması yapılarak eğitimde dönüşümü yapacağız. Üniversiteler açılırken bir bölgede açılan üniversitenin o bölgedeki mesleki ihtiyaçlara karşılık vermesini sağlayacak, bölgeye göre, gençlerin hangi bölümlerden mezun olması gerektiğini tespit ederek, o bölümlere akademik çalışmalar, altyapı ve kadro açısından destek sağlayacağız.
● İmar planı standartlarının geliştirilmesini ve imar planlarının bu standartları karşıladığının etkin bir şekilde denetlenmesini sağlayacağız.
Ön lisans ve lisans programlarının içeriklerini meslek ve istihdam odaklı yenileyeceğiz. Mezunların istihdam edilebilirliğini artırmak için bulundukları ilde veya diğer illerde işyeri ve staj uygulamalarını destekleyeceğiz.
● Müteahhitlik hizmetlerinin sunumunda teknik kapasitenin ve tecrübenin dikkate alınması için gereken standartların ve tedbirleri belirleyeceğiz.
Meslek yüksekokulları mezunlarının diplomalarında yer alan program adları ile meslek tanımlamalarındaki farklılıklar giderilmek suretiyle, bu öğrencilerimizin kamu ve özel sektörde iş bulmalarını kolaylaştıracağız.
● Yapı sağlığı izleme sistemlerini ülke genelinde yaygınlaştıracak, yapılarımızın düzenli ve sağlıklı şekilde kontrol edilmesini sağlayacağız.● Mevcut binaların durumumun belirlenmesi için basitleştirilmiş yapısal muayene yöntemi oluşturacak, binaların performans seviyelerine göre periyodik muayene ve denetimini yapacağız. Bu muayeneler sonucunda yüksek risk taşıdığı belirlenen binaların kullanımına sınırlama getirilmesini, risk durumlarına göre bu yapıların dönüşümünü sağlayacağız.
Yükseköğretime erişimi kolaylaştırarak fırsat eşitliğini sağlayacağız. Geçmişte yükseköğretimden faydalanamamış özellikle 35 yaş üstü kadınların yükseköğretime erişimini destekleyecek adımlar atacağız.
● Afet riski yüksek alanlardaki imar yoğunluklarının üst sınırının Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı tarafından belirlenmesini sağlayacağız.
Yapay zekâ alanındaki gelişmelere yön veren bir ülke olmak için üniversitelerde yapılan çalışmaları öncelikli olarak destekleyeceğiz.
● Belediye meclisleri tarafından imar planlaması ve plan değişikliklerinin afet riski göz önünde bulundurularak yapılmasına yönelik tedbirler alınacaktır.
Öncelikli olarak beşerî, sosyal, fen-mühendislik ve sağlık alanlarında lisansüstü programlarındaki araştırma görevlisi sayısını artıracağız.
● Bölgesel özellikleri dikkate alarak toprak muhafaza, erozyon ile sel, çığ kontrolü kapsamında entegre havza rehabilitasyon projelerini riskli bölgeleri önceliklendirerek yaygınlaştıracağız.
Öğretim üyesi yetiştirme ve araştırma altyapılarını dikkate alarak üniversiteleri gruplara ayıracak, bu çerçevede üniversitelerin ihtisaslaşması ile performanslarını dikkate alarak kaynak tahsisi yapacağız.
● DSİ ve Orman Genel Müdürlüğü teşkilatları arasında iş birliğini artırarak sürdürülebilir taşkın koruma çalışmaları gerçekleştireceğiz.
Yeni kurulacak üniversite ve fakülteler için, öğrenci ve öğretim elemanı sayısı ile kurulmuş bulunan fakültelerin doluluk oranları, kamu ve işgücü piyasasının ihtiyaçları gibi kriterleri baz alan bir mekanizma geliştireceğiz.
● Başta yangına hassas bölgeler olmak üzere yangınlara daha hızlı müdahale edilebilmesi amacıyla orman yolu yapımlarına ağırlık vereceğiz.
Yurt dışındaki üniversitelerin Türkiye’de, Türkiye’deki üniversitelerin de yurt dışında faaliyet göstermelerine imkân vererek uluslararası akademik etkileşimi artıracağız.
● Orman yangınlarıyla mücadele amaçlı kurulan Orman Kurtarma Timleri (ORKUT)’nin nitelik ve sayılarını artıracağız.
Eğitim düzeyine göre işgücü talebi ile işgücü arzı arasındaki uyumu artıracağız.
● Yıkılan şehirlerin mimarisi yeniden tasarlanırken orman için alanların ayrılması ve bu alanların aynı zamanda afetlerde toplanma alanı olarak da kullanılmasının sağlayacağız.
Türkiye Maarif Vakfı’nı aktif bir şekilde kullanmaya devam edecek, yurt dışında yaşayan vatandaşlarımıza kaliteli ve etkin eğitim hizmeti vermeyi sürdüreceğiz.
● Yangınlarda risk oluşturan sanayi tesislerinin yakın çevresindeki bitki örtüsünün oluşturulmasında riskleri azaltıcı standartları yükselteceğiz.
Yeni nesil hizmetler ile sağlık temel bir öncelik alanımız olmaya devam edecektir. Türkiye Yüzyılı sağlıklı nesillerin yüzyılı olacaktır. Sağlıkta hizmet sunum kalitesinin artırılmasının yanı sıra tıbbi teknolojide, ilaç endüstrisinde ve sağlık turizminde kapasitemizi geliştirmeyi ve yerli üretim yapan bir ülke olarak dünyaya örnek olmayı hedefliyoruz.
● Orman sınırlarına yakın yerlerde yapı izni konusunda yasal düzenlemeler yapacağız.
Sağlık hizmetine yönelik fiziki altyapının ve hastane yataklarının kullanım etkinliğini artırmaya devam edeceğiz.
● Kapsamlı ve münferit bir Taşkın Kanunu çıkaracağız.
Sağlık insan gücünün ülke genelinde dengeli dağılımını sürdürecek, başta hekim ve hemşire sayıları olmak üzere sağlıkta insan kaynağını nicelik ve nitelik olarak artıracağız.
● Kimyasal Biyolojik Radyolojik Nükleer Tehditler (KBRN) karşısında tahmin, ön uyarı, önleme ve korunmaya yönelik yöntemleri geliştireceğiz.
COVID-19 örneğinden hareketle olası ani sağlık şoklarına karşı mevcut erken uyarı sistemlerini daha da geliştireceğiz.
● Tüm afet tehlikelerini kapsayacak zorunlu afet sigorta mekanizmasını yaygınlaştıracağız.● Yapı güçlendirme ve yenileme faaliyetleri gibi uygulamalarda “yanlış uygulama sigortası” dahil olmak üzere sigorta sistemini geliştirerek yaygınlaştıracağız.
Birinci basamak sağlık hizmetlerini güçlendirilmeye devam edecek, ikinci ve üçüncü basamaklarla entegrasyonunu sağlayacağız.
● Sigorta primlerini taşkın risk seviyelerini, hasar ve kayıplarla ilişkilendirip meskûn mahallerdeki taşkın zararlarının DASK sigortası kapsamına alınmasını sağlayacağız.
Bulaşıcı olmayan hastalıkların risk faktörlerinin önlenebilmesi amacıyla sağlıklı yaşam tarzını teşvik edecek ve bu alandaki hizmet kapasitesini artıracağız.
● Afet riski taşıyan sahalar içerisinde kalan yerleşim birimlerinin, 6306 Sayılı Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkındaki Kanun kapsamına alınarak, öngörülecek sürede boşaltılmasını, yüksek riskli alanlara öncelik verilerek yeşil koridor haline getirilmesini ve yapılaşmaya kapatılmasını sağlayacağız.
Koruyu ve önleyici sağlık hizmetlerinin sağlık sistemi içerisindeki rolünü daha da güçlendireceğiz.
● Köy Tasarım Rehberlerinin etkinliğinin artırılması ve kırsalda kademeli şekilde uygulanmasını sağlayacağız.
Aile hekimi başına düşen nüfusu 5 yılda 2.500’e indirecek, vatandaşlarımıza sunduğumuz birinci basamak sağlık hizmetini çok daha etkili ve kapsamlı hale getireceğiz.
● Ulusal ölçekte kritik alt ve üst yapıların türlerine göre sınıflandırılarak çoklu afet tehlikelerine göre risk değerlendirmesini yapacağız.
Kırsal alan başta olmak üzere birinci basamak sağlık hizmetlerini güçlendirmeye devam edeceğiz. Bu kapsamda, ülke genelinde aile sağlığı hizmetlerinin daha yaygın, erişilebilir ve nitelikli olmasını sağlayacağız.
● Altyapıların çoklu afet tehlikelerine karşı korunması için düzenli bakım ve onarımlarının yapılmasını sağlayacağız.
Merkezi Randevu Sisteminin etkililiğini güçlendirerek poliklinik bekleme sürelerini azaltacağız. Böylelikle acil servislere yersiz başvuruları düşüreceğiz.
● Yerel yönetim altyapı tesisleri yapılırken teknoloji seçiminin, yer seçiminin ve yapım süreçlerinin afet risklerine göre değerlendirilerek yapılmasını zorunlu hale getireceğiz.
Toplam sağlık çalışanı sayımızı ihtiyaçlara göre artırmaya devam edeceğiz.
● Hayati öneme sahip faaliyetlerin sürekliliğini sağlamak için elektrik üretilebilmesi amacıyla şebekeden bağımsız ve batarya depolama sistemi entegre edilmiş mobil güneş enerji santrallerinin tasarlanmasına yönelik çalışmalar yürüteceğiz.
10 bin kişiye düşen yatak sayısını 35 seviyesine çıkaracağız.
● Potansiyel afet bölgelerinde elektrik iletim ve dağıtım şebekesinden bağımsız çalışabilecek şekilde mikro şebekeleri yaygınlaştıracağız.
Sağlık Bakanlığı hastanelerinde nitelikli yatak oranını yüzde 90’ın üzerine çıkaracağız.
● Afet anı ve sonrasında kesintisiz iletişimi sağlamak amacıyla yüksek riskli afet bölgelerinden başlamak üzere gerekli altyapı oluşturulacaktır.
Şehir hastanelerinde kamu-özel iş birliği ile yapımı devam eden 4 hastanemizi hizmete alıp toplam yatak sayısını 28.430’a, genel bütçeden yapımı devam eden 7 hastanemizi hizmete alıp toplam yatak sayısını 14.180’e çıkaracağız. Projesi ve ihale süreçleri devam 5 şehir hastanemizin de hizmete açılmasıyla birlikte toplam şehir hastanemizin sayısının 36’ya çıkaracağız.
● Acil durum ve felaketlerde hareket kabiliyetini artıracak gemi hastanesi projelerini hayata geçireceğiz.
Yüz bin kişiye düşen hekim sayısını 315’e, yüz bin kişiye düşen hemşire ve ebe sayısını ise 460’a çıkaracağız.
● Risklerin güncel gelişmeler doğrultusunda düzenli olarak yeniden tanımlanması ile kamuoyunun bilgilendirilmesi ve bilinçlendirilmesini sağlayacağız.● Afet bölgelerindeki göçmenler dahil olmak üzere nüfusun diğer illere hareketliliği halinde ortaya çıkabilecek risklerin belirlenmesi çalışmalarını tamamlayacağız. Kitlesel göçle mücadele konusunda uluslararası standartlarla uyumlu yasal, yönetsel ve kurumsal kapasitenin iyileştirilmesi çalışmaları yapılacaktır.
Şehir hastanelerimizi bilimsel altyapı açısından güçlendirecek, üst düzeyde tıpta uzmanlık eğitiminin verildiği ve sağlık araştırmalarının yapıldığı bir akademik yapıya kavuşturacağız.
Kriz anları başta olmak üzere ülkemizin, bölgemizin ve dünyanın mevcut sorun alanlarına ve gelecekte ortaya çıkabilecek sınamalara karşı çözüm üretebilecek ve geleceğe yön verebilecek dayanıklı, dayanışmacı, kapsayıcı, proaktif, iş birliği ve uyum kapasitesi yüksek bir sivil toplum yapısına kavuşmak öncelikli hedefimizdir. Bu kapsamda;
Uzaktan sağlık hizmeti ile zaman ve mekân sınırlaması olmaksızın hekimlerimizi hastalarıyla buluşturacak, teknolojinin verimli bir şekilde kullanımını yaygınlaştıracağız.
● STK’ların ve özel kesimin politika yapım ve karar alma süreçlerine eşit paydaşlar olarak dahil edecek ve bu amaçla kamu kurumlarında gerekli kurumsal düzenlemeleri yapacağız.
Yaşlı ve eve bağlı kronik hastalarımızın hastaneye gitmeden ihtiyaç duydukları raporları almalarını sağlayacağız.
● Afet yönetimine yönelik yenilikçi çözümlerin ortaya konulabilmesi için yerel, bölgesel ve ulusal düzeyde kamu, özel sektör, akademi ve sivil toplum arasında etkin bir iş birliği mekanizması oluşturacağız.
Sağlıklı Yaş Alma Birimlerimizle 85 yaş ve üzeri büyüklerimizin hayatın içerisinde mutlu ve aktif tutacağız.
● STK’ların ve özel kesimin kriz yönetimi açısından sınıflama ve kodlamasını (kurum veya işletmenin faaliyet alanı, finansal ve insan kaynağı, işlev kapasitesi, saha deneyimi, kurumsal güvenilirliği, afetin hangi aşamasında iş birliği yapılacağı vb.) yaparak afet sonrası hızlı bir yetki ve sorumluluk dağılımı ve koordinasyonu sağlayacağız.
Palyatif bakım hizmetleri kapasitesini arttıracağız.
● Ulusal, bölgesel ve yerel düzeyde imar planları başta olmak üzere mekânsal planların hazırlık aşamalarının meslek örgütleri başta olmak üzere sivil toplumla iş birliği içinde gerçekleştirilmesini sağlayacağız.
Bağımlılıklarla mücadelemizi kararlılıkla sürdüreceğiz.
● Sivil toplumun ve meslek kuruluşlarının katılımıyla merkezi ve yerel idarelerin altyapı çalışmalarında ortak karar süreçleri geliştireceğiz.
115 olan AMATEM sayısını 129’a, 20 olan ÇEMATEM sayısını 27’e yükselteceğiz. 30 büyükşehirde, içinde tam donanımlı sağlık kompleksi, erişkin ve çocuk arındırma merkezleri, meslek atölyeleri, kütüphaneler, ekolojik tarım ve hayvansal faaliyet merkezleri, açık ve kapalı spor alanları ve sosyal tesislerin yer aldığı örnek BAHAR Merkezlerini hayata geçireceğiz.
● Merkez-yerel idare düzeylerinde afet yönetiminin kurumsal işleyişinde kamu, özel kesim ve sivil toplum iş birliğini düzenlemeye yönelik ilke ve esasları içeren rehberler hazırlayacağız.
Türkiye genelindeki hastanelerimizdeki sigara bırakma polikliniklerinin sayısını 2028 yılına kadar 1.033’e çıkaracağız.
● İnsani yardım, afet arama-kurtarma-müdahale, psikososyal destek ve eğitim gibi alanlarda faaliyet gösteren STK’ların kapasitesini geliştirmek üzere kamu tarafından proje bazlı destekler sunacağız.● Afet sonrası psikososyal destek hizmeti vermeyi planlayan ulusal ve uluslararası STK’lar ve üniversitelerin iş birliğine ve kapasitelerin artırılmasına yönelik proje ve programları destekleyeceğiz.
Her gün sigara içen bireylerin günlük içtiği ortalama sigara sayısını en az yüzde 30 düşürme yönünde çalışmalar yürüteceğiz.
● Kamu tarafından arama kurtarma ve iyileştirme çalışmalarına ayrılan bütçenin belirli bir kısmının söz konusu STK’lar aracılığıyla kullandırılmasını sağlayacağız.
Tütün yasağına uyan işletmelerin sayısını artırıcı tedbirler alacağız.
● Mevzuatla meslek kuruluşları ve STK’ların afetlerle ilgili yasal dayanakları ile görev ve sorumluluklarının daha belirgin bir biçimde belirlenmesini sağlayacağız.
15 yaş ve üzeri her gün tütün ve tütün ürünleri kullananların oranını en az yüzde 10 düşürme yönünde tedbirler alacağız.
Hipertansiyon, diyabet, kardiyovasküler hastalıklar ve obezite gibi hastalıklar için tarama programlarını yaygınlaştıracağız.
● Asrın felaketi olan Kahramanmaraş ve Hatay merkezli depremlerin yaşandığı bölgelerimizin yaralarını en kısa sürede saracağız.
Aile diş hekimliği uygulaması hayata geçireceğiz. Ağız ve diş sağlığının düzenli kontrollerle takip edilmesini sağlayacağız.
● Bu kapsamda çoğunluğunu bir yıl içinde tamamlamak üzere sosyal donatılarıyla birlikte 650 bin civarında konutun yapımını hedefliyoruz. Ayrıca, afetten etkilenen ulaşım, haberleşme, eğitim, sağlık, su, kanalizasyon, enerji gibi altyapıları hızla ayağa kaldırıyoruz.
Geleneksel ve tamamlayıcı tıbbın kanıta dayalı, güvenilir ve etkin bir şekilde sağlıklı yürütülebilmesi için eğitim alt yapısını güçlendirerek takip ve denetimlerini arttıracağız.
● Yeniden kurulacak şehirlerimizin gelecekte oluşabilecek afetlere karşı daha güvenli alanlarda geliştirilmesi konusunda gerekli adımları atacak, fay haritalarını dikkate alarak yerleşim merkezlerini ovalardan yamaçlara doğru kaydıracağız.
Geleneksel ve tamamlayıcı tıp ünitelerinin kamu sağlık tesislerindeki sayısını artıracağız.
● Gerek afet konutlarının yapımında gerekse kentsel dönüşüm projelerinde, şehirlerin kültürüne, doğal ve tarihi dokusuna, sosyolojisine, demografik yapısına uygun şekilde tasarım yapılmasını sağlayacağız.
Daha sağlıklı nesiller için normal doğumun tercih edilmesine yönelik bilinçlendirme faaliyetlerimizi artırarak normal doğumu teşvik etmeye devam edeceğiz. Ulusal doğum eylem planı çerçevesinde normal doğum teşvik kampanyasını başlatacağız.
● Afet yaşayan bölgelerimizi kapsayıcı, yaşanabilir, yenilikçi, rekabetçi, iklim değişikliğine, depremlere ve diğer tüm afet çeşitlerine karşı tam duyarlı, dirençli ve sürdürülebilir mekânlar olarak yeniden inşa edeceğiz.
“Her Gebeye Bir Ebe” projesini başlatarak doğal bir süreç olan doğumda gebelerimizin her zaman yanında olacağız.
● Depremden etkilenen hiçbir yer ve hiç kimse ihmal edilmeyecek, bu bölgede yaşayan vatandaşlarımız üretilen tüm mal ve hizmetlere, tüm kamu ve özel kesim yatırımlarına adil bir şekilde ulaşacak ve faydalanacaktır.
Anne ölüm oranlarını yüz binde 10’un altına düşüreceğiz.
● Tüm yeni yaşam alanları, mekân kalitesinin en üst düzeyde sunulacağı yerler olacak, bir yıl içinde kademeli olarak yüksek yaşam kalitesine erişecektir.● Mahalle, ilçe ve il ölçeğindeki tüm yaşam alanlarını, yüksek teknoloji ve akıllı şehir uygulamalarını içeren yenilikçi yaklaşımlarla donatacağız.
Bin canlı doğumda bebek ölüm hızını (tüm haftalar) en az 7’ye düşüreceğiz.
● Yerelliğin ve özgünlüğün tüm unsurlarını planlara işleyeceğiz. Buna yönelik şehirlerimizin özgün değerleri ve ticari birikimleriyle katma değerli ürün üretebilme yetenekleri en üst seviyede olacaktır.
Her gebenin sağlıklı olarak hastanede doğum yapmasını ve takiplerinin gerçekleştirmesini sağlayan Anne Dostu Hastane sayısını artıracağız.
● Tüm yeni şehirlerimizde; iklim değişikliğine uyum ve dayanıklılık gerektiren uygulamalar ile temiz enerji kullanımı yaygınlaştırılacaktır.
COVID-19 Pandemisi döneminde etkilenen aşılama oranımızı yeniden yüzde 98’in üzerine çıkaracağız.
● Yeni yerleşim alanlarında geniş yeşil alanlar, dinlenme alanları, millet bahçeleri, spor, kültür ve sosyal aktivite alanları oluşturulacak, geliştirilecek Ekoloji ve Kültür Koridoru milletimizin hizmetine sunulacaktır.
0-6 yaş grubu çocukların psikososyal gelişimini destekleme programımızı ülke genelinde yaygınlaştıracağız.
● Güçlü Bina Güvenli Şehir konsepti altında; şehirlerimizi gerek yeni oluşan fay kırıklarından sakınımla gerekse zemin etütleri ve mikro-bölgeleme çalışmalarıyla sağlam ve güvenli yerlerde inşa edeceğiz. Diğer yandan zemin iyileştirme, izolatörlü ve çelik konstrüksiyonlu yapı ve yeni teknoloji yapı teknikleri ile radye temel ve tünel kalıp sistemiyle binalarımızı en doğru ve güçlü zeminde inşa edeceğiz.
İstismara uğrayan çocukların ikincil örselenmesini en aza indirgemek amacıyla kurulan Çocuk İzlem Merkezlerini (ÇİM) tüm illerimizde etkili hizmet verir hale getireceğiz.
● Kendisini İfade Edebilen Konut ve Şehirler konsepti altında; binlerce yıllık şehircilik geleneklerimizle oluşmuş mimari değerlerin göz önünde tutulduğu, yatay mimari özelliklerin yeni kent planlarına yansıtıldığı şehirleri kuracağız.
Evde sağlık hizmetine yönelik hizmet aracı kapasitesini artıracak, bu hizmeti alan hastaların aylık ziyaret sıklığını 2028 yılına kadar iki katına çıkaracağız.
● Deprem hattı üzerindeki tüm şehirlerimiz; yatay ve yöresel mimariye tam uyumlu, “21. Yüzyıl Türk Şehirlerinin” numuneleri olacaktır. Altyapısıyla, okulları, camileri, sağlık merkezleri, çarşıları, parkları, spor alanları gibi tüm sosyal donatılarıyla görsel açıdan da güzel yerleşim yerleri haline getirilecektir.
Sağlıklı hayat tarzını teşvik ederek, sağlığın geliştirilmesini sağlayacağız. Bu kapsamda; tütün kullanımı, alkol ve uyuşturucu bağımlılığı ile etkin mücadeleyi; sağlıklı beslenme, hareketli yaşam, gıda güvenilirliğinin ve ruh sağlığının geliştirilmesini temin edeceğiz.
● Şehirlerimizin altyapısını yüksek teknoloji ürünü ve dayanıklı malzemelerle yenileyeceğiz.
Toplum Ruh Sağlığı Merkezlerini, 2028 yılına kadar 81 ilde 200’e çıkaracağız.
● Dirençli Kamu Yapıları yaklaşımıyla deprem bölgesinde yer alan tüm okulların, hastanelerin, insanımızın toplu ve yoğun olarak kullandığı sosyal alanların ve benzer tüm kamu yapılarının risk tespitlerini tamamladık. İzolatör ve sismik damperler gibi tüm yeni yapı teknolojilerini ve yenilikleri kamu binalarımızda bir yıl içerisinde uygulamayı hedefliyoruz.
Çocukluk ve ergenlik dönemindeki bireylere yönelik sağlıklı beslenme programları yürüteceğiz.
● Depremin etkilerinin yoğun bir şekilde yaşandığı illerimizde bir yandan kalıcı konutlar ve altyapı iyileştirmeleri gerçekleştirilirken diğer yandan bütüncül bir ekonomik rehabilitasyon programı ve kalkınma hamlesini hayata geçireceğiz.● Deprem bölgesinde sanayi ve ticaret koridoru oluşturarak bölgenin sahip olduğu üretim, ticaret ve ihracat potansiyelini ayağa kaldıracağız. Bu çerçevede, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığının koordinasyonunda GAP (Güneydoğu Anadolu Projesi) ve DAP (Doğu Anadolu Projesi) Bölge Kalkınma İdarelerinin ve kalkınma ajanslarının katılımıyla oluşturulacak bir program uygulamaya konulacaktır. Bu Program ile deprem bölgesinde bulunan illerimizi tarım, sanayi ve hizmet sektörlerinde cazibe merkezine dönüştürecek bir eylem planı uygulanacaktır.
Halkımızın sağlığını korumak için sağlık dostu işletme sertifika sistemini hayata geçirecek; gıda üreticilerinin katılımı ile iş birliği platformu kuracak ve daha sağlıklı besin üretmelerini destekleyeceğiz.
● Tarım ve sanayi sektörleri başta olmak üzere bölgesel anlamda rekabet potansiyeli arz eden alanlarda yeni bir teşvik düzenlemesi yapılarak hızlı ve etkili bir yatırım hamlesi başlatılacaktır.
Koruyucu sağlık hizmetleri alanında atacağımız adımlarla başta çocuklara yönelik olmak üzere sağlığa zararlı gıda ürünlerinin yanıltıcı ve yanlış yönlendirici tanıtım faaliyetlerine ilişkin tedbirler alacağız. Etiket ve ambalajları, tüketicileri daha doğru bilgilendirecek şekilde düzenlemeye ve denetimleri artırmaya devam edeceğiz.
● Yeni organize sanayi bölgeleri açacak, her ile göre öncelikli olan sektörler belirleyecek, uygun bir planlamayla katma değeri yüksek ürün üretimi ve üretimde çeşitliliği yükselteceğiz.
Sağlıklı beslenme kapsamında gıda ambalajlarındaki bilgileri daha görünür hale getirerek, kolay anlaşılır olması yönündeki uygulama ve denetimlerimizi artıracağız. Beyaz Bayraklı Okullar arasında, Beslenme Dostu Okul oranını 2028 yılına kadar iki katına çıkaracağız.
● Belli konularda kümelenme yaklaşımıyla katma değeri yüksek projeler hayata geçirilecek, buna bağlı olarak bölgenin ülke ekonomisi içinde üretim ve ihracat payı yükseltilecektir.
Diğer birçok hastalığa sebebiyet veren obezite ile mücadele ederek, obezite oranını düşüreceğiz. Bu amaçla fiziksel aktiviteyi teşvik edici programlar uygulayacağız.
● Hizmet sektörleri öncülüğünde, istihdam yoğun alanlarda atılacak adımlarla bölgenin nüfus dinamiği desteklenecek, gençler başta olmak üzere topluma yeni fırsatlar sunulacaktır. Kültür, gastronomi ve termal gibi turizm potansiyeli yüksek olan alanlarda bölgenin altyapıları hızla geliştirilecek, tanıtımı daha da güçlü bir şekilde yapılacaktır. Özellikle jeotermal kaynakların değerlendirilmesinde sağlık turizmi eksenli bir program geliştirecek, termal kaynaklarla beslenen seracılığa öncelik vereceğiz.
Akılcı ilaç kullanımı konusunda yapılan izleme ve değerlendirme çalışmalarını güçlendireceğiz. Hekimlerin akılcı ilaç kullanımına ilişkin desteklenmesi ve denetimi amacıyla karar destek sistemi kuracak, klinik rehberlerin hekimler tarafından kullanımını artıracağız.
● Bölgenin tarım ve sanayi altyapısıyla uyumlu olarak kalkınma sürecine destek olacak mahiyette, en az bir üniversitemizin dünya ölçeğinde markalaşması sağlanacak ve bölgemizdeki diğer üniversitelerin faaliyetleri de özel bir program kapsamında desteklenecektir.
Türkiye Genom Projesi kapsamında ülkemizdeki nüfusun gen havuzunu çıkaracak ve kişiye dayalı tıp uygulamalarını geliştireceğiz.
● Yatırımı, üretimi ve ihracatı destekleyici, lojistik dâhil önemli altyapı projeleri belirlenerek bu projelerin hızlı bir şekilde yapımı sağlanacaktır. Bu kapsamda, Hassa Tüneli öncelikli olarak ele alınacaktır.
Ülkemizin Ulusal Genom Araştırma Geliştirme Merkezi (Aziz Sancar Araştırma Geliştirme Merkezi) alt yapısını geliştireceğiz.
● Ayrıca, kalıcı barınma çalışmaları kapsamında oluşturulan belli ölçekteki uydu kentler ile bütünleşen ekonomik altyapılar geliştirilecektir.
Türkiye Kanser Gen Projesi kapsamında kanser hastalarının genomik profilini çıkararak kanser hastalarında kişiye özel tedavi uygulamalarını sağlayacak araştırmaları destekleyeceğiz.
● Farklı sektörlerde yapılacak bu çalışmaların nitelikli insan kaynağı ve yüksek kurumsal kapasiteyle desteklenmesi amacıyla teknik destek programları ve hedef odaklı kapasite geliştirici faaliyetler yürütülecektir.● Mal ve hizmet üretimi ve dağıtımında yüksek entegrasyon sağlanacak; lojistik, lojistik ağı, lojistik merkezler, lojistik parklar, lojistik köyler ve limanlar gibi tüm alanlar, Türkiye’nin ihracat hareketleri dikkate alınarak yeniden planlanacaktır.
Gönüllü hücre bağışçı sayısını artırarak, kemik iliği nakil süreçlerini hızlandıracağız.
● Şehirlerimizin orman alanları ve biyolojik çeşitliliğini, koruma-kullanma dengesini gözeterek iyileştireceğiz.
Sağlıkta yerlileşme projelerine ivme kazandıracağız. Yerli ve milli aşı üretim kapasitemizi yapacağımız ilave yatırımlarla daha da artıracak ve ülkemizi bu alanda önemli bir ihracatçı konumuna getireceğiz. Bu alanda üniversite-sanayi iş birliğini güçlendirecek, Sağlık Endüstrileri Başkanlığıyla yeni projeleri hayata geçireceğiz.
● Akıllı atık yönetimi, atıkların kaynağında ayrıştırılması, akıllı depolama, geri dönüşüm ve geri kazanımın yaygınlaştırılmasına dair uygulamaları hayata geçireceğiz.
Yerli ve milli aşı ile biyoteknolojik ürünlerimizi üretebileceğimiz sağlık bilim ve teknoloji ekosistemimiz olan Hıfzıssıhha Türkiye Aşı ve Biyoteknolojik Ürün Araştırma ve Üretim Merkezini açacağız.
● Engelsiz Şehirler yaklaşımıyla afetten etkilenen illerimizdeki yeni yaşam alanlarında yaşayan engelli kardeşlerimiz; tüm kentsel ve kırsal hizmetlerden kesintisiz şekilde faydalanacaktır.
Zihinsel özel gereksinimi olan çocuk ve gençlere erken müdahale amacıyla kurduğumuz çok disiplinli Çocuk ve Genç Ruh Sağlığı Hizmet Merkezlerinin (ÇÖZGEM) sayısını artıracağız.
● Eser Şehirler ve Güçlü Turizm konsepti altında afetten etkilenen illerimizde şehir silüeti ve tarihi-kültürel varlıkları yeniden ayağa kaldırılarak turizm potansiyelini güçlendirecek; alternatif turizm türleri, alternatif güzergâhlar, turizmde hizmet kalitesi, kırsal turizm, markalaşma, turizm ve yerel kalkınma konularının tam ve kesintisiz hayat bulmasını sağlayacağız.
Bünyesinde araştırma-geliştirme, inovasyon, etkileşim ve eğitim merkezlerinin, her türlü laboratuvar ve üretim tesislerinin, otel, konferans salonları gibi sosyal tesislerin yer alacağı bir merkez olan Sağlık Vadisini hayata geçireceğiz. Yerli ve milli sağlık teknolojimizi geliştirerek kendi tıbbi cihazlarımızı, ilaç ve aşılarımızı üreteceğiz.
● İlk Evim İlk İşyerim Kampanyasıyla inşa edilen yeni konutlarda önceliği, hali hazırda deprem yaşamış ve deprem riski yüksek bölgelere vereceğiz.
Sağlık turizmi kapsamında ülkemizin potansiyelinin kullanımını artıracak, akreditasyon ve denetim altyapısını güçlendireceğiz.
● Depremden zarar gören illerimizin hızla gerekli hizmetleri almasına yönelik olarak kurduğumuz Afet Yeniden İmar Fonunu alternatif kaynaklarla güçlendireceğiz.
Modern altyapıya ve yetkin sağlık personeline sahip sağlık sistemimizi “Health Türkiye” ile küresel bir markaya dönüştüreceğiz. Böylelikle sağlık turizminde ülkemizi dünyanın şifa merkezi haline getireceğiz.
Termal turizmin yaşlı ve rehabilitasyon turizmi ile olan entegrasyonunu sağlayarak sağlık turizminin kapsamını genişleteceğiz. Ayrıca, sağlık turizminin katma değerinin yüksek alanlara yayılması yönünde tedbirler alacağız.
Başta İstanbul olmak üzere büyükşehirlerimizde risklerin azaltılması için;
2028 yılında 3 milyon sağlık turistinin ülkemizi ziyaret etmesini ve 10 milyar dolar sağlık hizmeti ihracatı hedefliyoruz.
● İstanbul ve diğer büyükşehirler için hazırlanan İRAP’ların etkili bir şekilde uygulanmasına yönelik tedbirler alacağız.
Türkiye Yüzyılı’nı, güçlü aile yapımız içerisinde yetişmiş donanımlı nesillerle inşa edeceğiz.
● Büyükşehirlerde yaşanabilecek muhtemel depremlerde arama kurtarma yapılması konusunda, sadece AFAD kapasitesini değil diğer tüm unsurların kapasitelerini etkili şekilde kullanacağız.● Büyükşehirlerde yaşanabilecek muhtemel depremlerde arama kurtarma çalışmaları, tahliye, toplanma alanları, geçici barınma, sağlık hizmetleri ve diğer konularda gerekli hazırlığın ve tatbikatların hızlıca yapılması, gerekli olan kaynakların illerdeki AFAD merkezlerine olabilecek en hızlı şekilde aktarılmasını sağlayacağız.
Özellikle aile ile ilgili çalışmalarda katılımcı bir anlayışla toplumun istek, ihtiyaç ve önerilerinin esas alındığı sosyal politikalar geliştireceğiz.
● İstanbul’daki ve diğer büyükşehirlerdeki kritik alt yapı tesislerinin afetlere karşı dayanıklılığı artırmaya devam edeceğiz.
Aileye bakışta kadın kadar erkeğin rolü ve sorumluluklarını da önemli bir politika bileşeni olarak dikkate alacağız. Ailenin müşterek sorumluluklarını hakkaniyetle paylaşmada anne ve baba başta olmak üzere tüm aile fertlerine görev düştüğü anlayışıyla hareket edeceğiz.
● İstanbul’da ve diğer büyükşehirlerde afet ve acil durumlarda kullanılması planlanan geçici barınma alanlarının hizmet vereceği kapasite dikkate alınarak sosyal donatılarını tamamlayacak ve kapasitelerini artıracağız.
Aile konusunda sosyal, ekonomik, psikolojik, hukuki, politik yönleriyle çok boyutlu araştırmaları destekleyecek, kapsayıcı ve bütüncül bir yaklaşım geliştireceğiz.
● İstanbul’da ve diğer büyükşehirlerde yer alan kültür ve tabiat varlıklarını afetlere karşı dayanıklı hale getirme çalışmalarımızı hızlandıracağız.
Sosyal destek programlarımızı ekonomik ve sosyal yan etkileri de dikkate alarak gözden geçirecek, programların aile bütünlüğünü koruyucu ve geliştirici vasfını güçlendireceğiz.
● İstanbul’un ve diğer büyükşehirlerin afet tehlikesine karşı hazırlıklı olmasına ve riski azaltmaya yönelik tedbirleri belirleyecek özel bir mevzuat hazırlayacağız.
Ailenin bütünlüğünün korunması ve dinamik nüfus yapımızın güçlendirilmesine yönelik aile eğitim programlarını yaygınlaştırarak devam ettireceğiz.
● Türkiye Yapısal Risk Analizi Projesi’ni İstanbul’dan başlatacağız. Özellikle 1999 öncesi inşa edilen tüm binaların risk analizini yaptırmalarını zorunlu hale getireceğiz. Öncelikle Marmara Bölgesinden başlamak üzere deprem tehlikesinin yüksek olduğu illerimizde 1 yıllık süre içerisinde tespitleri tamamlayacağız.
Sosyal destek ve sosyal politikalarda aileyi bütün bireyleriyle odağa alıp, bütüncül bir perspektifle ASDEP uygulamasını güçlendirerek devam ettireceğiz. Aile Sosyal Destek Programının kapsayıcılığını artırmak amacıyla her 3.000 haneye bir ASDEP görevlisinin hizmet vermesini hedefliyoruz. Bu kapsamda ASDEP görevli sayımızı yükseltmeye devam edeceğiz.
● Marmara bölgesindeki sanayi tesisleri başta olmak üzere kritik altyapıların deprem risk analizleri kalkınma ajansları koordinasyonunda TSE ile yapılacaktır.
Aile Sosyal Destek Programı (ASDEP) ile uyumunu da gözeterek, hanelerin belirli bir gelir düzeyini garanti altına alan Gelir Tamamlayıcı Aile Destek Sistemini hayata geçirerek Aile Bazlı Vatandaşlık Maaşı uygulamasını başlatacağız. Bu sayede, hakkaniyete uygun şekilde, gelirden en az pay alan nüfusun gelirdeki payını yükselterek gelir dağılımını iyileştirmeye devam edeceğiz.
● İstanbul’daki yapı stoğunun taranması, depreme dayanıksız olanların tespiti, güçlendirilmesi veya sağlıksız yapı
AK Parti aileyi toplumun temel taşı olarak görmektedir. Bugüne kadar uyguladığımız sosyal politikalarda her zaman aileyi merkeze aldık. Güçlü toplumun güçlü aile yapısıyla oluşacağına inandık. Önümüzdeki dönemde de aile yapımızı maddi ve manevi olarak daha da güçlendirmek ve her türlü olumsuz etkiye karşı korumak temel önceliklerimiz arasındadır.
Yeni dönemde, aileyi güçlendirmeye dönük yenilikçi mekanizmalar geliştirmeye devam edeceğiz. Bu kapsamda, önümüzdeki dönemde uygulamaya koyacağımız Aile Koruma Kalkanı Programıyla ev hanımlarının emekliliğine destek sağlayacak, yeni ailelerin kurulmasını teşvik edecek, gençler başta olmak üzere aile bireylerine istihdam sağlayacak, aileyi ve çocuğu tehdit eden her türlü olumsuz eğilimlere karşı etkin bir şekilde mücadele etmeye devam edeceğiz.
Aile Koruma Kalkanı Programının finansmanı uluslararası standartlarda dijital olarak çalışacak bir Aile ve Gençlik Bankası kanalıyla sağlanacaktır. Bu sosyal amaçlı bankanın ana gelir kaynaklarından biri de Karadeniz’de keşfedilen doğalgaz gelirlerinin belirli bir yüzdesi olacaktır.
Ev hanımlarına emeklilik imkânı getirilecek,
Her ailede gençler başta olmak üzere en az bir çalışan olması sağlanacak,
Yeni evlilikler teşvik edilecektir.
Ailelerin evdeki yükünü çeken, aileyi ayakta tutmak için en fazla fedakârlık gösteren ev hanımlarıdır. Ev hanımları, evdeki emekleri karşılığında herhangi bir ücret almaksızın ülke ekonomisine katkı sağlamakta ve aile refahını artırmaktadır. Ev hanımlarının bu emeğinin karşılığında emeklilik gibi bir güvenceye sahip olmalarını en temel hakları olarak görüyoruz. Bu çerçevede, ev hanımlarının isteğe bağlı ödeyecekleri primlerin üçte birini devlet olarak biz karşılayacağız. Bazı meslek gruplarının iş yükü ağırlığı nedeniyle sahip oldukları yıpranma payı hakkını ev hanımlarına da sağlayacağız.
Güçlü aile yapısının sürdürülmesinde, ailenin düzenli bir gelir seviyesine sahip olması önemlidir. Bu çerçevede, çalışabilir durumda olan aile fertlerinden en az bir çalışanın olmasını temin edecek şekilde Aile Koruma Kalkanı Programı kapsamında gerekli tedbirleri alacağız. Bir yandan hiç çalışanın olmadığı ailelerdeki çalışmaya müsait bireylere gerekli mesleki becerileri kazandırırken, diğer yandan ailesinde çalışan olmayan bireyleri istihdam eden özel sektör işletmelerinin sigorta primlerinin tamamını belirli bir süreyle devlet olarak biz ödeyeceğiz. Programı uygularken gençlere öncelik vereceğiz. Böylece, her bir ailenin alın teriyle kazandığı düzenli bir gelire sahip olmasını ve kendi ayakları üzerinde durmasını sağlamış olacağız. Bu programın Gelir Tamamlayıcı Aile Destek Sistemi ile uyumunu gözetecek, programlar arasındaki dengeyi çalışmayı caydırıcı olmayacak bir seviyede kuracağız.
Yeni evlilikleri teşvik etmek üzere, Aile ve Gençlik Bankası üzerinden yeni evlenen çiftlere iki yılı geri ödemesiz 48 ay vadeli 150 bin lira faizsiz evlilik kredisi vereceğiz. Böylece, genç çiftler evlilik hayatına başlarken kimseye muhtaç olmadan yuvalarını kuracak, evliliğin ilk yıllarında finansal açıdan daha rahat bir ortamda yaşamlarını sürdüreceklerdir. Ayrıca, Aile ve Gençlik Bankası faaliyetleri arasında, çocukların eğitimi başta olmak üzere aile kurumunu koruyan ve güçlendiren çeşitli hizmetler de desteklenebilecektir.
Güçlü toplumları güçlü aileler oluşturur. Aileyi tehdit eden tehlikelerden ailelerimizi ve çocuklarımızı korumak en temel görevimizdir. Başta çocuklar olmak üzere ailelerimizi tehdit eden her türlü zararlı eğilimlerden koruyacak tedbirleri alacağız. Bu kapsamda, kadın ve erkeğin evlilik bağıyla kurulan aileyi koruma altına alacak anayasa değişikliğini milletimizin desteği ile güvence altına alacağız.
Aile içi sosyalleşmeyi artıracak politikalara ağırlık vererek ailelere dijital medya okuryazarlığı ve siber zorbalıkla mücadele eğitimleri vereceğiz.
Evliliği teşvik edecek politikaları geliştirerek devam ettireceğiz.
Evlilik öncesi ebeveynlik becerilerini geliştirecek eğitimleri yaygınlaştıracağız.
Kültür, sanat ve medya alanlarında aile değerleriyle uyumlu sanatsal içerikler üretilmesini ve gerekli etik kurallar çerçevesinde sunulmasını teşvik edeceğiz.
Sosyal Doku Haritası uygulamasını tüm Türkiye’de yaygınlaştıracağız.
Annelere olduğu gibi babaların da esnek çalışma imkânlarını genişleteceğiz.
Aile bireyleri tarafından verilen ev içi hizmetleri bir üretim unsuru olarak görüyor ve önemsiyoruz. Ev ortamındaki hizmetlerin üretkenliğini artırıcı politikalar geliştireceğiz.
Talep edilmesi halinde evlilik öncesi ve sonrası fiziksel ve ruhsal sağlık taraması hizmetlerini sağlayacağız.
Töre cinayetleri, aile içi şiddet ve istismar gibi konuların üstünün örtülmesine kesinlikle müsaade etmeyeceğiz ve bu konuların istismar edilmesi suretiyle ailenin itibarsızlaştırılmasına da göz yummayacağız.
Ülkemizin dinamik nüfus yapısının korunması amacıyla, toplam doğurganlık hızını asgari olarak yenileme seviyesinde tutacak politikalarımızı sürdüreceğiz.
Aile Eğitim Programı ile her yıl en az 250 bin kişiye; Evlilik Öncesi Eğitim Programı ile de her yıl en az 150 bin kişiye eğitim sunacağız.
Aile yapısı, ergen profili, yaşlılık, evlilik, boşanma, kadına yönelik şiddetle mücadele, çocuk, engellilik gibi aileyi ilgilendiren pek çok konuda sosyal araştırma yapmaya devam edeceğiz.
Her ilçeye bir Sosyal Hizmet Merkezi açacağız.
Aile danışmanlığı hizmetinden beş yıl içerisinde 40 bin kişinin faydalanmasını sağlayacağız. Aile içi ilişkilerin desteklenerek aile yapısının güçlendirilmesi amacıyla Aile Danışmanlığı hizmetini yaygınlaştıracağız.
Türkiye Bağımlılıkla Mücadele eğitimleri kapsamında formatör sayımızı artıracağız.
Türkiye’de Koruyucu Aile Sisteminin Güçlendirilmesi Projesini uygulayacağız.
Aile ve iş hayatının uyumunu güçlendirecek projeleri hayata geçireceğiz.
Aile ve çocuk dostu yapım ve dizileri teşvik edeceğiz.
Yurt dışında yaşayan vatandaşlarımızı ve Türk kökenli ailelerimizi yalnız bırakmayacak, aile temelli sorunlarının çözümüne katkı sağlayacağız. Türk Devletleri Teşkilatı üye ülkeler ile de aile merkezli iş birliklerini hayata geçireceğiz. KKTC’de sosyal hizmetlerin geliştirilmesine destek olacak çalışmalar yürüteceğiz.
Depremler başta olmak üzere afetlerden etkilenen tüm vatandaşlarımıza psiko-sosyal destek hizmetimizi sunacağız, ihtiyaç duydukları sosyal hizmet modellerine erişimlerini sağlayacağız.
Yoksullarla beraber yoksulluk riski altında bulunan vatandaşlarımızı da yoksulluğa düşmeden sosyal yardımlar, istihdam bağlantısı ve çeşitli mekanizmalarla destekleyerek sosyal yardımları yeni bir yaklaşımla yeniden tasarlayacağız.
İnsanların yoksulluğa düşmelerini engelleyerek sonraki süreçte oluşabilecek yoksullukla mücadele için daha yüksek maliyetlerin oluşmasının önüne geçeceğiz.
Türkiye Aile Destek Programımıza “Koruyucu Önleyici Sosyal Yardım Kalkanı” bileşenini ekleyerek yoksulluk sınırına yakın olan ve destek sağlanmadığı takdirde yoksulluğa düşecek ailelerimize nakdi destek sağlayarak yoksulluğa düşmelerini önleyeceğiz.
Kurumlar, kuruluşlar, hayırseverler ve STK’ların hepsini bir bütün içerisinde değerlendirerek ülke genelinde sosyal yardımları standardize edeceğiz. Mükerrerlikleri engelleyerek etkinliği artıracağız.
Sosyal yardımları sadece yoksullara yardım eden bir mekanizma olmanın ötesinde toplumun ihtiyaç duyan tüm kesimlerine daha fazla destek sağlayan bir yapıya kavuşturacağız.
Kadınların toplumsal hayattaki ve karar alma mekanizmalarındaki etkinliğini daha da artıracağız. Her alanda kadının katılımını ve rolünü güçlendireceğiz.
Örgün eğitim kademelerinin tamamında kız çocuklarının net okullaşma oranı ile kadınlarda okuryazarlık oranını yüzde 100 seviyesine ulaştırmayı hedefliyoruz.
İşgücü piyasasında kadınların nitelikli istihdam imkânlarına erişimini artıracağız.
Mesleki eğitim ve beceri geliştirme programları ile kadın girişimciliği fırsatlarını güçlendireceğiz.
Kadınların, iş kurma ve geliştirme süreçlerini kolaylaştıracak, e-ticaret platformlarında daha fazla yer almalarını teşvik edecek, hizmet kooperatifleri başta olmak üzere kooperatifler yolu ile güçlendirilmesini sağlayacağız.
Erken yaşta evlilikler ve kadına yönelik şiddetin önlenmesi için her türlü tedbiri alarak sıfır tolerans ilkesiyle çalışmalarımıza devam edeceğiz.
Kadına yönelik şiddeti doğuran sebepleri ortadan kaldırmak için koruyucu ve önleyici tedbirlere ağırlık verecek, koruma tedbir kararlarının daha etkili izlenmesini ve takibini sağlayacağız.
Şiddet Önleme ve İzleme Merkezleri (ŞÖNIM), kadın konukevleri başta olmak üzere şiddet mağdurlarına hizmet sunan birimlerin hizmet kapasitelerini geliştireceğiz.
Dezavantajlı kadınları desteklemek amacıyla önümüzdeki dönemde ADEM’ler ile SODAM’ları daha da yaygınlaştıracağız.
Kadınlar için iş ve aile yaşamını uyumlaştıracak politika ve uygulamaları geliştirmeye devam edeceğiz.
Siyaset, akademi, özel sektör, sivil toplum, kamu kuruluşları gibi birçok alanda iş birliği ve ortak bir bilinçle kadınların yönetim ve karar verme süreçlerine katılımı ve bu alanlarda yükselmesini teşvik edeceğiz.
Kadınların kendi rızasıyla olmak istedikleri tüm alanlarda desteklenmesi ve güçlendirilmesini esas alacak ve her alanda örnek olabilecek başarılar ortaya koyan kadınların ön plana çıkmasını sağlayıcı politikalar geliştireceğiz. Bu çerçevede, tek tipçi olmayan bir anlayış içinde kadınların kendi bağlamları, kimlikleri ve rızaları ile uyumlu politikaları hayata geçireceğiz.
Kadınların eğitimini güçlü bir şekilde destekledik, desteklemeye devam edeceğiz.
Kadınların eğitime katılımına engel olabilecek her türlü algı ve yaklaşım ile mücadele etmeyi sürdüreceğiz.
Kadınların istihdama erişimleri ve olanakları artırırken bu imkânlara ulaşımı engelleyen toplumsal ve zihinsel bariyerleri de aşmak için gereken eğitim ve bilgilendirme çalışmalarını artıracağız.
Kadınların kayıt dışı istihdamdaki durumları konusunda çalışmaları ve denetlemeleri artıracağız.
Mevsimlik tarım işçisi kadınların sosyal güvenlik başta olmak üzere çalışma şartlarını iyileştireceğiz.
Emzirme odalarını engelliler için daha uygun hale getireceğiz.
Hem çalışmak hem çocuğuyla ilgilenmek isteyen kadına uzaktan çalışma/kısmi çalışma gibi alternatif çalışma imkânlarını artıracağız.
Kadınların iş ve aile yaşamının uyumlaştırılmasını destekleyen, işgücüne katılımı artıran ve ulaşılabilir, ekonomik ve kaliteli erken çocuk bakım hizmetlerine erişimini kolaylaştıran teşvik mekanizmalarını güçlendireceğiz.
Çocuk bakım sorumluluğu nedeniyle işgücü piyasasından uzak kalma riski taşıyan kadınlar ile eğitimli çocuk bakıcılarının kayıtlı istihdamını teşvik ederek çocuk bakım mesleğinin profesyonelleşmesini destekleyeceğiz.
Kadına yönelik şiddetin önlenmesi konusunda farkındalık programlarını yaygınlaştıracak ve yararlanıcı kapsamını genişleteceğiz.
Kadın haklarına ilişkin uluslararası düzeyde çalışmalara etkin bir şekilde katılım ve katkı sağlamaya devam edeceğiz.
Türkiye Yüzyılı, gücünü milletten alan devlet anlayışıyla kültürümüzün inşasında ve aktarımında başrolü olan kadınlara yönelik ekonomik ve sosyal politikalar, sosyal hizmet ve yardımlar kapsamında tüm hedeflerimizi gerçekleştirdiğimiz yeni bir yüzyıl olacaktır.
Çocuklarımızın milli ve insani değerlere sahip, saygılı, kendine güvenen iyi eğitimli ve sağlıklı fertler olarak aile ortamında yetişmeleri esastır.
Çocukların haklarına ilişkin farkındalıklarını artırarak, politika geliştirme süreçlerine aktif olarak katılmalarını sağlamaya ilişkin mekanizmalar geliştireceğiz.
Çocuk hakları kültürünün oluşturulmasında ve bu kültürün gelecek nesillere aktarılmasında etkili bir mekanizma olan Çocuk Hakları Komitelerinin uluslararası platformda tanıtımına yönelik çalışmalar yapacağız.
Çocuk Hakları Strateji Belgesi ve Eylem Planı’nı çocuk alanında hizmet üreten tüm paydaşların katkıları ve iş birliği ile hayata geçireceğiz.
Çocuklara yönelik politikalarımızı, uygulamalarımızı ve hedeflerimizi istişare etmek amacıyla tüm paydaşların katılımıyla “Çocuk Şuraları” düzenleyeceğiz.
Her çocuğun özel olmasından hareketle, farklılaşan ihtiyaçlarını belirleyerek desteklenmesini sağlayacağız.
Çocuklar için mini şehir kavramıyla toplumsal hayatta var olan meslekleri oyunlaştırarak icra imkânı veren Hayata Hazırlanıyorum Atölyelerini geliştireceğiz.
Çocuklarımızın gelişimlerini akademik, sosyal, sportif, sanatsal ve mesleki açıdan destekleyerek donanımlı bireyler olarak yetişmelerini sağlayacağız. Yabancı dil, robotik kodlama, üç boyutlu yazıcı gibi alanlarda eğitim veren Mahalle Çocuk Atölyelerini kuracak ve yaygınlaştıracağız.
Çocuklar için dene-yap ve bilim atölyelerini yaygınlaştıracağız.
Ailesinden ayrı düşen çocuklar dahil olmak üzere göçle ülkemize gelen çocuklara yönelik çalışmaları koordinasyon içinde yürüteceğiz.
Çocuğa karşı şiddet, ihmal ve istismara karşı sıfır tolerans ile mücadelemize kararlıkla devam edeceğiz.
Çocuklarımız için ihtisaslaştırılmış rehabilitasyon sistemini yaygınlaştırarak suçun mağduru ya da suça sürüklenen çocukların en hızlı şekilde topluma kazandırılmalarını sağlayacağız.
Çocuklarımızı ve aileleri olumsuz etkileyebilecek içeriklerle mücadelede kapsamında medya ve sosyal medya taraflarıyla istişare içinde çalışmalar yapacağız.
Çocuklarda teknoloji bağımlılığıyla mücadele kapsamında ailelerin farkındalık düzeyini yükseltici tedbirler alınacaktır. Bu kapsamda, anne adaylarına eşleriyle birlikte doğru internet ve teknoloji kullanımı hakkında eğitimler verilecektir.
Akran zorbalığı dâhil çocuklara yönelik şiddeti önlemek ve çocukları şiddete karşı güçlendirmek için politika ve programları uygulamayı sürdüreceğiz.
Siber zorbalıkla daha etkin mücadele için gerekli tedbirleri uygulamaya devam edeceğiz.
Çocukların mutlu ve güvenli bir aile ortamında büyümesini sağlamak amacıyla “Sosyal ve Ekonomik Destek Hizmeti”ni, “Evlat Edinme Hizmeti“ni ve “Koruyucu Aile Hizmeti”ni aileyi güçlendirici bir yaklaşımla geliştirecek ve yaygınlaştıracağız.
Çocuklara yönelik politika ve hizmetleri kanıt temelli olarak geliştirme kapsamında Türkiye Çocuk Araştırmasını periyodik olarak uygulayacağız.
Erken çocukluk döneminden başlamak üzere çocuklarda mahremiyet bilincinin geliştirilmesine yönelik eğitim programlarını hazırlayarak yaygınlaştıracağız.
Çocukların gelişimlerini sekteye uğratabilecek tüm risklere karşı korunmalarına ve güçlenmelerine yönelik farkındalık artırıcı eğitim programları hazırlayarak yaygınlaştıracağız.
Risk altındaki çocuklara yönelik tespit, müdahale, yönlendirme ve izleme hizmetlerimizi arz odaklı olarak güçlendireceğiz.
Korunma ve bakım altındaki çocuklarımızı kurum bakımı sonrası yaşama hazırlamak ve kariyer gelişimlerini desteklemek amacıyla eğitim içerikleri geliştireceğiz ve tüm çocukların eğitimlere katılımını teşvik edeceğiz.
Sağlık, bakım ve eğitim gibi alanlarda çocukların, ailelerin ve çocukla çalışan personelin farkındalıklarının artırılmasına yönelik eğitim ve rehberlik hizmetlerini daha da yaygınlaştıracağız.
İş ve aile yaşamını uyumlaştırmak amacıyla çocuklara yönelik erişilebilir gündüz bakım hizmetlerini daha da yaygınlaştıracağız.
Çocuklarımızın temel bilimler, teknoloji ve mühendislik alanlarına yönlendirilmelerini sağlamak üzere ilave programlar geliştireceğiz.
Şartlı eğitim ve sağlık yardımlarını güncelleyerek sürdüreceğiz.
Çocuk yoksulluğunu engellemeye yönelik desteklerin kapsam ve tutarlarını artıracak, çocuk odaklı mevcut aile desteklerini konsolide eden ve kapsamını artıran bir koruma programını hayata geçireceğiz.
Sağlıklı beslenme konusunda farkındalığı ve ilgili gıdalarda düzenlemeleri artıracak, çocuğun sağlıklı gelişimini desteklemek amacıyla çocukluk ve ergenlik döneminde obeziteyle mücadeleyi güçlendirerek sürdüreceğiz.
Çocuk dostu şehirler modeli oluşturacak ve yaygınlaştıracak, gerekli destek programlarını uygulamaya koyacağız.
Uyuşturucu bağımlısı çocuklarımızın tedavi ve psikososyal rehabilitasyonunu içeren kurumsal yapıların daha etkin çalışmasını sağlayacağız.
Çocuk işçiliğinin önlenmesi için sıfır tolerans ilkesi çerçevesinde kararlı tutumumuzu devam ettireceğiz.
Aile eğitimleri programı kapsamında şehit ve gazi ailelerine yönelik eğitimler vereceğiz.
Şehit anne ve babalarının aylıklarını daha da iyileştirici düzenlemeler yapacağız.
Tüm kamu kurum ve kuruluşlarında şehit yakınları ve gazilerin iş ve işlemlerinin takip edileceği bir temas noktası oluşturacağız.
İstihdam hakkından yararlanamayanlar için alternatif istihdam politikaları geliştireceğiz.
Merkezi Hekim Randevu Sistemi (MHRS) Protokolü ile öncelikli olarak randevu almalarını sağlayacağız.
Şehit ve gazi çocuklarının kamu burslarının yanı sıra özel burslardan da faydalanmalarına imkân oluşturacağız.
Engelli ailelerine verilen destekleri bütüncül bir bakış açısı ile gözden geçirerek daha etkin hale getireceğiz.
Engelli bireylerin ailelerine tanı sonrası yoğun eğitim desteği ve uzun vadeli aile danışmanlığı ve psikososyal destek hizmetlerini geliştireceğiz.
Bakım veren kişinin dinlenmesi, kendisini yenilemesi ve sosyalleşmesini sağlamak amacıyla yarı zamanlı/tam zamanlı bakım desteği sağlayacağız.
Engelli yakınlarının önemli bir işi olduğunda ya da hastane gibi yerlere gitmek zorunda olduğunda engelli aile üyesini günübirlik bırakabileceği bakım merkezlerini artıracağız.
Günlük bakım merkezi ile yatılı bakım merkezlerinin sayısını artıracağız.
İhtiyaç sahibi yaşlılar için tıbbi ve yardımcı cihazlar için katkı payını düşüreceğiz.
Erken tanı ve tedavi sürecinde aile hekimlerinin etkinliğini artıracağız.
Özel eğitim ve rehabilitasyon sürecini standart olarak vermeyecek, bireyin ihtiyaçları göz önünde bulundurularak bireye özel program hazırlayacağız.
Özel eğitim ve rehabilitasyon merkezlerini ağır ve hafif engelli bireylere göre dizayn edeceğiz.
Evde bakıma ihtiyacı olan engelli ve yaşlıya düzenli bakan ve bunun için Evde Bakım Yardımı alanlar kısmi zamanlı olarak sosyal güvenlik kapsamına alınacaktır.
Okullarda, hastanelerde ve diğer devlet kurumlarında engellilere hizmet vermek için ergoterapistler istihdam edeceğiz.
Engelsiz Yaşam Merkezleri’nde engel türüne göre branşlaşmaya gideceğiz.
Engelli çocuklarda kaynaştırma eğitimini engel çeşitlerine ve oranlarına göre vereceğiz.
Kaynaştırma yoluyla olan eğitimin sağlıklı olabilmesi için okullarda destek eğitim odasını zorunlu kılacağız.
Engellileri kaynaştırmak ve eğitmek için öğretmenlere yönelik özel eğitim seminerlerini zorunlu yapacağız.
Kaynaştırma eğitimi için altyapı hazırlayacak, öğretmenler, idareciler, veliler, çocuklar, servis şoförleri, kantindeki görevliler gibi sistemin içinde olan herkesi kaynaştırma eğitimi için bilgilendirecek ve hazırlayacağız.
“Tersine kaynaştırma” da yapacak; engelli olmayan öğrencileri, engelli bireylerin eğitim süreçlerine dahil edeceğiz.
Sınavlarda ve eğitimde Braille alfabesini tercihe göre sunacağız.
Görme engelli bireylere kitapları seslendirilmiş halde teslim edeceğiz.
Gençlik ve Spor Bakanlığı’ndaki tüm antrenörleri dört engelli branşta da engelli eğitimine tabi tutacağız.
Özel eğitim ve rehabilitasyon merkezlerinde eğitimcilerin niteliğini arttıracak, eğitimlerin düzgün ve müfredata uygun bir şekilde yapılıp yapılmadığına dair denetimleri artıracağız.
Engellilerin istihdamını artırmak amacıyla korumalı işyerlerinin kapsamını genişleteceğiz.
Görme engellilerin kamu kurum ve kuruluşlarında ve özel firmalarda şahit bulunmasına gerek kalmadan imzasının geçerli sayılabilmesi için bir sistem oluşturacağız.
Cami girişleri, eğitim ve sağlık kurumları, müzeler ve daha birçok sosyal alanda engelli girişleri olmadığından dolayı engellilerin ulaşabilirliği noktasında çalışmalar yapacağız.
Trafikte ve üst geçitlerde asansör yokluğu, rampaların çok dik olması gibi ulaşımda aksaklıklara sebep olan altyapı sorunlarını engellilere uygun şekilde düzenleyeceğiz.
Tüm parklarda ayrı engelli lavabolarını kuracağız.
Görme engelliler için dijital erişim sorununu çözeceğiz.
Eğitim kurumlarının erişilebilirliğini denetleyecek ve engelli bireylerin kullanımına uygun hale getireceğiz.
Ulusal televizyon kanallarımızda engellilikle ilgili dizi, çizgi film, kısa filmler gibi farkındalığı sağlayacak programları artıracağız.
Kahramanmaraş ve Hatay merkezli depremlerden etkilenen bölgelerde yaşlılarımızın özel koruma ihtiyaçlarını karşılayacak ilave programları süratle devreye alacağız.
Yaşlılık alanında sosyal politika oluşturulmasına, sosyal hizmet programlarının planlanmasına ve geliştirilmesine katkı sunması açısından 65 yaş üstü bireylerin ihtiyaç ve sorunlarının bütüncül bir şekilde ve kanıta dayalı olarak belirleyeceğiz.
Yaşlılara yönelik politika üretilirken bölgesel ve kültürel farklılıkları dikkate alacağız.
Yaşlıların hakları ve kendilerine sunulan hizmetler konusunda bilgilendirici çalışmalar yapacağız.
Huzurevlerinin sosyal dokuya yakın, şehrin içinde olmasını sağlayacağız. Yaşlıları toplumsal dokuya entegre edecek ve sosyal hayatın içine katacağız. Yaşlılarımızın özellikle çocuklar ve gençlerle iç içe şekilde toplumsal hayatın içerisinde yer almalarını ve tecrübelerini yeni kuşaklara aktarmalarını sağlayacağız.
Ulusal Yaşlılık Konseyi’ni kuracağız.
Bakım sigortası uygulamasını hayata geçireceğiz.
Kent merkezlerinin hinterlandında, yaşlı yaşam köyleri oluşturulması teşvik edilecek, burada yaşayacak olan yaşlıların başta çocuk ve gençler olmak üzere toplumun değişik kesimleriyle kuşaklar arası entegrasyon ve etkileşimini sağlayacak tedbirler alınacaktır.
Yaşlıların birbirinden faklı birimlerden sağlık hizmeti alması yerine geriatri hastaneleri ya da geriatri kliniklerinden hizmet almalarını sağlayacağız.
Yaşlı bakım hizmeti verecek her seviyede nitelikli eleman yetiştirilmesini sağlayacağız.
Evde yaşayan yaşlılar için profesyonel bakım elemanları yetiştireceğiz.
Aile bireylerine evde bakım konusunda eğitim vereceğiz.
Yaşlıya bakım hizmeti sunan aile üyelerinin belli aralıklarla dinlenmesini sağlayacak kısa süreli geçici bakım modelleri oluşturacak, yaşadıkları tükenmişliği gidermek için psikososyal danışmanlık hizmetleri sunacağız.
Yaşlı girişimciliğini destekleyeceğiz.
Yaşlılara özel kariyer ve rehberlik hizmetleri tasarlayacağız.
Çalışma yaşamı söz konusu olduğunda yaşlılar için emeklilik bir hak olmakla birlikte çalışma yaşamına devam etmek isteyen yaşlıların ihtiyaç duydukları becerileri geliştirmeleri için destekleyecek ve esnek çalışma koşulları oluşturacağız.
Yaşlıların kademeli ve planlı bir şekilde emekliliğe geçişinin sağlanması için gerontolojik sosyal hizmet kapsamında eğitim, destek ve danışmanlık hizmetleri vereceğiz.
Emeklilik yaşını kadınlarda çocuk sayısına göre esneteceğiz.
Emeklilik döneminde olan yaşlıların fiziksel ve sosyal günlük yaşam aktivitesi alışkanlığı kazanmaları için yerel yönetimlerle iş birliği halinde yaşlı dostu kent mekânları oluşturacağız. Yaşlı nüfusun yoğun olduğu yörelerde gündüz bakım merkezlerinin sayısını artıracak, aktif yaşlanma merkezleri kuracağız.
İmkânı kısıtlı yaşlılara yönelik mevcut destekleri gözden geçirip bütünleşik bir yaklaşımla sadeleştireceğiz.
Yaşlıların ikamet ettikleri konutun dış ve iç mekânının yaşlı ihtiyaçlarına uygun dönüşümünü destekleyeceğiz.
Kendi ev ortamlarında işlevsel bir şekilde yaşamlarını sürdürmek isteyen yaşlıların ihtiyaç duyduğu malzeme alımı gibi hizmetleri destekleyeceğiz.
TOKİ aracılığıyla mimari açıdan yaşlılara uygun güvenli konut projeleri yapacağız.
Yalnız yaşayan ve herhangi bir bakım desteği alamayan yaşlıların kendi konutlarında bakım ve güvenlik gereksinimlerinin takip edilmesi amacıyla teknolojik ekipmanların ve yazılımların geliştirilmesini sağlayacağız.
Yaşlıların yaşadığı ihmal ve istismara özel yasal düzenlemeler getireceğiz.
Yaşlıların gelişen teknolojiye uyum sağlamaları için dijital okuryazarlık eğitimlerine ağırlık vereceğiz.
Yaşlıların sosyal yaşama katılımlarını sağlayan gönüllü kuruluşları teşvik edeceğiz.
Yaşlı ayrımcılığı, ihmal ve istismarını önlemek için toplumu bilinçlendirme çalışmalarına ağırlık verecek ve kötü muameleye maruz kalınması durumunda yaşlıların kolay erişebileceği ihbar mekanizmaları oluşturacağız.
Yaşlıların üniversite eğitimini kolaylaştırıcı esnek bir yapı oluşturacağız.
Yaşlıların kültürel ve sanatsal faaliyetlere katılımını destekleyici tedbirler alacağız. Kültür ve sanat ortamları tasarlanırken yaşlıların ihtiyaçlarını da dikkate alacağız.
Yaşlıların mevcut sağlık hizmetlerine erişebilirliği ve sağlık okuryazarlığı düzeylerinin artırılması için çalışmalar yürütmeye devam edeceğiz.
Demans/Alzheimer gibi hastalıklar için ihtisaslaşmış gündüz hizmet merkezlerini yaygınlaştıracağız.
Yaşlıların dijital okuryazarlık seviyelerinin arttırılması ve dijital mecralara erişimlerinin desteklenmesi için gerekli eğitim projelerini hayata geçireceğiz.
Tüm çalışanlarımızın büyüyen Türkiye’nin artan refahından hak ettiği payı almasını sağlayacağız. Ücretli çalışanlarımızı enflasyona ezdirmeyecek, önümüzdeki dönemde de asgari ücrette enflasyonun üzerinde artışlarla çalışanlarımızın refah payı almalarını sağlayacağız.
Kamu personel sisteminde, memurundan yöneticisine her seviyede çalışanların, kurumlarının iş ortamı, çalışma koşulları gibi konulardaki süreçlere iştirakini sağlayacak katılımcı bir sistem kuracağız.
Kamuda liyakati esas alan yaklaşımımızı güçlendirerek sürdüreceğiz. Bu çerçevede liyakat ölçütlerini daha şeffaf bir şekilde ortaya koyan ve daha etkili uygulanmasını sağlayıcı mekanizmaları geliştireceğiz.
Çalışma hayatında güvenceli esnekliği artıracağız.
Pasif işgücü programlarının erişilebilirliğini güçlendirecek, İşsizlik Sigortası Fonundan yararlanma şartlarını kolaylaştıracağız.
Hayata geçirdiğimiz iş sağlığı ve güvenliği reformunu kararlılıkla uygulamaya devam edeceğiz.
Kayıt dışılıkla mücadelemizi kararlılıkla sürdüreceğiz. Rehberliği ve gönüllü uyumu ön planda tutacak, risk odaklı denetim kapasitemizi daha da etkinleştireceğiz.
Sosyal güvenlik sistemimizi insanı merkezine alan yaklaşımımızla, çağımızın getirdiği yeni sosyal güvence ihtiyaçlarını da karşılayacak şekilde daha kapsayıcı ve daha sürdürülebilir hale getireceğiz.
Mevsimlik tarım işçileri gibi gruplar için özel sosyal sigorta programları oluşturacak, sosyal güvenlik kapsamını en üst düzeye çıkaracağız.
Sosyal güvenlik mevzuatımızı ve uygulamalarımızı, değişen ve dönüşen dünyada yeni çalışma biçimlerine hızla adapte etmeyi sürdüreceğiz.
Sosyal güvenlik ve prim ödeme bilincini artıracağız.
Bilgi teknolojisi sistemlerini ve uygulamalarını güçlendirerek vatandaşlarımızın hizmete daha kolay erişimini sağlayacağız.
Sağlık alanındaki tüm gelişmeleri ve dünyadaki yeni imkânları takip ederek geri ödeme listelerini güncellemeye devam edeceğiz.
Sağlık sektöründe kamunun alım gücünü kullanarak, yerli üretimi daha da destekleyerek Türkiye’yi kendi ilacını ve kendi tıbbi malzemelerini üreten bir ülke haline getireceğiz.
Yurt dışında yaşayan 7 milyona yakın insanımıza çalışma ve sosyal güvenlik alanında sunduğumuz hizmetleri genişletip yaygınlaştıracağız.
Geçen yıl olduğu gibi, bu yıl da temmuz ayında asgari ücrete artış yapacağız.
Türkiye Yüzyılı, Gençlerin Yüzyılı olacaktır.
Gençlerimizin her alanda aktif rol almalarını sağlayacak mekanizmaları kullanmaya devam edeceğiz. Karar alma süreçlerinden sosyal politikalara, eğitimden istihdama kadar ekonomik ve sosyal hayatın her kademesinde gençliğin dinamizmini ülkemizin gelişme yolunda kullanacak, gençlerimizin toplum için sorumlu birer fert olmalarını teminen en iyi şekilde yetiştirilmelerini sağlayacağız.
Bu kapsamda gençlerimize demokratik ve bilimsel eğitim zemini sağlamayı sürdürecek, fikri ve vicdanı hür gençler olarak özgürlüklerini ve kendilerini ifade imkânlarını geliştirmeye devam edeceğiz.
Yükseköğretim kurumlarının kalitesini ve imkânlarını artırarak, gençlerimize nitelikli bir öğrenim ve araştırma-geliştirme ortamı sunacağız.
Müracaat eden her öğrenciye yurt imkânı sağlıyoruz. Yurtlarımızın gerekli altyapı ve fiziki kapasite ile niteliğini günün koşullarına göre sürekli olarak artırmaya devam edeceğiz.
Müracaat eden her öğrenciye öğrenim kredisi, ihtiyaç sahibi öğrencilere ise burs imkânı sağlamaya bu kapsamda aktarılan kaynakları artırarak devam edeceğiz. Gençlerimizin öğrenme ve kendini geliştirme dışında hiçbir konuyu dert edinmemelerini sağlayacağız.
Yükseköğrenimdeki gençlerimize bir defaya mahsus olmak üzere cep telefonu ve bilgisayar ediniminde vergi muafiyeti sağlayacağız.
Gençliğin enerjisiyle büyüyecek ülkemizin her daim genç kalmasını sağlayacağız.
Gençliğe ilişkin hizmetlerden her gencin adil bir biçimde istifade edebilmesini sağlayacak, fırsat eşitliğini en ince detayına kadar gözetmeye devam edeceğiz.
Gençlik hizmetlerinin sunumunda mobil ekipler oluşturarak gençlerin yoğun olarak bulunduğu park, meydan vb. alanlara hizmetlerimizin ulaşmasını temin edeceğiz.
Ülkemizin genç bilim insanları, sanatçı ve sporcular açısından cazibe merkezi olma özelliğini güçlendireceğiz. Gençlerimizin dünya ile etkileşimini artıracak, yüksek lisans ve doktora programları için yurtdışına gönderilen öğrenci sayısını yükselteceğiz. Sonrasında, ülkemizin nitelikli insan gücüne katkı sunmaları adına yurtiçi istihdamlarını sağlayacağız.
Beyin göçünü tersine çevirecek, gençlerimizin geleceğe dönük umutlarını güçlendirecek, sorumluluk anlayışıyla güzel ülkemizde yaşama ve ülkemize hizmet etme aşkını artıracağız.
Gençlerimizin ve potansiyel gençlerimiz olan çocuklarımızın okuma sevgisi ve kültürünü artıracağız. Kütüphanelerimizi koleksiyon bakımından çeşitlendirecek, içerik bakımından zenginleştireceğiz.
Objektif kriterler altında belirlenecek 30 bin genç yeteneğimizi; günümüz şartlarında stratejik önemi haiz olan spesifik 20 alanda küresel arenada boy gösterebilecek nitelikle uzman olarak yetiştireceğiz.
Siyasete gençlerin bakış açısının daha fazla damga vurmasını sağlayacak, gençlerimize siyasette daha fazla alan açacağız. Gençlerimizin yerel siyaset üzerinde etkisini artıracağız. Özellikle Belediyelerimiz ve Belediye Meclislerimizde de gençlerimizin başat aktör olarak yer almasını sağlayacağız.
Gençlerimize sanatı sevdirecek ve onların sanatsal üretimin bir parçası olmalarını sağlayacak destekleri aktif bir şekilde uygulayacağız. Bu amaçla kuracağımız Kültür Evleri ile gençlerimizin sanat dallarında profesyonel eğitimler almasını, uluslararası arenada ülkemizi temsil etmesini sağlayacağız. Ayrıca, gençlik platformları aracılığıyla sanatçı ruhlu gençlerin ortaya çıkmasını ve yetişmesini destekleyeceğiz.
Ülkemizin gönül coğrafyasının büyüklüğünü ve köklü tarihimizin bizlere yüklediği misyonu gençlerimizin daha iyi anlaması ve içselleştirmesi adına Yurtdışı Kültür Gezilerini organize edeceğiz.
Ülkemizde yaşayan gençlerle yurt dışında hayatını sürdüren Türkiye kökenli gençler arasındaki irtibatı artıracak programlar uygulamaya koyacağız.
Dünyanın tüm ülkelerinden öğrencilerin öğrenci değişim programlarımızla belirli dönemde ülkemizde eğitim almasını yaygınlaştıracak, ülkemizin tüm dünyada tanıtılması yönündeki faaliyetlerimizi artıracağız.
Bağımlılıkla mücadele programlarımızı kararlılıkla uygulamaya devam edeceğiz. Uyuşturucu ile Mücadele Yüksek Kurulunun daha etkin çalışmasını sağlayacak, okul etrafında kurulan narkotimlerin sayıları ve niteliklerini artıracağız. Özellikle uyuşturucu ile mücadele hususunda toplumsal mutabakatın sağlanacağı daha caydırıcı önlemlerin gündeme getirilmesini sağlayacağız.
Madde bağımlılığıyla mücadele kapsamında tüm gençlik merkezlerimizde faaliyetlerimize katılan gençlere farkındalık eğitimleri vermeye devam edeceğiz.
Suça sürüklenen gençlerin topluma kazandırılması için programlar geliştirmeye devam edeceğiz. Bu kapsamda suça sürüklenmeden gerekli ve önleyici tedbirlerin alınmasını sağlayacağız.
Gençleri bağımlılık yapan maddelerden korumak için tedbirleri artıracağız. Bağımlı olanların tedavilerinin gerçekleştirilmesini, bu sürecin sadece genç ile değil ailesi, okulu ve sosyal çevresi ile yürütülmesini sağlayacağız.
Dijitalleşme vizyonumuzun temelinde insan olmaya devam edecek, “yıkıcı” değil “insani dijitalleşme”yi temel alarak çocuklarımızı ve gençlerimizi geleceğe hazırlayacağız.
Finansman, teknoloji, işletme ve pazarlama gibi konularda programlarla genç girişimciliğini desteklemeye yönelik uygulamalarımızı yaygınlaştıracağız. Kendi işini kuran genç girişimcilerimize faizsiz kredi desteği sunarak onların iş dünyasıyla bütünleşmelerini sağlayacağız.
Genç işsizlik oranını kalıcı bir şekilde düşürecek, gençlerimize nitelikli istihdam imkânları oluşturacağız. Gençlerin ortaöğretimden yükseköğretime geçişte eğitim ve kariyer planlamasına yardımcı olacak, uygun rehberlik ve yönlendirmeyle kendilerini en iyi şekilde geliştirmelerini sağlayacağız.
Gençlerimize esnek çalışma koşulları sunacağız. Özellikle profesyonel iş yaşamlarını sürdürürken eğitimlerini de devam ettiren gençlerimize yönelik gerekli tüm sosyal ve mali hak desteklemelerini yapacak, eğitimlerini de iş yaşamları ile birlikte rahatlıkla sürdürmelerini sağlayacağız.
Eğitimde ve istihdamda olmayan gençlerin sayısının azaltılması için etkin politikalar geliştireceğiz. Genç işsizliğinin en aza indirilebilmesi için gerekli tedbirleri alacak, tahsil sürecinde gençlerin iş hayatı ile tanışmalarının önünü açacak, gençlerin tahsil sürecinde aktif çalışma hayatı ile ilişkilerinin kurulması yönünde politikaları daha da geliştireceğiz.
Lise veya üniversiteden mezun olmuş gençlere iş ve kariyer konusunda yol gösterici destekler sunacağız.
“Gençlik Mesleki Veri Tabanı”nı kuracağız. İlgili kurumlar bünyesinde lise, önlisans, lisans, yüksek lisans ve doktora öğrenci ve mezunlarını kapsayacak şekilde bu veri tabanının hem kamu hem de kurulacak ortak özel sektör personel bilgi sistemi altyapısı ile bağlantılı olmasını sağlayacağız. İş dünyasının talepleriyle gençlerimizin yetkinlik ve becerilerinin eşleşmesini sağlayacağız.
Üniversiteye devam etmek istemeyen gençler için istihdam ve girişimcilik destekleri sağlayacak, bu kesime dönük olarak toplumsal algıların olumlu yönde değiştirilebilmesi için politikalar geliştireceğiz. Bu kapsamda, lise sonrası mesleki sertifikalar ile işgücü piyasalarına katılımı teşvik edeceğiz.
Ülkemizin insan kaynağı potansiyelinin en verimli şekilde kullanılmasını amaçlayan çok yönlü, detaylı ve günün ihtiyaçlarına göre güncellenen yol haritalarını belirlemeye devam edeceğiz.
Yeşil dönüşüm ve dijitalleşmeyi merkeze alan ve modern çağın sunduğu imkânlarla genç çiftçilerimizi güçlü bir şekilde destekleyerek genç çiftçilerimizle tarımda yeni bir atılım sağlayacağız.
Genç girişimcilerimiz için Tarım Girişimcilik Bölgeleri (TARGİB) kuracağız.
TARGİB’lerde;Ziraat mühendisleri öncelikli olmak üzere, genç girişimcilerimize herhangi bir bedel almaksızın arazi tahsisi,Kuracağımız Aile ve Gençlik Bankası tarafından ilk iki yıl ödemesiz ve beş yıl vadeli faizsiz kredi desteği ve Belirli bir süreyle özellikle arz açığı bulunan ürünlerde alım garantisi veya sözleşmeli üretim modelinin uygulanmasını sağlayacağız.
Kuracağımız tüm TARGİB’lerde; iş geliştirme, muhasebe ve finansman, insan kaynakları, bilişim ve hukuk gibi alanlarda teknik destek ve danışmanlık hizmetleri sunacak şekilde tüm giderlerini karşılayacağımız bir merkez oluşturacağız.
İş arama teknikleri konusunda gençleri bilgilendirecek ve meslekleri tanıtacak, mesleki bilgi rehberlik ve danışmanlık hizmetlerini geliştireceğiz.
Gençlerin üç temel alanda beceri kazanmalarını sağlayıcı, okul içi ve dışı programlar uygulamaya koyacağız. Bu çerçevede, en az bir müzik enstrümanını kullanabilmeyi, bir yabancı dil konuşmayı ve bir spor dalında lisans sahibi olmayı destekleyeceğiz. İmkânları kısıtlı kesimlere öncelik vermek kaydıyla bu üç alanda, beceri kazanan gençlerimizin üniversiteye girişini kolaylaştıracak ve burslu eğitim görmelerini sağlayacağız.
Üniversiteli gençlerimize «Gençlik Kartı» uygulamasını başlatacağız. Bu karta sahip olan gençlerimize tiyatro, sinema gibi kültürel ve sanatsal etkinliklerden ücretsiz veya indirimli yararlanma imkânı getireceğiz. Ayrıca, üniversiteli gençlerimize aylık 10 GB ücretsiz internet erişim imkânı sağlayacağız.
Üniversitelerimizde okuyan öğrencilerimizi sosyal programlara (ağaç dikimi, yaşlı bakımı, sosyal hizmetler, eğitmenlik vb.) dahil ederek gençlerimizin üniversitede okurken istihdama ilk adımlarını atmalarını kolaylaştıracağız.
Gençler ile kamu kurum ve kuruluşları arasındaki etkileşimi artıracağız.
Türkiye Ulusal Gençlik Konseyinin aktif hale getirilmesine yönelik çalışmaları tamamlayacağız.
Gençlerimizin dünya gençleriyle buluşmasını ve kültürel etkileşimini sağlayan hareketlilik (gezi, eğitim, staj, etkinlik, spor müsabakaları vb.) hibe programlarının sayısını artıracağız.
Özellikle imkânları kısıtlı gençlerimizi içerecek şekilde hareketlilik programlarını genişletip çeşitlendireceğiz.
Engelli gençlerimizin yaşamlarını kolaylaştırmak, toplumla bütünleşmelerini sağlamak amacıyla gerekli fiziksel ve sosyal altyapıları güçlendirmeye devam edeceğiz.
Engelli gençlerin maddi ve manevi olarak desteklenmesini çok daha yaygın hale getirecek, dışlanmalarının ve ötekileştirilmelerinin önüne geçeceğiz.
Ülke içi kültürel gezileri bütün bölgelerimize yaygın ve daha fazla gencin istifade edebileceği şekilde sunmaya devam edeceğiz. Bu bağlamda gençlerimizin ülkemizin farklı yörelerini ve zenginliklerini daha iyi tanımalarını sağlayacağız.
Gençlerin gönüllü faaliyetlere katılımlarının desteklenmesi alanında mevzuatı geliştirecek ve bu alanın özendirilmesini sağlayacağız.
Gençler arasında sağlık, sosyal medya, finans ve hukuk okuryazarlığını artıracağız.
Askerliğe ilişkin hizmetlerle ilgili başvuruların ve işlemlerin elektronik ortamlarda yapılmasını kolaylaştıracağız.
Gençlerimizin spor ve sanatsal aktivitelerden daha yaygın bir biçimde yararlanmasını sağlayacağız. Bütün illerde gençlik ve kültür merkezlerinin sayısını artıracağız.
Gençlik kamplarının ve kamplara katılan genç sayısını artıracak, faaliyet ve projelerden daha fazla gencin yararlanmasını sağlayacağız.
Gençlerin STK’larda daha aktif rol almalarını teşvik edecek, bu hususta gençliğe özgü sivil toplum alanını güçlendireceğiz.
Gençlerin serbest zamanlarını güvenli ve faydalı bir biçimde geçirebilmelerini teminen gençlik merkezlerinin etkin kullanılmasını sağlayacak; var olan tesis, program ve uygulamaları gençlerin talep ve önerileri doğrultusunda gözden geçireceğiz.
Her yaştan insanın daha fazla hareket ettiği, spor yaptığı bir toplum olma hedefine ulaşacağız.
Genç ve nitelikli sporcularımıza yönelik burs imkânlarını genişleteceğiz. Ülkemizin çeşitli bölgelerinde Özel Olimpiyat Akademileri kurarak, nitelikli sporcularımızı tespit edecek ve bu çocuklarımızın tüm eğitimlerini ücretsiz olarak bu akademilerde almalarını sağlayacağız.
“Spor İhtisas Teknoparkları” kurarak spor malzeme ve ekipmanlarının Ar-Ge ve üretimine yönelik bir ekosistem geliştireceğiz. Kümelenme sonucunda bu alandaki yenilikçilik ve girişimcilik ekosistemini güçlendireceğiz.
Gençliğin ihtiyaçlarını, beklentilerini ve endişelerini tespit ederek bu hususlara ilişkin olarak güncel verilerin elde edilebilmesi için araştırma faaliyetlerini destekleyeceğiz.
Gençlere yönelik politika geliştirirken sürece ailelerin, okulların ve sosyal çevrenin de dahil edilmelerini sağlayacağız.
Gençler için spor imkânlarını daha da geliştirecek, spor tesislerine erişimi kolaylaştırmak için bu tesisleri daha yaygın hale getireceğiz.
Türkiye’de yaşayan yabancı uyruklu gençlerin uyumu için gerekli tedbirlerin hayata geçirilmesini temin edecek, bu türden gençlerin ayrımcılığa ve zenofobik müdahalelere maruz kalmalarını engelleyecek, bu gençlerin Türkiye için katma değer oluşturabilecek potansiyellerinin ortaya çıkarılabilmesi için politikalar geliştireceğiz.
Çalışan, üreten, merak eden, bağımsız düşünen, dünyaya adalet ve vicdan penceresinden bakan gençlerimizin küresel seviyede de güçlü konuma gelmesi için hizmetlerimizi geliştireceğiz. Gençler, dünyanın ve ülkemizin geleceğine ilişkin kararlarda ve dünyayı tüm insanlık için yaşanabilir kılma hedefiyle küresel sorunların çözümünde daha fazla söz sahibi olacak. Türkiye Yüzyılında gençler, yurt içinde olduğu gibi sınırların ötesinde de süreçlere daha fazla ve etkili bir şekilde dâhil olacaktır.
Kültürel ve sanatsal üretimimizin miktar ve kalitesini artırarak ülkemizin medeniyet birikimini uluslararası düzeyde tanıtıp evrensel kültüre, düşünce ve sanat üretimine aktif olarak katkıda bulunmasını sağlayacağız. Bu kapsamda kültür ve sanata ayrılan kaynakları artıracağız.
Sivil toplumun kültür ve sanat faaliyetlerine aktif katılabileceği mekanizmaları artıracağız.
Kültür yolu festivallerine her yıl en az 5 ilimizi ekleyerek 2028’e kadar 35 ilimizde yapacak ve böylelikle hem şehirlerimizin cazibe merkezine dönüşmesine katkı sağlayacağız hem de Türkiye’nin kültür ve sanatta marka değerini artıracağız.
Telif haklarının korunmasına dair yasal düzenlemeleri sektörün ihtiyaçları doğrultusunda güncelleyeceğiz.
Sinema sektöründe hak sahiplerini korumaya yönelik tedbirlerin artırılmasını sağlayacak düzenlemeleri hayata geçireceğiz.
Kültür endüstrileri girişimci ekosistemini geliştireceğiz.
Kültürel alanlara yönelik sponsorluk kanununu çeşitlendirerek geliştireceğiz.
Usta-çırak yöntemiyle devamlılığı sağlanan ve yok olma tehdidi altındaki geleneksel sanatların öğretiminin kurumsal bir şekilde devam ettirilmesini sağlayacağız.
Yükseköğretimde kültür-sanat uzmanlık alanlarına yönelik bölümleri artıracak, bu bölümlerde akademik kariyer imkânlarını genişleteceğiz.
Okuma kültürünü yaygınlaştıracağız. Kütüphanesi olmayan ilçe bırakmayacak, kütüphaneler arası koordinasyon ağı kurulmasını sağlayacağız. Erken çocukluktan başlayarak okuma kültürü kazandırılmasına yönelik faaliyetleri hayata geçireceğiz.
Medeniyet değerlerimizin kurumsal taşıyıcısı olan vakıf geleneğimizi geliştirerek yaşatmaya ve yaygınlaştırmaya devam edeceğiz.
Dünya miras listesinde 19 olan kültürel varlık sayımızı yükseltmeye devam edeceğiz.
UNESCO Somut Olmayan Kültürel Miras Listelerine kayıtlı 25 miras sayımızı 2028 yılında 35’e çıkararak en çok kültürel değer kaydettiren ilk iki ülke arasına girmeyi hedefliyoruz.
Türk dilini dünyaya tanıtma çabalarımızı kararlılıkla sürdüreceğiz.
Türkçe’nin zenginliğinin kayıt altına alınması için etimolojik sözlüğün tamamlanmasını sağlayacağız.
Yunus Emre Enstitülerindeki Türkçe içerikleri ve bilgi merkezlerini zenginleştireceğiz. 62 ülkede hizmet veren Yunus Emre Enstitülerimizin Kültür Merkezi sayısını, 2028 yılına kadar 128’e çıkarmayı hedefliyoruz.
Kültür aktarımı, kültür diplomasisi ve görsel-işitsel endüstrinin güçlendirilmesi temel stratejik yaklaşımı ile sinema sektörümüzü uluslararası bir marka haline getirecek; nitelikli ve sürdürülebilir üretim için sektöre sağladığımız desteği artıracağız.
Ülkemizi önemli bir film çekim merkezi haline getirmek üzere altyapı ve eğitim çalışmalarına destek olacak; çekimi ülkemizde yapılacak yabancı yapımlara verilen destekleri artıracağız.
Çocuklarımızın gelişim sürecinde önemli rol oynayan animasyon sektörünü stratejik olarak ele alıp, desteğimizi artıracağız.
Tarihimizin önemli şahsiyetleri ve olayları ile masal kahramanlarının sinema, belgesel, dizi ve animasyon filmlere dönüştürülerek tanıtımının yapılmasını destekleyeceğiz.
Sahip olduğumuz değerlerin sinemada işlenmesine yönelik teşvik mekanizmasını daha da geliştireceğiz.
Yenilikçi, kapsayıcı ve yaşayan kütüphane yaklaşımıyla, cep sineması, çocuk oyun alanları, bireysel ve grup çalışma alanları, internet erişimi, kafeterya, görsel-işitsel sunum alanları bulunan kütüphanelerle hizmet vereceğiz.
Milli Kütüphaneyi daha da etkinleştirmek üzere araştırma ve referans kütüphanesi olma niteliğini güçlendireceğiz. Halk kütüphanelerinin ve okul kütüphanelerinin sayı ve niteliğini artıracağız. Nüfusu 5 binin üzerindeki yerleşim birimlerinde en az bir kütüphane kurulmasını sağlayacağız.
Gezici kütüphanelerimizi 81 vilayete yaygınlaştıracak, gezici kütüphanesi olmayan şehir bırakmayacağız. Bütün il merkezlerimizde en az bir çocuk kütüphanesi açacak ve 2028 yılı itibarıyla 150 çocuk kütüphanesine ulaşacağız.
Kütüphanelerimizi 7 gün 24 saat açık olacak şekilde vatandaşlarımızın hizmetine sunacağız. Çocukların ve gençlerin ilgisini çekebilecek faaliyetlerin gerçekleştirilmesine imkân sağlayacak bir ortamı oluşturacağız.
Kültür merkezi olmayan il bırakmayacağız.
Kültür merkezlerinde drama, tiyatro, resim ve müzik atölyeleri açarak sanatçıların hem eğitim almalarını hem de eğitim vermelerini sağlayacağız. Bu merkezlerde okuma yazma ve edebiyat zevkini geliştirici kurslar düzenleyecek, çocuk ve gençlerimizi Türk ve dünya edebiyatının klasikleriyle tanıştıracağız.
Kitapçılar çarşısı, kitabevleri, sahaflar ile geleneksel sanatların icra edilmesine yönelik olarak mekân desteği sağlayacağız.
Geleneksel sanatların canlandırılması ve bunların geliştirilerek yenilikçi endüstriyel ürünlere dönüştürülmesi için “Kültür Kentler” oluşturacağız. Bu amaca yönelik olarak şehirlerimizde uygun alanlar belirlenecek ve girişimcilerimize tahsis edilecek, uygun ekosistem oluşumuna yönelik destek mekanizmaları oluşturulacaktır.
Dijital arşivlerimizi geliştirecek, kültür varlıklarımızın korunması ve tanıtılmasında teknolojinin tüm imkânlarından faydalanacağız.
Anadolu’nun kadim medeniyetlerini de kapsayan, Selçuklu, Osmanlı ve Orta Asya arkeoloji anabilim dallarını geliştireceğiz. Arkeoloji ve sanat tarihi bölümlerini birbirlerini besleyen ve destekleyen bölümler olarak düzenleyeceğiz.
Nitelikli din hizmetleri ile toplumun birlik, beraberlik, barış ve huzuruna katkı sağlanacak ve yaygın din kültürü eğitimini toplumun tüm kesimlerine ulaştıracağız.
Cami, kütüphane, medrese, saray, tarihi kamu binaları gibi bütün kültür varlıklarımızın mimari çizimlerinin, projelerinin ve arşivlerinin tamamlanmasını sağlayacağız. Böylelikle eserlerin hasar görmesi durumunda aslına uygun olarak inşa edilmesini mümkün kılacağız.
Kültürel mirasımızın restorasyonu ve korunması ile ilgili araştırma ve uygulama laboratuvarlarımızın sayılarını artıracağız.
İstanbul’un simge yapılarından biri olan Kız Kulesi’nin restorasyonunu tamamlayarak müze konseptiyle hizmete açacağız.
İzmir’in kent tarihinde önemli bir yer tutan Tekel Fabrikaları’nın restorasyonunu bitirerek bu eseri kültür ve sanat merkezi olarak hizmete sunacağız.
Kültürel mekânların mimari kimliğine uygun kullanılmasına yönelik azami hassasiyet göstereceğiz.
2028 yılına kadar vakıf eserlerimiz de dâhil başta kamuya ait tescilli yapılar olmak üzere en az 1.500 adet taşınmaz kültür varlığımızın restorasyonunu yapmayı ve kullanıma kazandırmayı hedefliyoruz.
Müzesi olmayan il bırakmayacak, mevcut müzelerimizin teşhir tanzimini günümüz modern müzecilik anlayışına uygun olarak yenileyeceğiz.
Özel müzelerin kurulmasını teşvik edecek, çağdaş müzecilik anlayışı içerisinde müzelerin nitelik ve niceliğini artıracağız. Başta özel müzeler ve kültür merkezleri olmak üzere iş dünyasının kültür ve sanata daha fazla bütçe ayırmalarını özendireceğiz. Bu sayede yerli sanat yönetmenleri, küratörler ve editörlerin yetişmesinin hızlanmasını sağlayacağız.
Seçilecek şehirlerde kurulacak tematik müzelerle turizm kapasitesini artıracağız.
Kültürel mirasımızın gelecek nesillere doğru aktarılması için Dijital Halk Kültürü Arşivi’ni tamamlayarak, ulusal ve uluslararası erişime açacağız.
Vakıf kültür varlıklarının tanıtımı ve korunması faaliyetlerimize devam edeceğiz.
Türk-İslam tarihinin farklı dönemlerine ait kültürel mirasımıza öncelik verilmek suretiyle, kültürel mirasımızın araştırılması, korunması, günümüz toplumuna ve gelecek kuşaklara aktarılmasını sağlayacağız.
Türk kültür ve medeniyetine dair referans niteliğindeki metinlerin üniversiteler, yayınevleri ve ilgili kamu kurumlarınca yayımlanmasını sağlayacağız.
Yurt içinde 9.100 adet vakıf kültür varlığının tamamının projelerini hazırlayacak, önceliklendirerek ihtiyaç duyulan varlıkların restorasyon ve onarımlarını sağlayacağız.
Gönül coğrafyamızda vakıf medeniyetine ait en az 12 adet kültür varlığının projelerinin hazırlanmasını, restorasyon veya onarımını gerçekleştireceğiz.
Yurt dışındaki vakıf kültür varlığının envanterini tamamlayacağız.
Vakıf kayıtlar arşivindeki Selçuklu ve Osmanlı dönemi belgelerinin konservasyonunun yapılması amacıyla patoloji ünitelerinin sayısını artıracağız.
Klasik Türk Sanatlarını içeren faaliyetleri yaygınlaştıracağız. Ebru, hat, tezhip, minyatür, ahşap oymacılığı, çini, halıcılık, bakırcılık, telkâri gibi süsleme ve el sanatlarının farklı sunumlarla ticari ürüne dönüştürülmesi projelerine destekleri artıracağız.
Klasik ve çağdaş Türk sanatını temsil eden alanlarda nitelikli etkinlik ve sergilerin kamu ve özel sektör tarafından profesyonelce organize edilip dünyanın önemli şehirlerinde sıklıkla düzenlenmesini sağlayacağız.
Her türlü basın, yayın ve medya ortamında Türkçe’nin güzel kullanılmasını özendirecek, mesajını dille ileten tüm sanat eserlerinde kelime zenginliğini teşvik edeceğiz.
Fikri emek sonucu oluşan ürünlerin öneminin ve değerinin toplumun tüm kesimlerince anlaşılmasını sağlayacağız. Fikri haklara konu ürün ve eserlere ilişkin bilgi ve veri altyapısını güçlendireceğiz.
Kültür endüstrileri ve kültürel girişimlere yönelik mevcut desteklerin etki analizi yapılmasını, kapsayıcı ve kolay erişilebilir destek mekanizmaları geliştirilmesini sağlayacağız.
Kültürel ürünlerin üretim, gösterim ve dağıtımında tekelleşmeyi önleyici tedbirler alacak, kültürümüze özgü ürünlere yönelik markalaşma, pazarlama ve finansman desteği sağlayacağız.
Kültür endüstrilerine sağlanan destekleri, bilhassa eğitim, sertifikasyon ve Ar-Ge faaliyetleri kapsamında artıracağız.